‘Bana vereceğiniz oy çözüme katkı olacak’
Erdoğan, Diyarbakır’da konuştu: “CHP, MHP, HDP’ye verilecek her oy eski Türkiye’ye gidecektir. Şahsıma vereceğiniz her oy sürece katkı olacaktır”
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası kapsamında Diyarbakır’daki mitingde vatandaşlara hitap etti.
Erdoğan, 16 Kasım 2013 tarihinde Diyarbakır’da düzenledikleri toplu açılış törenine, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ve 38 yıl sonra vatanına gelen Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses ile katıldıklarını hatırlattı. Erdoğan, özetle şöyle konuştu:
‘Çözümü hedef aldılar’
“O güzel manzara, o kardeşlik manzarası, birlik, dayanışma manzarası herkesin yüreklerine umut ışığı yaktı. Bu kardeşlik manzarasını gölgelemek için uğraştılar. Yetmedi 17 Aralık’ta, 25 Aralık’ta yargı ve emniyete sızmış bir grup vasıtasıyla darbe girişiminde bulundular. En başta kardeşliğimizi, en başta çözüm sürecini hedef almak istediler. Gezi olaylarının arkasındaki gerçek aktörleri sizler çok yakından tanıyorsunuz, 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinin arkasındakileri sizler çok yakından tanıyorsunuz. 1992’de Nevruz’da 40 kişinin ölümünün arkasında kim varsa, 17 Aralık darbe girişiminin arkasında o var.”
‘Düşmanların kuklası’
“17 Aralık darbesinin içinde yer alanlar, ülkemizin kadim düşmanlarının birer kuklasıydılar. Biz, Pensilvanya ihanet şebekesiyle hesaplaştığımız gibi onların arkasındaki güçlerle de hesaplaşıyoruz. Gezi olayları, 17 ve 25 Aralık darbe girişim arkasında eski Türkiye koalisyonu vardı. Bu koalisyon Türkiye’yi faili meçhuller dönemine götürmek istiyor.”
‘Başka tuzak kurdular’
“Şimdi bir başka tuzak kurdular. Türkiye’yi tanımayan bir aday. Bu aday nereye gitse oraya göre konuşuyor. Batıya gidiyor, ulusalcı oluyor. Başka bölgelere gidiyor, ırkçı oluyor. Hacıbektaş’a gidiyor, din derslerinin zorunlu olmasından şikayet ediyor. Hani diyorlar ya işte ‘dini yanı da var.’ E niye zorunlu din dersinden rahatsız oluyorsun?”
‘Hanım aday çıkarsaydın’
“Bir kere bu HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkarması Türkiye’de tesis ettiğimiz demokrasi ve özgürlük ortamının en bariz göstergesidir. O da nereye gitse ona göre konuşuyor. Dün bir konuşmasını dinledim. Çok enteresan. Aslında diyor, bizim adayımız diyor, hanım olmalıydı diyor. Hanım olmalıydı diyor. Sen hanım aday çıkardın da olmaz mı dediler.”
‘HDP aynen CHP gibi’
“Bu HDP, aynen CHP gibi tek parti olmaya, tek parti zulmünü benim Kürt kardeşlerime uygulamaya çalışıyor. Milli değerleri, manevi değerleri, özellikle de bizim dini değerlerimizi her fırsatta tahkir ediyorlar. Diyarbakır kendisine ihanet eden HDP’ye sandıkta gereken dersi verecektir. CHP, MHP ve diğer ulusalcı ayrılıkçı her oy, HDP’ye verilecek eski Türkiye’ye gidecektir. Şahsıma vereceğiniz her oy çözüm sürecine katkı olacaktır. Şunu herkes bilsin bu çözüm yoluna başımızı koyduk.”
“CHP, Kürt meselesinin mimarıdır, CHP, Dersim’in mimarıdır. CHP kapanan camilerin, yıkılan türbelerin failidir. CHP faili meçhullerin, Diyarbakır Cezaevi’nin savunucusudur. CHP demek, ırkçılık demektir, zulüm demektir. İşte HDP gitti, bu CHP ile ittifak arayışlarına girdi.”
‘Faşist dergiyle poz verdi’
Erdoğan, İhsanoğlu’nun Türk Solu dergisiyle poz verdiğini hatırlatarak, şöyle dedi: “İstanbul’da bu aceminin eline bir dergi tutuşturdular. ‘Kürt sorunu yoktur. Kürt istilası vardır.’ Bu dergide, işte bunu kapak yaptılar. Açlık grevi yapanlara ‘Açlıktan geberin’ diye kapak yaptılar. ‘Dersimliler devletten özür dilesin’ diye kapak yaptılar. CHP Genel Müdürünü ve annesini aşağılayan kapak yaptılar. İşte bu monşer aday çıktı, bu ırkçı, faşist, kendini bilmez dergiyle poz verdi. Ben inanıyorum ki Doğu bu ırkçı adaya gereken cevabı zaten verecek.”
Dört aile karşıladı
Diyarbakır Havalimanı’na gelen 4 aile, çözüm sürecinin barışla nihayete erdirilmesini istediklerini dile getirerek, Başbakan Erdoğan’a kırmızı ve beyaz gül verdi. Başbakan Erdoğan ile görüşen Şemsettin Ayhan, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi olan kızı Aynur Ayhan’ın bıraktığı mektubunda Suriye’nin kuzeyindeki Rojava bölgesine gittiğini öğrendiklerini söyledi. Zeynep Yağmur da 4 kız kardeş olduklarını, babalarını 1993 yılında faili meçhul cinayette kaybettiklerini söyledi. Gülistan Güler ise Hazro ilçesinde 1990’lı yıllarda köylerinin yakıldığını anlattı.
Ne gerek var TİB’e!
Başbakan Erdoğan önceki gün Mersin programı dönüşünde, telefon dinlemelerle gündeme oturan Telekomikasyon Daire Başkanlığı’yla ilgili şunları söyledi: “Şu anda biz ağır cezalarda oy birliği ile dinleme kararı aldık ya bana göre bunların bile kalkması lazım. Dinlemenin yani insanların mahremine girmenin bizim medeniyetimizde yeri var mı? Dinlemelerin tamamen kaldırılmasından yanayım. Keşke TİB’i kurmasaydık. Kuruldu ama onların işgali altında. TİB’in kalkmasından başka bir şey yok. Zaten MİT var. Emniyet istihbaratımız var ne gerek var TİB’e.”