Gazete Vatan Logo

Bebek Sahil'de deniz temizliği

Dünya Çevre Günü kapsamında Bebek Sahili'nde deniz temizliği yapıldı. Dalgıçlar denizden lastik, pet ve cam şişeler, hayalet ağları topladı. Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) Başkanı Fatih Eren, "Denizin altında hiç alakasız şeyler çıkabiliyor. Bir bisiklet de çıkabiliyor, bir klozet kapağı da çıkabiliyor. Çöplük gibi insanlar bunları denize atıyorlar" dedi.

Bebek Sahil'de deniz temizliği

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, bu yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nü 'Temiz Deniz, Temiz Dünya' temasıyla kutluyor. Bu kapsamda GEKADER tarafından Deniz Kıyı Temizliği Etkinliği düzenlendi. Bebek Parkı Sahili'nde gerçekleşen etkinliğe birçok sivil toplum kuruluşu üyeleri de destek verdi. Derinlere Saygı Dalışı Topluluğu ve Piri Reis Üniversitesi öğrencileri ise Bebek Sahili'nde dalış yaparak denizin dibinden plastik ve atıkları topladı. Atıklar arasında lastikler, pet şişeler, cam şişeler, hayalet ağlar, halatlar ve demirler çıktı.

Sahilde ayrıca, Necla Yazıcı'nın denizden topladığı balık ağı, olta, duba ve balık ekipmanlarından oluşan kıyafet ve pet şişelerden yapılan kıyafetler çevre bilinci ve farkındalık oluşturması hedefiyle sergilendi.

ÇÖPLÜK GİBİ İNSANLAR ATIKLARI DENİZLERE ATIYOR

GEKADER Başkanı Fatih Eren, "Geri dönüşüme dikkat çekmek için denizlerden ambalaj atığı topluyoruz. Geri dönüşümün evlerden başlayacağını iddia ediyoruz. Ev kadınları geri dönüşüm kahramanları olacak diyoruz. Ambalaj atıklarının yüzde 95'i geri dönüştürülebilir. Ambalaj atıklarıyla organik atıklar, evdeki yemek artıkları, çay posaları, meyve posaları bunlarla ambalaj atıklarını birbirinden ayırmamız gerekiyor. Ambalaj atıklarını ayrıştırdıktan sonra yerel yönetimlerden atıkları nereye atacağınıza dair bilgi almanız gerekiyor. Geçen sene 2022'de çöpe atılan ambalaj atığının değeri 75 milyar TL. Gelişmiş ülkelerde çöplük kalmadı. Her şey ayrıştırılıp geri dönüşüme kazandırılıyor. Bugünkü amacımız geri dönüşüme dikkat çekmek. Dolayısıyla, denizlerin çöplük olmadığını, denizlere atılan atıkların herhangi bir yere gitmediğini, denizlerin altında canlı ekolojiye zarar verdiğini, bu canlılık günün sonunda tekrardan sofranıza geliyor. Balıkları yiyoruz ama plastik yemiş balıkları yemek istemeyiz. Denizin altında hiç alakasız şeyler çıkabiliyor. Bir bisiklet de çıkabiliyor, bir klozet kapağı da çıkabiliyor. Enteresan bir şekilde çöplük gibi insanlar bunları denize atıyorlar" diye konuştu.

Haberin Devamı

AĞLARIMA LAVABO BİLE TAKILDI

Haberin Devamı

Necla Yazıcı da torunlarıyla birlikte denizden plastikler topladı. Yazıcı, "Denizden balık haricinde çok şey çıkıyor. Örneğin ağlarıma lavabo bile takıldı. Hortum orada, görünen şeylerin hepsini denizden ben çıkardım. Pet şişeler, genellikle plastik türleri, tenekeler, aklınıza gelmeyen, bu da mı atılır dediğiniz her şey çıkıyor maalesef. Balıkları özellikle çok etkiliyor. Hayalet ağlara balıklar takılıyor, heba oluyor. Plastikler balıkların karnına bile gidiyor onları doğal olarak biz de yiyoruz, plastik yemiş oluyoruz. Eskiden beri bir mantık var, hepimiz yaptık. Sobamızın küllerini bile denize atardık. Deniz alır götürür mantığı ama öyle bir şey asla yok. Doğaya ne kadar zarar verirsek o bize geri dönüş yapıyor. Doğaya ne kadar şefkatli davranırsak da doğa bize mükafatını veriyor" dedi.

AĞIRLIKLI OLARAK PLASTİK ATIKLAR VE CAMLAR VAR

Derinlere Saygı Dalış Topluluğu Başkan Yardımcısı Gökhan Karakaş da,"Su altında değişen hiçbir şey yok. 1972 yılında ilan edilen Dünya Çevre Günü aradan geçen 51 yıla rağmen hiçbir şeyin değişmediğini gösteriyor. Mikro plastik kaynaklı, belki de makro plastik kaynaklı plankton yoğunluğu çok fazlaydı. İstanbul Boğazı'nın üstünde akıntı var, altında akıntı var, ona rağmen öyle büyük bir plankton yoğunluğu vardı ki, dalışı tamamlayamadık. Görüş mesafesi çok azdı. Ağırlıklı olarak plastik atıklar, camlar var. Camlar da çok hoyratça atılıyor çünkü geriye dönüşümü kolay diye. Oysa bunları çıkartmak atmaktan çok daha zor. Lastiği 2 dalgıç 10 dakikada ancak çıkartabildik. Çünkü suyun altında habitat oluşturuyor, doğal ortamla kaynıyor ve canlı çeşitliliğini de sürekli olarak kimyasal madde salıyor. Önemli olan atmamak, kirletmemek. Önemli olan yerinde dönüşüm, geri dönüşüm" diye konuştu.

Haberin Devamı

BİR EKOSİSTEMİN ÇÖKÜŞÜ BİZİ BEKLİYOR

Dalgıçlardan Egemen Şahin de, "Hepimiz denize bakılarak yazılmış güzel şiirleri görsek bile denizin altı maalesef bu kadar güzel değil. Sürekli bir kirlilik var, Marmara Denizi çok akıntılı olmasına rağmen gitmeyen kirlilik var. Bugün dalış yaptığımız alan çok küçük bir alandı. Yoğunlukla plastik çıktı. Marmara Denizi'nin plastik kirliliği oranı yüzde 72 olarak söyleniyor. Denizlerimizdeki biyoçeşitlilik çok fazla ama bu hayvanları çok etkiliyor. Bir ekosistemin çöküşü bizi bekliyor, bu kaçınılmaz. Deniz ekosisteminin çökmesi demek sadece denizi değil karayı da etkiler" ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı