Beşi bir yerde!
Sabancı suikastı, Gazi olayları, PKK, Hizbullah ve El-Kaide!
Ümraniye’de bir gecekonduda ele geçirilen 27 el bombası ile başlayan Ergenekon soruşturmasıyla ilgili hazırlanan ikinci iddianamede sona gelindi. Soruşturma Savcıları Zekeriya Öz başta olmak üzere 7 Savcı ve 12 uzman polis tarafından hazırlanan 2. iddianame ile ilgili detaylar dün basına sızdı. CNNTÜRK’ün kamuoyuna duyurduğu haber gündeme bomba gibi düştü.
İkinci iddianame bin sayfa
Ergenekon soruşturmasının 6. dalgası ile 11. dalgası arasında gözaltına alınan 55’i tutuklu, 96 kişi hakkında hazırlanan iddianamenin yaklaşık 1000 sayfa civarında olacağı öne sürüldü. Edinilen bilgilere göre, 7 kişilik savcı ekibi ayrıca “terör örgütü” olarak niteledikleri Ergenekon’un, diğer terör örgütleriyle olan bağlantılarına geniş yer ayırdı. Operasyonlarda ele geçirilen belgeler ve Tuncay Güney gibi isimlerin gündeme taşıdığı iddialar ışığında PKK-Ergenekon ilişkisinin irdelendi. Savcı Zekeriya Öz, bu iddiayı çok sayıda gizli tanık ifadesine dayandırdı. Ergenekon soruşturması başlar başlamaz çok sayıda tutuklu PKK’lı mahkûm ve itirafçı savcılığa başvurarak ifade vermek istemişti. Direkt ifadesi alınmayan bazı mahkûmlar da mektupla PKK-Ergenekon ilişkisine dair önemli itiraflarda bulundu.
’PKK’yı da yönetiyor’
Mektupların ardından Savcı Öz, PKK’lı olmaktan hükümlü ve tutuklu bulunan isimleri tek tek çağırıp ifadelerini aldı. İddianamenin yazımı devam ederken PKK’lı tanık sayısı daha da arttı. Son 2 hafta içinde tutuklu 3 kişi daha cezaevinden savcılığa götürülerek ifadelerine başvuruldu. İddianamede verilen bilgiler ışığında, terör örgütü PKK’nın birçok eyleminin Ergenekon bağlantılı olduğu iddiasına yer verildi. Bu eylemlerin perde arkasındaki aktörlerin de aralarında asker kökenli isimlerin de bulunduğu Ergenekon sanıkları olduğunun altı çizildi. İddianamede, “PKK’nın bazı kadrolarını, Ergenekon örgütü yönetiyor” denildi.
El Kaide’ye bile sızmışlar!
İddianamede ayrıca Ergenekon’un ilişkili olduğu diğer örgütler de sıralandı. Ergenekon’un DEV-SOL, DHKP-C ve Hizbullah ile “derin” ilişkiler içinde olduğu, bu örgütlerin işlediği birçok eylemin Ergenekon’un yönlendirmesi ile işlendiği iddiası öne sürüldü. Savcılık geçtiğimiz yıllarda Hizbullah tarafından şehit edilen Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan dosyasını istemişti. Savcıların Hizbullah ile Ergenekon ilişkisini bu eylem başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu’da işlenen birçok faili meçhul cinayet olayına dayandırdığı öne sürüldü. Savcılar bu iddialarını da çoğunlukla ‘gizli tanık’ ifadelerine dayandırdı. İddianamede yer alan şaşırtıcı bir detay da Ergenekon’-un El Kaide’ye sızdığı, bu örgüte de bazı eylemleri yaptırdığı iddiası oldu.
Her cinayetin ardındalar
İddianamede ayrıca Türkiye’nin yakın tarihine damgasını vuran çok sayıda “faili meçhul olay” ile faili bilinen olaylarla ilgili şok bilgilerin de yer aldığı iddia edildi. Savcıların ’Türkiye’de ezberleri bozacak“ dedikleri iddianamede, Eşref Bitlis Suikastı, Özdemir Sabancı Suikastı, Necip Hablemitoğlu Suikastı, Gazi olayları ve Adapazarı-İzmit-Sapanca üçgeninde yaşanan Kürt işadamlarına dönük cinayetlerle ilgili şok bilgilere verildi. Savcılar soruşturma sürecinde bu olaylarla ilgili bazı dosyaları mahkemelerden istemişti. Savcılar bu dosyalarla ilgili de “gizli tanık” ifadelerinden yararlandı.
Bundan sonra ne olacak?
Savcı Öz başta olmak üzere 7 savcı tarafından hazırlanan 2. iddianame son rötuşların ardından incelenmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilecek. Başsavcı incelemesini tamamladıktan sonra iddianame ana davanın görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilecek. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yasanın kendisine tanıdığı 15 günlük süre içerisinde iddianameyi inceleyerek eksiği olup olmadığına bakacak. Eğer bir eksik görürse iddianameyi bu eksiğin giderilmesi için yeniden soruşturma savcılarına geri gönderecek. Bir eksik görmezse de iddianameyi kabul edip davayı açacak. Mahkemenin her iki davayı da birleştirmesi bekleniyor.
İKİNCİ İDDİANAME 55’İ TUTUKLU 96 SANIK HAKKINDA
SoruŞturmanIn ilk perdesinde aralarında emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Avukat Kemal Kerinçsiz, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk, İstanbul Üniversitesi Eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de bulunduğu 46’sı tutuklu 86 kişi hakkında İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 14 Temmuz 2008 tarihinde dava açıldı.
İkinci perde de ise aralarında emekli generaller Şener Eruygur, Hurşit Tolon, ATO Başkanı Sinan Aygün, sanatçı Nurseli İdiz, Sisi lakaplı Seyhan Soylu, Prof. Dr. Yalçın Küçük, Gazeteci Mustafa Balbay, Bedrettin Dalan’ın oğlu Barış Dalan’ın da bulunduğu 96 kişi şüpheli olarak gözaltına alındı. 96 şüpheliden 55’i halen tutuklu.
“BEYİN TAKIMI”
SIzan bilgilere göre, ikinci iddianamede 22 Temmuz seçimleri öncesi düzenlenen ”Cumhuriyet Mitingleri“nin darbeye zemin hazırlamak amacıyla yapıldığı iddiasına yer veriliyor. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok kentte yüzbinlerce yurttaşın katılımıyla gerçekleştirilen Cumhuriyet Mitingleri ile ”Hükümetin düşürülmeye çalışıldığı“ iddiasına dikkat çekiliyor ve ”Bu mitinglerin beyin takımını da emekli Orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon oluşturuyor“ deniliyor. Savcı iddialarını o süreçte yapılan telefon görüşmeleri ve elde edilen diğer bazı delillere dayandırıyor.
SAVCILIKTAN AÇIKLAMA: ‘2’nci iddianame tamamlanmadı’
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilileri, ” bazı basın ve yayın organlarında ’Ergenekon’soruşturması kapsamında ikinci iddianamenin yazımının tamamlandığı “ şeklinde haberler yayımlandığını belirtti. Bu haberlerde, iddianamenin içeriği hakkında da ayrıntılı bilgi verildiğine işaret eden yetkililer, bu bilgilerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.