Başbakan: Silopi'de o sesi duydum
Başbakan Ahmet Davutoğlu, aralarında HDP Eş Genel Başkanlarının da olduğu 5 HDP'li vekil hakkında hazırlanan fezlekelerin Başbakanlığa gönderilmesine ilişkin, "Fezlekelerin ve dokunulmazlıkların kaldırılması siyasi rövanş meselesi değildir. Bir siyasi partiyi köşeye sıkıştırmak ya da onu siyasetin dışına itmek de değil bizim için. Mesele, her şeyden önce ahlakidir, vicdanidir ve insanidir" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Esenboğa Havalimanı'nda İran ziyareti öncesi basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, yaptığı konuşmada, "Her şeyden önce Şırnak'ta Silopi ziyaretinde büyük misafirperverlik gösteren Silopili vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Zor süreçlerden geçerken, bir halkın, bir milletin kendi içinde gösterdiği ahenk bu zor süreçlerin aşılmasının en büyük ilacıdır. Ziyaretim boyunca birçok kesimle temas kurma imkanı buldum. Yaşlı, genç her kesimden Silopili vatandaşlarımızla kucaklaşma imkanımızı bulduk. Mardin'de açıkladığım birlik, huzur, demokrasi planının alanda uygulanması için gerekli talimatları ve bundan sonraki planlamaları paylaştım. Birçok bakan arkadaşımız eşlik etti. Kalkınma Bakanımız bölgede bulunup Silopi'nin yeniden inşası, sosyal hayatın bütünüyle normalleşmesi, memnuniyetle gözlemledim bir okul hariç eğitim hayatı normalleşmiş. Ziyaret ettiğim ilkokulda öğrencilerimiz her biri derinden etkileyen duygulandıran bir olaydı. En zor şartlarda dahi öğrencilerimizin ülkeye aidiyet bilinci bizim için geleceğe en iyi teminattır" ifadelerini kullandı.
Kentsel dönüşümle ağır hasarlı ve orta hasarlı binaların tümüyle yapılanması için yarından itibaren imar seferberliğinin başladığına dikkati çeken Davutoğlu, esnafa kredi imkanlarının sağlanacağını ifade etti. Davutoğlu, Silopi'de bütün bu ihtiyaçların karşılanmış durumda olduğunu belirterek, "Terörle mücadele zorlu bir süreçtir. En önemli aşaması da hayatın normalleşmesi yanında halkın ümidinin devam etmesi. Ümidini kaybeden bir halkın nasıl büyük hüsran yaşadığını çevremizdeki ülkelerden görüyoruz. Bu ülkede yaşayan 78 milyon vatandaşımız eşittir. Aynı haklara sahiptir. Aynı ümidi yüreğinde beslemektedir. Hiçbir vatandaşımızın aç ve açıkta bırakılmayacağını, hiçbir gencimizin ümitsiz bırakılmayacağını, hiçbir yaşlımızın gözünde hüzün görmeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyorum" dedi.
İran'a bir ikili ziyaret için yola çıktıklarını anlatan Davutoğlu, bu ziyaretin Başbakan olarak yapacağı ilk ziyaret olduğunu söyledi. İran'ın Türkiye'nin dost ve komşu bir ülke olduğunu kaydederek, İran'ın önemli bir enerji üreticisi olduğunu, Türkiye ile İran arasında 10 milyara yakın ticaret hacminin olduğunu ve bunun 30 milyar dolara çıkarılması hedeflerinin olduğunu dile getirdi. İran'ın yaptırımlara muhatap kalmaması için BM nezdinde Türkiye'nin takındığı tutumu hatırlatan Başbakan Davutoğlu, ziyaretin odağının ikili ilişkilerin en üst düzeye çıkarılması olduğunu ifade etti. Bölgesel konular bağlamında Suriye ve Irak'ın ele alınacağını anlatan Davutoğlu, İran'la tarihi derinliğe sahip ilişkiler bağlamında düşüncelerin paylaşıldığına ve birlikte sinerji oluşturma çabası içinde olunduğuna işaret etti. Davutoğlu, İran ziyaretinin hem ikili ilişkiler hem de bölgesel gelişmeler bağlamında istişarelerin seyri itibarıyla güçlü mesajlar verilmesine imkan sağlayacağını vurguladı.
5 HDP'Lİ HAKKINDAKİ FEZLEKENİN BAŞBAKANLIĞA SUNULMASI
Başbakan Davutoğlu, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Adalet Bakanlığı, HDP Eş Genel Başkanlarının da içinde bulunduğu 5 HDP'li vekilin dokunulmazlığının kaldırılması için fezlekeleri Başbakanlığa sundu. Neler söyleyeceksiniz?" sorusuna Davutoğlu, "Bu fezlekelerin Meclis'e gönderilmesi daha önce de birçok dosya için gerçekleşmiş rutin bir işlemdir. Dosyalar olgunlaştığında Adalet Bakanlığı Başbakanlığa gönderir, biz de bunu Meclis'e göndeririz. Yani, bu ilk defa olmuş ve olağanüstü nitelik taşıyan bir işlem değil ama bugün Silopi'de de gördüğümüz gibi milleti bu derece derinden yaralayan terör olaylarının olduğu dönemde teröre açık destek veren, terör örgütünü kutsayan, Ankara'da 29 canımızı alan olayın failin taziyesine gidilmesi dahil, her türlü terör eylemini meşrulaştıran tutumu toplumumuzun vicdanı ve bizim vicdanımızın kabul etmesi mümkün değil. Mutlaka sadece bugün gönderilen fezlekelerle ilgili değil. Genel olarak da bu konularda değerlendirmelerimizi daha önce de sundum. Bundan sonra da bunları tek tek ele alacağız. Hiç kimse terörü meşru kılması dolayısıyla mazur görülemez ve böyle bir tavra da tahammül gösterilemez. Milletvekili olmak, mecliste bulunmak sorumluluktur, bir sorumsuzluğa meslek teşkil edecek konum değildir. Milletvekilliği ağır bir sorumluluktur, siyasi, etik tarihi bir sorumluluktur. Herkesin bunun farkında olması lazım. Bugün Silopi'de gerçek anlamda siyasi zihniyetin, alandaki dokunulmazlığının kalktığını gördüm. Silopi'de Diyarbakır'a dönük provokatif çağrılara kulak asmayan bölge halkı bu siyasi zihniyete olan tutumunu açıkça koymuştur. Bütün bu gelişmeleri değerlendireceğiz, gereken adımı gereken en doğru zamanda en doğru şekilde atma konusunda da hiçbir tereddüt göstermeyiz. Ümit ederim, bütün siyasi partiler ve bütün milletvekilleri, milletin derin vicdanıyla yabancılaşan dünyada hiçbir şekilde olmayacak bir tarzda teröre prim veren bir tutum içine bir daha girmezler" cevabını verdi.
"BURADA OLMASI GEREKEN BÜTÜN PARTİLERİN BU KONUDA BİRLEŞMESİ"
Başka bir gazetecinin, "Fezlekelerin işleme alınması noktasında diğer partilerden destek bekleyecek misiniz?" sorusunu Davutoğlu, "Biz, doğru gördüğümüz hususları tek başına da sürdürürüz ama burada olması gereken bütün partilerin bu konuda birleşmesi. Hatta bu milletvekillerinin, kendi partileri içinde de mutlaka eleştirilmesi ve değerlendirilmeye tabi tutulması gerektiğini düşünüyorum. Eminim, birçok HDP milletvekili, geçmişte bu tarz bir şeye girmemiş milletvekilleri de mevcut. Eminim onlar da tepki göstermektedirler, eminim HDP içinde de birçok vicdan sahibi milletvekili bu tutumlar karşısında arayış içindedirler. Bunları parti meselesi olarak görmemek lazım. İnsanlığın bir bütün olarak üzerinde mutabık kaldığı değerler konusunda parti ve siyasi görüş ayrılığı gözetilmez. Bugün dünyanın her yerinde terör lanetlenmiştir. Bugün nerede olursa olsun, 29 kişinin o mübarek canına kasteden terör eylemi mazur görülemez, gösterilemez" şeklinde cevapladı.
"CHP VE MHP'NİN DE BU KONULARDA BİR TUTUM İÇİNE GİRECEĞİNDEN EMİNİM"
HDP'ye oy veren vatandaşlara da seslenen Davutoğlu, "Sizler de sesinizi yükseltiniz ve onlara böyle aymazca, sorumsuzca tutum içine giren milletvekillerine 'Biz sizi Ankara'ya bunun için göndermedik'diye sesinizi yükseltin. Bugün Silopi'de yükselen sesi gördüm. Silopi'de yükselen ses bu siyasi zihniyete meydan okuyan sesti. Aynı şekilde CHP ve MHP'nin de bu konularda bir tutum içine gireceğinden eminim. Hem oy veren HDP'liler hem de şu anda mecliste bulunan ve bu tutumu oylamadığını düşündüğüm birçok HDP'li var. Onların da sesini yükseltmesi lazım. Bir eski müftü HDP'de milletvekili. Dinen, ahlaken Ankara'daki terör olaylarına cevaz veriyor mu? Çıksın ve görüş beyan etsin" dedi.
Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Çözüm sürecinde akil insanlar heyetinde bulunan başka bir profesör var. Tek tek bunları yatmadan önce düşünsün ve vicdanlarını dinlesinler. Bütün bedenleri parçalanmış cenazelere yol açan, sivil şehitlerin ailelerin yerine kendilerini koysunlar. Ben o aile yakınlarıyla bir araya geldiğimde yüreğimiz ıstırap içinde kıvrandığını hissediyorum. Eşini kaybeden gencecik insanı kucaklayarak nasıl teselli etmeye çalıştığımı biliyorum. Eski bir belediye başkanı, bu partiden önce başka bir parti. Şimdi bu arkadaşlar milletvekili sıfatlarıyla olmalarının yanında insani vicdanı temsil etmeleri hasebiyle bugün uykuya geçmeden önce muhasebe yapsınlar. Eğer onlar seslerini yükseltirlerse, biz bu tavrı benimsemiyoruz derlerse, Türkiye'de birçok şey değişir. Böyle bir adice, alçakça cinayetten, saldırıdan sonra taziyeye giden milletvekiliyle yan yana oturmayı içlerine sindiriyorlarsa, ne dini bakımdan o müftünün ne bir bilim adamı olarak dünyanın her yerinde terörü lanetlemesi gereken o akademisyenlerin, aslında siyasi görüşleri aslında çok farklı olan milletvekilleri eminim onlar kendi vicdanlarında bunu izah edemiyorlardır."
"FEZLEKELERİN VE DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI SİYASİ RÖVANŞ MESELESİ DEĞİLDİR"
"Fezlekelerin ve dokunulmazlıkların kaldırılması siyasi rövanş meselesi değildir" diyen Davutoğlu, "Bir siyasi partiyi köşeye sıkıştırmak ya da onu siyasetin dışına itmek de değil bizim için. Mesele, her şeyden önce ahlakidir, vicdanidir ve insanidir. İnsani konularda anlaşamayan siyasilerin ülkeleri ne hale getirdiklerini çevrelerimizden görüyoruz. Terör eylemine bulaşan herkesi lanetliyorum. Ama bunu yapmaz isek, dün iki DHKP-C mensubu saldırıda yine bulundu ve teslim ol çağrılarına cevap vermedikleri için etkisiz hale getirildiler. Şimdi, CHP'den de ses bekliyorum, daha önce bu isimleri başka bazı eylemlerde savunan CHP'lilerin şimdi çıkıp 'Biz hata yapmışız' diye özür borçları var, bu eylemi lanetleme sorumlulukları var. Bir başka parti başka terör örgütün yaptığını mazur görürse siyaset özünü kaybeder. Onun için bütün milletvekillerine sesleniyorum, biz dokunulmazlık meselesini siyasi bir mesele olarak her zaman savunduk. Kürsü dokunulmazlığı konusunda kimsenin hakkına halel gelmemesi için sonuna kadar da savunuruz. Bir daha bu Meclis'ten 27 Mayıs'tan sonra olduğu gibi insanlar alınıp götürülüp idam edilmeyecekler. Bir daha bu Meclis'ten 12 Eylül'de olduğu gibi, şu veya bu hapishaneye gönderilmeyecekler. Bir daha bu meclisin önüne, Talat Aydemir olayında olduğu gibi birtakım baskılar yapılıp silahlı unsurlar gelmeyecek" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, "Bütün milletvekilleri ile konuşacağız. Bir daha bu çatı altında böyle gayri insani tutumla teröre destek verilmesi hususu gerçekleşmeyecek, gerçekleşmemesi lazım" dedi.