Başbakan'dan sert açıklama!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler sonrası yaptığı ilk "Millete Hizmet Yolunda" programında cemaate yüklenerek Cumhurbaşkanlığı seçimi mesajları verdi
1 Mayıs’ı, tatil ilan ettiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, yarın kutlanacak olan 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nın şiddet ve çatışmadan uzak kutlanmasını temenni ettiklerini belirterek, "1 Mayıs’ın, şiddetten, vandalizmden, çatışmadan uzak şekilde, bir emek, demokrasi ve dayanışma şöleni olarak kutlanması en büyük arzumuz. Millet olarak, geçmişte yaşanan acı ve kötü manzaraların yaşanmasını hiç arzu etmiyoruz. 1 Mayıs’ın artık coşku içinde kutlanması, olumsuz imajından kurtulması en büyük arzumuz. İşçilerimizin, emekçilerimizin, tüm çalışanlarımızın, tahriklere boyun eğmeden, kendi günlerini bayram havasında kutlayacaklarına inanıyor; ben de tüm çalışanların Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum" dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin aday tespit çalışmalarının hassas bir şekilde ilerlediğini belirten Başbakan Erdoğan, "Cumhur, tarihimizde ilk kez Cumhurbaşkanını seçecek. İnşallah, kısa süre zarfında adayımızı açıklayacak, Türkiye’yi 77 milyonuyla kucaklayan bir atmosferde seçimleri gerçekleştireceğiz. Ne seçim öncesinde, ne seçim sonrasında bir belirsizliğin oluşmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin ve ekonominin belirsizlik içine girmesine asla göz yummayacağız. İnşallah, Türkiye bu seçimlerden de güçlenerek çıkacak ve 2023 hedeflerine artık çok daha yakınlaşmış olacak" dedi.
Zorlu bir yerel seçimin sona erdiğini belirten Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "Allah’a hamdolsun, çok zorlu, çok meşakkatli, çok çetin bir seçim sürecinin ardından yeniden sizlerle hemhal oluyor, yeniden evlerinize misafir oluyoruz. Bu vesileyle, 30 Mart 2014 Mahalli İdareler Seçimlerinin ülkemize, milletimize, demokrasimize, şehirlerimize hayırlı olmasını diliyorum."
ŞAHSIMA, ÇALIŞMA ARKADAŞLARIMA, HATTA AİLEME YÖNELİK SON DERECE AHLAK DIŞI SALDIRILAR YAPILDI
30 Mart seçimleri öncesinde yaşananlara değinen Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "3 Kasım 2002 tarihinden bu yana geçen 12 yılda, 3 Genel Seçim, 3 Yerel Seçim, 2 Halkoylaması olmak üzere, aziz milletimiz tam 8 defa sandığa gitti. Türkiye tam 8 defa zorlu imtihanlardan geçti. Fakat bu defa gösterdiği yüksek katılımla, yüzde 90 gibi bir katılımla, inanıyorum ki Türkiye Cumhuriyetinde demokrasi rekoru kırdı. Türkiye, meselelerini, sokakta değil, karanlık odalarda değil, sandıkta çözüme kavuşturdu. Ülkemize tercihlerini, rotasını, istikametini sandıkta belirledi. Her seçimde kazanan, milli irade oldu, Yeni Türkiye oldu; Kazanan demokrasi oldu. Vesayeti savunanlar, eski Türkiye’yi savunanlar, milli iradeyi ipotek altına almak isteyenler, her defasında hezimete uğradı, her defasında sandığa gömüldü. 30 Mart 2014’te gerçekleştirilen Mahalli İdareler seçimi, bu tablonun çok daha şedit, çok daha bariz biçimde ortaya çıktığı bir seçim oldu. 30 Mart seçimleri öncesinde yaşananları lütfen hatırlayın. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine, şahsıma, çalışma arkadaşlarıma, hatta aileme yönelik son derece ahlak dışı saldırılar yapıldı. Milli iradeyi gölgelemek, demokrasiyi devre dışı bırakmak, hukuku çiğnemek suretiyle Türkiye, kutlu istikametinden saptırılmak istendi. 30 Mart öncesi yapılan saldırılar, sadece şahsımızı, sadece ailemizi, arkadaşlarımızı, hükümetimizi hedef almakla kalmadı. Ne acıdır ki, ülke içindeki bazı ihanet şebekeleri ve ülke dışında bunlara lojistik sağlayan bazı örgütler tarafından, ülkemizin istiklali, istikbali; ülkemizin, birliği, kardeşliği hedef alındı."
SES KAYITLARIYLA, MONTAJ KASETLERLE MANEVİ DEĞERLERİMİZ AYAKLAR ALTINA ALINDI
Yayınlanan ses kayıtlarını sert bir dille eleştiren Başbakan Erdoğan, "Her gün ortalığa saçılan ses kayıtlarıyla, montaj kasetlerle, kimi zaman görüntülerle, toplumsal değerlerimiz, dini ve manevi değerlerimiz açıkça ayaklar altına alındı. Hazreti Peygamberimizin dahi, kirli bazı örgütler tarafından son derece edepsiz biçimde istismar edildiğine, saygısızca kullanılmak istendiğine şahit olduk. Hiçbir değere hürmeti olmayan; dini, manevi, toplumsal ve insani hiçbir kutsalı tanımayan, helal ve haram kavramlarının sınırlarını kaybetmiş bir örgütün öncülüğünde, ülkemiz adeta esir alınmak istendi. Şunu burada özellikle vurgulamak isterim; Önce Gezi olaylarının, ardından da 17 Aralık ve 25 Aralık Darbe girişimlerinin hedefi, mevcut Hükümeti zayıflatmak, yıpratmak ve ardından da iktidardan uzaklaştırmaktı. Sokakları hareketlendirmek, sosyal medya aracılığıyla gençleri sokağa dökmek, şiddeti körüklemek suretiyle huzuru bozmak istiyorlardı. Ekonomiyi durdurmak, tüm kazanımlarımızı yok etmek, Türkiye’nin istikrarla büyümesini yavaşlatmak istiyorlardı. Küresel ölçekteki büyük projelerimizi, Hızlı Tren, 3’üncü Boğaz Köprüsü, 3’üncü Havalimanı, Marmaray gibi projeleri durdurmak, Türkiye’nin küresel rekabetteki gücünü kırmak istiyorlardı. Artık şehadet haberlerinin gelmediği, artık ölüm haberlerinin gelmediği, başarıyla ilerleyen Çözüm Süreci’ni akamete uğratmak, kardeşliğimize darbe vurmak istiyorlardı. Türkiye 2023 hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlerken, içerden ve dışardan birileri, bu kararlı yürüyüşün önünü kesmek istiyorlardı" dedi.
SİZ, İSTİKLALİMİZE, YENİDEN İSTİKLAL MÜCADELEMİZE SAHİP ÇIKTINIZ
Seçim sonuçları ile birlikte 77 milyonun kazançlı çıktığını söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İşte siz, bu saldırılara dur dediniz. Siz, İstiklalimize, Yeniden İstiklal Mücadelemize sahip çıktınız. Sabrettiniz, tahammül ettiniz, sandığa gittiniz ve söyleyeceğinizi çok net biçimde sandıkta söylediniz. Sandıkta verdiğiniz kararla, Yeni Türkiye ve Büyük Türkiye hedefine sımsıkı sahip çıktınız, o hedefleri muhafaza ettiniz. Bir kez daha açık bir şekilde görülmüştür ki, Türkiye demokrasisi olgun bir demokrasidir. Bir kez daha ortaya çıkmıştır ki, halkımızı reşit olarak görmeyen, halkın iradesini, milletin iradesini vesayet altına almaya çalışanlar o irade karşısında hüsrana uğramışlardır. 30 Mart seçimlerinde, aziz milletimiz, demokrasiye inanmayanlara, halkın iradesine güvenmeyenlere asla unutamayacakları büyük bir ders vermiştir. Bu vesileyle, buradan, aziz milletimize şükranlarımı sunuyorum. İradesine, ülkesine, bayrağına, istiklaline, demokrasisine sahip çıkan; İstiklal Mücadelesi ruhuyla sandığa giden aziz milletimize çok çok teşekkür ediyor, her birinizden Allah razı olsun diyorum. Şunu bir kez daha ifade etmek isterim ki; 30 Mart seçimlerini kazanan, en başta aziz milletimiz olmuştur, en başta Türkiye olmuştur. Türkiye, 77 milyon her bir ferdiyle, bu seçimden kazançlı çıkmıştır" açıklamasında bulundu.
30 MART SEÇİMLERİYLE, SİZLERİN BİZE VERDİĞİNİZ MESAJI ÇOK İYİ OKUDU
30 Mart yerel seçimlerinde çıkan sonuçların iyi anlaşılması gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "30 Mart öncesinin demokrasi ve hukuk dışı tartışmaları sona ermiş, Yeni Türkiye ideali zaferini ilan etmiş, Türkiye kutlu yolculuğunda bütün vatandaşlarıyla yeniden güç ve motivasyon kazanmıştır. 30 Mart seçimleriyle, sizlerin bize verdiğiniz mesajı çok iyi okudu, çok iyi anladık. Şundan emin olunuz ki, istiklalimizi, birliğimizi, kardeşliğimizi ve huzurumuzu tehdit eden çetelerle, örgütlerle mücadelemiz hiç hız kesmeden devam edecektir. Uluslararası merkezlerin maşası gibi çalışıp, kendi ülkesine ihanet eden örgütlerden, hukuk ve demokrasi içinde mutlaka hesap sorulacaktır. Sizler, 30 Mart’ta sandıkta bize bu yetkiyi verdiniz, bu talimatı verdiniz. Hiç endişeniz olmasın, bizler de vazifemizi bihakkın yerine getireceğiz. Yine sizler, 30 Mart’ta, aktif dış politikamızın, çözüm sürecinin, küresel yatırımların, özellikle de ekonomik politikalarımızın devamı konusunda bize güvenoyu verdiniz. 12 yıldır yaptığımız gibi, dış politikada, iç politikada, sosyal politikalarımızda ve ekonomide, sizin çizdiğiniz istikamette yürümeye ve sizlere hizmet üretmeye devam edeceğiz" dedi.
MUHALEFETİN, 30 MART ÖNCESİ DÜŞTÜĞÜ HATAYI GÖRMESİNİ BEKLİYORUZ
Konuşmasında muhalefeti de eleştiren Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "30 Mart’ta sandıkta sizler, huzur dediniz, kardeşlik dediniz, istikrar dediniz. Hiç endişeniz olmasın, Türkiye’de gerilimlerin tarafı olmayacak, huzurun, kardeşliğin, istikrarın bozulmasına asla göz yummayacağız. Bütün arzumuz, sizin sandıkta ders verdiğiniz muhalefet partilerinin de, sizin mesajınızı okumaları, gereğini yapmalarıdır. 30 Mart öncesinde karanlık örgütlerin peşine vagon olan muhalefet partileri sizden zaten gereken cevabı aldılar. Muhalefetin de artık değişmesi, 2023 hedefleri doğrultusunda, Yeni Türkiye hedeflerine ulaşma istikametinde vazifesini yapması 77 milyonun beklentisidir. Muhalefetin, 30 Mart öncesi düştüğü hatayı görmesini, bunu sorgulamasını, kendisini yenilemesini arzuluyor ve bekliyoruz."
CUMHUR, TARİHİMİZDE İLK KEZ CUMHURBAŞKANINI SEÇECEK
Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin aday tespit çalışmalarının hassas bir şekilde ilerlediğini belirterek, "Biz, 10 Ağustos’ta ilk turu yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, tam bir dostluk, kardeşlik, sük?net ve suhulet havasında girmek istiyoruz. Cumhur, tarihimizde ilk kez Cumhurbaşkanını seçecek. 2007’de yaptığımız Anayasa Değişikliği ile bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanı’nın sizler tarafından seçilmesini Anayasal hükme bağladık. Ağustos ayında ilk kez bu seçimleri gerçekleştireceğiz. Bizim aday tespit çalışmalarımız son derece hassas bir şekilde ilerliyor. İnşallah, kısa süre zarfında adayımızı açıklayacak, Türkiye’yi 77 milyonuyla kucaklayan bir atmosferde seçimleri gerçekleştireceğiz. Ne seçim öncesinde, ne seçim sonrasında bir belirsizliğin oluşmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin ve ekonominin belirsizlik içine girmesine asla göz yummayacağız. İnşallah, Türkiye bu seçimlerden de güçlenerek çıkacak ve 2023 hedeflerine artık çok daha yakınlaşmış olacak" dedi.
ANKARA’DAN YAYILAN HEYECAN, SADECE MİSAK-I MİLLİ SINIRLARININ İÇİNDE KALMADI
23 Nisan kutlamalarına değinen Başbakan Erdoğan, "Bakınız, bu ay içinde, ülkemiz, milletimiz, cumhuriyetimiz ve demokrasimiz için çok önemli bir yıldönümünü idrak ettik. 23 Nisan’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 94’üncü yıldönümünü milletçe kutladık. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi, milli iradenin tecelli ettiği yeg?ne merkez olarak kabul edildi. Ankara’dan yayılan heyecan, sadece Misak-ı Milli sınırlarının içinde kalmadı. Hindistan’daki, Pakistan’daki, Afganistan’daki, Balkanlar’daki, Ortadoğu’daki, kardeşlerimiz bu sevince ortak oldu. Dünyanın dört bir yanından dualar edildi. Dünyanın dört bir yanından insanlar, kardeşlerimiz parmaklarındaki yüzükleri, kollarındaki bilezikleri çıkarıp, Meclis için, Kurtuluş Savaşımız için gönderdiler. Türkiye Büyük Millet Meclisi, geniş medeniyet havzamızdaki mazlumların hepsi için bir umut ışığı oldu. Bu topraklar üzerinde yaşayan farklı renkler, farklı etnik gruplar, farklı mezhepler, yüreklerini, varını yoğunu ortaya koyarak, Meclis’in iradesi altında, Kurtuluş Savaşımız için, ortak ideallerimiz için mücadeleye başladı. O kurucu Meclis’te yalnızca ve yalnızca millet egemenliği vardı. Hiç kimsenin dışlanmadığı, hiç kimsenin horlanmadığı, hiç kimsenin aşağılanmadığı, hiç kimsenin ötekileştirilmediği bir atmosfer vardı. İşte o birliktelik, o kenetlenme hali, o kardeşlik ruhu, o dayanışma iklimi, bizi bugünlere getirdi" ifadelerine yer verdi.
MECLİS’E EL UZATAN, MECLİS’İ SİNDİRMEYE ÇALIŞAN HİÇBİR GÜÇ, MİLLETİN VİCDANINDA KARŞILIK BULAMAMIŞTIR
Meclis ve milli irade vurgusu yapan Başbakan Erdoğan, "Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 94’üncü Yıldönümünde, şu hususu önemle vurgulamak isterim. Bu Meclis, çok büyük acılar neticesinde kurulmuştur. Bu Meclis, şehitlerimizin, gazilerimizin, aziz milletimizin fedakarlıkları, cansiperane gayretleriyle kurulmuştur. Bu Meclis, bize Cumhuriyetimizi armağan etmiştir. 23 Nisan 1920 ruhu, üzerinde hiçbir vesayet, hiçbir gölge kabul etmemiştir, etmeyecektir. Zaman zaman, demokrasimizin kesintiye uğratıldığı, Meclis’in varlığının hiçe sayıldığı, milli iradenin yok sayıldığı dönemlerden geçtik. Demokrasinin, hukukun, milli iradenin hiçe saydığı o karanlık dönemlerde de Türkiye büyük acılar yaşadı. Ancak, aziz milletimiz, kendisini Meclis’in, milli iradenin üzerinde gören her gücü, her oluşumu, günü geldiğinde bertaraf etti. Şurası bir gerçek ki; Türkiye, aziz milletimiz, her meselesini Meclis yoluyla, demokrasi yoluyla çözmeye kararlıdır. Meclis’e el uzatan, Meclis’i sindirmeye çalışan hiçbir güç, milletin vicdanında karşılık bulamamıştır, bulamayacaktır" açıklamasında bulundu.
TÜRKİYE ÜSTÜNLERİN HUKUKUNDAN HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE DOĞRU UZANAN YOLCULUK
Türkiye’nin üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne doğru uzanan yolculukta mesafe kat ettikçe, daha da büyüdüğünü, büyüyeceğini belirten Başbakan Erdoğan, "Türkiye, demokratikleştikçe, Türkiye üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne doğru uzanan yolculukta mesafe kat ettikçe, daha da büyüyor, daha da gelişiyor, hedeflerine, hayallerine doğru daha bir kararlılıkla koşuyor. Türkiye düşmanları, Türkiye’nin medeniyet yürüyüşünü durduramadı ve de durduramayacak da. Siz bize destek oldukça, biz, sizin hayallerinizi, sizin ideallerinizi, sizin hedeflerinizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Yatırımlarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz, açılışlarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bakınız, seçim sürecinde, gittiğimiz hemen her şehirde, birçok ilçemizde toplu açılışlar gerçekleştirmiştik. Seçim sonrasında da bu açılış törenlerimize ara vermedik. 12 Nisan’da, İstanbul ve Marmara Denizi’nin temizliği için son derece önemli bir yatırımı, Ambarlı İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’ni hizmete aldık. Bu arıtma tesisiyle birlikte, yıllık 54 bin 750 ton çamurun, 146 milyon metreküp atık suyun Marmara Denizi’ne karışmasını engellemiş oluyoruz. Arıtılan suların bir kısmı çevre sulama ve sanayide kullanılabilir hale getirilecek. 5 yıllık işletme bedeli ile beraber 122 milyon 500 bin Euro’ya mal olan bu tesis, enerjisini de kendisi üretecek. Ben, bu çevre yatırımının bir kez daha İstanbul’umuza, Marmara Bölgemize hayırlı olmasını diliyorum. Ve bu vesileyle de İstanbul Büyükşehir belediyemize teşekkür ediyorum" diye konuştu.
AVRASYA TÜNELİ’MİZİN İNŞASINDA ÖNEMLİ BİR AŞAMANIN STARTINI VERDİK
Açılış ve yeni projelerin devam edeceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan şu ifadelere yer verdi: "19 Nisan’da bir başka büyük yatırımı, Avrasya Tüneli’mizin inşasında önemli bir aşamanın startını verdik. Bu proje bütünüyle tamamlandığında, inşallah, tıpkı Marmaray’da olduğu gibi, Kazlıçeşme - Göztepe arasında, denizin altından gidiş gelişli iki tüp yerleştirecek, lastikli araçların dakikalar içinde iki kıta arasında seyahat etmesini mümkün hale getireceğiz. Bu sayede, denizin altından lastikli araçların geçmesine imk?n tanıyan ve sadece Amerika’da, Malezya’da, Fransa’da olan karayolu tünelinden Türkiye’de de olmuş olacak. Toplam maliyeti 1 milyar 245 milyon dolar olan bu büyük proje, 14,6 kilometrelik bir yoldan oluşuyor. Kazlıçeşme’den Göztepe’ye, 14,6 kilometre. Bunun, 5,4 kilometresi, Boğaz’ın altında inşa ettiğimiz bu tünelden oluşacak. Geriye kalan 9,2 kilometrelik kısımda da, yollar, geçiş tünelleri, köprüler, üst geçitler inşa edeceğiz. Bu iki nokta, yani Kazlıçeşme ile Göztepe arası şu anda 100 dakikada alınabiliyor. Avrasya Tüneli tamamlandığında, bu mesafe sadece 15 dakikada kat edilecek. Tünel ve yollar inşa edilip tamamlandığında, hem kendisini amorti edecek, hem de yakıttan sağladığı tasarrufla ülkemize önemli getirisi olacak. İnşallah, Allah ömür verirse, yapının tamamlandığını da görecek, açılışını yine milletimizle birlikte gerçekleştireceğiz. Bu ay içinde ayrıca, Konya, Karaman ve Kayseri’de de açılışlarımız oldu. 26 Nisan’da Konya ve ilçelerinde, 34 farklı yatırımdan oluşan toplam 169 trilyon liralık hizmet ve tesisin açılışını gerçekleştirdik. Yine aynı gün, Karaman’da, yapımını tamamladığımız 268 trilyon liralık eser ve yatırımı hizmete aldık. Bir gün sonra, 27 Nisan’da Kayseri ve ilçelerinde tamamlanan yatırımlarımızı resmi olarak açtık. Bu sayede, bir gün içinde, kamu ve özel sektör yatırımlarından oluşan toplamda 72 farklı projeyi, 598 trilyon lira tutarındaki yatırımı Kayseri’ye kazandırmış olduk. Tüm bu yatırımların, hizmet ve eserlerin hayırlı olmasını diliyor, Bakanlıklarımıza, Bakan arkadaşlarımıza, belediyelerimize, özel sektörümüze milletim adına teşekkür ediyorum."
ALMANYA CUMHURBAŞKANI JOACHİM GAUCK İLE GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞTİRDİK
Yurt dışı ziyaretlere ve kabullere değinen Başbakan Erdoğan, "Bütün bu yoğun gündem içinde, Nisan ayı boyunca, yurtdışı temaslarımızı da sürdürdük. Kardeş ülke Azerbaycan’la her seçim sonrası ilk ziyaretlerimizi yapmak artık ülkelerimiz arasında bir gelenek oldu. 30 Mart seçimleri sonrası, Azerbaycan’ı ziyaret ettik ve orada ülkelerimizin geleceği adına önemli görüşmelerde bulunduk. Bu yurtdışı ziyaretimize ilave olarak, dış politikamız açısından çok önemli olan kabuller de gerçekleştirdik, dünyanın dört bir yanından gelen devlet adamlarını ülkemizde ağırladık. Bu kapsamda, Letonya Cumhurbaşkanı Andris Berzins ile, Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta ile, Malezya Başbakanı Necib Tun Abdurrezzak ile, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner ile, Hırvatistan Parlamentosu Başkanı Yosip Leko ile, Kırım Tatar Lideri Sayın Kırımoğlu ve Kırım Tatar Türk Meclisi Başkanı Çubarov ile, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ile görüşmeler gerçekleştirdik. Tüm bu temasların da ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum" ifadelerine yer verdi.
REGAİP KANDİLİNİZİ DE ŞİMDİDEN TEBRİK EDİYORUM
"Bugün itibariyle, Hicri 1435 yılının Mübarek 3 Aylara erişmiş bulunuyoruz. 3 Ayların, mübarek Recep ve Şaban aylarının, ülkemiz, milletimiz, Müslümanlar ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini niyaz ediyorum. Rabbime, hepimizi Mübarek Ramazan’a da eriştirmesi için dua ediyorum. 3 Ayların ilk Cuma akşamında, yani yarın, Mübarek Regaip Kandilini de idrak edeceğiz. Regaip Kandilinizi de şimdiden tebrik ediyorum" dedi.
1 MAYIS’IN, ŞİDDETTEN, VANDALİZMDEN, ÇATIŞMADAN UZAK KUTLANMASI EN BÜYÜK ARZUMUZ
1 Mayıs’ı, tatil ilan ettiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, yarın kutlanacak olan 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nın şiddet ve çatışmadan uzak kutlanmasını temenni ettiklerini belirterek, "Perşembe günü, çalışanlar için büyük öneme haiz 1 Mayıs’ı kutlayacağız. Bildiğiniz gibi, 2008 yılında Hükümet olarak 1 Mayıs’ı Emek ve Dayanışma Günü olarak biz tatil ilan ettik. 1 Mayıs’ın, şiddetten, vandalizmden, çatışmadan uzak şekilde, bir emek, demokrasi ve dayanışma şöleni olarak kutlanması en büyük arzumuz. Millet olarak, geçmişte yaşanan acı ve kötü manzaraların yaşanmasını hiç arzu etmiyoruz. 1 Mayıs’ın artık coşku içinde kutlanması, olumsuz imajından kurtulması en büyük arzumuz. İşçilerimizin, emekçilerimizin, tüm çalışanlarımızın, tahriklere boyun eğmeden, kendi günlerini bayram havasında kutlayacaklarına inanıyor; ben de tüm çalışanların Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum" diye konuştu.