Benim ana aktörüm öğretmen olacak
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Ekim ayı içinde üzerinde yaptıkları planlama çalışmasını açıklayacaklarını, öğretmen odaklı bir eğitim sistemi üzerine yoğunlaşacaklarını söyledi.
Ziya Selçuk, 10 Temmuz 2018 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturdu. Adı ilk açıklandığında, eğitim dünyasını içinden gelenler için süpriz oldu. Çünkü eğitimin sorunlarını o kadar yakından bilen bir isim ki bu dönemde böyle bir sorumluluğu alması onu yakından tanıyanlar için şaşırtıcıydı. Ancak göreve başladıktan sonra karşılaştığı sorunlar ise zaten beklenen ya da tahmin edilen sorunlardı. Çünkü liselere yerleştirmede problemler yaşanacağı biliniyordu. Üniversite sınav sonuçlarının açıklandığı gün ise öğrencilerin düşük puanlar alacağı belliydi. İşte böyle sorunların üst üste yaşandığı bir dönemde Bakan Selçuk, basın dünyasındaki eğitim yazarlarını ve editörlerini bir araya getirdi. Yaklaşık 2 saat süren toplantıda biz sorduk o da bütün samimiyeti ve iddiasıyla soruları yanıtladı. Sözü fazla uzatmadan Milli Eğitim Bakanı’nın bu çok önemli açıklamalarına geçiyorum...
- Bakanlık teklifini nasıl kabul ettiniz?
Daha çok rahmetli Özal döneminde ve Kemal Derviş döneminde ortaya çıkan yapısal reformların, eğitime yansımamasıyla ilgili bir boyut var. Meselenin bu kadar büyük olduğunun ben farkındayım ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bana böyle bir davet geldiğinde aslında bu işin kabul edilmemesi konusunda aklım yerindeydi ve farkındaydım. Fakat Beyfendi’nin gerçekten çok güçlü bir iradesi var. Ayrıca sıradan bir Cumhurbaşkanı ve amirle yürüyecek bir proje değil Milli Eğitim Projesi. Böyle bir irade ve kudret bilimle birleşirse bir noktaya gelmek söz konusu olabilir diye içsel bir durum yaşadım. Zaten onun için kabul ettim.
- Beklentilerin yüksekliği sizi endişelendiriyor mu?
Endişelendiriyor. Çünkü insanların hayata dair umutlarının belirli bir noktaya tekzip edilmesi çok rasyonel değil. Rasyonel olmadığının farkındayım fakat ihtiyaç olduğunun da farkındayım. Yani bunu insanlardan almamak lazım.
- İlk kez bir isim bu kadar dikkat çekti
Evet bunu ben de beklemiyordum. Ben böyle bir şey olduğunda Allah cezamı verdi derim. Bu bir şahsi mesele olsa zulüm gibi ama memlekete, sokaktaki kuzuların gözüne baktığınızda bir şey yapmak lazım hissiyatı çok güçlü.
- Nereden başlamayı düşünüyorsunuz? Çok fazla beklenti var?
Benim için başlangıç noktası bitiş noktası. Bu binayı yaparken birisi cam birisi merdiven , birisi duvar, birisi kapı yapmış. Bu kapı - merdiven vesaire sizin bahsettiğiniz sınav, temel eğitim, ölçme değerlendirmeye denk geliyor. Bunların hepsi ayrı bir parça. Sistem entegrasyonu önemli ve burayı yapan mimarın burası yapılmadan önce zihninde bir bina var ve merdiveni yapan kişi bütünü görmüyor ama çok güzel yapıyor. Asıl şey o binanın mimarisi yani ilk başlangıç noktası. O mimari ile ilgili benim zihinsel simülasyonlarım vardı daha önce. O tasarımın şuanda test aşamaları sürüyor ve dünya çapındaki yazılımcılarla tasarımın sistem tarafını görüşüyoruz.
- İstediklerinizi nasıl yapacaksınız?
AK Parti iktidara geldiğinde belediyelerde ciddi bir makine parkı vardı ama onlar orda duruyordu. Bu park ile duble yol diye bir şey yapıldı ve birdenbire Türkiye’nin hareket alanı genişledi. Yapılan şey regülasyon politikasıydı yani mevcudu kullanabilme kapasite yönetimi. MEB içinde ciddi bir kapasite yönetimi var. Yani hiçbir yeni katma değer olmasa da hiçbir yeni finansal katkı olmasa da gelişme imkanı var. Bu sebeple çocuklarımızla ilgili daha güzel bir gelecek olacak.
- Sistemde değişiklikler yapacak mısınız?
Ekim’in ilk haftası makro bir plan ilan edeceğiz . O planla birlikte bir taahhüt altına girmek istiyoruz toplum önünde. Üç yıl içerisinde nicel göstergeler bakımından şurada olmayı hedefliyoruz diyerek bunu farklı parametrelerle izah etmeye gayret edeceğiz. Bu bağlamda da zaman içerisinde de bunların nasıl takip edileceği aşağı yukarı tasarım olarak belli. Hep söylüyorum MEB Bakanları kendi dönemine ilişkin çok fazla şey yapmamalı, geleceğe ilişkin yapmalı ve bizim 3 yıllık dediğimiz şey bir fidanın toprak altında kalan kısmı. Asıl 10 yıllık bir perspektiften bahsediyoruz.
- TEOG geri gelecek mi?
Biz direk sitemi değiştirmek istemiyoruz önce ana tasarımı yapmak istiyoruz. Hazırız dediğimizde hep beraber yürüyelim ve toplumu bilgilendirelim. Böyle yürünmez, benim mentaliteme ters. Ben bir fotoğraf koyacağım becerebildiğimiz kadar yapacağız. Madem böyle bir fırsat var biz beceremiyebiliriz de o zaman çekip gideriz.
- Liselerde yerleşmede hala sorun var. Bu sorun çözülecek mi?
3. yerleştirmede rahatlama olacak. İlk yerleştirmede bir takım sorunlar oldu ama ikinci ya da üçüncü yerleştirmede rahatlama olacak.
- LGS’de öğrenciler istedikleri okul türüne kaydolamamaktan şikayetçi. Bu durum düzelecek mi?
Asıl hedefimiz doğallaşma fakat bunun birinci aşaması normalleşme. Bu süreç yaşanırken de çocuklar sınavdan sonra huzursuz olmayacaklar çünkü isteklerinin gerçekleşme oranı çok yükselecek. Şöyle bir sıkıntı var, herhangi bir karar alındığından ülkenin tamamı için alınıyor. Mesela meslek lisesi ders çizelgesi yapılıyor bütün Türkiye’de aynı. Ya da çocukların tamamına aynı matematiği vermek çok doğru değil. Elimizde hazır proje var. Daha önce yapılmış ama kullanılmamış. Kolaylaştırma oranı yükseltilmeli ve katmanlaştırma yoluyla önlemler alınmalı.
- Mesleki ve İmam Hatip Liselerinin yüzde ellisi boş. Ben çocuğumu imam hatipe yahut meslekiye göndermek istemiyorsam ne yapacağım?
Bu tartışmanın çocuklar üzerinden yapılması beni rahatsız ediyor. İmam Hatipliler ve diğerleri gibi. Onların hepsi benim çocuklarım. İşin normalleşmesi sürecinde kimse zorla buraya kaydetme amacında değil.
- Müfredat değişti eleştiri aldı siz de değişitirecek misiniz ?
Müfredat tek başına hiçbir şeydir usta öğretmen müfredata ihtiyaç duymaz. Usta müfredatı o an uydurabilir. Müfredat acemiye lazımdır. Müfredat beni çok ilgilendirmiyor benim ana aktörüm öğretmen.
- Bu sene 8. Sınıfa başlayanlar nasıl sorularla karşılaşacaklar ?
LGS’yi YÖK Başkanı ile de görüşüyorum. Duygusal ve zihinsel yönden hazırlık atmosferi oluşturacağız. Sınav haftası uygulayacağımız rehberlik ile insanlar belirsizliklerden kurtulacak. Böylece önümüzdeki sene daha rahat geçecek.
- Sınav sonucuna baktığımızda sürekli çocukların çıkardığı net sayısı düşüyor. Suçlu kim?
Ben size kaldırım taşları diyebilirim. Taşlar Türkiye’de düzgün olsa bunlar olmaz çünkü kaldırımları düzgün yapabilen bir toplum zaten bu hataları yapmaz. Toplum, bütün alt sistem ve bileşenleri ile senkronize gider. Bu AKP - CHP meselesi değil. Çok bileşenli bir küresel ve ulusal yapının gelişi. Ama şu yapılabilir, eğer öğretmen yetiştirme kaynağından toparlanırsa bu yapılabilir. Biz bunu en geç iki senede yaparız. Nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz denedik. Diğer taraftan Türkiye’nin okulları arasındaki eşitsizlik OECD ülkeleri arasında en yüksek oranda. İngiltere’de yüzde 10 bizde yüzde 60’ların üzerinde. Bunu daraltmazsanız sınav baskısı azalmaz. Bunun bir maliyeti var. Biz üç yılda bunu kaça getirceğimizi biliyoruz çünkü paramızı biliyoruz. Seneye LGS’de çocukların netini o kadar yükseltirim ki hiç sorun değil. Şimdi YÖK’de 0.5 tartışması var. Matematikte 1 soru yapan mühendis oluyor. Bunun şöyle bir sıkıntısı var. Üniversite sınavı lisedeki derslerden yapılmaz. Üniversitenin talep ettiği konulardan yapılır. Zihniyette bir değişiklik gerekiyor. Mesela lisede 16 ders var. Çukur kasarak su bulamazsınız kuyu kazmanız lazım bu yüzden ders sayısının az olması lazım.
Bu toplantıda çıkan en önemli sonuçlardan biri atanamayan öğretmenler. Şu anda 20 bin öğretmenin kısa sürede atanacağı bekleniyor. Ancak Bakan Selçuk bu soruna daha farklı bir açıdan bakıyor. Kendi araştırmasına göre Türkiye’de 650 bin atanamayan öğretmen bulunuyormuş. Ancak yaptıkları incelemede talepkar aday sayısının 100 bin olduğu görülmüş. Bu sorunla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmüşler. Şu anda yaşanan ekonomik sorunlara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan da 100 bin öğretmenin alımı için çalışma yapılmasına destek vereceğini belirtmiş. Ancak Bakan Selçuk bu sürecin hemen olmayacağını, esas yetkinin TBMM’de olduğunu söylüyor. Benim kişisel tahminime göre önümüzde Şubat ayına kadar 100 bin öğretmenin atamasıyla ilgili takvim belli olur.
Okulu rehabilite etmemiz lazım