Bakan Soylu duyurdu!'DEAŞ Ayasofya’ya eylem planlıyordu'
DEAŞ'ın sözde Türkiye emiri Mahmut Özden dün yakalandı. Teröristin Ayasofya’ya yönelik eylem hazırlığı içinde olduğu açıklandı.
DEAŞ'ın sözde Türkiye emiri Mahmut Özden'in yakalanmasının ardından detaylar ortaya çıkmaya başladı. Hürriyet'ten Abdulkadir Selvi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yaptığı görüşmeyi anlatttı. İşte Selvi'nin o yazısı...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile DEAŞ’ın sözde Türkiye emirinin yakalandığını açıklamasından kısa bir süre sonra görüştüm.
Giresun’da selden zarar gören vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüyle ilgileniyordu. Benimle konuşurken bir yandan da “Sel bu yolun altını oymuş. Yolun altı boş. Tehlikeli olmuş. Bu yolun altının doldurulması lazım” diye görevlilere talimat veriyordu. Ama Soylu ile konuşurken gelen telefonlardan bir yandan da yürüyen operasyonları takip ettiği anlaşılıyordu.
İçişleri Bakanı ile konuşurken, yeni bilgilere ulaştım:
Soylu: ‘DEAŞ Ayasofya’ya eylem planlıyordu’
1. Soylu, daha önce eylem hazırlığı içinde olan bir DEAŞ’lının yakalandığını söyledi.
2. Dün tutuklanan DEAŞ’ın sözde Türkiye emiri Mahmut Özden’in 20 Ağustos’tan beri gözaltında olduğu bilgisini paylaştı. Mahmut Özden daha önce de alınmış ama bırakılmış. Takipteymiş. Şimdi ise DEAŞ’ın sözde Türkiye emirliğine getirilmiş. Mahmut Özden’le birlikte DEAŞ’a ait dijital materyaller ele geçirilmiş.
3. Çok daha önemlisi, Soylu DEAŞ’ın Ayasofya’ya yönelik eylem hazırlığı içinde olduğunu açıkladı. 1934 yılından beri müze olarak hizmet veren Ayasofya, 86 yıl sonra 24 Temmuz’da cami olarak ibadete açıldı. Radikal bir terör örgütü olan DEAŞ, müze olduğu zaman Ayasofya’yla ilgilenmezken cami olduktan sonra neden hedef alsın? Sizce de çok ilginç değil mi?
İçişleri Bakanı Soylu’nun Ayasofya başta olmak üzere DEAŞ’ın hedeflerine ilişkin açıklamalarını paylaşacağım ama adım adım gitmek istiyorum.
SÖZDE TÜRKİYE EMİRİ 20 AĞUSTOS’TA YAKALANMIŞ
Bakan Soylu’ya “DEAŞ’ın sözde Türkiye emirine o şahıstan alınan bilgiler üzerinden mi ulaşıldı?” diye sordum.
Süleyman Soylu, “Yok. Daha önce 18 Ağustos’ta İstanbul’da DEAŞ’lı terörist Hüseyin Sağır, eylem hazırlığı içindeyken Kalaşnikoflu olarak yakalandı. Onun üzerinden gidilerek hem o 25’indeki kişi, hem de 20 Ağustos’ta DEAŞ’ın sözde Türkiye emiri yakalandı” karşılığını verdi. Demek ki bizim haberimiz olmadan önemli operasyonlar gerçekleştirilmiş. DEAŞ’ın Reina türünden ses getirecek bir eylem yapmasının önüne geçilmiş. Netleştirmek adına, Süleyman Soylu’ya “DEAŞ’ın sözde emiri 20 Ağustos’ta mı yakalandı” diye sordum.
“Evet, 20 Ağustos’tan beri elimizde. Sorgulaması gerçekleşti. Sorgulaması gerçekleştikten sonra başta itirafları da söz konusu oldu ama en önemlisi dijital materyalleri ele geçirildi” karşılığını verdi.
DEAŞ’IN DİJİTAL MATERYALLERİ
DEAŞ lideri Bağdadi’nin öldürülmesinden sonra örgüt bir süre toparlanamamıştı. Ancak DEAŞ’ı kuran güçlerin onu yeniden örgütleyip Türkiye’ye yönelik hedefler verdikleri anlaşılıyor. DEAŞ’ın yeni planlarına ulaşılması açısından dijital materyallerinin ele geçirilmesi önemli.
Bakan Soylu’dan bu konuda biraz daha bilgi vermesini istedim.
“Dijital materyallerinde gerek Irak, gerek Suriye’den gelen talimatlar ve Türkiye’deki yeni yapılanmaları yer alıyor. Ayrıca gerek Türkiye’deki hedefler, yani dini hedefler, dernek ve sivil toplum örgütlerine yönelik hedefler ile aynı zamanda siyasi ve devlet adamlarına yönelik önceden belirlenmiş hedefler üzerinde çalışma yaptıkları ortaya çıktı. 10-12 kişilik timler oluşturmaya çalıştıkları tespit edildi. Kırsalda ve şehirlerde bombaların nasıl kullanılacağı, nerelere gömüleceği gibi birçok çalışma ele geçirildi. Gözaltına aldığımız ve sorgusu devam eden şahıslar var. Birçok ilde DEAŞ’a yönelik operasyon gerçekleştirildi. Önemli bir adım atıldığını söyleyebilirim” diye konuştu.
DEAŞ, Reyhanlı saldırısından Ankara Gar’a, Suruç’tan Reina katliamına kadar birçok kanlı eyleme imza atmış bir terör örgütü. O nedenle hem saldırı planlarının hem de örgüt yapılanmasının ele geçirilmesi önemli bir adım oldu.
TÜRK SİYASETÇİLERİ KAÇIRMAYI PLANLAMIŞLAR
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, DEAŞ’ın siyasetçileri ve devlet adamlarını kaçırmayı planladığını açıkladı. Operasyonlar devam ettiği için daha fazla ayrıntı vermedi ama aramızda şu diyalog yaşandı:
- Siyasetçileri ve devlet adamlarını Suriye’ye kaçırmayı mı planlamışlar?
Soylu: “Suriye’ye, evet.”
- Türk siyasetçi ve devlet adamlarını mı?
Soylu: “Evet, evet. Doğru.”
AYASOFYA’YA YÖNELİK EYLEM PLANI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, DEAŞ’ın Ayasofya’ya yönelik eylem planını ilk kez açıkladı. Sözlerini aynen aktarıyorum: “İstanbul’da Ayasofya Camii’ne ve birtakım ekonomik yerlere, aynı zamanda birtakım derneklere yönelik, yani Türkiye’nin içini karıştırabilecek yerlerle ilgili DEAŞ terör örgütü uzun zamandır, neredeyse bir-bir buçuk aydır sürekli olarak kendi içinde bir hazırlık yapıyordu. Emniyet İstihbarat birimlerimiz takip etti. Türkiye’deki birtakım hedefler üzerinde çalıştılar. İlk önce 18 Ağustos tarihinde İstanbul’da Hüseyin Sağır isimli kişiyi eylem hazırlığındayken Kalaşnikoflu olarak ele geçirdiler. Onun üzerinden yürünerek hem o 25’indeki kişi hem de 20 Ağustos’ta Türkiye sözde emiri yakalandı.”
DEAŞ, Ayasofya’nın cami olmasından neden rahatsız olur? DEAŞ, Ayasofya’yı neden hedef alır? Sizce de tuhaf değil mi? İçişleri Bakanı Soylu da aynı kanaatte ama yorumu farklı.
“DEAŞ eğer radikal bir örgütse Ayasofya ile ilgilenmemesi gerekiyor. Bir türbeyle ilgilenebilir. Kendine ait farklı bir bakış açısı olabilir ve hep oldu. Türbelerle ilgili eylemlilik arayışları söz konusu oldu. Ama Ayasofya’yla ilgili iddia ortaya koymalarını, DEAŞ’ın arkasındaki network’ü göstermesi açısından iyi değerlendirmek gerekiyor.”
Söz konusu Ayasofya olunca, döndüm tekrar sordum. Neden Ayasofya? İçişleri Bakanı Soylu da bunun iyi sorgulanmasından yana. “Hangi istihbarat örgütleri DEAŞ üzerinde etkili olmaya devam ediyor? Bunun çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor” dedi.
Bu soru işaretleri bizi DEAŞ’ın arkasındaki ellere götürecek.