Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. İşte o açıklamalarda satır başları:
(AK Partili yöneticilere yönelik saldırılar) Terör örgütünün, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun imarına karşı olduklarını, bölge insanının insanlık onuru ile yaşayabilecek bir ortamın oluşturulmasına da karşı olduklarını gösteren bir saldırıdır. Terör örgütleri başından itibaren, korku ile oy almanın peşinde olmuştur. Bu hain saldırı da meşru siyasetin zeminini yok etmek için yapılmış saldırlardır. Bölgede insan onuruna, Türkiye'nin istiklal ve istikbaline karşı yapılmış açık bir saldırı olarak görüyoruz. Bu saldırıyı gerçekleştirenleri, arkasındaki güçleri açıkça lanetliyoruz. Kazanan milletimiz olacaktır.
Bakanlar Kurulu'nda çeşitli konular ele alındı. Biri de Kıbrıs müzakereleri. Biz, adil, kalıcı çözümden yanayız. Adil olmayan, kapsamlı bir şekilde ada halkını içermeyen barışın kurulamayacağını ifade ettik. İsviçre'de görüşmeler zaman zaman tıkanıyor, ancak müzakereler olumlu bir şekilde cereyan ediyor. Biz bu konuda güvenlik ve garantiler meselesinde diğer meseleler çözülmeden, Türkiye güvenlik ve garantiler konusunda geri adım atmayacaktır. Harita ve toprak meselesi ise, bu yaklaşım çerçevesinde ele alınabilir. Zaman zaman Rum tarafının yaymak istediği dolaşım özgürlükleri konusunda da Türkiye'nin olumlu yaklaşım içinde olduğunu gündeme getirdiğini anlatmak isterim. Türkiye, masada olumlu şekilde yaklaşımını sürdürüyor. Ümit ederiz de sonuç alınabilir.
"BAKANLAR, 180 GÜNLÜK EYLEM PLANINI VERDİLER"
Hükümetimizin 180 günlük eylem planı ile ilgili, bakanlıkların planlarınının genel çerçevesi ifade etmiştir. Bakanlar, 180 günlük eylem planını verdiler, hükümetin toplam bir eylem planı ortaya çıkacaktır.
ALMANYA İLE TOPLANTI TARTIŞMALARI
Almanya ile gerilimler esas itibariyle Almanya'daki siyasi takvim ile ilgilidir. Alman siyasetçiler kendi iç politikalarının amacı olarak Türkiye ve Erdoğan karşıtlığını kullanmaktadırlar. Üretilen gerilimler, Almanya'daki bazı siyasetçiler tarafından üretilmiştir. Biz kendi programımız yaparız, Cumhurbaşkanımız kendi programını yapar. Biz kendi programımız ile ilgiliyiz. Sadece kendi iç siyasetlerini ilgilendiren çıkışlar yapmış olabilirler.
"YÜRÜYÜŞ, FETÖ'NÜN DARBE TEŞEBBÜSÜNE KARŞI YAPILMIŞ OLSAYDI"
CHP'nin yürüyüşü tam da 15 Temmuz ertesine denk gelmiştir. Gönlümüz arzulardı ki bu yürüyüş FETÖ'nün darbe teşebbüsüne karşı yapılmış olsaydı. 15 Temmuz'da yine milyonlaca insanla beraber terör örgütlerine karşı hep beraber yürüyebilsedik. 15 Temmuz öncesine gelmesi manidardır. İstanbul'a yaklaştıkça bir takım terör örgütlerinin provoke etmesine müsaade etmesinler. Marjinal örgütlerinin kendi siyasetlerini gerçekleştirmesine sebep olmasınlar. Darbesever görüşler de zemin bulmasın. Dikkatli bir şekilde davranmalarını istirham ediyoruz. Bu zemini hazırlamasınlar. 15 Temmuz'dan sonra yurt dışına çıkmış, sözde sanatçılar bütün örgütleri bu yürüyüşe davet ediyorlar. Bu dahi CHP'nin uyanık olmasını gerektiren bir durumdur. Biz başından itibaren yürüyüşte provokasyon olmaması için gayret sarfediyoruz. Fikri ve siyasi zemini hazırlama sorumluluğu CHP'dedir. Bu kortejin içine FETÖ'nün kriptolarının sızmamasını sağlamak CHP'nin işidir. Biz, güvenlik kısmında üzerimize düşen her şeyi yaparız. CHP'den de bunu rica ederiz.
"DÜŞMANCA HER TAVIR, TÜRKİYE'NİN CEVABINI BULUR"
Suriye'deki tablonun ne kadar karışık ve ne kadar iç karartıcı olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Dünyanın neredeyse bütün orduları ve örgütler de orada. Silah destekleri ile de bu gruplar Türkiye için tehdit oluşturuyor. Türkiye, burnunun dibinde olan olaylara seyirci kalamaz. Sınırlarımızın öte tarafında ister Kobani'de, ister Afrin'de, Türkiye'ye karşı yönelmesine muhtemel olan hangi terör grubunun hareketlenmesi varsa yakinen takip eder, misliyle karşılık veririz. Düşmanca her tavır, Türkiye'nin cevabını bulur.
15 Temmuz yaklaştıkça da içimiz yeniden burkuluyor. Yeniden o hain teşebbüsü bir kere daha hatırlıyoruz, arkasında olan herkesi lanetliyoruz, herkesten de hesap soruyoruz, sormaya da devam edeceğiz. Bu toprakların son asırlarda yaşadığı en önemli kahramanlık destanının yaşandığı gecelerden bir tanesidir 15 Temmuz.