Başbakan'dan Ahmet Kaya çıkışı
Başbakan Erdoğan, yerel seçim öncesi Kızılcahamam'da kampa giren AK Parti'nin toplantısında konuştu. Erdoğan konuşmasında Marmaray'a dua eleştirisinde bulunanlara, 'Bu ülkenin istiklal marşında bile dua vardır. Bunlar sadece 2 dörtlükten ibaret İstiklal Marşı var sanıyorlar. Marmaray’ın açılışında dua edilmesinden rahatsız olanlar bu ülkeyi tanımadıkları kadar İstiklal Marşı’nı da bilmiyor' diye yanıt verdi.
İşte o konuşmadan şatır başları...
AK Parti rüzgarın önünde savrulan bir parti değildir. Çanakkale ruhunu özümsemiş, Çanakkale’de yazılan destanı kendisine yol haritası olarak belirlemiş bir partidir.
Yüreğinde gurbette okumak zorunda kalmış kızlarının sızısı olmayanlar, yüreğinde Ahmet Kaya’nın gurbette ölümünü hissetmeyenler, Cem Karaca’nın gurbette hüküm giymesi konusunda sızısı olmayanlar bizi anlayamazlar. Bize kimse millet, milliyet dersi vermesin. Önce bunu kendileri öğrensin. Birileri bizi anlamasa da milletimiz bizi çok iyi anladı ve anlıyor. Bu aziz millet memleketin başında nasıl bir idareci kadrosu görmek istiyorsa işte biz oyuz. Millete efendi olmaya gelmedik, biz hizmetkarız.
'MAKAMLAR GELİP GEÇİCİ'
Makamlar, mevkiler, rütbeler gelip geçici. Ezeli rütbe milletin gönlünde, Allah’ın nezdinde elde edilen rütbedir.
Nice nemrutlar, kudretli kumandanlar, firavunlar geldi geçti. İsimleri hatırlanmıyor. Başbakanlık, bakanlık, vekillik.. Bütün bu payeler unutulur gider.
Anadolu ve Trakya’nın tarihine ve şehirlerine bakın. O şehirlere hükmeden nice kişilerin hatırlanmadığını ama bir kaymakamın, bir belediye başkanının, o şehre hizmet vermiş bir kişinin unutulmadığını görürsünüz.
Devletler de gelip geçicidir. Nice devletler vardır. Kurulmuş dünyaya hükmetmiş. Ama gün gelmiş unutulmuş gitmiş.
Devlet unutulur ama millet yürüyüşüne devam eder.
Makamların insana ne kattığına kimse bakmaz. İnsanın makamlara ne kattığına bakarlar.
'BİZ BİR KADRO HAREKETİYİZ'
Bu hareketin lideri olarak sorumluluk önce bende ama biz bir kadro hareketiyiz. Dicle’nin kenarında bir koyunu kurt kapsa bunun vebali ne kadar benim üzerindeyse sizin de üzerinizdedir. Bacası tütmeyen hanenin derdi bizim derdimizdir. Bu kadro fedakarlık üzerine kurulmuş bir kadrodur. Şahsi çıkarlar çerçevesinde değil millet, ülke, insanlığın çıkarları doğrultusunda inşa edilmiş bir partidir.
'YERLEŞİK TEORİLERİ ALT ÜST ETTİK'
11 yılda Türkiye'nin yerleşik teorilerini alt üst ettik. Türkiye partisi olmadığını sınırlarını aşan bir dünya partisi haline gelmiş olduk. Uluslararası üniversitelerde hamdolsun partimiz hakkında tezlerin yazıldığını görüyoruz. AK Parti siyasetin teorisini de demokrasi tarinini de yeniden yazmış bir siyasi harekettir.
'HZ. ÖMER'İ ANLAMAYAN BİZİ ANLAYAMAZ'
"Yanlış yaptığımda beni uyarın" diyen Hz. Ömer'i anlayamanlar bizi anlayamazlar. "Yeter söz milletin" diyen Adnan Menderes'i anlayamayanlar bizi anlayamayanlar bizi anlayamazlar. Yüreğinde Ahmet Kaya'nın gurbette ölümünün acısını hissetmeyenler bizi anlayamazlar.
Tarihe silinmeyecek iz bırakacak olan eserdir, hizmettir. Bu hareketin lideri olarak elbette sorumluluk benim üzerinedir. Biz kadro hareketiyiz. Bacası tütmeyen hanenin derdi benim olduğu kadar sizin de derdidir.
AK Parti'de kardeş kavgası bekleyenler 11 yıl boşuna bekledi. Bundan sonra da boşuna bekleyecekler.
Biz işimizi belli çevrelerden aldığımız talimatla yürütmüyoruz. Kendi kararımızı kendimiz veriyoruz.
'PİJAMA DEĞİL KOT PANTOLON'
Bu gençlerimiz bu ülke sermayenin hükümet kurup hükümet indirdiğini acaba biliyor mu? Kot pantolonla Başbakan uğurlandığını biliyor mu? Sonra pijama değil kot pantolon giydim dedi. Dediğine saygı duyalım.
Bizim hakkıyla yerine getirdiğimiz vazifeyi on yıllar boyunca hükümetler niye yerine getirmedi? Osmanlı devletinde cumhuriyet tarihimizde de Marmaray rüyası gerçeğe dönüştürülememişti. Gençler acaba 'neden' diye soruyor mu?
Tüp geçit dedim de aklıma tüp kuyrukları geldi. Şimdi artık evlere tüp girmiyor.
Onlar onuncu yıl marşını söylerken biz Marmaray'ı hizmete sokuyor, yüzüncü yıl hedeflerinden bahsediyoruz. Bunlar onuncu yıl marşı söyledi. Peki ne yaptınız? Nereye kaç km raylı sistem döşediniz?
MARMARAY DUASI
Marmaray'ın dualarla açılmasını ellerin semaya açılmış olmasını birileri yadırgadı. Meclis dualarla açılmışken marmaray'ın dualarla açılması sizi neden rahatsız ediyor.
'İSTİKLAL MARŞI'NDA BİLE DUA VAR'
Bu ülkenin istiklal marşında bile dua vardır.Bunlar sadece 2 dörtlükten ibaret İstiklal Marşı var sanıyorlar. Marmaray’ın açılışında dua edilmesinden rahatsız olanlar bu ülkeyi tanımadıkları kadar İstiklal Marşı’nı da bilmiyor.
Kendinizi cumhuriyetin yegane sahibi olarak görürseniz oradan demokratik kültür hasıl olmaz. Eğer kendinizi herkesten üstün görüyor, yaşama tarzınızı başkalarına dayatıyorsanız uzlaşma olmaz. Azınlığın çoğunluğa baskı uygulaması yeni Türkiye'de yer bulamayacak.
'TÜRKİYE’DE KUTUPLAŞMA YOK'
29 Ekim kutlamalarında ve Marmaray’ın açılışında ortaya çıkan manzarayla ilgili değerlendirmelerimi paylaşmak istiyorum. Türkiye’de bir kutuplaşma bir farklılaşma kesinlikle yoktur. Bu yönde muhalefetin çok yoğun çabası olması rağmen Türkiye yakın tarihte hiç olmadığı kadar birbirine kenetlenmiş durumdadır.
Belli çevreler tarafından Türkiye gündemine taşınmak istenen kavramlar demokratik siyaset zeminini zayıflatmak isteyen kavramlardır. Diktatörlük, kutuplaşma, mahalle baskısı, yaşam tarzlarına müdahale gibi kavramlar…
Normalleşme yönündeki her adımı bir korku senaryosuna tahvil etmeye çalışıyorlar.
Kaosu içselleştirmiş olanlar kaos dağıldıkça kendilerine has eskideki güzel günleri özlüyor ve o günlere geri dönmenin mücadelesini veriyor.
'BU ŞEKİLDE UZLAŞMA OLMAZ'
Başkalarının fikirlerine müdahale etmediği sürece herkesin taleplerini dile getirme hakkı vardır.
Meşru demokratik siyaset zemini korunmalı ve bu zeminin şiddet içermeyen her fikre açık hale gelmesi… Yaşam haklarını kısıtlayarak uzlaşma olmaz. Baskıları muhafaza ederek uzlaşma olmaz. Kendi yaşam tarzınızı herkese dayatıyorsanız burada uzlaşma olmaz
'YENİ TÜRKİYE’DE İMTİYAZLARA YER YOK'
Toplumun farklı düşünmesi ya da farklı talepleri dile getirmesi kutuplaşma değildir. İmtiyaz elde etmek adına teröre, şiddete başvurmak bir kutuplaşmadır. Biz böyle bir kutuplaşmanın önünde dururuz.
Çoğunluk azınlığa baskı uygulamayacak. Ancak 10 yıllardır yapıldığı gibi azınlığın çoğunluğa baskı uygulaması da yeni Türkiye’de asla kendine yer bulamayacaktır. Yeni Türkiye’de imtiyazlara yer yoktur. Siyasette, hukukta, sosyal hayatta imtiyazlara yer yoktur, olamaz
'TÜRKİYE’NİN SAHİBİ 76 MİLYONUN TAMAMI'
Türkiye’nin sahibi 76 milyonun tamamıdır. Vatanın, bayrağın, ortak değerlerin sahibi 76 milyonun tamamı. Büyük bir kibirle parmağını sallayarak kendisi dışındakileri aşağılama dönemi geri gelmemek üzere kapanmıştır.
Mürebbiye tavrıyla muameleler eden herkese bu özelliğinden vazgeçmesini rica ediyorum
‘BEN BU ÜLKENİN SAHİBİYİM’ DEYİN VE SAVUNUN
Bugüne kadar horlanmış herkesin de artık özgüven içinde göğsünü gere gere ‘ben de bu ülkenin sahibiyim’ demesini ve bunu da sonuna kadar savunmasını rica ediyorum
Bu ülkede on yıllar boyunca ortak, dini, manevi değerlerimize yönelik baskıları kaldırırken hiç kimsenin hayat tarzlarına kastetmiyor, hayat tarzları kısıtlanmış vatandaşlarımızı rahatlatıyoruz. Normal olan dillerin yasaklanması değil, yaşayan her dilin özgürce konuşulmasıdır. Türkiye’de olan normalleşmedir.
'BAŞI ÖRTÜLÜLERİN TBMM’YE GİRMESİ NORMALLEŞME'
Başı örtülü kızların üniversiteye girebilmesi, üniversite kapısından çevrilmesi anormaldir. Başı örtülü bayanların TBMM’ye girmesi değil bugüne kadar girememiş olması garabettir.
Ne oldu? Bir şey oldu mu? İşte bakın normalleşti. Şimdi sevgi taçlandı. Dayanışma taçlandı. Çok daha farklı bir zemine oturdu. Başı açık, başörtülü kardeşlerim arasında sıkıntı yok ki. Sıkıntı karar vericilerin.