Gazete Vatan Logo

Bakan Yazıcı'dan keni partisine üç itiraz

Hayati Yazıcı VATAN ’ın sorularını yanıtladı

Hükümetin güçlü isimlerinden Hayati Yazıcı, öğrencilerin protesto gösterilerinden, Torba Yasa’ya kadar güncel konularda VATAN’ın sorularını yanıtladı

Ankara, peş peşe gelen yumurtalı protestoları tartışırken, kabineden, “Bu işi Ergenekon yaptı” diyen Kuzu’nun bu iddiasına farklı bir yorum geldi. Devlet Bakanı Yazıcı, “Bence ‘Ergenekon’ diyebilmek için bilgi, belge, delil olması gerekiyor” açıklamasını yaptı. Kuzu’nun, Ankara Üniversitesi rektörünün istifasını istemesini değerlendirirken ise Yazıcı, “Bunlar tepkiyle söylenmiş şeyler” dedi.

Hükümetin güçlü isimlerinden Hayati Yazıcı, öğrencilerin protesto gösterilerinden, Torba Yasa’ya kadar güncel konularda VATAN’ın sorularını yanıtladı.

Yumurtalı protestolara siz nasıl bakıyorsunuz?

Her kesimin beğenmediği, uygun görmediği kişileri, davranışları eleştirme hakkı vardır. İnsanlar eleştirilerini, değişik yöntemler kullanmak suretiyle ortaya koyarlar, o da doğru. Ama eleştiri haklarını kullanırken, muhataplarının kişisel haklarına saldırı teşkil edecek boyuta vardırmamaları gerekir. Eleştiriyi kullanma yöntemi, araç önemli. Hiç kimsenin eleştiri hakkını kullanırken, hoşlanmadığı insanın sesini kısacak, konuşmasını engelleyecek boyuta vardırmaması gerekir. Çünkü konuşmak önemlidir.

Konuşarak anlaşabilirler diyorsunuz?

Kişiler arasında iletişimi ancak konuşma özgürlüğü sağlayabilir. Eğer muhatabınızı susturuyorsanız, “öteki” olarak nitelendirdiğinizi konuşmaktan men ediyorsanız, o zaman tek sesli bir hayat istiyorsunuz demektir. Bunu kimsenin kabul etmesi mümkün değil. Bu tarz yaklaşımların kimseye de yararı yoktur. Öğrencilerin eleştirileri, tepkileri normal, ama kullandıkları yöntem, yumurta atmayı onaylamam mümkün değil. Son derece aşırıya kaçılmış ve uygun olmayan bir araç kullanılıyor.



Yumurta atmasınlar ne yapsınlar?

Yumurtayı niye atıyorlar? Proteini yüksek, besleyici bir ürün, atmasın yesinler (gülüyor). Belki de faydası olur yumurta atmazlar, eleştirmek için başka yöntemler bulurlar. Bunu, işi yumuşatmak için söylüyorum. Kimse başka anlam çıkartmasın. Yumurta olayını üzüntü verici buldum. Elbette olaylara sorumluluk mevkinde olan insanın yaklaşımı da son derece önemli.

Üniversite yönetiminden mi söz ediyorsunuz?

İktidar, muhalefet hem de bu tür olayaların cereyan ettiği kurumların yöneticilerinden söz ediyorum. Ayrıca çıkıp değerlendirme yapan insanlardan da. Ben şimdi size bu değerlendirmeyi yaparken şayet onaylamıyorsam öyle yaklaşmalıyım ki, tarzım bu beğenmediğim olayın yoğunlaşmasına değil azalmasına, olayı icra edenlerin tepkilerine yol açacak boyutta değil, empati yapmalarına vesile olacak içerikte olması gerekir.

‘Şudur’ demek için elde belge-bilgi olması gerekir

Bu olayda da Ergenekon bağlantısı olduğu iddiasına inanıyor musunuz?

Genel olarak cevap vereyim: Bu tür yaklaşımları doğru bulmuyorum. Nihayet olayı emniyet soruşturacak. İçerdekiler öğrenci mi, değil mi, aynı fakültenin öğrencisi mi, organizasyonu kim yaptı, bunlar incelenecek. Arkasında provakatör var mı, varsa kimler, soruşturma sonucu ortaya çıkacak konulardır. Bunlar belli olmadan konuşmak, nihayetinde bilgiye değil, tahmine dayanan yorumlardır. Ben tahmine dayanan yorumlardan son derece kaçınan bir kişiyim. “Şudur” demek için elde belge, bilgi olması gerekir. Bu tür değerlendirmeleri çok doğru bulmuyorum.

İstanbul’da öğrencilere yönelik şiddet çok fazla olmadı mı?

Sorumluluk mevkindeki insanlar çok daha özenli davranmak zorunda. Hele hele kamu görevi üstlenmiş insanlar hak ve özgürlüklerini, daha sınırlı ve kontrollü icra etmek zorundalar. Kamu düzenini korumak, suçluları takiple görevli kamu görevlilerimiz bunu yaparken hassasiyet içinde olmalılar. Onların görevi sadece eylemi önlemek değil, o olay dolasıyla görev yapma tarzlarına yönelik eleştiriler gelmesini önleyecek biçimde davranmaktır. Bu konuda yoğun bir eleştiri yapılıyorsa, demek ki bu noktada beklediğimiz özen gösterilmemiş demektir. Kamu görevlilerinin bu hassasiyeti göstermesi gerekir.

İstifa isteği anlık tepki

Sizce Ankara Üniversitesi Rektörü istifa etmeli mi?

Bunu da genel cevaplayayım: Bunlar klasik şeyler gibi geliyor bana. Bir yerde bir olay olunca “Rektör istifa etsin”, “dekan istifa etsin” deniyor. Eğer o olayın arkasında rektör varsa, bizatihi bunları yönlendiren, sevk eden kişi durumundaysa, zaten suçlu durumundadır, o zaman hakkında işlem yapılır ve ne gerekiyorsa uygulanır. Bunun ötesinde bir yerin rektörünün görevli olduğu alanda eylem yapıldıysa “Rektör istifa etsin”, vali görevliyse “Vali istifa etsin”, Türkiye’de bir şey olmuşsa “Bakan istifa etsin”, “Başbakan istifa etsin” demek, kontrolsüz söylenmiş sözler gibi geliyor. Üzerinde durmamak gerekir. O anlık şeylerdir, tepkiler içinde ifade edilmiş sözcüklerdir.

Size göre 68 olaylarına benzer şeyler yaşanır mı? Endişeli misiniz?

Yok. Türkiye’nin huzurunu, istikrarını istemeyenler elbette var. Dış güçler var, vesaire. Ama dünya da, Türkiye de değişti. Bana göre çok iyi yetişen bir gençliğimiz var. Bu tür olaylar olabilir ama ben hiçbir zaman Türkiye’nin geçmiş süreçleri bir daha yaşayacağı kanısında değilim. Bugün eleştirisini yaptığımız olayın değerlendirmesini her kesim yapacak. Sağduyulu hareket edeceğiz ve insanlar konuşacak, protesto etme hakkını kullanacak ama bu protestolar hiçbir zaman o boyutlara varmayacak. Bir daha 68’ler ve benzeri olayları yaşamayacağımız kanısındayım.

MUHALEFETİN TAVRINDAN MEMNUN OLDUM

Muhalefetin tavrını nasıl buldunuz?

Bu olaya kadar yaklaşımları çok farklıydı, onaylamam da mümkün değildi. Daha çok tahrik edici, provake ediciydi. “Eleştirilerin muhatabı iktidar mensuplarıdır” algısından hareketle sanki bu yöntemleri onaylıyor gibi bir hava vardı.

Yumurta atmayı mı onaylıyorlardı?

Düne kadar yumurtayı onaylıyor gibiydiler. İlk defa o olaydan sonra yumurta atma eylemini onaylamadıklarına ilişkin demeçler basına yansıdı. Bundan memnun olduğumu ifade etmek istiyorum. Yaklaşım doğrudur. Eleştiri hakkını herkesin kullanmasını alkışlamalı, taraftar olmalıyız. Ama kullanma yönetim yanlışsa, buna karşı da hepimiz bir duruş sergilemeliyiz. Eminim böyle devam ederse, o eylemi icra eden gençlerimiz de yeniden tavırlarını gözden geçirecektir. Protesto için başka yöntemler arayacaklardır.

Siz üniversitede eyleme katılmadınız mı?

Katıldım. Yürürken bağırdık, elimizi havaya kaldırdık. “Şurayı basacaklar” diye nöbet beklediğimiz yerler oldu. Ben o zaman Milli Türk Talebe birliği’ne gidiyordum. Onunla bağlantılı yerlerde beklediğim oldu.

Taş atmadınız mı mesela?

Söz konusu değil. Mizacım itibariyle mümkün değil, atmadım.

Ama “gençlik” diyoruz. Biraz abartmış olsalar da olay çok fazla büyümedi mi?

Adı üzerinde “delikanlı”. Kanında aculluk, fevrilik, kontrolsüzlük var. Bizim zamanımızda eylem yapmış insanlar, olaylara bugün daha serinkanlı, derinlemesine bakıyorlar. “Bugünkü öğrenciler bunu yapamıyor” demiyorum ama, insanın belli özellikleri öne çıkarsa, diğer özelliklerini geri plana iter ve o istemediğiniz acul haraketin tahrik ettiği unsanlar ortaya çıkar.

Öğrenci protestoyu nasıl yapsın? Alkış mı öneriyorsunuz mesela?

Alkış da yapsın. Ama o kişiyi konuştursun, bittiği zaman yine yapsın. Ne bileyim masaya yumruğunu vursun. Ya da keskin, hakaret etmeden görüşlerini söylesin. Protesto ediyorum desin. Bunun ötesindeki eylem biçimi yapana da katkı sağlamaz.

KAMU HER YIL ATILAN 5 MİLYON İMZADAN VE KAĞITTAN KURTULACAK

Torba yasayla önemli düzenlemeler geliyor. Amir, memurun sicilini artık bozamayacak?

Evet. Sicil düzenini kaldırıyoruz. Tüm kamu görevlileriyle ilgili her yıl sonu sicil amirleri ‘Sicil raporu’ yazarlar. Aşağı yukarı 4 sayfadan oluşur. Amir, memurları için puan verir. Bazen öyle olur ki, bu raporları üç amirin imzalaması gerekir. Bunun anlamı her yıl 2.5 milyon belge ve sadece iki imza atıldığını düşünürsek, 5 milyon imza demektir. Bunları doldurmak için sicil amirleri mesai harcıyor. Milyonlarca kağıt tüketiliyor. Bilgi Edinme Kanunu çıktıktan sonra zaten kamu görevlisi sicil raporunu öğrenebiliyor, gizlilik kalmadı. Enine boyuna tartıştık ve yasayla kaldırıyoruz.

Yeni sistem nasıl olacak?

“Memur Bilgi Sistemi Özlük Dosyası” ismi altında bir dosya oluşturulacak. Dosya var ama ismi değiştirilecek. Dosyada mal bildirimleri, varsa inceleme, denetim raporları, disiplin cezaları, varsa ödül ve başarı belgeleri olacak. O memurla ilgili işlemler buraya bakılarak yerine getirilecek. Faydalı olacağını düşünüyorum.

Önemsediğiniz başka düzenleme var mı?

Bazı disiplin cezalarını suç olmaktan çıkardık. Mesela memur görev yaptığı ilin dışına izinsiz çıkamıyordu, suç sayılıyordu. Bu madde konulduğunda iletişim araçları bu kadar gelişmemişti. Dolasıyla herhangi bir olay vuku bulunduğunda hemen bulunabilmesi amacıyla konulmuştu. Ama bugün iletişimin böyle yoğun işlediği bir çağda artık disiplin suçu tiplemesine uygun değil. Artık suç olmaktan çıkardık.

Yasak yayınlara da düzenleme getiriyorsunuz?

Evet bunu da suç olmaktan çıkardık. Bu çağda, bu zamanda yasak yayını da tartışmak lazım. Okumak istiyorsa okusun.

Bu torba kanunda ilkler var mı?

Babalık izni var. Allah korusun doğum yaparken anne vefat etti diyelim. Annenin kullanacağı izni, baba kullanabilecek. Kadın memura doğumdan önce 8, sonrasında 8 olmak üzere 16 hafta analık izni veriliyor. Ayrıca “Eşinin doğum yapması halinde memura 10 gün babalık izni verilir” deniliyor. İlk defa babalık izni sözünü kullanıyoruz. Artık babalara da izin var.

DİRENÇ OLURSA ISRARCI OLMAYIZ

Özel sektörden kamuya geçişlerde 12 yıl hizmet süresinin de kabul edilecek olması eleştiri aldı...

Bunun amacı şuydu: Kamu yönetiminin görevi, kaliteli hizmet üretmektir. Kamuda çalışanlar vatandaşa hizmet eder. Dolasıyla kamuda verimliliğin, kaliteli hizmetin yürütülmesi noktasında bir kurumla ilgili sıkıntı varsa, özel sektörden başarısı ortaya çıkmış kişilerin bu görevlere atanmasına bu yasal düzenlemeyle imkan sağlıyoruz. Aslında valiler açısından bu zaten mümkün.

Ama özel sektörden pek vali atanmıyor?

Özel sektörden vali atanmasına engel yok. Bir grubun CEO’sunu uygun görürsek, zaruret olursa bir yere vali atayabiliriz. Vali yardımcısı, kaymakam olamaz ama vali olur. Bu düzenleme de öyle. Özel sektörde, serbest meslek icra ederken başarılı olan insanların bu tür yerlere gelmesinin önünü açıyoruz. Faydalı olacağına da inanıyoruz. Bu aynı zamanda kamu çalışanlarının daha verimli çalışmasına da vesile olacak. Üst düzeye gelebilmek için büyük efor harcayacaklar. Tabir yerindeyse bir rekabet ortamı olacak.

Haberin Devamı