Bakan Soylu yabancılarla ilgili yeni kararı açıkladı: 1 Temmuz'da uygulanacak
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Göç İdaresi Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu, "Yabancı sayısının toplam kişi sayısına oranının yüzde 25'i geçtiği toplam 781 mahalle tüm yabancılar için ikamete kapatılmıştı. 1 Temmuz'dan itibaren oranın yüzde 20 olarak uygulanması sağlanacak. Böylelikle bin 200 mahalle ikamete kapatılacak." ifadelerini kullandı. Öte yandan Bakan Soylu, Kurban Bayramı'nda Suriyeliler için bayram izni olmayacağını açıkladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Göç İdaresi Başkanlığı’nda düzenlenen ‘Göç Bilgilendirme Toplantısı’na katıldı. Türkiye’nin göçmen kaçakçılığıyla verdiği mücadeleden ve alınan tedbirler ile düzenlemeler hakkında bilgiler veren Bakan Soylu, “Göçte aldığımız, yılbaşı itibariyle ilgili bir karar dizisi var. Bunları yapmalıyız. Bunları yapabilirsek bir adım atabiliriz ve bu konuda gerekli tedbirleri almamız gerekir dediğimiz bir karar dizisi var ve bu kara dizisinde ne hale geldik, ne kararlar aldık ve sonuç olarak kaçak göçle ilgili ne noktayız ve nasıl bir tedbir manzumesi ortaya koyduk bunları söyleyeceğiz” dedi.
Türkiye’nin 10 yılı aşkındır bir göç politikası olduğunu söyleyen Bakan Soylu, “21. yüzyılda Suriye kaynaklı kitlesel bir göç tek bir olayla başladı ve kısa zamanda büyüdü. Türkiye, bütün bunlara yönelik 2011 yılı başından itibaren bir göç politikası belirledi ve hem sınır dışında, hem sınır içerisinde kamplar oluşturdu. Gelen her kişinin kimlik bilgilerini aldı. Aynı zamanda bütün bunları yaparken, gelenlerle ilgili sağlık tedbirlerini ortaya koydu. Herkesi kayda aldı ve herkesin gıda ve insani ihtiyacını gerek o gün devletin kaynaklarıyla, gerek STK’ların kaynaklarıyla, gerekse uluslararası yardımlarla bunu sağlayabilme yoluna gitti” değerlendirmesinde bulundu.
“KAÇAK GÖÇÜ ENGELLEMEK İÇİN BİR MÜCADELE ORTAYA KOYDUK”
Türkiye’nin kaçak göçle mücadelesindeki stratejilerinden bahseden Bakan Soylu, “Türkiye’de birileri sürekli ‘Suriyeli şu kadar vatandaş oldu, bu kadar vatandaş oldu, Türkiye istila ediliyor’ diye değerlendirme yapıyor. Türkiye’nin ‘Uyum Strateji Belgesi’ ve bir ‘Ulusal Eylem Planı’ var. Türkiye’nin bir ‘Göç Strateji Belgesi’ var, Türkiye’nin ‘Düzensiz Göç Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı’ var. Göç Strateji Belgesi tekrar revize ettik. En nihayetinde Göç Strateji Belgesini tekrar bir şekilde ortaya koymuş olduk. Kaçak göçle temel bir stratejimiz var. Birincisi; kaçak göçün kaynağında durdurulması. Birinci temel felsefemiz hareket etmesini mümkün olduğunca engellemek. İkincisi; etkili sınır tedbirleri almak. Sınır duvarlarımızı yapmaya çalıştık, güvenlik yolları yapmaya çalıştık, optik kuleler yaptık, insan kaynakları getirdik. Ardından bütün bunları yaparken, gerek Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma, Polis, Sahil Güvenlikle ortaya attığımız adımlarla kaçak göçü engellemek için bir mücadele ortaya koyduk. Ülke içerisinde etkin yakalama yaptık. Sağlıklı ve seri işleyen bir sınır dışı mekanizması yaptık, milyonlarca insan yakalandı diyelim. Bunları geri göndermezsen nerede tutacaksın?” dedi.
“BİZ SINIRLARDA YAKLAŞIK, 2 MİLYON 626 BİN 170 KİŞİNİN TÜRKİYE’YE GİRMESİNİ, TEŞEBBÜS ETTİĞİ ANDA ENGELLEDİK”
Göçün temel ana başlıkları olduğuna değinen Bakan Soylu, “Göçün kendisine ait uluslararası kuralları var. Bir de kendimize ait oluşturduğumuz mevzuat var. Bu mevzuatla uluslararası kuralların bir biriyle çelişmeyeceği, uluslararası kurallara göre hareket etmek durumda kaldığınız ana başlıklar var. Kaçak göçün mücadelesindeki dört adet temel stratejimiz var. Sağlıklı ve seri işleyen bir geri gönderme mekanizması kuramazsanız, kaçak göçle mücadelenizin en önemli ayaklarından birisinde aksarsınız. Biz sınırlarda yaklaşık, 2 milyon 626 bin 170 kişinin Türkiye’ye girmesini, teşebbüs ettiği anda engelledik. 1 milyon 469 bin 149 göçmeni de son 6 yılda yurt içinde yakalamışız. Bunun 222 bini mükerrer, 1 milyon 246 bin kişiyi Türkiye içerisinde yakalamışız. Bunun 334 bin 696’sını geri göndermişiz. Toplam 27 bin 44 kişiyi de terke davet edip göndermişiz. 361 bin 740 kişiyi bugüne kadar göndermişiz” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE, DÜNYADA EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEYEN GÖÇLE BİR MÜCADELE ORTAYA KOYUYOR”
Türkiye’nin dünyada eşi benzeri görülmemiş bir göç mücadelesi verdiğini vurgulayan Bakan Soylu, “Türkiye, dünyada eşi benzeri görülmeyen göçle bir mücadele ortaya koyuyor ve göçü yönetmek içinde bütün kurumlarıyla eşgüdüm içerisinde bir politika sergiliyor. Türkiye insanlık vazgeçmiyor, kaçak göçle mücadele ediyor. Suriye iç savaşından ve diğer noktalardan kaynaklanan ve kendisine göç akımı olarak gelenlerle ilgili de politikalarını, belirlediği ölçek içerisinde aynı şekilde devam ettiriyor. Avrupa, göçü sadece Türkiye ve Yunanistan arasındaki bir sınır meselesi olarak görüyor. Göçü; Afganistan ile İran, Pakistan ile İran, Türkiye ile Suriye, Türkiye ile İran arasındaki bir sınır meselesi olarak görüyor” şeklinde konuştu.
“FRONTEX’İ ULUSLARARASI ALANDA ŞİKAYET EDEN BİZİZ”
Yunanistan’ın göçmelere uyguladığı zulme dünyanın sessiz kaldığını söyleyen Bakan Soylu, “Frontex meselesini ilk gündeme getiren biziz. Frontex’i uluslararası alanda şikayet eden biziz. Bunu dillendiren, bütün uluslararası toplantılarda dile getiren biziz. Yunanistan’ı yaptıklarını videolarla beraber tüm dünya kamuoyuna anlatan ve onlara insanlık dışı davranışları konusunda gözlerini açmaya çalışan da biziz. Avrupa kendi vergileriyle vergi verdi. Cinayet işletti Forentex’e, işkence yaptı. Bunu kendi gündeme getiremedi. Bunu biz gündeme getirdik. Bunu Yunanistan işle beraber ortak yaptı. O cinayetin bir fiil sorumlusudurlar” dedi.
“TÜRKİYE UZUN YILLARDAN BERİ ALARM HALİNDEDİR VE ŞU ANDA BU ALARMIMIZIN EN YÜKSEK NOKTASINDAYIZ”
Alınan tedbirler sayesinde 8 milyon göçmenin yurda girişinin durdurulduğunu ifade eden Bakan Soylu, “Eğer biz sınır duvarlarını doğuda yapmasaydık, göçü kaynağında durdurmasaydık sadece sınırlarımızda biriken toplam 8 milyon insan daha Türkiye’ye gelecekti. Bin 316 kilometre güvenlik dubarı yapacağımız alan var. Bunun 837 kilometresi Suriye sınırına yapıldı. 940 kilometre aydınlatma, 303 kilometre kamera ve algılayıcı var. Bunların hepsini kendimiz gerçekleştirdik. Yaklaşık 341 adet de elektro optik kule yapıldı. 284 adet termal kameranın 160 tanesi tamamladı ve geri kalanı da yapılıp tamamlanmak üzere. Kaçak göç konusunda Türkiye uzun yıllardan beri alarm halindedir ve şu anda bu alarmımızın en yüksek noktasındayız” değerlendirmesinde bulundu.
“BİRÇOK ÜLKEYLE GERİ KABUL ANLAŞMALARIMIZ VAR"
Çeşitli ülkelerle geri kabul anlaşmalarının olduğunu belirten Bakan Soylu, “Sınır dışı etme prosedürü ağır bir prosedürdür. Yakalayacaksınız, geri gönderme merkezine getireceksiniz, kişini kimliğini tespit edeceksiniz, ilgili büyükelçiliğinde geri gönderme kağıdı alacaksınız, uçağa tutacaksınız. Karşı taraf bunu kabul edecek ve siz bunu göndereceksiniz. Bunların hepsi bir operasyon. Türkiye bu operasyonu başarılı bir şekilde gerçekleştirmektedir. Sadece bu değil, birçok ülkeyle geri kabul anlaşmalarımız var. 15 ülke ve AB’nin tamamıyla ilgili bir geri kabul anlaşmamız söz konusu. Bu 15 ülke sayısını daha fazla AB ülkesi dışında artırmaya çalışıyoruz ve 17 ülkeye daha teklif etmiş durumdayız. Sadece içeride sınırlarda bir yakalama yapmıyoruz. Van’dan başlayıp Erzurum, Şanlıurfa, Adana, Kayseri, Samsun, Ankara, Antalya, İstanbul, Bursa, İzmir, Edirne, yani göçmenlerin rotasına göre bu illeri yönetici iller yaptık. Bu illerin valilerini yönetici ve koordinatör vali yaptık. Bu valiler burada tedbirler alarak birbirleri ile koordineli olarak göçmen kaçakçılığını engelleyip, buna ait rotaları bir birleri ile belirleyip yakaladıkları göçmenleri de geri gönderme merkezlerine getiriyorlar” ifadelerine yer verdi.
Geri gönderilmesi planlanan 25 bin Kaçak Göçmen olduğunu söyleyen Bakan Soylu, “Şu anda elimizde toplam 25 bin geri gönderilecek insan var. Hepsi geri gönderme merkezlerinde. Bu yıl toplam yakalanan kaçak göçmen sayısı 110 bin. Geçen hafta 10 bin kişi yakalandı. 2019’un tamamında 454 bin kaçak göçmen yakaladık ve bunun yüzde 30’unu da geri gönderdik. Bu mücadele sadece bugünün mücadelesi değil. Bir politikamız da her ay Türkiye’de ‘Kaçak Göçle Mücadele Operasyonu’ yapılıyor. Aldığımız karalar var. Dün itibariyle faaliyete geçti. Yılbaşında bir karar aldık. Türkiye’ye kapıda vize olarak gelen, büyükelçilere de vize olarak verilen; 30-60-90 günlük ve vize serbestisi olan ülkeler var. Buradan gelenler var. Bir kısmı geri dönüyor. Bir kısmı da Türkiye’de kalıyor ve vizesini ihlal ediyor. Vize serbestisiyle gelip; Fas’tan Kırgızistan’a, İran’dan Özbekistan’a kadar birçok ülkeden, yine vizeyle ülkemize gelen Somali’den Kongo’ya, Irak’tan Filistin’e, Cezayir’e kadar olan ülkelerin toplam vize serbestisi ihlali yakaladığımız kaçak göçmenler içerisinde yüzde 28 seviyesinde” diye konuştu.
“YERLİ VE MİLLİ PARMAK İZİ OKUMA SİSTEMİMİZ ÇALIŞIYOR”
Vize süresi dolduğu halde ülkeyi terk etmeyenlere yönelik alınan önlemler kapsamında konuşan Bakan Soylu, “Bunu yıl sonunda değerlendirdik. Dışişleri Bakanlığımızla oturduk, ortaklaşa bu konuyu değerlendiren bir komisyon kurduk. Yaklaşık 78 ülkeden büyükelçilerimize yerli ve milli parmak izi programımızı gönderdik. Aynı zamanda parmak izi alma makinalarını da gönderdik. Orada vize alanların tamamı vize alırken parmak izlerini veriyor. Onunla beraber entegrasyonu kolluk kuvvetlerimizle birlikte sınır geçiş kapılarımıza kurduk. Oradan vize alırken de bir taahhütname imzalatıyoruz. ‘Ben vizem süresince geri kalacağım, aksi takdirde vize ihlali yaparsam geri gönderilmeyi kabul ediyorum’ diye vize taahhütnamesi imzalattık. Pasaportu yırtsa da parmak izini aldığımız için biz onun kim olduğunu anlayıp, ülkesini söylemese de onun ülkesini belirleyip gönderme kapasitesine de artık sahibiz. Kameralarla birlikte fotoğrafı çekiliyor ve eşleştirilmesi yapılıyor. Şu anda yerli ve milli parmak izi okuma sistemimiz çalışıyor. Dünyada bunu üreten 7 ülkeden birisiyiz” dedi.
Taksilerde kaçak göçmen taşımacılığının önüne geçilmesi için de düzenlemeler yapıldığını aktaran Bakan Soylu, şunları dedi:
“Biz, ‘Bu ülkede kalman için ikametin var mı?’ sorusunu yükümlü hale getirdik. Bu yükümlülük otobüslerde, toplu taşımalarda var. Toplu taşımada bunu yapamayınca tırlara, kamyonlara, taksilere bunu kaydırdılar. Bunun içinde taksilere bu yükümlülüğü getirdik. Eğer bunu yapmazsa kanun diyor ki; ‘sen ya göçmen ya da insan kaçakçısısın’ kendisine adli ve idari bir takip uygulanacak. Bunu bilmeden yapanlara da siz ‘Şu durumlara uymak zorundasınız’ diyoruz. Tır ve kamyon parklarına da kamera koyuyoruz ki bu iş yargıyla karşılaştığında bahaneye sığınılmasın.”
"1 TEMMUZ İTİBARIYLA MAHALLELERDE İKAMET EDEBİLECEK YABANCI ORANI YÜZDE 20'YE DÜŞÜRÜLECEK"
Mahallelerde ikamet edecek yabancı oranının yüzde 20’ye indirileceğini açıklayan Bakan Soylu, şunları kaydetti:
“Ülkemizde yabancıların belirli bölgelerde yoğunlaşmasının önlenmesi amacıyla yabancı sayısının, toplam kişi sayısına oranının yüzde 25’i geçtiği 54 ildeki toplam 781 mahalleyi tüm yabancılara hem geçici korumaya hem de ikamete kapatmıştık. 1 Temmuz’dan itibaren yüzde 25 olan oranı yüzde 20 olarak uygulanması kararını verdik. Böylelikle 781 mahalle, bin 200 mahalleye çıkmış oldu. Buralarda artık bir ikamet izni verilmemiş olacak.”
BAYRAM İZNİ OLACAK MI?
Kurban Bayramı'nda Suriyeliler için bayram izni uygulaması olmayacağını belirten Bakan Soylu, “Son iki bayramda gidenlerin neredeyse yüzde 99.9’u geri döndüğü için anladık ki artık bu gidişin, orada gördükleri gönüllü, güvenli ve geri dönüşe orada kalmaya herhangi bir katkısı söz konusu değil ve kapattık. Onun için onu bayramlarda kaldırmış olduk. Bu bayramda da aynı sistem devam edecek” açıklamasında bulundu.
“ÖĞRENİM VE TIBBİ TEDAVİ VİZESİ ALARAK ÜLKEMİZE GİRİŞ YAPANLARIN TURİZM AMAÇLI İKAMET İZNİ TALEPLERİNİ REDDEDİYORUZ”
Öğrenim veya tedavi olmak için Türkiye’ye gelen yabancı uyruklu vatandaşlara başka hiçbir vize verilmeyeceğini söyleyen Bakan Soylu, “Öğrenim ve tıbbi tedavi vizesi alarak ülkemize giriş yapanların Turizm amaçlı ikamet izni taleplerini reddediyoruz. Başka bir vizeyi vermiyoruz. İstismar alanını kesmiş olduk. 10 Şubat’tan itibaren ülkemize giriş yaparak ilk defa turizm amaçlı ikamet izni talep eden yabancıların tüm ikamet başvuruları reddediliyor. Yakaladığımız zamanda ülkelerine gönderiyoruz veya terke davet ediyoruz” dedi.
“SAHTE KİRA KONTRATLARINA DA KURAL GETİRDİK”
İkamet izni alabilmek için en az 50 bin dolarlık ev alınması koşulunu hayata geçirdiklerini aktaran Bakan Soylu, “Bir şey daha var bunu da değiştirdik. Dedik ki; ‘büyükşehirlerde 75 bin dolara bir ev satın alıyorsan ikamet veririz’ o da sahte olmayacak. Normal şehirlerde de ’50 bin dolara alıyorsan’ burada hiçbir sınır yoktu. Buna şimdilik bir sınır koyduk ve bu sınırı bir vesileyle izleyerek, kararımızı revize etmeyi değerlendireceğiz. Sahte kira kontratlarına da kural getirdik. Bir Türk vatandaşı ve ya mülk sahibi; bir kişiye, yabancıya, ikametliye eğer evini kiralayacaksa kendisi de notere gidecek. Kira kontratını beraber yapacak” değerlendirmesinde bulundu.
“İKAMET İZNİ SAHİBİ YABANCILARIN YAPTIRMAKTA OLDUKLARI ÖZEL SAĞLIK SİGORTALARI VARDI”
Özel sağlık sigortalarında yapılan sahteciliklere de önlem aldıklarını söyleyen Bakan Soylu şöyle konuştu:
“İkamet izni sahibi yabancıların yaptırmakta oldukları özel sağlık sigortaları vardı. Burada da sahtecilikler vardı. Buna da iki tedbir aldık. Birincisi; Hazine Bakanlığı Sigorta Düzenleme Merkezi ile konuştuk. Bu poliçelerin birisi ikametle geldikten sonra işlevselliğini artırmak için bir takım kararlar aldık. Sağlık yükünü ortadan kaldırabilmek ve bu poliçeyi işlevsel hale getirmek için hazine ve Maliye Bakanlığı ile görüştük, ilgili kurumla görüştük. Bakanımızın da talimatını aldık ve netice itibariyle burada uzun ikamet alsa da 6 aylık bir süreye çektik ve 6 aydan itibaren onun sağlık sistemi işleyecek. Daha önceden ikameti yeniliyorsa o 6 aylık süre bir daha hiç devrede olmayacak. İkincisi ise; sigorta poliçelerini, Göç İdaresi ve ilgili kurumla birlikte entegre ettik. O sigorta poliçelerinin sahte olup olmadığı otomatik olarak düğmeye bastığınızda entegrasyonla birlikte ortaya çıkıyor.”
"ŞAM, GEÇİCİ KORUMA STATÜSÜ VERİLMİŞ BİR ALAN DEĞİL"
Geçici koruma kapsamında Türkiye'deki Suriyeli sayısının 2017'den bu yana yatay seyir izlediğini dile getiren Soylu, 3 milyon 764 bin kayıtlı Suriyeli bulunduğunu, bunun 122 bininin ise pasif olduğunu, Türkiye'de bulunmadığını kaydetti.
Özellikle son dönemde Şam'dan ciddi Suriyelinin Türkiye'ye geldiğinin tespit edildiğini bildiren Soylu, Şam'ın geçici koruma statüsü verilmiş bir alan olmadığını belirtti.
Soylu, "Bundan sonra aynen göçün ilk yıllarında olduğu gibi Şam ağırlıklı geldikleri için bunları kamplarımıza (5 ayrı ildeki kamp) alacağız. Belli bir süre burada barındıracağız, nereden geldiğini tespit ettikten sonra da geri göndermiş olacağız. Bundan sonra Suriye'den yeni gelenleri tespit edebilmek için kamp sistemini yeniden devreye koyuyoruz. Bu da önemli bir adım. Özellikle Şam'dan gelenleri tespit edebilmek için kamp sistemini yeniden devreye koyuyoruz ve bunu devam ettireceğiz." şeklinde konuştu.
“BİLDİRİM YÜKÜMLÜLÜĞÜNE UYMAYANLARIN GEÇİCİ KORUMA KAYITLARI İPTAL EDİLMEKTEDİR”
Suriyeli vatandaşların iller arası seyahat etmelerinin izne tabi olduğunu hatırlatan Bakan Soylu, “Bütün Suriyelilerin iller arasında seyahatleri izne tabidir. E- devlet ve İl Göç İdaresi Müdürlüklerinden temin edilen karekodlu ‘Yol İzin Belgesi’ kolluk kuvvetleri tarafından elektronik sistem üzerinden doğrulanabilmektedir. İkamet ili dışında izinsiz bulunduğu tespit edilen Suriyeliler bildirim yükümlüğüne tabii tutulmaktadır. Bildirim yükümlülüğüne uymayanların geçici koruma kayıtları iptal edilmektedir. İzinsiz dolaşanlar bu tip bir yaptırımla karşılaşacaklar. Aralık ayı itibariyle ülkemizde bulunan bütün geçici koruma statülerindekilerin bize bildirdikleri adreslere kolluk kuvvetlerimiz tarafından teyit etmek amacıyla gidildi” dedi.