Bilmiyor muydu?
"Albay'ı biz yargılarız" dedi ama...
Dün ısrarla “Yeni delil ortaya çıkarsa Albay’ı biz yargılarız” diyen Başbuğ’un geceyarısı Meclis’ten geçen yasadan haberi olmadığı izlenimi doğdu...
Genelkurmay Başkanı, bir saat süren basın toplantısında irtica belgesiyle ilgili soruşturmanın askeri yargının işi olduğunu özellikle vurguladı. Belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni deliller ortaya çıkarsa; soruşturmanın tekrar askeri savcılıkta açılacağını söyledi, “Bunun aksini düşünmek yanlıştır, hukuka aykırıdır” dedi.
Bu kağıt parçasını kim hazırladı bulun
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, “İrtica ile Mücadele Belgesi” ve bu belge hakkında askeri savcılığın verdiği karar üzerine yöneltilen eleştirileri düzenlediği basın toplantısıyla yanıtladı. Başbuğ, “kağıt parçası” olarak nitelendirdiği belgenin birileri tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak amacıyla hazırlandığını söyledi. Başbuğ’un açıklaması şöyle:
TSK OLARAK ÜZGÜNÜZ: Bölgedeki son gelişmelerin yanı sıra, Irak, Afganistan ve Pakistan’da ciddi olaylar yaşanıyor, Kıbrıs görüşmeleri de bir taraftan sürüyor. Bütün bunlar devam ederken Türkiye neredeyse iki haftadır Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın elinde bulunan, topladığı ve talep ettiği bütün bilgiler çerçevesinde yürüttüğü hazırlık soruşturması neticesinde ulaşmış olduğu kararla ortaya çıkan bir kağıt parçası etrafında gereğinden fazla enerjisini tüketmiştir, harcamıştır. Ayrıca yargı sürecine sabırla ve sükunetle bekleme basiretini de gösterememiştir. Her şeyden önce bunlardan dolayı gerçekten biz Türk Silahlı Kuvvetleri olarak üzgünüz.
KAĞIT PARÇASI: Şu anda elimizde olan hukuki anlamda bir kağıt parçasıdır. Yargıtay içtihadına göre belge, hukuki hüküm ifade eden bir hakkın doğmasına ve bir olayın ispatına yarayan bir yazıdır. 12 Haziran günü belge olduğu iddia edilenin bir gazetede yer alması, yazılanların ciddi olması ve TSK’nın hedef alındığının görülmesi üzerine hiç zaman kaybedilmeden belge olduğu iddia edilenin gerçekten belge olup olmadığının, hukuk ve yargı yoluyla ortaya çıkarılması için Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından soruşturmaya başlanılmıştır. Bu durumda, bizim tarafımızdan yapılması gereken tek ve doğru hareket tarzı da budur.
TSK’YI YIPRATMA VE KARALAMA: Bu durumda, bugün biz bu kağıt parçasının birileri tarafından TSK’yı yıpratma ve karalama amacıyla hazırlandığını değerlendirmekteyiz. Bu kağıt parçasının kimler tarafından ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılması görevinin ise devletin istihbarat organları ile ilgili yargı organlarına düştüğünü ifade ediyor ve bunun yerine getirilmesini istiyorum. Bu konunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü, bu ve buna benzer olayların devlet, millet ve ordu içinde fitne ve fesat çıkartma eylemleri olarak görüyoruz.
KİM HAZIRLADI: Bizim istediğimiz şudur; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan istiyoruz, diyoruz ki, bu belgenin gerçek olmadığı noktasından hareketle bu kağıt parçası kimler tarafından, ne amaçla hazırlandı? Bunu bulun.
36 GENERALLE BİRLİK MESAJI
Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’ndaki basın toplantısına, kuvvet komutanları, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık ile yaklaşık 30 general katıldı. Başbuğ’un daha önceki basın toplantısında kuvvet komutanları ve birçok general hazır bulunmamıştı. Karargahtaki kurmay komutanların toplantıda yer alması mesaj olarak algılandı. Başbuğ’un 15 dakikalık metni bizzat kendisinin kaleme aldığı öğrenildi. Başbuğ konuşmasını yaparken tükenmez kalemle yazdığı metinden yararlandı. Genelkurmay Başkanı’nın konuşmasını neden bilgisayarda yazmadığı merak konusu oldu.
Ne olacak bu Türkiye’nin hali?
Başbuğ konuşmasında bazı bilgilerin birtakım medya organlarına servis edildiğini de ima etti:
Peki, şu soruyu sormaya hakkımız yok mu? Bu belgenin Nisan 2009’da hazırlandığını kim tespit etti? Belgenin üzerinde hiçbir tarih yok, arkadaşlar. Soruşturma kapsamında birtakım raporlar hazırlandı. Birisi Jandarma Genel Komutanlığımızın hazırladığı kriminal rapor. 17’sinde hazırlandı, özel kuryeyle gönderildi. 19 ve 20’sinde bu kriminal raporun bazı parçaları, bazı basın organlarında yer aldı. Niye? Hem de işin acı tarafı, belgenin tümü de değil. Nedir bu? Kamuoyu oluşturmaktır. Bakın bugün ilk defa bir ifade kullandım, medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat yapılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Dairesi tarafından bir rapor hazırlandı, 22 Haziran’da. Niçin? Şimdi bu soruyu sormak hakkım değil mi? Şimdi bunlar tabii ki elbette bizi de düşündürüyor. Biz burada düşünmeyle kalmadık, aynı zamanda Genelkurmay Askeri Savcılığı bu konularla ilgili hukuki süreci başlattı ve suç duyurularında bulundu. İlgili makamlar da bu konularla ilgili araştırmalarına başladı. Bunlar yanlış. Bırakın süreci normal mecrasında aksın. Bırakın doğru neyse çıksın. Bizim ona hiç itirazımız yok ama siz doğrunun çıkmasını beklemeden devamlı bu hukuk sürecini dinamitlerseniz ne olacak bu Türkiye’nin hali?“
Asimetrik psikolojk harekat
ELİNİZİ ÇEKİN: TSK’nın komutanı olarak açıkça söylüyorum ki artık TSK üzerinden elinizi çekiniz, TSK üzerinden kendinizi siyasi tanımlama düşüncesinden ve gayretlerinden vazgeçiniz. TSK’ya karşı medya üzerinden, asimetrik bir psikolojik harekat yürütmeye son verin. TSK, tarihsel misyonu, kurumsal kültürü ve devlet adamlığı ve tecrübesinin gereği olarak kendisine karşı asimetrik olarak medya üzerinden yürütülen psikolojik harekata her zaman ve özellikle kamuoyu önünde cevap vermekten kaçınmaktadır.
BA-RI-NA-MAZ: Türk Silahlı Kuvvetleri’nde, demokrasi ve hukuk devletleri ilkelerine aykırı düşüncenin içinde olan davranışlarda bulunan personel barınamaz. Bunu TSK’nın komutanı olarak açıkça ifade ediyorum. Böyle durumlar olursa Türk Silahlı Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı bu konuda gerekeni anında yerine getirir. Bu konu için herhangi bir yerlerden işaret almasına gerek yoktur.
KONUYU MGK’YA GETİRECEĞİZ:
Belgeye ilişkin askeri mahkemelere, savcılara yöneltilen düşünce ve suçlamalar, gerçek dışı ve maksatlıdır. Habere konu belgeyle ilgili gelişmeler, 30 Haziran Salı günü yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısında gündeme getirilecek.
Beka sorunu olarak görüyoruz
Bize askeri okullarda şu da öğretildi: ’Akıllı insan her şeyin farkına varır, akılsız insan ise her konuda fikrini söyler’. Bu nedenle bizlerin olayları takip etmediğimiz, Anayasa ve yasalar çerçevesinde gereken yer ve zamanda rahatsızlıklarımızı yerine getirmeyeceğimiz şeklindeki değerlendirmeler doğru değildir. TSK, hiçbir gerçeğe dayanmayan, hukuk dışı davranışlarla yıpratılması faaliyetlerinin devam ettirilmesine katlanamaz. TSK, bütünlüğünün her türlü dış etkilere maruz bırakılmasına seyirci kalamaz. Unutulmamalıdır ki TSK’nın bütünlüğünün korunmasını ve haksız yere yıpratılmasını aynı zamanda ülkemizin bir beka sorunu olarak görüyoruz. Boktanın iyi anlaşılmasını istiyorum. TSK’nın bütünlüğünün korunması ve artık haksız yere yıpratılması, sadece TSK’nın bir sorunu değildir.
Görüşlerimi Başbakan’a ilettim
Başbuğ, “Başbakan Erdoğan’ın Şanlıurfa il kongresinde, TSK’yı hedefe oturtmasından hicap duyuyor musunuz?” sorusuna, “Hicap duyma esasında çok ağır bir laf. Ben niye hicap duyayım ki bir kere. Bu konuya ilişkin ben görüş ve düşüncelerimi Sayın Başbakan’a ilettim” yanıtını verdi.
Tekrar soruşturma açılabilir
Genelkurmay Askeri Savcılığı, hukuk kuralları çerçevesinde yapması gereken her şeyi en ince noktasına kadar yaptı. Genelkurmay Başkanlığı Karargahı da bu konuda üzerine düşeni yaptı. Belki de kamuoyunun bu konuya ilişkin sabırsızlıkla bizden bir cevap beklemesine ve aleyhimize bazı noktaları doğurmasına rağmen biz bunu hukuk için göğüsledik. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı kesin değildir. Biz hukuk devleti ilkelerine sadığız. Önemli olan bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil, bilgi, emare çıkarsa elbette bu soruşturma tekrar açılabilir. TSK olarak bizim her şeyimiz açıktır, hukuka saygılıyız, hiçbir şekilde hiçbir olayı örtbas yapma gibi ne niyetimiz vardır ne o şekilde bir hareketimiz vardır. Ancak bizim silahlı kuvvetler, Genelkurmay Başkanlığı olarak delil toplama üzerinde yetki ve sorumluluğumuz yoktur.
İstifa isteyenleri kaale bile almadım
BasIn toplantısında bir gazeteci “AKP, bu kağıt parçası ortaya çıktığı zaman olağanüstü toplandı, yargıya başvurdu. Yargıya başvurması Askeri Mahkeme’nin kararından sonra olsa daha iyi olmaz mıydı?” diye sordu. Orgeneral Başbuğ bu soruyu “O konu tabii bir takdirdir. O konuda yorum yapmayı ben uygun bulmuyorum. Elbette Türkiye’de hukuk sistemi, devletimizin sistemi var. Her kurum, her müessese verdiği kararı doğru görüyorsa, o, onların takdiridir. O konuda bizim yorum yapmamız uygun olmaz” diye yanıtladı.
Orgeneral Başbuğ, “Sizin şahsınıza yönelik eleştiriler ile bir siyasi parti liderinin istifanızı istemesinden incindiniz mi?” sorusuna ise “Hiç kaale bile almadım” karşılığını verdi.