.
28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanan sanıklar, sorgular sırasında çalıştıkları yerin adının BÇG olduğunu görevdeyken değil, daha sonra öğrendiklerini söyledi...
28 Şubat soruşturması kapsamında savcılık tarafından yaklaşık 8 saat sorgulanan muvazzaf albaylar Seyfullah Sönmez, Mustafa İhsan Tavazar, Mustafa Hakan Bural ve Ahmet Dağcı, “Hükümeti cebren devirmek, hükümetin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemek, engellemeye teşebbüs etmek ve darbeye teşebbüs” suçlamasıyla sevk edildikleri Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimliği tarafından tutuklandı. Mamak Askeri Cezaevi’ne konulan albaylara savcılık sorgusunda ağırlıklı olarak BÇG’nin (Batı Çalışma Grubu faaliyetleri ve burada yaptıkları görevlerin sorulduğu öğrenildi.
‘Görevim basını incelemek’
Edinilen bilgiye göre, muvazzaf albay Mustafa Hakan Bural mahkemedeki savunmasında küçük rütbeli bir subay olduğunu ve bu nedenle önemsenen bir konumda olmadığını belirterek, “Benim görevim basın ve yayın organlarını inceleyerek basında yer alan irticai mahiyetteki olaylara ilişkin haberleri belli bir düzen dahilinde listeleyip, benden istendiği takdirde şube müdürüme teslim etmekti. Daha sonra çalıştığım birimin BÇG olarak adlandırıldığını öğrendim. Benim bu birimde veya başka bir birimde görev almam tamamen tesadüften ibarettir” dedi.
‘Emirleri uyguladım’
Muvazzaf Albay Mustafa Hakan Bular’ın avukatları müvekkillerinin söz konusu dosyada adı geçen olaylarla olan ilişkisinin “Sadece verilen emirleri uygulamak şeklinde olduğu, bu emirlerin dışına çıkarak kendi inisiyatifiyle ya da yazılı emirler dışında başka oluşumlarca oluşturulmuş herhangi bir teorik ya da icrai bir faaliyette bulunmadığını” söyledi.
Fethullah Gülen sorusu
Bural’a savcılık sorgusunda, içeriğinde Refah ve Fazilet Partisi ile Fethullah Gülen’in görüşlerinin uyuşmadığı konularla ilgili bilgilerin olduğu “Fethullah Gülen’in diğer siyasi ve irticai gruplarla ilişkileri başlıklı” bir belge de gösterildi. Bural ise, belgeyi ilk kez gördüğünü söyledi.
‘Görevden rahatsız oldum’
Edinilen bilgilere göre o dönemde Genelkurmay İç Güvenlik Harekat Daire Başkanlığı’nda geçici olarak görevlendirildiğini söyleyen Ahmet Dağcı da, “bilgisayar teknikeri” gibi çalıştırılmasının emirlere aykırı olduğunu ve rahatsızlık duyduğunu, bunu da ifade ettiğini anlattı: “Ancak yarım gün burada çalışmamız devam ettirildi. Gazete ve diğer yayın organlarından çıkarılan özetleri yansı haline getiriyorduk. Birimin BÇG olarak adlandırıldığını bilmiyordum.”
‘Emir veren niye serbest?’
Dağcı, kendisine görev veren ismin Ümit Şahintürk olduğunu söylerken, Dağcının avukatı ise, Şahintürk’ün bu davada tutuksuz yargılandığına dikkat çekti.
‘Hükümet benden önce değişti’
Ankara’da göreve başladığında hükümetin değiştiğini belirten Seyfullah Sönmez’in ise, “ O dönemin hükümetine karşı yapıldığı iddia edilen eylemi işlemem ya da bu eyleme katılmam mümkün değil. Çünkü ben Ankara’da göreve başladığımda hükümet değişikliği gerçekleşmişti. İsteğimin dışında bir takım belgelerde ismime yer verilmiş olması, bu belgeler ve tarafıma gösterilen diğer belgeler faaliyet içerisinde olduğumu göstermez” dediği öğrenildi.
