Başbakan HDP'lilere seslendi! Kandil'e 'yeter' deyin
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cizre'deki olaylar sebebiyle İçişleri Bakanlığı'nda bekleyen HDP'li milletvekillerine seslenerek, "İçişleri Bakanlığımıza tamam geldiniz, Bakanımız da sizleri misafir etti. Her türlü açıklamada bulundu ama bir kere de dönüp Kandile yeter artık demeyi başarabilin" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suudi Arabistan'a yapacağı ziyaret öncesi Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Suudi Arabistan'a Başbakan olarak yaptığı ilk ziyaret olduğunu belirten Davutoğlu, bu ziyaretin Suriye bağlamında geniş kapsamlı istişareler yapmak için önemli bir fırsat oluşturduğunu ifade etti. Davutoğlu, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği oluşturma konusunda görüşmelerin de sürdüğünü anlatarak, Suudi Arabistan ile olan ekonomik ilişkiler hakkında bilgi verdi. Davutoğlu, Suudi Arabistan'da 200 Türk sermaye şirketinin olduğunu dile getirerek, ekonomik atılımlar konusunda da altyapının sağlanacağını ifade etti. Suriye, Yemen, Irak başta olmak üzere bölge sorunlarını da Riyad'daki görüşmelerde ele alacaklarını belirten Davutoğlu, yarın Mekke'de Kabe'yi ziyaret edeceklerini söyledi.
Davutoğlu, konuşması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Cizre'de yaralılara ambulans ulaşmadığı iddialarına cevap veren Davutoğlu, "Türkiye bir demokratik hukuk devletidir aynı zamanda dünyada demokratik hukuk kurallarını işletirken bu kadar yoğun terörle mücadele vermek durumunda kalan yegane ülkedir. Türkiye gibi terörle bu çapta yüzleşmek zorunda kalan çevresinde ve sınır boyları tam bir istikrarsızlık haline ikinci bir ülke yoktur. Şu iki hususu hep vurgulaya geldik, birincisi Türkiye terörle mücadelede kararlıdır. Kimse şu veya bu gerekçenin arkasında sığınarak terörü meşru kılamaz, terör faaliyetlerini de masum gösteremez. İkincisi, bu mücadeleyi yürütürken demokratik hukuk devleti kurallarından bir nebze dahi taviz verilmesine izin vermeyiz. Teröristle halkı ayırt ederek sivil halkın hiçbir zarar görmemesi için her türlü tedbiri alıyoruz, teröriste karşı da kararlı bir şekilde mücadele ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"HİÇ KİMSE TERÖRLE MÜCADELE EDERKEN, HUKUK DIŞINA ÇIKILDIĞI İDDİASINDA BULUNAMAZ"
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu çerçeve de tabii istemediğimiz halde sokağa çıkma yasakları düşündüğümüzden uzun sürebiliyor, çünkü her sokakta çok kısa aralıklarla açılmış çukurlar, oluşturulmuş barikatlar, mayınlanmış dar sokakların arasından güvenlik güçlerimiz kahramanca bir mücadele ile sokakları birer birer temizliyor. Cizre'de hastanelerimiz çalışıyor. 2 hafta önce Cizre Devlet Hastanesi ve o bölgeden sorumlu kamu hastane genel sekreterini burada misafir etmiştim, bölgedeki doktorlar ve sağlık çalışanlarıyla birlikte. Cizre Devlet Hastanesi'ne o günlerde 20 roket düşmüştü. Şimdi bunlardan şikayet edenler, Cizre'de yaralı olduğunu ve alınması gerektiğini söyleyenler, öncelikle Cizre Devlet Hastanesi'ne bu roketleri atanlardan hesap sormalıdır. Bahsi geçen yaralılarla ilgili olarak konu, İçişleri ve Sağlık Bakanlığımıza intikal ettiği andan itibaren hem Bakanlarımız hem ben bizzat bu işin takipçisi oldum ve ambulanslarımız olay yerine intikali için de her türlü çalışma yürütüldü. Ama burası öyle bir bölge ki olay mahaline gitmek istendiğinde ateş altında kalınıyor. Biz teröre, teröriste karşı mücadeleyi yaparız ama yaralı kim olursa olsun onu hastaneye yetiştirmek için her türlü tedbiri alırız. Bir cezaya muhatap olacaksa dahi önce tedavi eder sonra yargıya göndeririz. Hiç kimse Türkiye'de terörle mücadele ederken hukuk dışına çıkıldığı iddiasında bulunamaz."
"CENAZELERİN AİLELERE TESLİM EDİLMEMESİ GİBİ BİR İDDİA SÖZ KONUSU DEĞİL"
Başbakan Davutoğlu, "Bu bahsi geçen yaralılara ulaşılması isteniyorsa ki biz istiyoruz Sağlık Bakanlığı ambulanslarını da gönderdik, önce buralardaki terör odaklarının da derhal buralardan çıkmaları, teslim olmaları konusunda da samimi çağrılarında bulunulması lazım. Nerede bir yaralı varsa ulaşılması için de şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da çaba sarf edilecek ama ambulans bizim güvenli alandan çıkıp da terör çatışma alanına girdiğin anda, teröristler bu ambulanslara ateş açıyorlarsa bu ambulanslara dönük saldırılarda bulunuyorsa o ambulansların olay mahaline ulaşmasında da zorluklar oluyor. Dolayısıyla, bize intikal eden cenazelerin ailelere teslim edilmemesi gibi bir iddia söz konusu değil" ifadelerini kullandı.
"CİZRE'DE OPERASYON TAMAMLANMAK ÜZERE"
Cizre'den bir kadının AİHM'e hamile olduğu halde sokağa çıkma yasağı olduğu için sağlık hizmeti alamadığı yönünde başvuruda bulunduğunu belirten Davutoğlu, "Bu konu, AİHM'den bize intikal ettiğinde arkadaşlarımız hem Adalet Bakanlığımız, hem İçişleri Bakanlığımız hem Sağlık Bakanlığımız olayı tetkik etti. Bu hanımın hastaneye talebi üzerine hastaneye ambulansımızla taşındığı, kendisine sağlık şartları gereği sezaryen yapılması gerektiği söylendiği, her türlü hizmetin kendisine verileceği hastanede ifade edildiği halde kendisi evine dönüp evde doğum yapmak istediğini söyleyip, yine aynı ambulansla tutanak tutulup evine dönüyor, bütün bu tutanaklar elimizde. Bu tutanaklar AİHM'e tarafımızdan sunuldu, AİHM bu dosyayı Türkiye'ye iade etti. Burada, bu ismi bizde mahfuz, yapılmak istenen tek şey var Türkiye'yi sanki vatandaşlarına hizmet sunmayan ülke gibi gösterme çabası. Kim olursa olsun hangi suçu işlemiş olursa olsun bir mahalde yaralıysa oraya ambulans gönderilir. Biz, bu yaralılar sivil midir, terörist midir bunları sonra sorarız, hesabını da sonra sorarız. Cizre'de operasyon tamamlanmak üzere ve halka dönük en büyük cürüm işlemiş olanlar da şu anda orada sıkışmış durumdalar. Aynen Silopi'de olduğu gibi kararlı bir şekilde sürüyor. Cizre sokakları da son santimine kadar temizlenecek. Cizre'de yaralı varsa o da alınıp tedavi edilecek" dedi.
Davutoğlu, "(Diyarbakır) Çınar'da babasını ve kardeşini kaybeden kendisi ve annesi de hastanemizde tedavi gören Sait'in yanından geldim ilkokul birinci sınıf öğrencisi. Yanık tedavisi görüyor. Beni görünce tebessüm etti, konuştuk, dertleştik. Bu çocuklar için yüreğimiz yanıyor. Kimse bu tür olayları spekülatif şekilde yayarak Türkiye'yi suçlayamaz, bütün bu belgeler elimizde" dedi.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'DA BEKLEYEN HDP'Lİ VEKİLLERE SESLENDİ
Cizre'deki olaylar sebebiyle İçişleri Bakanlığı'na gelerek bekleyen HDP'li milletvekillerine seslenen Davutoğlu, "İçişleri Bakanlığımıza tamam geldiniz, Bakanımız da sizleri misafir etti. Her türlü açıklamada bulundu ama bir kere de dönüp Kandile yeter artık demeyi başarabilin. Bir kere de dönüp oradan bir başka milletvekilinin görüntülerini vererek şov yapmak yerine orada ızdırap çeken halkın yanında durun. Biz, demokratik bir ülkenin meclisinde konuşurken sizler orada barikat kurup çukurlar kazıp, Cizre'deki hastaneye 20 roket atıp siz oradakilerin hayatını tehlikeye atamazsınız diye çağrıda bulunun. Biz, gereğini yapacağız. Şehir merkezlerimiz bu terör belasından temizlenecek" şeklinde konuştu.
TERÖRLE MÜCADELE KAPSAMINDA HAZIRLANAN MASTER PLAN
Terörle mücadele kapsamında hazırlanan 303 maddelik Master Plana ilişkin soruya Davutoğlu, "Bakanlar Kurulumuzda yaklaşık 6 saati aşan toplantıda bu konudaki detaylar ele alındı. Ancak, biz terörle mücadeleyi sadece güvenlik meselesi olarak görmüyoruz, demokrasi ve istikrarın korunması olarak da görüyoruz. Bunun için de teröristle halkı ayırt eden, Türkiye'de refahı, demokrasiyi sarsılmayacak temellere oturtan çalışma da yürütmek lazım. 23 Temmuz'da operasyonları başlattığımız gün, aynı gün itibarıyla, operasyon sonrası neler yapılacağını planlamaya başladık, son Bakanlar Kurulu'nda bu konular farklı başlıklar halinde ele alındı. Bu konular eğitim faaliyetleri, sosyal destek faaliyetleri. Değişik illere bu telafi eğitimi için aldığımız öğrencilerin eğitim faaliyetlerini bizzat koordine etmek üzere Milli Eğitim Bakan Yardımcımız Orhan Erdem yarın bölgeye intikal edecek. Bütün eğitim faaliyetleri yerinden koordine edilecek. Acil atılacak adımlar, eğitim, sağlık ihtiyaçları gibi" karşılığı verdi.
Başbakan Davutoğlu, "Biz bu mücadeleyi yürütürken bazı belediyeler halka hizmet götürmek yerine ayırdığımız kaynakları, Diyarbakır, Mardin, merkezden giden kaynakların yüzde 90'ına yakınını karşılayan kaynaklar merkezden gidiyor. Bunlar belediye hizmetlerine ayrılacağına daha çok personel harcamasına ayrılarak bir anlamda militan yuvaları haline dönüştürüldü. Halk hizmet beklerken belediye hizmetleri yerine terör örgütünden aldıkları talimatla hareket eden belediye anlayışı varsa buna belediyecilik denmez. Buna kararı verecek biz değiliz, buna yargı karar verecek. Bazı belediyelerle ilgili yürütülen soruşturmalar, tutuklamalar var. Bunların neticesinde ortaya çıkacak hukuki tablo neyse gerektiriyorsa onu yaparız. Okullar niye tatil edilmek zorunda kaldı çünkü öğrenciler mayınlı alanlardan geçilmedi. Onlara o mayınları koyacak alanları da belediye de demek istemiyorum, onların iş makinalarıyla bunları yaptılar. Suç işleyen kimse sahip olduğu ünvan nedeniyle bu suçtan azade olamaz" şeklinde konuştu.
CENEVRE TOPLANTISI
"Cenevre görüşmelerine muhaliflerin görüşmelere katılmayacağı" iddialarına ilişkin soruya Davutoğlu, "Yaptığımız diplomatik temaslar, Suriye muhalefetiyle yaptığımız görüşmeler neticesinde Cenevre ile ilgili bazı ilkesel sorunlar aşıldı, terör örgütlerinin Cenevre’ye katılmaması gibi. Bu, sadece DEAŞ değil, YPG de dahil olmak üzere. Bu noktalarda olumlu bir atmosfere gelindi ancak muhalefet haklı olarak iki talebi birden dile getiriyor, birisi madem ki barış görüşmesi yapılacak o zaman sivil halka dönük olarak işlenmekte olan suçlar, hava bombardımanları ama en önemlisi de bazı şehirlerin etrafında aylardır kuşatmalarla insanların su ve yemek ihtiyacını imkansız kılmak suretiyle onları ölüme mahkum eden Ortaçağ zihniyetinin bitmesi. Buralarda halka insani yardım ulaşmasını bir güven artırıcı önlem olarak barış görüşmelerinden önce başlamasını istiyorlar. Bu haklı bir taleptir, Türkiye'nin desteklediği bir taleptir. İkinci talebi ise muhalefetin, muhalefet safının görüşmelerde net olması. PYD şeklinde rejimle işbirliği belli olan bazı gruplar var onların bu muhalefet safında yer almaması. Biz, bu iki talebi de gerek benim temaslarım gerekse Dışişleri Bakanımızın yaptığı temaslarda bu haklı talepleri kendilerine aktardık. Ümit ederiz ki katılma kararı alırlar biz de onların katılmaların teşvik ediyoruz ama muhalefetin bu haklı taleplerin de BM Tarafından karşılanmasının da takipçisi oluyoruz. En önemlisi de insani yardım Suriye'de herkese ulaşır ve bir yeni dönem Suriye'de başlar" cevabını verdi.
DAVUTOĞLU, 5 ŞUBAT'TA MARDİN'E GİDECEK
Bir gazetecinin, "Master Plan hayata geçecek ama bölgeye ilk ziyaret ne zaman yapılacak" sorusunu Davutoğlu, "Önümüzdeki haftadan itibaren her hafta olağanüstü bir yurtdışı ziyaret veya başka bir gerekçe yoksa hafta sonunu, en azından bir gününü mutlaka bölgede geçireceğim. İnşallah, 5 Şubat'ta ilk olarak Mardin'e gitmeyi düşünüyorum, Cuma günleri de bölgede olmayı düşünüyorum" şeklinde cevapladı.