Bakan Yardımcısı Çataklı: Bir provokasyon ile karşı karşıyayız
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Hatay’da büyük bir salgın olduğu iddialarına yönelik yaptığı açıklamada, “Maalesef bir siyasi parti destekli sağlık alanında yalan üzerinden yapılan bir provokasyon ile karşı karşıyayız. Bu iddia, bölgedeki çalışmalara gölge düşürmeye çalışan bir niyet taşıyor. Öncelikle bu açıklamaları yapan kişinin hekimliğinin sorgulanması gerekiyor. Kendisi hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması gerekir ki bu da yapılacak” dedi.
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Hatay Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi’nde açıklamalarda bulundu. Çataklı, “Maalesef bir siyasi parti destekli sağlık alanında yalan üzerinden yapılan bir provokasyon ile karşı karşıyayız. Biz böyle büyük bir afet karşısında insanlarımıza herkesin yardım etmesi için tüm çağrılarımızı yaparken ve onlara destek verirken, Hatay’da büyük bir salgın olduğuna dair yalan bir açıklamada bulunuldu. Hatay genelinde yaşam alanlarını tamamına su veriliyor ve klorlama işlemleri yapılıyor” diye konuştu.
'TEMİZ SU, TUVALET VE DUŞ SIKINTISI YOK'
Hatay’daki depremzedelerin suya, temiz tuvalet ve duşa ulaşımı konusunda bir sıkıntı olmadığını kaydeden Çataklı, şunları söyledi:
“Enkaz alanlarının yoğun olduğu yerlerde de suya erişimin kolaylaştırılması için 448 çeşmenin yapımı tamamlandı. Bugüne kadar 616 TIR ile 15 milyon litre su dağıtımı gerçekleştirdik ve devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemde de doğabilecek ihtiyaç için gerekli planlama yapıldı. Bu kapsamda bir sıkıntımız görünmüyor. Kent genelindeki çadır ve konteyner kentlerde 3 bin 159 tuvalet, 1434 duş konteyneri kuruldu. Bunların da temizliği de 163 personelle düzenli olarak yapılıyor. Birçok belediye de bu konuda destek veriyor. Çadır ve konteyner alanlarında 1241 çamaşır makinesi, 840 kurutma makinesi kuruldu ve buralarda kalan afetzedelerimizin ihtiyaçları gideriliyor. Bu rakamlara sivil toplum kuruluşları tarafından kurulan makineler dahil değil. Her geçen gün daha yüksek bir sayıya ulaşıyoruz.”
'DEZENFEKSİYON VE İLAÇLAMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR'
Kent genelindeki dezenfeksiyon çalışmalarının 80 araç ve 237 personelle devam ettiğini belirten Çataklı, “Dezenfeksiyon çalışmalarının yanı sıra gıda güvenliği ve hijyenin sağlanması amacıyla tüm çalışmalar titizlikle yerine getiriliyor. Uzman ekiplerce yemeklerden alınan numuneler, frigo araçlarda 3 gün muhafaza ediliyor. Gerek kamu kuruluşları, gerek belediyeler, gerek sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler bu kapsamda çalışmalarını özverili bir şekilde sürdürüyor. Bununla birlikte Hatay’da il düzeyinde vaka sayıları, geçen yıla benzer düzeydedir ve herhangi bir salgın söz konusu değildir” dedi.
‘GEREKLİ YASAL İŞLEMLER YAPILACAK’
Bölgede büyük bir salgının olduğuna dair iddiaların gerçek dışı ve provokasyon amaçlı olduğunu dile getiren Çataklı, “Deprem bölgesinde hayatın normale dönmesi, depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması için tüm kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, yerli ve yabancı gönüllüler iyi niyetli ve özverili bir şekilde çalışmalarını yürütüyor. Bu iddia, bölgedeki çalışmalara gölge düşürmeye çalışan bir niyet taşıyor. Öncelikle bu açıklamaları yapan kişinin hekimliğinin sorgulanması gerekiyor. Kendisi hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması gerekir ki bu da yapılacak” ifadelerini kullandı.
‘ANKARA’DAKİLER NASIL ULAŞAMADI, BİLEMİYORUZ’
Bakan Çataklı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, AFAD’a ulaşamadığı şeklindeki açıklamasına yönelik soruya ise şöyle cevap verdi:
“6 Şubat’ta büyük bir felaketi yaşadık. Ağırlıklı olarak 11 ilimiz ve onun dışında başka illerde de büyük hasarlar oluştu. Asrın felaketini yaşadık ve afetin olmasıyla birlikte 4’üncü seviye alarm durumu ilan ederek uluslararası yardım çağrısında bulundu. Bununla birlikte 81 ilimizin valiliklerine yazı gönderip, tüm ekiplerin sevk edilmesini istedik. Bunun sonucunda deprem bölgesinde hiçbir ayrım gözetmeksizin 636’sı ulusal, 181’i uluslararası sivil toplum kuruluşları, 10 binlerce gönüllü afet bölgelerine ulaşmıştır. Ankara’dakiler nasıl ulaşamadılar bilemiyoruz. Buradaki tüm ekipler canla başla çalıştılar ve hala da devam ediyorlar. Bir can bile kurtarmak için mücadele edilen yerlerde siyasetten daha önemli işler var. Bir an önce yaraların sarılması, insanların güvenli ve huzurlu hayatlarına dönmesi için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Sel felaketlerini yaşandığı Adıyaman ve Şanlıurfa’da da çalışmalar sürüyor. Bu yaşananları siyasete çekmeye çalışmak ve siyasi malzeme haline getirmek, ne kadar doğru; kamuoyunun takdirine bırakıyor, Allah’a havale ediyoruz. Hiç olmazsa burada çalışan ekiplerin emeğine saygılı olunmasını bekliyoruz.”