‘Başbakan Somali’den eşlerimizi de getirsin!’
Korsanların rehin aldığı 3 Türk denizcinin aileleri konuştu
Başbakan Erdoğan önceki gün AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda son yılların en büyük kıtlık felaketini yaşayan Somali’ye dikkat çekmiş ve “Birkaç gün içinde, ben ve Dışişleri Bakanım, ailece Somali’ye gideceğiz. Oradaki durumu yerinde bizler de inceleme fırsatı bulacağız” demişti. İşte bu sözler 11 aydır Somali’de rehin tutulan 3 Türk denizcinin ailesi için umut oldu.
11 ay önce rehin alındılar
8 Eylül 2010 sabahı Malta Bandıralı M/V OLIB-G gemisinde bulunan Türk denizciler Yakup Öztürk (32), Mustafa Arıcıoğlu (38), Fuat Özçelik’in (33) ailelerine gelen telefon, şimdiye kadar filmlerde gördükleri korsanlar tarafından eşleri ve kardeşlerinin kaçırıldığını bildiriyordu. Yunanlı Frio Ventures adlı iflas etmiş bir şirketin son gemisi olan OLIB-G Hindistan’a hurda olmaya gidiyordu. Esaretin ilk günleri çok endişe verici değildi. Korsanlar gemide bulunan 3 Türk ve 15 Gürcü mürettebata haberleşmeleri için telefonları bile kullandırıyordu.
‘Fidye gelmezse öleceğiz’
Gemideki yiyecek ve suyun bitmesi ve korsanların talep ettiği fidyenin ödenmemesi işin rengini değiştirdi. Önce psikolojik baskı, sonra açlık, işkence ve dayak başladı. Telefonla korsanlarla görüşen Fuat Özçelik’in ablası Banu Özçelik Göçtü’ye kardeşinin açlık ve susuzluktan öldüğü bile söylendi. Ancak Abla Özçelik ne yaptı etti korsanlara tekrar ulaşıp kardeşinin sesini duydu. Türkiye’de hayatları alt üst olan ve endişeyle bekleyen aileler Türk denizcilerle en son 3 ay önce görüştü. Son görüşmede Fuat Özçelik ablasına şunları söyledi: “Fidye olarak istenen para 3 gün içinde ödenmezse, bizi öldürecekler.”
‘İşkence görüyorlar’
Özçelik’in ablası yaşadıklarını şöyle anlattı: “Haberi ilk aldığımızda ciddiyetini anlayamamıştık. Fuat’ın hayali hep bir film çekmekti, senaryonun alası kucağına düştü dedik. Başlarda telefon görüşmeleri rahatlatıcıydı. ‘Üzülme abla, bize iyi davranıyorlar, beraber kağıt bile oynuyoruz’ demişti. Gemide su ve yemek bittiğinde pislik, stres ve psikolojik işkence, açlık ve susuzluğu daha da dayanılmaz yapıyordu. Korsanlar hayal ettikleri parayı alamayacaklarını anlayınca acısını gemi personelinden çıkarmaya başladı. Yemekleri kesildi, sabahları dövülerek uyandırıldılar, ölümle tehdit edildiler. Kardeşim ve arkadaşı bunları telefonda ağlayarak anlattı. Biz sadece ‘dayanın yapacak bir şey yok’ diyebildik. Kardeşimle en son 3 ay önce konuştum. ‘Paraları verimezse bizi 3 gün içinde öldürecekler’ dedi.
‘Aç ve susuz yaşıyorlar’
Geminin ikinci kaptanı olan Yakup Öztürk’ün eşi Füsun Öztürk de yaşanlarla ilgili şöyle konuştu: “Normalde İstanbul’da yaşıyoruz ama eşim kaçırıldığından beri İzmir’deki ailemin yanında kalıyorum. Yakup olmadan o eve giremiyorum çünkü. Eşimle en son 29 Nisan’da görüştük. Fidye ödenmezse öldürüleceklerini söyledi. Kendilerine dayak atıldığını, işkence yapıldığını ve aşırı sıcaklarda geminin güvertesinde 3-4 saat güneş altında bağlı tutulduklarını, aç ve susuz bırakıldıklarını sesi titreyerek anlattı. Çok metanetli olan eşimin sesini böyle ağlar gibi duymak beni kahretti. Ümidimi kaybetmek istemiyorum. Ocak ayında 15 güne kadar serbest bırakılacaklarını söylemişti ama olmadı. Devletimizden eşlerimizi geri getirmesini istiyoruz.”
Arda bebek babasını görmedi
Gemi adamı Mustafa Arıcıoğlu sefere çıkanken, eşi 5 aylık hamileydi. Yeni doğan bebeğini göremeyen Arıcıoğlu’nun eşi Aysel Hanım geçirdiği 11 ayı şöyle anlattı: “Eşimden 3 aydır haber alamadım. 6 yaşındaki oğlumuz Berke ve 7 aylık diğer oğlumuz Arda babalarının sesini bile duyamadı. Eşim giderken karnımda olan Arda, daha babasının kokusunu bilmiyor. Kocam ölü mü sağ mı onu bile bilmiyorum. Son görüşmemizde bana ‘Kendinize iyi bakın’ dedi. Türkiye açlık çeken Somali’ye yardım ediyor. Somalililer de bizim eşlerimizi serbest bıraksın. Başbakanımıza mektup da yazdım. Bizlere yardım etmesini ve Somali’ye gittiğinde eşlerimizi alıp geri getirmesini istiyorum. Eşim ve arkadaşları, aç Somalilerden daha ağır şartlarda yaşıyor. Başbakanımız ve Emine Hanım bizi duysun ve gözyaşlarımızı dindirsin.”
‘Korsanların Londra’da temsilcisi var!’
Banu Özçelik Göçtü, geminin sahibi olan Yunan şirketin korsanların Londra’da temsilcileriyle görüştüğünü anlattır: “Daha önceki kaçırmalarda gemileri sigortalayan şirketlerin avukatları devreye giriyor ve fidyeyi ödüyordu. OLIB-G hurdaya gittiği ve içinde mal olmadığı için sigortası yoktu. Yunanlı armatör Alex Ventures Londra’da korsanların temsilcileriyle görüştüklerini ama daha anlaşma sağlanmadığını söylüyor. Londra’da bir takım kişiler korsanları değil ama onların yakınlarını tanıdıklarını ve mesajlarını onlara ileteceklerini söyleyerek Frio Ventures’in avukatlarıyla görüşüyor. Yunan şirket bir şey olsa haberimiz olurdu diyerek öldürülmediklerini söylüyor. Ama bizimkiler 3 aydır aramıyor.”
15 milyon dolar istiyorlar
OLIB-G’nin kaçırılışı bir çok yabancı basın kuruluşu tarafından da haberleştirildi. Avrupa basınında çıkan iddialara göre Yunan Denizcilik Şirketi Frio Ventures korsanlara önce 75 bin, daha sonra da 150 bin dolar fidye teklif etti. Ancak iddialara göre Somalili korsanlar gemiyi ve 18 kişilik mürettebatı serbest bırakmak için 15 milyon dolar fidye istiyor.