Evet çözerim. Hiç mütevazı olmaya gerek yok. Türkiye'de 22 bin km bölünmüş yol yaptık. 26 havalimanını sayısını 55'e çıkardık. Yolları böldük, gönülleri birleştirdik, insanları birleştirdik. Havayolunu halkın yolu yaptık. Bugün Türkiye'nin her yerine uçakla seyahat edilebilir. Iğdır'dan Erzurum'a Van'a, Edirne'ye Sinop'a hep yaz tatillerinde memleketlerine gidiyorlar. Eskiden ne çileler çekiyorlardı. Şimdi nasıl gidiyorlar.
Akışı devam eden bir trafiği vaat ediyorum. Gününün 1 saatini trafikte bekleyerek geçirmeyecek. Trafik sürekli akıyor olacak.
Bunun çözümü toplu taşımanın artırılmasından geçiyor. Raylı sistemin artırılmasından geçiyor. 30 milyon yolculuk var ancak yüzde 20’si raylı sistemde taşınıyor. Bunlar tamamlandığında yüzde 50’si insanların metroyla raylı sistemle seyahat etmiş olacak. Trafikte rahatlamayı hep beraber göreceğiz. Bunlar çok uzak değil.
İstanbul'da deniz kullanılır ama trafiği denizle çözeceğim demek konuyu ya bilmemekten ya da bir hayalciliktir. Denizde taşıyacağınız sayı sınırlıdır. Seyahatlerin hepsi Avrupa Yakası'ndan Avrupa'ya olmuyor ki. 70'li yıllarda 1., 80'de 2. Köprü yapıldı. Daha sonra 3. Köprüyü yaptık, Avrasya'yı yaptık, Marmaray'ı yaptık. Buna rağmen yüzde 4-5 civarında deniz taşımasının payı. Bu daha fazla artmaz.
Benim hayatım bu işlerde geçti. İDO'yu kendi alanında dünyanın en büyük şirketi haline getirdik. Ve satarak büyük bir kaynak elde edildi. Eğlence amaçlı denizi kullanacağız. İnsanlar işe gidip gelmenin dışında eğlence için denizi kullanacaklar. 39 ilçeden 21 ilçemizin denizde kıyısı var. 18 ilçemizin denizle irtibatı yok. Buradaki insanları denizle buluşturmak belediyelerin görevi olmalı.
İki tane iş yapacağım. MS, ALS gibi çaresi olmayan hastalıkların, bir meclis araştırması yapılması talebi oldu. Kabul ettik. Benim önüme imzaya geldi. Ben de onu havale ederek üzerime düşeni yeterine getireceğim.
Adadaki atlar, köpek hayvanlarıyla ilgili kötü görüntülere şahit oluyoruz. Hayvanlara yönelik şiddete dair teklifleri için de gerekeni yapacağım.
19 - Dünkü röportajınızda sosyal medyada da çok konuşulan bir söyleminiz vardı. Okumak istiyorum müsaadenizle: “Aile büyüklerimiz Tarlabaşı’nda oturuyordu ve ben ilk geldiğimde oraya gidecektim. Gözümde bir tarla canlandırmıştım ve o tarlanın başında bir ev hayal etmişim. Dedemin evine bir vardım ki, Tarlabaşı dedikleri yer iğne atsan yere düşmeyecek bir kalabalıkmış, meğer tarla yokmuş.” Yıllar geçti ama İstanbul için yeşil alan konusunda yapılan en büyük eleştiri değişmedi. New York'ta Central Park, Londra'da hyde park var. Sizce İstanbul bir gün yeşillikler içindeki eski haline geri dönebilir mi?
Şöyle çok doğru söylüyorsunuz. Orada da gençler çok güzel espriler koymuşlar. Doğrusu tabii ben 12 yaşında çocuğum köyden kalkmışım ilk defa İstanbul'a geleceğim. Akrabalarımız Tarlabaşı'nda oturuyor. Geldiğimizde bir karış toprak bile yok. İstanbul'un yeşil alan ihtiyacı elzem. Ekmek su kadar önemli. İstanbul bir deprem tehdidi altında. Bir gün olacağı mukadder ama o depremde bu tehdit altındaki yapılardan insanları toplayacağımız 20 km alana ihtiyaç var. Bir Beşiktaş kadar bir Güngören kadar büyüklüğünde yeşil alana ihtiyacımız var. Millet bahçeleri projesi bu işe yöneliktir. Havalimanı artık taşınıyor. Başakşehir'de Bakırköy'de millet bahçeleri açıldı, hizmete sunuldu. Allah nasip eder göreve gelirsek İstanbul'a yeşil alan ve toplanma alanı oluşturmak ilk görevimiz olacak.
20 - “İstanbul’u dinliyoruz gözlerimiz açık” dediniz Orhan Veli’nin meşhur şiirine atıfta bulunarak. İstanbul söylediğiniz gibi ‘Gözler açık’ dinlenebilir mi? İstanbul’u hissetmek gerekmez mi?
Bir şeyi dinlerken neden gözlerinizi kapatırsınız: Huzur bulmak için. Biz gözlerimiz açık olacak, İstanbullular rahat etsin diye gözlerimiz açık olacak, nelere ihtiyaç var onlara bakacağız. istanbul'un sorunlarına karşı gözümüz kulağımız açık olacak. Hem yurt içinde hem yurt dışında İstanbul'u tanıtacağız.
21 - Cumhurbaşkanı Erdoğan “İstanbul benim sevdam" diyor. Bu durumda Erdoğan size büyük aşkı İstanbul’u mu teslim etmiş oluyor? Cumhurbaşkanı’nın büyük aşkı İstanbul’a nasıl sahip çıkmayı düşünüyorsunuz?
İstanbul'a tek başıma sahip çıkamam. Birlikte sahip çıkacağız. İstanbullular da sahiplenmeli. Birlikte yapacağız. Nasıl sahip çıkacağımızı en kısa zamanda göreceksiniz. Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'u her döneminde herkes görüyor ve takdir ediyor. Böyle bir emaneti bana teslim etmek istiyor. Beni uygun gördü. Ben de ondan aldığım ilhamla ve destekle, güzel hizmetlere imza atacağız.
HALK SORULARI
22- Siyaset hayatınız içinde aldığınız görevler arasında en severek yaptığınız hangisiydi?
Tüm görevleri yaptım. En fazla severek yapacağım iş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı olacak. İstanbulların seçmesi halinde keyifle yapacağım iş olacak. Ben insanlarla iç içe olmayı çok seviyorum. İnsanlarla olmak bana bütün sorunları unutturuyor. Onun için İstanbul'da görev yapmak demek İstanbullulara iç içe olmak demek.
23 - Suriyeli göçmenlerle ilgili bir şey yapmayı düşünüyor musunuz?
Geçici koruma statüsü verdik. Bu insanlar ülkelerinde barış olduğunda gidecekler. Bizim yurt dışında 6,7 milyon vatandaşımız var. Sürekli akılları fikirleri Türkiye'de. Bülbülü altın kafese koymuşlar. İlle de vatanım demiş. Şu an İstanbul'da bu büyük bir sorun haline geldi. Bazı ilçelerimizde artık bazı caddelerde yabancıların sayısı yerliden fazla. Bu hoş bir görüntü değil. Bunlar geri dönecek. Ama kaldıkları süre içinde, eğer huzuru bozarlarsa, toplumun düzenini bozacak hareketlere girerlerse, göndeririz. Sahadan gelen şikayetleri önemsiyorum. Tespitleri yapıp gereğini yapmaktan çekinmeyeceğiz.
24 - Bu yoğun tempo içinde ailenize vakit ayırabiliyor musunuz?
Bir gün İstanbul'da çocuklarımın evine geldim. Bir alışveriş merkezi var. Eve yakın. Torunlarımdan biri ile oraya gittik. Tam yürümeye başladık. Hemen bir kişi geldik, ondan kurtulduk öbürü, öbürü derken çocukla ilgilenemedik. Ne sinemaya gidebildik, ne kitap alabildik. Eve gittiğimizde annesi 'Eğlendiniz mi?' diye sorunca "Bir daha dedem ile bir yere gitmem" demiş.
25 - Günümüzde şehirlerin ihtiyaçlarından biri de bisiklet yolları. Siz İstanbul’u bisiklet için elverişli bir şehir olarak değerlendiriyor musunuz?
İstanbul bir Hollanda değil. Avuç içi bir yer değil. Buna rağmen bazı ilçelerde arazi şartları müsait olan yerlerde bisiklet yolları olabilir. Bu da yapılmaya başlanmış aslında. Kadir Topbaş beyin zamanında başlamış. Bisiklet paylaşım sistemi diye bir şey koymuş. Bisikleti alıyorsun ve başka istasyona da bırakabiliyorsun. 2023'te 10 bin bisiklet 500 istasyona çıkacak. Bisiklet sadece seyahat aracı değil. Aynı zamanda spor. Bizim maalesef spor konusunda yeterince gayretli değiliz. İstanbul'da da fazla spor yapma alanları sınırlı ama alışkanlık da yok. Ama kazanmamız lazım.
26 - Sayın başkan… Halk Uber istiyor. Ne zaman netliğe kavuşacak bu sorun?
Dünyanın birçok yerinde UBER sorunu var. Olaya şöyle bakıyoruz. Her türlü korsan faaliyet bizim için hedeftir. Taksicilerin hakkını hiçbir bedel ödemeden kullanmaya çalışanlara müsaade etmeyeceğiz. Ama taksicilerin eğitimi için de tedbirler alacağız. Vatandaş hizmetin en iyisini almak hakkına sahip.
27 - Sayın Binali Yıldırım. Açılışını yaptığınız Fikirtepe kentsel dönüşüm projesinin akıbetini hiç merak ettiniz mi?
Fikirtepe'de bir sıkıntı var. Orada firmalar kentsel dönüşüm içine girdiler. Bazı firmalar yan çiziyor. Yapamadılar. Orada devletin fazla bir şeyi yok. Firmalar yanlış hesap yapmaktan dolayı işi yapmakta zorlanıyorlar. Bunun bedelini vatandaşlar ödüyor. Ben orada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın başlattığı bir inşaatın temelini attım o devam ediyor. Allah nasip ederse, bu firmaları davet edeceğiz. Ne yapılması gerekiyorsa yapılacak.
28 - Adalar’daki fayton meselesini hemen sona erdireceğinize dair sözü, yazı ile tasdik etmenizi istiyoruz.
Ver bir kağıt kalem yazayım. Binali Yıldırım'ın sözü senettir. Hiçbir sözüm yerde kalmadı. Söz ağızdan bir sefer çıkar. Söz söylemediğiniz müddetçe söz sizin eserinizdir. Söz ağızdan çıkarsa siz onun esiri olursunuz. Adanın en büyük problemi olduğunu biliyoruz.
29 - İstanbul’un yeni belediye başkanı olmanıza kesin gözüyle bakıyoruz. Seçildikten sonra ilk çalışmanız ne olacak başkanım?
10 saat deliksiz uyayacağım. 10 saat deliksiz uyku uyuyup. Bismillah deyip işe koyulacağım.
31 -Başkanım… Hiç siyasete girmeseydim dediğiniz oldu mu? Malum, rahmetli Demirel’in bir sözü vardır: “Siyasetin ve sosisin içeriği vatandaşın önünde konuşulmaz. Midesi almaz”
İyi ki de siyasete girmişim. Bu bölünmüş yollar yapılmayacaktı, belki başkası yapacaktı ama. Torunlarımla gezerken 'Dede bu köprüyü sen mi yaptın?' dediğinde bu gurur değişilmez. Siyasette dolu dolu yıllar geçirdim. Hiç pişmanlık yaşamadım. Partizan bir tutum içinde olmadım. Sadece oy veren değil herkesin hizmetini yapmak için gayret ettim. Bir kutulaşma, ayrışma kabul etmem. Böyle bir anlayışa sıcak bakmam. Bütün bunların arkasında milletin desteği var. Arkanızda millet olmadan hiçbir şey yapamazsınız.
32 - Sizin çok esprili biri olduğunuzu biliyoruz. Siyaset daha asık suratlı bir iştir ama siz gayet neşelisiniz. Peki, Binali Yıldırım siyasetin dışında nasıl biri?
Bu sıfatlar öyle bir şeydir ki size verilir. Sonra alınır. Eğer alındığında değişmiyorsanız, doğru iş yapmışsınızdır demektir. İnsanlardan hep sevgi ve muhabbet gördüm. Hiçbir sıfat benim insanlara bakışımı değiştirmedi. O yüzden de hiç mutsuz olmadım.
33 - Son olarak bir “e-spor” salonu açılışında sizi torununuzla gördük. Teknolojiyle aranız nasıl? Torununuza yetişebiliyor musunuz?
Bir e-spor salonu kurulmuş. Müsabakalar devam ediyor orada. Torunum Efsaneler ligi başlıyor dendi. Şampiyon olan Dünya Kupasına katılacak dendi. Bu işten para kazanılıyor. Profesyonel bir işe dönüşmeye başlamış bu durum. Z kuşağı ile bir araya gelince kendimi Orta Çağ'daki biri gibi hissettim. 90'lı yıllarda doğan çocuklar bilgi toplumu içinde doğuyor. Biz sonradan bilgi toplumuna giriyoruz. Biz çocuklarımıza alfabe öğrettik. Onlar da bize teknoloji öğretiyor.
34 - Aileler çocuklarını AVM'lere götürmekten çok şikayetçi ama maşallah hiç kalabalık da eksik olmuyor. İstanbul’da çocuklar için projeleriniz var mı?
Çocuklar bizim neşe kaynağımız. Çocuklara ekmek su gibi ihtiyacımız var. Bu çocukların anne babaları çalışırken ne olacak? Kreşe ihtiyaçları olacak. Okul öncesi eğitimlere ihtiyaçları olacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi çok güzel yapıyor bu işi. Benim eşim Semiha Hanım, 81 ilde, 81 kreş projesi yapıyor. Bunların 15 tanesi açıldı. Diğerleri açılışa hazır. Ama yetmez. Onları hayata hazırlamak hepimizin görevi. İstanbul'da 1 milyon üniversite öğrencisi var.
Çok büyük bir sayı. Çok genç bir nüfusumuz var. Bu bir tehdit değil, zenginlik. Avrupa bu yüzden dışarıdan işçi almak zorunda kalıyor. Gençler bizim geleceğimiz. Önemli olan gençleri anlamak.
35 - İstanbul 61 üniversitesi ile bir gençlik ve eğitim kenti olmak yönünde de önemli bir potansiyele sahip. Ama bir yandan da gençler umutsuz, geleceğe dair kaygıları var. Belediyecilik anlayışında gençlere nasıl kapılar açabileceğinizi düşünüyorsunuz?
2008 krizini etkileri hala devam ediyor. Dünyada gençler işsiz. Küresel bir sorun. Biz buna duyarsız kalamayız. Ama dijital devrim dediğimiz, yapay zeka, sürücüsüz araçlar, robotlar bunlar hep gençler için bir fırsat. Gençler için ortak üretim merkezleri kuracağız. Hangarlar kuracağız. Herkesin bir masası olacak.
Apolitik olduğunu düşündüğümüz gençler 15 Temmuz gecesi bayrağa, ülkeye sahip çıktılar. Gençler hiç düşündüğümüz gibi değiller.
36 - Hayat pahalılığı ve işsizlik toplumun en önemli gündemi. Siz içinde bulunduğumuz ekonomik durumla ilgili halka ne söylemek istersiniz? Sokakta en çok ne konuşuluyor. Vatandaşın gündemi, şikayeti, isteği nedir?
Son aylarda ekonomi bakımında bazı sıkıntılar yaşadık. Dolar kurunun ani fırlaması ve hem enflasyonda fırlama oldu hem de fiyatlarda fırlama oldu. Bunların esas kaynağının da Amerika ve Avrupa Birliğini'nin uyguladığı politikalar. Gelişmekte olan ülkere giden fonların geri gelmesini sağlayacak tedbirler alıyorlar. Faiz bunlar da. Böyle olunca da Türkiye'nin de büyümek için fona ihtiyacı var. Biz bunu aşacağız. Hükümetimiz gerekli tedbirleri alıyor. 2009'da yaşadık. Bizi teğet geçti. İşleri yoluna koyduk. 17-25 Aralık'ta ve Gezi olaylarında bunu yaşadık. Türkiye 7,4 büyüdü. Toparlanma ve dengeleme süreci başlayacak. Burada yapmamız gereken önemli işlerden biri üretimi artıran tedbirleri alacağız zaman kaybetmeden. Finans sektörünün içinde bulunduğu sıkıntıları çözüme kavuşturacağız. Biz ne yapacağız? İstanbul demek, Türkiye demek. İhracatın, ithalatın büyük bir bölümünü İstanbul yapıyor. Hizmet sektörünün yüzde 35'i İstanbul'da. Ekonomiyi büyütecek her türlü tedbiri almak lazım. Ulaşım, trafik, otopark, yeşil alan sorunlarını öncelik vereceğiz.
Buraya yatırım için gelenlerin işlerini kolaylaştıracağız. Herkese tek tek iş bulacağız desek bu adil de olmaz, gerçekçi de olmaz. Daha çok iş alanı olacak, daha fazla iş alanı olacak. 3. Havalimanı bizim neyimize gerek diyorlar. Bu sadece Türkiye'yi dünyaya bağlayan bir proje değil. 200 binden fazla insana iş imkanı sağlıyor.
37 - Sokaktaki vatandaşın beklentileri neler?
Sokağa baktığımız zaman bir seçim havası yok. Sadece sohbetlerimizde işsizlik, hayat pahalılığı gündeme geliyor. Sanki ben belediye başkanı olmuşum gibi hemen sorunlarını aktarıyorlar.
İstanbul'da önceden çöp çamur sorunu vardı. Recep Tayyip Erdoğan döneminde Haliç temizliği tamamen yapıldı. Haliç pırıl pırıl oldu. Şu an arıtmada da İstanbul'un hala yapması gereken çok şey var. Çöpleri tekrar enerjiye dönüştürme projesi var. Bizde her türlü hazırlık var.
38 - New York'ta yaşayanlar kendilerine New Yorker diyor, Londra'da yaşayanlar Londoner, Berlinliler Berliner. Yaşadıkları şehri kendilerine kimlik edinmişler. Siz bir İstanbul şuuru yaratmaktan bahsediyorsunuz. İstanbullu olmak deyince ne anlıyorsunuz? “New Yorker” gibi bir kavram yaratmak İstanbul için de mümkün mü?
Bu kısa vadede mümkün değil. İstanbul Türkiye'nin özeti. Bulgar, Makedon, Arabı, Lazı, Çerkesi herkes var. Diyelim Sivas'tan geldin, Kastamonu, her yerden gelmişler. Dernekler kurmuşlar. Yollar için köylerine elektrik gelmesi için para toplamışlar. Genç nesilleri birbiri ile buluşturmuşlar. Kültürlerini İstanbul'da yaşamayı devam ettirmişler. Memleketimizi unutmayalım. Ama İstanbullu aidetiyeti gelişsin istiyorum. Şehirde yaşayanlar şehire ne kadar sahip çıkarsa, şehir o kadar gelişir.
39 - Uzun bir aradan sonra yeniden İstanbul’da yaşamaya başlayacaksınız. İstanbul takımlarının ve hatta büyüdüğünüz Kasımpaşa maçına gitmeyi düşünüyor musunuz?
Benim bir ayağım hep İstanbul'daydı. Kasımpaşa'nın da Başakşehir'in de, Galatasaray'ın da, Fenerbahçe'nin de, Trabzonspor'un da maçına gideriz ama spor sadece futbol değil. Amatör sporu da geliştirmek gerekiyor. Çok daha fazla desteklenmesi lazım. Gereken gayreti göstereceğiz.
40 - Bir dönem Londra modeli gibi meydanlara doğru yolların ücretlendirileceği konuşuldu, şimdilerde ise köprülerde tek taraflı değil çift taraflı ödeme yapılacağı konuşuluyor. Köprülerde sadece gidiş değil dönüş de ücretlendirilecek mi?
Yok öyle bir plan yok. Çok ciddi bir tecrübe kazanıldı. Bu sistem Avrupa'da bile yok. Bunu biz kurduk. Trafik açıksa hiçbir şey yapmadan yukarıda ücretiniz OGS, HGS ne ise gözüküyor.
Burada tüm projelerimizi ayrıntılı açıklamadık tabii. Bu genel bir ufuk turu, bir İstanbul sohbetiydi. Vatandaşların görüş ve taleplerini sizin aracılığınız ile değerlendirdik. Çok merak edilen istifa işini bir karara bağladık. Anlaşılan Özgür Özer'i yine de mutlu etmedi. Ama benim amacım onu mutlu etmek değil halkıma hizmet etmek.