Başbakanlık müşavirine sert tepki!
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrası açıklamalarda bulundu. Arınç, Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden madencilerin şehit sayılmasıyla ilgili çalışmalarla ilgili "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız konuyla ilgili taslağı bizimle paylaştı ama verilmiş bir karar yok" dedi. Arınç, Soma'da "Başbakan Erdoğan'ın bir kişiyi yumrukladı" iddiasına ilişkin olarak ise "Başbakanımızın yumruk attığını görmedim. O görüntülere bakarken yanlışlıklar yapıldı. Orada birinin elini tutmak için elini uzatmış olabilir. Bir başbakanın nasıl yumruk atabileceğini düşünebilirsiniz" diye konuştu.
Soma'daki protestolar sırasında Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel'in yerdeki bir kişi tekmelemesine Arınç sert tepki göstererek şu ifadeleri kullandı; "Bu çok feci bir olay. Savunacak değilim. Rapor konusu trajikomik bir olay" dedi.
Bakanlar Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Başbakanlık Merkez Bina'da toplandı. Yaklaşık 8 saat süren toplantı sonrası, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç kameralar karşısına geçti.
Madenlerin çıkartılmasının ekonomik bir faaliyet olduğunu ve kapatılmasının söz konusu olmadığını söyleyen Arınç, "Ama çıkaracağımız 15 milyar ton kömür rezervi 1 kişinin canının bedeli değildir, bu şartlar altında üretim devam etmemeli" dedi.
Soma ziyareti sırasında Başbakan'ın bir protestocuya tokat attığı iddiasını da yalanlayan Arınç, Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel'in yerdeki bir göstericiye tekme atarken görüntülenmesine de değindi.
"Bu çok feci bir olay" diyen Arınç, Yusuf Yerkel'in olay sonra rapor almasını ise "Trajikomik bir olay" sözleriyle değerlendirdi.
ARINÇ: ÖLÜM MUKADDERSE O ZAMAN BİZİM KAPATMAYI BUNUN DIŞINDAKİ TEDBİRLERİ DÜŞÜNMEMİZ LAZIM
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrasında basın açıklaması yaparak, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını değerlendirdi.
Türkiye'de, madenlerin kapatılmasının söz konusu olmadığını belirten Arınç, "Madenlerin kapatılması konusu geçmişte de söylendi, bugün de söylenebilir. Biz bunu gerçekçi bulmuyoruz. Türkiye için özellikle gerçekçi bulmuyoruz. Çok samimi kanaatim ekonomik açıdan sürdürülmesi gereken bir iştir. Maden de ağır risk var. Tehlikeli çalışma sınıfı içerisinde. Bu şartlar altında bu üretim devam etmemeli. Alınan bütün tedbirlere rağmen, yetersizse, bir yerde ortaya çıkacak sebep de böyle basit şekilde önlenemiyorsa, ölüm mukadderse, o zaman bizim kapatmayı, bunun dışındaki tedbirleri düşünmemiz lazım" dedi.
Bakanlar Kurulu'nun ana gündeminin Soma'daki maden kazası olduğunu belirten Arınç, "Görevlendirmeler yapıldı. Kendi alanları ile ilgili olarak, topyekûn çalışma alanını ilgilendiren konularda ek tedbirler konusunda neler yapılması gerektiği üzerinde duruldu. Yasalar çıkmıştır bundan sonra gerekirse çıkacaktır. Önemli olan bu yasaların uygulanmasıdır. Yasaların hayata geçirilmemesi bu konuda ihmalleri görülenler varsa, bunların tespiti edilmesi bizim açımızdan önemlidir" dedi.
"ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞIMIZ DA BİRKAÇ GÜN ÖNCE 3 AYRI DENETİM HEYETİ OLUŞTURMUŞTUR"
Somaya ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu'nun kurulmasının Meclis'te kabul edilmesini hatırlatan Arınç, "Adli soruşturma başlamış, bir kısım kişiler tutuklanmış. Sadece Adli yönden bir araştırma ile sınırlı olmamış, idari soruşturma da başlatılmıştır. Sadece, işveren, işverenin aldığı tedbirler, kusurlar söz konusu değil, bunlar adli yargının içinde kalacaktır. Anacak bazı kurumların da ihmalleri, eksikleri söz konusu ise, kişiler ve kurumlar bazında da idari soruşturma yapılmaktadır. Enerji Bakanlığımız 14 Mayıs tarihinde olayın aydınlatılması varsa sorumluların tespit edilmesi amacıyla idari soruşturma başlatmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız da birkaç gün önce 3 ayrı denetim heyeti oluşturmuştur. Kapsamlı bir denetim ve araştırma talimatları verilmiştir. Başbakanlığımız gerekli görürse başka denetim mekanizmalarını da harekete geçirecektir" açıklamasında bulundu.
"ÖLÜM MUKADDERSE O ZAMAN BİZİM KAPATMAYI BUNUN DIŞINDAKİ TEDBİRLERİ DÜŞÜNMEMİZ LAZIM"
Türkiye'de, madenlerin kapatılmasının söz konusu olmadığını belirten Arınç, "Madenlerin kapatılması konusu geçmişte de söylendi, bugün de söylenebilir. Biz bunu gerçekçi bulmuyoruz. Türkiye için özellikle gerçekçi bulmuyoruz. Çok samimi kanaatim ekonomik açıdan sürdürülmesi gereken bir iştir. 15 milyar ton rezervi buluna bir ülkede, her şeyi ithal yoluyla ikame etmeye kalksanız, cari açığımız bugünkünden 100 misli fazla olur. Bu, dünyanın hiçbir yerinde ekonomi karşılanmaz. Bu kömürü çıkarmalıyız. Isınmada, aydınlanmada kullanmalıyız. Madenlere sahipsek, bu madenlerimiz bulmalı, çıkarmalı değerlendirmeliyiz. Ama kesinlikle, buradan çıkaracağımız 15 milyar tonluk kömür rezervi, bir kişinin canının bedeli değildir. Tedbirleri almamız gerekir. Eğer bu tedbirleri alamıyorsak, biz her zaman 301 kişinin ölümüyle değil, 10,20,30 kişinin göçüktü, metan gazıydı…karşılaşacaksak o zaman madenleri, kapatmaktan bahsedebiliriz. Yoksa her sektörün kendi içinde riski vardır. Ulaşımda, sağlıkta da böyledir. Maden de ağır risk var. Tehlikeli çalışma sınıfı içerisinde. Bu şartlar altında bu üretim devam etmemeli. Alınan bütün tedbirlere rağmen, yetersizse, bir yerde ortaya çıkacak sebep de böyle basit şekilde önlenemiyorsa, ölüm mukadderse, o zaman bizim kapatmayı, bunun dışındaki tedbirleri düşünmemiz lazım" diye konuştu.
"SORULARA DA KISITLAMA GETİRELİM LÜTFEN"
Arınç, "Toplantıların uzadığına yönelik eleştiriler geliyor. Bel ki ben uzatıyorum ama, sorulara da kısıtlama getirelim lütfen. Herkes her şeyi sorarsa, biz herhalde 11'i buluruz" dedi.
"İNANIYORUZ Kİ ONLAR ŞEHİTTİRLER BUGÜN İÇİN BİR KARARA VARMADIK"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrasında basın açıklaması yaparak, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını değerlendirdi.
Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel'in 7 günlük iş göremez raporunu değerlendiren Arınç, "Rapor konusu trajikomik bir olay. Herhalde tekmelerken, ayak bileğini burkmuş olmalı diye düşündüm. Ben burada doktoru suçlayamam. İçinizden birisi de herhangi bir şikayet ile gitse, belirtilere göre, iş görmezlik raporu veya şunları tespit ettim 2 günde iyileşir der" dedi.
Soma'daki maden kazasında hayatını kaybedenlerin sivil şehit sayılması için bugün alınan bir kararın olmadığını belirten Arınç, "Bu feci bir olay. Vefat edenlerin hepsi erkektir. Bu arkadaşlarımızın ailelerini düşünüyoruz. Ölenleri geri getirme imkanımız yok. Kanundaki tabir ölüm aylığıdır. Genel sağlık sigortası ve SGK'ya göre çalışma yapıyoruz. İnanıyoruz ki onlar şehittirler. Pozitif ayrımcılığa tabi tutarak düzenleyebilir miyiz? Kanunen şehit sayılmalarından ziyade belki, şehitlerimize özellikle geçen yıl çıkardığımız kanunla tanınan hakları burada vefat eden insanlarımız için de uygulayabilir miyiz? Bugün için bir karara varmadık. Mevcut yasa zaten, bu imkanları veriyor. Genel sağlık sigortası ve SGK'ya yeni bazı hükümler koymak suretiyle hak sahiplerinin alabileceği imkanı devlet olarak biz verebilir miyiz? Bir düzenlemeyi umarım ki yakın zamanda sizlere açıklama fırsatımız olur" diye konuştu.
Soma'da yere düşen bir kişiye tekme atarken görüntülenen ve 7 günlük iş göremez raporu alan Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel'in durumuna ilişkin bir soruya Arınç, "Ben de o görüntüleri izledim. Herhalde bizim çok arakamızdaydı o olaylar. Ben onu görmedim. Çıplak gözle baktığım zaman, bu fotoğrafta veya videoda, yerde birisi var. İki tane özel harekatçı veya emniyet mensubu, onu yere yatırmışlar, etkisiz hale getirmişler. İsminden bahsettiğiniz kişi onu tekmeliyor. Bu çok feci bir olay, yerindedir diyecek halim yok. Zaten polis etkisiz hale getirmiş, yerde olan bir insana niçin tekme atılır. Atılmaması lazım. Taşıdığı sıfat itibariyle böyle bir şeyi düşünmemek lazım. Kendisi keşke böyle bir şey olmasaydı diye açıklama yapmış. Olayı tasvip etmiyorum, savunacak durumda değilim. Kim olursa olsun" diyerek yaşanan olaya tepki gösterdi.
"BAŞBAKANLIK MÜSTEŞARLIĞI BU OLAY VE KİŞİYLE İLGİLİ OLARAK, İDARİ BİR SORUŞTURMA YAPARSA"
"Arınç, "Yerde yatan bir kişiye tekme atmış, eğer o kişi şikayet ederse, bu bahsettiğiniz kişi hakkında bir adli soruşturma yapılabilir. Darp tekmelemek diyoruz. İdari bakımdan ne yapılabilir. Bunu yapmaması gerekir. Niçin yapmıştır? Bu da bir idari soruşturmaya konu olabilir. İdari soruşturma sonucunda da elbette bunu atayan makam, kendisi hakkında bir işlem yapabilir. Başbakanlık müsteşarlığı, bu olay ve kişiyle ilgili olarak, idari bir soruşturma yaparsa, bunun sonuncunda sayın Başbakanımız da müsteşarlıkta, mutlaka gerekeni yapacaktır" ifadelerini kullandı.
"RAPOR KONUSU TRAJİKOMİK BİR OLAY"
Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel'in 7 günlük iş göremez raporunu değerlendiren Arınç, "Rapor konusu trajikomik bir olay. Herhalde tekmelerken, ayak bileğini burkmuş olmalı diye düşündüm. Elbette hükümet tabibine veya bir hastaneye giderseniz, ayağımda bir şişlik var buna bir bakın derseniz, ödem der…ona göre bir rapor verir. Ben burada doktoru suçlayamam. İçinizden birisi de herhangi bir şikayet ile gitse, belirtilere göre, iş görmezlik raporu veya şunları tespit ettim 2 günde iyileşir der. Avukatlık günlerimizden hatırladığım budur. Burada, olaydan sonrasına dair bir rapor verildiği anlaşılıyor. Yani tekmeyi atmış, daha sonra da, ayağında herhangi bir arıza oluşmuş. Bir çekişme bir kavga olmuş olsaydı, o sırada kendisi de darp edilmiş veya yaralanmış olsaydı o zaman adli bir konu olurdu. Kim kime neden vurmuş. Bunu inceleme ihtiyacı hissederdik. Ama galiba rapor içeriği ve kendi beyanıyla da bundan sonra olayın arızanın meydana geldiğini söylüyor. Onun için bundan bahsetmemize bile gerek yok" açıklamasında bulundu.
"İNANIYORUZ Kİ ONLAR ŞEHİTTİRLER BUGÜN İÇİN BİR KARARA VARMADIK"
Soma'daki maden kazasında hayatını kaybedenlerin sivil şehit sayılması için bugün alınan bir kararın olmadığını belirten Arınç, "Arınç, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız bir taslağı bizimle paylaştı. Maden faciasında vefat eden işçilerimizin şehit olması konusunda konuşma yapılmıştır ama verilen bir karar yok. Bu feci bir olay. Vefat edenlerin hepsi erkektir. Bu arkadaşlarımızın ailelerini düşünüyoruz. Ölenleri geri getirme imkanımız yok. Hak sahiplerine, yardım kampanyaları açılmıştır, burada toplananlar hak sahiplerine ulaşacaktır. SGK kanunda, iş kazaları sonucunda vefat edenlerle ilgili özel hükümler var. Burada prim ödeme gün sayısının önemi yok. O gün bile işe başlasa, ölüm geliri bağlanmaktadır. Kanundaki tabir ölüm aylığıdır. İş adamlarının sosyal amaçlı talepleri var. Ev ve konut gibi. Genel sağlık sigortası ve SGK'ya göre çalışma yapıyoruz. İnanıyoruz ki onlar şehittirler. Pozitif ayrımcılığa tabi tutarak düzenleyebilir miyiz? Kanunen şehit sayılmalarından ziyade belki, şehitlerimize özellikle geçen yıl çıkardığımız kanunla tanınan hakları burada vefat eden insanlarımız için de uygulayabilir miyiz? Bugün için bir karara varmadık. Mevcut yasa zaten, bu imkanları veriyor. Genel sağlık sigortası ve SGK'ya yeni bazı hükümler koymak suretiyle hak sahiplerinin alabileceği imkanı devlet olarak biz verebilir miyiz? Bir düzenlemeyi umarım ki yakın zamanda sizlere açıklama fırsatımız olur" diye konuştu.
"GÖREBİLDİĞİM KADARIYLA BAŞBAKANIMIZ KİMSEYE YUMRUK ATMADI"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrasında basın açıklaması yaparak, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını değerlendirdi.
Arınç, Başbakan Erdoğan'ın Soma'daki maden ocağı kazasından sonra ilçeyi ziyaret etmesi sırasında yaşanan 'yumruk' tartışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Erdoğan'ın kimseye yumruk atmadığını söyleyen Arınç, "Başbakanımız Belediye önünde bir konuşma yaptı. Konuşmaya başladı ki yuh sesleri "hükümet istifa" sesleri geldi. Başbakanımız "Ben sizin acınızı paylaşmaya geldim, siyaset yapmaya gelmedim" dedi. Daha sonra Akhisar'a gitmek üzere araca bindik. Orada el sallayanlar oldu, alkışlayanlar oldu. Araçla giderken Başbakan, "Onlarla selamlaşacağım" dedi. İnsanlar mutlu oldu. O insanların yanında yuhalayanlar oldu. Başbakan "İstifa et" diyenlerin yanına gitti. "Ben neden istifa edeyim" dedi. Kızlar mahcup oldu Orada abartanlar oldu. Başbakan'ın "Neden katil olayım ben" dediğini duydum. Kızlarla konuştu. Sola doğru yalpalanma oldu. Saldırgan bazı kişiler gördüm. Sola doğru bir geçiş oldu. Orada bir market varmış, Başbakanımız markete girdi. 7-8 kişi bir markete doğru süratle girdiler. Ben biraz geride kaldım. Görebildiğim kadarıyla Başbakanımız kimseye yumruk atmadı. Yumruk atıldığını söyleyen kişi de 4. kez ifadesini değiştirdi. Ne kadar itibar edilir? Başbakanımızın yumruk attığını görmedim. O görüntülere bakarken yapılan yorumlarda, yanlışlıklar yapıldı. Bir ülkenin ismini zikrederek Başbakanımızın 'filanın filanı' diye bir beyanı var. Yemin ederim ki böyle bir cümlesini de duymadım. Orada birinin elini tutmak için elini uzatmış olabilir mi? Bir ihtimal olabilir. Bir başbakanın nasıl yumruk atabileceğini nasıl düşünebilirsiniz. Hangi ülkenin Başbakanı bunu yapabilir. Bizim Başbakanımız neden böyle bir şey yapsın? Oraya kimseyi yumruklamak için gitmedik" açıklamasında bulundu.