Gazete Vatan Logo

Başbakan'dan eski emniyet müdürüne büyük şok!

Paralel yapı için suç duyurusu...

Başbakan'dan eski emniyet müdürüne büyük şok!

Başbakan, eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı hakkında suç duyurusunda bulundu, Ergenekon ve diğer davalarla ilgili ‘paralel yapı’ olup olmadığının araştırılmasını istedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisine iftira ve hakarette bulunduğu iddiasıyla eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer hakkında suç duyurusunda bulundu. Ayrıca Yılmazer hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulması istendi.

Yılmazer, katıldığı televizyon programında Ergenekon, Balyoz, Odatv, İnternet andıcı, Devrimci Karargah davaları ile bu davalardaki tutuklamaların Başbakan’ın bilgisi ve talimatıyla olduğunu öne sürmüştü. Erdoğan’ın avukatlarının Ankara Başsavcılığı’na verdiği suç duyurusu dilekçesinde, “Başbakan’ın kimseyi tutuklama veya tutuklattırma yetkisinin olmadığı” ifade edildi. Erdoğan’ın eski Genelkurmay Başaknı İlker Babuğ’un ifadeye çağrılacağını öğrenince, gerekli hassasiyetle davranılması konusunda talimat verdiği de belirtildi.

Ergenekon talimatı

“Ergenekon’un varlığı” iddiasına ilişkin istihbarat raporları devletin “üst yöneticilerince” arz edildiğinde, Erdoğan’ın bunlarla ilgili tedbirlerin alınması talimatı verdiği anlatılan dilekçede, Başbuğ’un, ifadeye çağrılması konusunda Başbakan’ın bilgilendirilmesinin doğal olduğuna dikkat çekildi. Dilekçede, şöyle denildi: “Şüpheli, adı geçen davaların bir kısım sanıklarıyla ilgili ifadeye çağrılma kısmında sunulan bilgiyi kasten çarpıtarak ve belki de yaptığı bir kısım suç teşkil eden fiillerin ortaya çıkması endişesiyle kasıtlı olarak müvekkile iftira atmaktadır. Yaşadığımız günlerde ortaya çıkan yeni bilgiler ve paralel yapılanma iddiaları nedeniyle bu davalarda yargılanan ve haksız yere hapis yattığını ileri süren kişilerin de çokluğu karşısında, şüpheli bu insanları müvekkilime karşı kışkırtmakta ve toplumsal kargaşa çıkmasını istemektedir.”



‘Dalga’lara karşı çıktı

Erdoğan’ın, bu soruşturmalarla ilgili “Bu dalga dalga operasyonlar milleti boğacak” dediği ve yanlış gördüklerini kamuoyu önünde dile getirdiği belirtildi. “Bugün bile Erdoğan’ın anlayamadığı bir şekilde, Türkiye Cumhuriyeti’nin meşru Genelkurmay Başkanı’nın ‘terör örgütü kurmak ve yönetmek’ iddiasıyla tutuklandığı ve Anayasa’nın açık hükümlerine rağmen özel yetkili ağır ceza mahkemesinde yargılandığı” kaydedilen dilekçede, Erdoğan’ın, Başbuğ’un bu şekilde suçlanmasının kabul edilemez bir iddia olduğunu tüm süreçlerde beyan ettiği aktarıldı. Dilekçede, “İnternet Andıcı” davasına müdahil olunmasına rağmen hiçbir duruşmaya katılınmadığı ifade edildi.

Dilekçede, Yılmazer’in, “Tüm tutuklamaları biz yaptık” demesinin “suç itirafı” olduğuna yer verildi. “Savcılığın, bu suç itirafından yola çıkarak, bu soruşturmalarda görev alan kamu görevlileri içinde ‘paralel bir yapının’ olup olmadığını tespit etmesinin beklendiği” bildirilen dilekçede, Yılmazer’in, “kendisiyle beraber hareket eden örgütlü yapıdan gözleri uzaklaştırmak ve başka kişilere suç atmak gayreti içinde olduğu” ifade edildi.



Nedim Şener’in tweetleri...

Erdoğan’ın, Başbuğ’un tutuklanmasından sonradan haberdar olduğu” belirtilen dilekçede, “Nedim Şener ve Ahmet Şık olayı da aynen buna benzemektedir” denildi. Dilekçede, “Şüpheli ve örgütlü olarak hareket ettikleri bir kısım kamu görevlileri ile basın organlarındaki yandaşlarınca bağlı oldukları hoca ve kamu görevlileri hakkındaki bir kitabın daha matbaadayken basılıp yok edilmesi ve yazarının tutuklanmasına sebep olacak bir süreç işletmiştir” denildi. Suçun Başbakan’a yıkılmak istendiği ifade edilen dilekçede, “Zaten Nedim Şener de hem yayın anında attığı tweetlerle hem de öncesindeki açıklamalarıyla Sayın Başbakan’ın süreçten haberinin olmadığını açıklamıştır.”

Haberin Devamı