‘Bilimsel gerçeklere dayanmıyor’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu’nun da müdahil olduğu kriptolu telefon davasının üçüncü celsesinde sanıklar iddianamenin bilimsel gerçeklere dayanmadığını savundu.
Devlet büyüklerinin kullandığı kriptoluların da arasında bulunduğu telefonların usulsüz dinlendiği iddialarına yönelik 28 kişi hakkında açılan davanın üçüncü celsesi tamamlandı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya eski TİB Başkanvekili Osman Nihat Şen ve eski TİB Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu’nun da arasında bulunduğu tutuklu sanıklar, bazı tutuksuz sanıklar, sanık avukatları ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile TÜBİTAK tüzel kişiliğinin de arasında yer aldığı birçok müdahil avukatı katıldı.
‘2013’ü nasıl hatırlayayım?’
Duruşmada sanık Orhan Üçtepe savunmasını yaptı. Mahkeme Başkanı Numan Kılıç, rahatsız olan Üçtepe’ye, oturarak savunmasını yapabileceğini, istediği zaman ara verebileceğini, istemiyorsa savunmasını yapmayabileceğini belirtti. Savunmasını yapacağını söyleyen Üçtepe, 18 Şubat 2014’te sol tarafının felç olduğunu belirtti. “İddianameyi üç kere okudum. Bilimsel gerçeklere dayanmıyor” diyen Üçtepe, 1 Nisan 2005’te işe başladığı TÜBİTAK’ta, rahatsızlanana kadar fiilen çalıştığını kaydetti. Üçtepe, “TÜBİTAK’ta bulunurken dışarıdan herhangi bir talimat, baskı aldınız mı?” sorusuna, işiyle ilgili bilgileri eşinden bile sakladığı yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, dosyadaki HTS kayıtlarına dikkati çekerek, “Haziran 2013’te ABD’de bir numarayı aramışsınız” dedi. Bunun üzerine Üçtepe, “ABD’deki bir arkadaşımı aramışımdır. 2013’ü nasıl hatırlayayım?” ifadesini kullandı. Müdahil avukatlarının bazı sorularına sanık avukatları “yönlendirici ve yanlış olduğunu” iddia ederek, tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Kılıç, sanık avukatlarına, “Sorulara müdahale etmeyin. Sanık bilmiyorsa, ‘Bilmiyorum’ der” uyarısında bulundu.
Şen: Neden buradayım?
Duruşmada dinlenen tutuklu sanıklar ile avukatları, tahliye taleplerinde bulundu. Tutuklu sanıklardan eski TİB Başkanvekili Şen, mesnetsiz iddialarla bir yıldır tutuklu olduğunu savunarak, “Hakkımda kuvvetli suç şüphesini bırakın, basit şüphe bile yok. Neyle suçlandığımın açıklanmasını istiyorum. Yapılan her işlemden o dönemki amirimin bilgisi vardı. Dönemimde TİB’in idari yapısına hiç dokunmadım. Baycı bile almadım. Nedir suçum, neden buradayım? Bana terörist, casus denilmesini kabul etmiyorum” diye kendini savundu.
Sanık İlhan Elieyioğlu da dava dosyasının, “hiçbir şeyi yok etmediklerini, her şeyin TİB arşivinde olduğunu gösterdiğini” ifade etti. Kendisiyle ilgili HTS kayıtlarında hata olduğu kaydeden Elieyioğlu, HTS kayıtlarına göre, bir dakika aralıkla Ankara ve Karabük’te göründüğünü anlattı. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Osman Nihat Şen, İsmail Bakar, İlhan Elieyioğlu, Halil Çiçek, Hamza Demirezen, Ali Osman Tekin ve Yunus Şahin’in tutukluluklarının devamına karar verdi.
MİT’in müdahillik talebine ret
MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün davaya müdahillik taleplerini, koşulları bulunmadığından reddeden heyet, bilirkişi incelemesi için TÜBİTAK’tan gönderilen ve mahkeme kalemindeki kasada bulunan 10 adet K2 kriptolu telefonun adli emanete alınmasını kararlaştırdı. TÜBİTAK’tan, K2 telefonların hangi kurumların talebi üzerine geliştirilip üretildiğinin, güvenlik testlerinin yapılıp yapılmadığının sorulmasını ve BİLGEM tarafından yapılan inceleme raporlarının suretlerinin istenmesini kararlaştıran mahkeme, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan da müfettişlerin, kriptolu telefonların dinlenmesiyle ilgili soruşturma yapılıp yapılmadığının sorulmasına, yapılmışsa buna dair raporun istenmesine karar verdi. Bilirkişi raporunun gönderilmesinin beklenmesine de karar veren mahkeme, duruşmayı 25 Şubat 2016, saat 10.05’e erteledi.