Başbakan Binali Yıldırım: Bu bir rejim değişikliğidir
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Grup Toplantısı'nda gündeme dair açıklamalarda bulundu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Yıldırım, konuşmasında Kılıçdaroğlu'na da mesaj gönderdi.
İktidarıyla muhalefetiyle, terör karşısında dimdik durduk bundan sonra da durmaya devam edeceğiz.
Masum ve savunmasız insanları sivil insanları, mutlu ve güzel anlarında katleden alçakların amacı korku salmak, ülkemize zarar vermek
Bu katilleri aramıa salanlar bu alçakça eylemleriyle farklı yaşam tarzı üzerinden, inançlar üzerinden ayraşacağımızı bekliyorlarsa boşuna heveslenmesinler.
Türkiye bir hukuk devletidir. Bu ülkede bütün inançlar, bütün düşünceler devletin güvencesindedir.
Her türlü nefret söylemini şiddetle reddediyoruz. Demokratik hukuk düzenimizi özenle muhafaza edeceğiz.
Dünya bilmelidir ki bu alçak saldırılar karşısında millet olarak birbirimize daha fazla kenetleneceğiz.
Uluslararası toplumdan tek bir isteğimiz var. Terör işinde ikili davranışları bir araya bıraksınlar.
Yurt içinde ve yurt dışında terör örgütleriyle mücadelemiz amansız bir şekilde sürüyor. Karşımızda aynı merkezden yönetilen farklı örgütler var.
Türkiye, bugün sadece bir terör örgütüyle mücadele etmiyor. 40 yıldır PKK terör örgütüyle mücadele ederken bugün PKK'nın yanı sıra DHKP-FETÖ gibi örgütlerle de mücadele ediyor.
Dünyadda bu kadar örgütle mücadele eden hiçbir ülke yok. Bunun sebebi emperyal hayallerin ülkemizin civarındaki hesaplarıdır.
Suriye'de Irak'ta son 5-6 yıl içerisinde yaşanan istikrarsızlık, otorite boşluğu terör örgütleri için mükemmel bir ortam oluşturdu.
Burada en büyük zararı gören ülke Türkiye olmuştur.
Masum insanlar hayatını kaybederken 'neden terörle mücadele etmiyorsunuz' diyenler, Fırat Kalkanı ile peşlerine düşüp yok ettiğimiz zaman da 'bizim orada ne işimiz var' diye bas bas bağırıyorlar. Bu h aksızlıktır.
Türkiye bugün terörü sadece kendi topraklarında değil, nerede insanlarımıza zarar veriyorsa orada bulup yok etmek kudretine sahiptir, Fırat Kalkanı ile de bunu gerçekleştirmektedir.
Bu saldırıyla etnik köken, mezhep temelli ayrıştırmaya yönelik bir süreç başlatılmak isteniyor.
Terörün hayat biçimlerimiz üzerinnde bizi ayrıştırmaya yönelik bu provakatif oyunları bizi asla yanıltmasın. Onları azmettirenler barışımızı ve huzurmuzu bozmaya çalışıyorlar.
Bir arada durma tecrübesini yıllardır sürdürüyoruz. Sonsuza kadar da koruyacağız.
Yarınlarımızı için hepimiz uyanık olmak zorundayız. Her türlü ayrıştırıcı söylemin terörün amacına hizmet ettiğini aklınızdan çıkartmayın.
SOSYAL MEDYA KULLANICILARINA ÇAĞRI
Sosyal medya üzerinden yapılan kışkırtıcı paylaşımlar malesef ülkemize zarar veriyor. Özellikle sosyal medya mecrasını kullanan gençlerimize önemli bir uyarıda bulunuyorum. Sosyal medya sorumsuz mecra değildir. Paylaşımlarınız başınıza bela olabilir. Hiçkimse bir başkasının kin ve nefret duygularıyla dilenmesine motive edilmesine karşı yaptığı faaliyetin kabul edilebilir bir tarafı yoktur ve suçtur.
Terörü övmek ve toplumda kargaşayı teşvik etmek gibi faaliyetler hukuk devletinde suçtur. Nitekim bu yöndeki paylaşımlar yapanlar için yargı harekete geçmiştir.
O bakımdan vatandaşlarımızın ve gençlerimizin terör örgütünün oyununa ait olmamaları ve suç teşkil edecek paylaşımda bulunmamalarını rica ediyorum.
Milli seferberlik bilinci ile el ele verecek, bu alçakların hedefe ulaşmasına katiyen müsade etmeyeceğiz.
Bütün vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Bu acı günümüzde bizi arayıp acımızı paylaşan ülkelere teşekkür ediyorum.
15 TEMMUZ SÜRECİ
Terör sadece Türkiye'nin meselesi değil, bütün insanlığın başının belasıdır. Terörle ortak mücadele çağrımıza daha güçlü cevap vermelerini bekliyoruz.
2016 yılında dünyamızda da Türkiye'de de zor günler yaşadık. Küresel ekonomik kriz ve terör olayları yanı sıra ülkemizin 2. yarısından itibaren başlayacak bir çok olayı kısa sürede yaşadık. Bunlardan en önemlisi 15 Temmuzdarbe girişimidir.
Şu 6 ayı bir gözden geçirelim. 6 ayda neler yaşadık. Tek cümleyle özetlemek gerekirse şu 6 ay içerisinde başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Darbe girişimi hiçbirimizin öngördüğü bir şey değildir. Alçak terör örgütü malesef 17-25 Aralık'ta son çareyi hainlik yapmakta gördü ve milletin tankıyla uçağuıyla milletin üzerine ateş ederek halkın iradesiyle işbaşına gelen hükümeti ortadan kaldırmak istedi. Ama hesap tutmadı. Neden? Çünkü işbaşında milletten gücünü alan AK Parti iktidarı vardı.
"3 KEZ DARBE GİRİŞİMİNE MARUZ KALDIK"
2003'ten 15 Temmuz'a kadar, biz 3 sefer darbe girişimine maruz kaldık. Değişik formatlarda darbe girişimine maruz kaldık, her seferinde de millete güvendik. Hukuk devletine güvendik. Bütün darbecileri hayal kırıklığına uğrattık.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde başlayan, parti kapatmayla devam eden, 17-25 Aralık'la devam eden ve 15 Temmuz açık darbe girişimiyle zirveye çıkan bir süreci birlikte yaşadık. Bütün bunlar olurken aynı zmanda da ülkemizin ihtiyacı olan hizmetlerden de asla vazgeçmedik. Türkiye'nin özlem duyduğu her alanda ülkemizin insanımızın yüzünü güldürecek hizmetleri de yaptık.
2016'da dünya ekonomik krizle bulunduğu halde Türkiye dünyanın en büyük projelerini birer birer hayata geçirdi.
Bütün bu terörün tırmandırılmasının arkasındaki sebep, Türkiye'nin terörle mücadelede gösterdiği kararlılığa karşı terör yuvalarını harekete geçiren, arkasındaki güçlerin duyduğu rahatsızlık.
Türkiye hem insanının yüzünü güldürecek hizmetleri birer birer yerine getirecek, hem de milletimizin kardeşliğini yok etmeye çalışanlarla mücadelesini sürdürecek.
Irak'ta otorite olmazsa, Suriye'de olmazsa, devlet olmazsa, biz güvende olamayız. Onun için ilişkilerimizi düzeltmekle işe başladık. Rusya ile düzelttik. İsrail'le devam eden ilişkilerimizi bir noktaya getirdik. Yetinmedik, Suriye'de devam eden katliamı artık son vermek gerektiğini düşündük. İnsiyatif aldık. Rusya ile beraber ateşkesin sağlanmasını başardık. Bununla da kalmadık, bunun BM tarafından kabulünü de sağladık. Bütün ülkelerin Suriye'de barışa imza atmaları için önemli bir adım attık.
46 bin insanı ateş çemberinin içinden çıkartıp bağrımıza bastık.
Türkiye kendine yakışanı yaptı. Bu millet kendine yakışanı yaptı. Bunlar basit şeyler değil. Bu yöndeki çabalarımız bitmedi. Şimdi de Irak'la ilişkilerimizi yöneltmek için çalışmalarımıza başladık. Bu hafta içerisinde Cumhurbaşkanımız bir görüşme gerçekleştirecek. Komşu ülkelerle barış içinde yaşamak hem komşularımızın geleceği, hem de ülkemizin huzuru ve güveni için önemlidir. Olmazsa olmazdır. Her türlü gayreti bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz.
FAİZ MÜJDESİ
2 Aralık'ta kobilerimizin yaşanan bu kur dalgalanmasına karşı yaşadıkları sıkıntıyı gidermek için bir program başlattık. Buna göre, nakit sıkışıklığı çeken, döndüremeyen kobi'lerimize kredi vereceğiz. Düşük faizli kredi verip borçlarını yeniden yapılandıracağız. %15-16 faiz uygulanırken %10'un altında bir faizle borçlarını yeniden yapılandıracaklar.
Bunlarla da işini döndüremeyen, KOBİ'ler başta olmak üzere bütün iş alemine büyük bir imkan sağladık. 250 milyar bir kredi imkanı sağladık. Bunu yaparken asla borçlanma yapmayacağız. Asla mali disiplinden vazgeçmeyeceğiz. Yani bütçedeki bazı fasıllar arasında aktarma yapmak suretiyle, yeniden yapılandırma sonucu 115 milyar liralık oluşan kaynaktan bir kısmını buraya ayırmak suretiyle böyle bir imkanı sunmuş olduk. Amacımız olumsuz etkilenen esnafımızı rahatlatmak ve 2017 yılı içerisindeki planlarını gerekleştirmesini sağlamak.
Bununla da yetinmedik. İlk 3 ay prim ödemelerini yılın son 3 ayına kadar erteliyoruz. Böylece kaynaklar ellerinde kalacak, başka alanlarda kullanılacak.
Bu da yetmez dedik, sicil affı getirmeye karar aldık.
Bunun dışında tabi biliyorsunuz asgari ücret yüzde 10'a yakın bir miktarda arttı. Her yıl yılda 2 sefer artar. Bu sefer dedik ki milleti bu işlerle meşgul etmeyelim, enflasyon oranının üzerinde %9 gibi bir artışı sene başında sağladık. Ocak 1'den 31 Aralık'a kadar asgari ücret hep aynı kalacak. Düştü meselesi de olmayacak. Düşerse biz karşılayacağız.
Bunun yanı sıra, işverenlerimizin de artan asgari ücretten dolayı gelen ilaviyet yüklerini de geçen yıl olduğu gibi bu yıl da karşılamaya devam edeceğiz.
Bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman 12 milyar liralık kaynağı hem emekliye hem işçiye hem işverene aktarılmasıdır.
İşsizlik fonunda olduğu gibi bir fon oluşturduk. Nasıl işsizlik fonu işini kaybedenlere belirli bir süreyle destek sağlıyorsa, esnaf da işyeri kapanan zora giren işsiz kalan esnaflarımızıa nefes aldıracak ve onlara bir imkan sunduk. Milyonlarca esnafımıza bir güvence olarak bu tedbirimizi getiriyoruz.
ABD'YE 'DEAŞ' TEPKİSİ: OBAMA YÖNETİMİNİN MARİFETİ
Fırat Kalkanı Harekatı'na ilişkin son bilgileri paylaşan Başbakan Yıldırım, DEAŞ terör örgütüyle mücadele konusunda ABD'ye eleştirilerde bulunarak, şunları söyledi: "Bugün Fırat Kalkanı'nın 133'üncü günündeyiz. Operasyonlarda bugüne kadar bin 270 DEAŞ mensubu etkisiz hale getirildi ve yakalananlarla birlikte sayı bin 561. Dünya DEAŞ diyor, DEAŞ yatıyor, DEAŞ kalkıyor. Onlar yalandan mücadele ediyor. Lafını yapıyor. Mücadeleyi yapan sadece Türkiye. Amerika'nın da bir halt ettiği yok, diğerlerinin de bir şey yaptığı yok. Laftan başka bir şey yok. Yaptıkları var. YPG'ye, PYD'ye açıkça silah veriyorlar; Türkiye'de daha fazla anarşi olsun, daha fazla terör olsun diye. Bu dostluğa sığmaz. Yeni yönetimden beklentimiz, artık bu kepazeliğe son vermesi. Biz yeni yönetimi sorumlu tutmuyoruz bundan; çünkü bu, Obama yönetiminin marifetidir. Terör örgütünü kullanarak, terörle mücadele etmek; mafyayı kullanarak, mafyayı alt etmek gibi bir şey. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi?"
"FETÖ ORADA, PKK'NIN UZANTILARI YANINIZA YANAŞMIŞ; NE YAPIYORSUNUZ KARDEŞİM?"
Başbakan Yıldırım, ABD'ye yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Biz yıllardır NATO'da Amerika ile beraberiz. Stratejik ortağımız. Bölgede birçok konuda birlikte çalışmalarımız var. Bütün bu stratejik ortaklığın bir terör örgütü tarafından gölgelenmesine Amerika asla izin vermemelidir. Açık açık belli. PYD eşittir PKK. YPG eşittir PKK. PKK eşittir bölücü terör örgütü. Bunların artık görülmesini istiyoruz. FETÖ orada. PKK'nın uzantıları gelmiş yanınıza yanaşmış. Ne yapıyorsunuz kardeşim? Karar verin. Türkiye ile mi bir olacaksınız, bu alçak terör örgütlerine kucak mı açacaksınız? Bir şeye karar verin. Türkiye, Türk milleti bunu yeni Amerikan yönetiminden bekliyor. Ümit ediyorum ki Amerika, terör örgütleriyle değil; Türkiye gibi bölgede istikrarı, güveni, barışı tesis etmek için elini taşın altına koyan ülke ile işbirliğini daha fazla tercih edecek ve geçmiş yönetimin başlattığı bu yanlıştan dönecektir. Dönerse döner, dönmezse biz kendi işimizi hallederiz"
SURİYE'DE ATEŞKES AÇIKLAMASI: BARIŞ MÜZAKERELERİNE TERÖR ÖRGÜTLERİ ASLA DAHİL OLAMAZ
Suriye'de başlayan ateşkes sürecine ilişkin de açıklamalarda bulunan Yıldırım, "Bu ateşkes inşallah kalıcı hale gelecek ve siyasi müzakerelere dönüşecek. Önümüzdeki ayda, bu ay içerisinde siyasi müzakereler başlayacak. Buradaki hassasiyetimiz şudur. Barış müzakerelerine terör örgütleri asla ve asla dahil olamaz. Bunun dışında Suriye'nin geleceği için mücadele eden taraflar bir araya gelecek. Türkiye'nin, Rusya'nın, İran'ın ve BM kararından sonra bütün dünyanın onayladığı kalıcı barışı tesis edecekler" dedi.
KILIÇDAROĞLU'NA 'YENİ ANAYASA' YANITI: VESAYET REJİMİNİ DEĞİŞTİRİYORUZ, BU BİR REJİM DEĞİŞİKLİĞİ
Anayasa değişikliği üzerinden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'rejim değişikliği' eleştirilerine yanıt veren Başbakan Yıldırım, "Ben Sayın Kılıçdaroğlu'na 'Bu bir rejim değişikliği değildir, bu yönetim sistem değişikliğidir' dedim. Dilimde tüy bitti, anlatamadım. Artık demiyorum, vazgeçtim. Sayın Kılıçdaroğlu, 'Bu bir rejim değişikliğidir' diye ısrar ediyor. Düşündüm, düşündüm haklı olduğun karar verdim bir ölçüde. Doğru, bu bir rejim değişikliği. Vesayet rejimini değiştiriyoruz. İşte bu bir rejim değişikliği. Artık vesayet yok. Bu vesayet rejimi değişikliğini AK Parti iktidara geldi, başlattı. Yapılan değişiklikle vesayetin bundan sonra hiçbir şekilde yüce Meclis'te esamesi okunmayacak" diye konuştu.
"GENEL KURUL'DA BİR KAPSAMLI DEĞİŞİKLİK ÖNGÖRMÜYORUZ"
Pazartesi günü Meclis Genel Kurulu'nda görüşülecek anayasa değişiklik teklifine ilişkin Başbakan Yıldırım, şunları söyledi: "Bazı konularda endişeler ifade edildi. Komisyon, her türlü teklifin her türlü çalışmanın olgunlaştığı yerdir. Eğer doğru bir şey söyleniyorsa o doğruyu yapmamakta ısrar etmek bize yakışmaz. Nitekim 21 maddelik değişiklik, 18 maddeye düştü. 2 madde değiştirildi. Bazı birleştirmeler de gerçekleşti. Genel Kurul'a geldi. Genel Kurul'da bir kapsamlı değişiklik öngörmüyoruz. Öyle bir ihtiyaç yok, doğru da değil. İnşallah gelen bu metin, en iyi şekilde Genel Kurul sürecinde milletvekillerimiz tarafından kamuoyuna anlatılacak. Daha fazla anlaşılması sağlanacak"
OHAL AÇIKLAMASI: 3 AY UZATILMASINA YÖNELİK KARAR MECLİS'TE GÖRÜŞÜLECEK
Olağanüstü halin (OHAL) 3 ay uzatılmasına yönelik kararın Meclis'te görüşüleceğini de açıklayan Başbakan Yıldırım, "Olağanüstü halin 3 ay uzatılmasına yönelik bir kararı da Meclis'imiz görüşecek ve karara bağlayacak. Dolayısıyla bu yoğun gündemde arkadaşlarımıza kolaylıklar diliyorum. Önümüzdeki pazartesi gününden itibaren de anayasa değişiklik teklifimizi Meclis Genel Kurulu'nda görüşmeye başlayacağız" dedi.