Başbakan Erdoğan'dan sert açıklamalar!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Öcalan ile MİT dışında kişi veya kurumların görüştüğü iddialarını yalanladı.
Erdoğan, bu iddianın ortaya atılmasına karşın HDP'ye "kapıları kapatma" uyarısı yaptı: "Böyle bir görüşme söz konusu değil. Bu anlayışla yaklaşmaları halinde kendi kapılarını da kapatırlar. Açık söyleyeyim. Şu anda sadece bizim müsaade ettiğimiz HDP, eski BDP mensupları adaya gitmişlerdir. Bir de istihbarat teşkilatımız gitmektedir. Bunun dışında bizim müsaademiz zaman zaman uluslararası veyahut da sağlık noktasında gitmesi gerekenleri gönderdiğimiz olaylar olmuştur. Siyasi bir ekibin oraya gitmesi veya basın mensuplarının gitmesine müsade etmiş değiliz. Böyle birşey olamaz. İlerde olur mu? bunlar şartların oluşturacağı şeylerdir."
Türkiye-Kırgızistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin (YDSK) III. toplantısı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kırgız Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev eşbaşkanlığında Başbakanlık merkez binada gerçekleştirildi. Toplantının ardından Erdoğan ve Atambayev bir basın toplantısı düzenledi.
Başbakan Erdoğan, burada yaptığı açıklamada "Özellikle son yıllarda Kırgızistan ve Türkiye arasındaki görüşmeler en üst düzeyde olmak üzere sağlıklı bir şekilde yürümekte. Kırgızistan adeta bir değişim dönüşümün içerisinde. Bu süreç içerisinde ilişkilerimizdeki her türlü siyasi askeri ekonomik ticari kültürel ilişkiler, eğitime yönelik ilişkiler artıyor. Bugünkü görüşmelerde bunların geleceğe yansımasının geliştirilmesinin adımını attık." dedi.
Konuk Cumhurbaşkanı Atambayev ise Türkçe başladığı konuşmasında "Türk milletini, cumhuriyetini sayın Tayyip beye çok teşekkürler söylemek istiyorum. Her zaman Türk milletinin kardeşlik ve desteğini görüyoruz. Tam kardeşlik zor zamanda geliyor. Zamanında bizim de atalar gelmiş bu topraklarda. Bu topraklar Türkiye oldu ve şimdi Türkiye Türk cumhuriyetlerinin en gelişmişi, en büyüğü. İnşallah daha da iyilikleri olsun dileriz." dedi.
Kırgız lider, bir soru üzerine "Manas'taki eski Amerikan üssünü sivil havaalanına çevirmeyi düşünüyoruz. Bu konuda yatırım yapmak isteyen herkese kapımız açıktır." şeklinde konuştu.
"ÇÜZÜM SÜRÜCENİN HEDEFİ EVE DÖNÜŞTÜR, AMA BU HEP PROVOKE EDİLMİŞTİR"
Erdoğan'a Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, çözüm sürecinde yeni aşamaya geçildiği yönündeki açıklaması hatırlatılarak, "Eve dönüşün" gündemde olup olmadığı ve yeni aşamadan kastedilenin ne olduğu soruldu.
Erdoğan, şöyle konuştu: "Ben işin sadece eve dönüş kısmını söyleyeyim. Eve dönüş başından itibaren çözüm sürecinin başından itibaren var. Bu projenin en önemli hedefi eve dönüştür ama bu ne yazık ki zaman zaman hep provoke edilmiştir. Gerek 30 Mart seçimleri gerekse 1 Haziran seçimleri bütün bunlar Türkiye'de bir buçuk yıllık çözüm sürecinin meydana getirdiği atmosfer içinde yapılmıştır. Temennimiz odur ki bu atmosferi bulandırmak isteyenlerin oyunu ile ortadan kaldırmayalım, bu atmosfer daha olumlu istikamette gelişsin. Böylece şu ülkemiz arzuladığı gerçek anlamda barışa huzura ve özgürlüğe kavuşsun. Türkiye'de özgürlük yok ifadesini kullananlar barış ortamı istenildiği gibi yok diyenler barış ortamını ortadan kaldırma kavgasını verenlerdir. Bölücü terör örgütünü savunduğunuz zaman barışı arıyorum özgürlük mücadelesi veriyorum diyemezsin. Molotoflarla halkın bindiği otobüsleri yakanlar barışın elçileri olamaz. Polisi yakan öldürmeye teşebbüs edenler ben barışı arıyorum diyemez. Esnafın camını kıranlar yağmalayanlar barıştan yana olduklarını söyleyemezler. İşçiyi dağa kaçıranlar annelerin yavrularını dağa kaçıranlar bu ülkede barıştan bahsedemezler, özgürlük mücadelesinde temel hak ve özgürlüklerden bahsedemezler. Bu gerçekler ortada. Bunları ortada gördüğümüz halde hala çıkıp rahatlıkla biz barıştan yanayız özgürlük istiyoruz temel hak ve hürriyetlerin savuncusuyuz diyorlar. Böyle de pişkinler."
Ardından Erdoğan'a HDP'li Sırrı Süreyya Önder'in İmralı'da Öcalan ile görüşen başka kurumlar olduğunu ima eden açıklaması hatırlatılarak, Öcalan ile başka görüşen kişi veya kurumlar olup olmadığı soruldu.
Erdoğan, "Bir defa birincisi çok ham hayal birşey. Böyle bir görüşme söz konusu değil. Bu anlayışla yaklaşmaları halinde kendi kapılarını da kapatırlar. Açık söyleyeyim. Şu anda sadece bizim müsaade ettiğimiz HDP mensupları adaya gitmişlerdir. Bir de istihbarat teşkilatımız gitmektedir. Bunun dışında bizim müsaademiz zaman zaman uluslararası veyahut da sağlık noktasında gitmesi gerekenleri gönderdiğimiz olaylar olmuştur. Siyasi bir ekibin oraya gitmesi veya basın mensuplarının gitmesine müsade etmiş değiliz. Böyle birşey olamaz. İlerde olur mu? bunlar şartların oluşturacağı şeylerdir." ifadelerini kullandı.
"DEMİRTAŞ YALANI ÇOK RAHAT KULLANIYOR"
Erdoğan'a ayrıca HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Diyarbakır'da eylem yapan bazı annelerin MİT tarafından parayla tutulmuş kişiler olduğu iddiası soruldu.
Erdoğan bu soruya şöyle cevap verdi: "İsmini zikrettiğiniz şahıs zaten bunlar doğru konuşmamakla tanınmış kişilerdir. Bunlarda dürüstlük yok. Bunlar yalanı çok rahat kullanıyorlar. Dağa götürülen yavrularla ilgili anneler babalar feryat ediyorlar. Günlerce orada oturup evlatlarını istiyorlar. Annesi babası dedesi ninesi ile telefonla görüştüm hüngür hüngür ağlıyorlar. Evladı ABD'de İngiltere'de olanlar paralarını oraya akıtıyorlar. MİT'in para vermek suretiyle dağa kaçırıldığını söyleyenler, eğer dağa kaçırılmadığını ispat ediyorlarsa nerededir bu çocuklar? Bulsunlar getirsinler. İddiayı ortaya atanların bunu ispatı ile ortaya çıkar. İddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Bu kişi böyle birşey söylüyorsa bunu ispatla mükelleftir. İstihbaratı böyle bir eylemi yaptırıyor derseniz bu aslı astarı olmayan bir iddiadır. Yazılı ve görsel medyayı da duyarlılığa davet ediyorum. Bu süreç dayanılır, tahammül edilebilir bir süreç değildir. Dağlara kaçırılmış olan bir yıl iki yıl içinde değil yıllardır dağlara kaçırılmış olanların akıbetini yaşadınız görüyorsunuz. Bunlardan geri dönenler bunlar da hepimizin malumudur. 5 tane kaçırılanların daha sonra nasıl öldürüldüğünün ortaya çıkması, gömülmesi bir İranlı kadının bunu açıklaması ile ortaya çıkmıştır. Bu anneler bu babalar için de bu durum çok açık net ortada. Şu anda HDP tabi bunun altında ezilmiş buradan çıkamamanın sıkıntısını yaşıyor. Ve zaten bunun altında da kalacaktır, çıkamayacaktır altından. Ama yeter ki bu medya gerçeğe kulağını tıkamasın ve açsın. Evlatları kaçırılan annelerin babaların yanında yer alalım. B planını C planını uygulamaya koyduğumuz zaman bazı şeyler açıkça ortaya çıkacaktır."
Basın toplantı öncesinde ise imza töreni düzenlendi. Törende iki ülkenin ilgili bakanları arasında sağlık ve tıp bilimleri alanında işbirliği anlaşması, meteoroloji alanında işbirliği anlaşması, iki ülkenin dışişleri bakanlıkları arasında işbirliği protokolü imzalandı. Son olarak da Erdoğan ve Atambayev, YDSK ortak bildirisini imzaladı.