Bakan Soylu: Ciddi bir göç tehdidi ile karşı karşıyayız
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hak-İş Konfederasyonu 46. Kuruluş Yıl Dönümü ve Başkanlar Kurulu Toplantısı'na katıldı. Bakan Soylu terörle mücadele konusunda önemli açıklamalarda bulunurken "Bunları bedeli ve maliyeti ne olursa olsun yaşatmamamız lazım. Türkiye'de de 180 sayısının altına düştü teröristler. Büyük bir mücadele veriliyor" dedi. Soylu: “3,5 milyon Afganlı var İran'da. 2 milyonu hareket etmeye hazır, günlük 2 bin kişinin geldiğini düşünürsek çok ciddi bir göç tehdidi ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
İşte Bakan Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar:
İran'ın 560 kilometre sınırı var Türkiye'ye. Bir durgunluk söz konusuydu göç hadisesinde, yaklaşık günde 5 bin kişi Afganistan-İran sınırını zorluyor. 3 binini durduruyorlar, 2 bini İran sınırının içine giriyor. 3 buçuk milyonun üzerinde İran'da Afganlar var.
Bunların 2 milyonu hareket etmeye hazır, her gün gelen 2 bin kişiyi de üzerine eklerseniz çok önemli bir göç dalgasıyla karşı karşıya kaldığımızı söyleyebilirim. Suriye, aynı şekilde Afrika... Batı, içerisinde kaldığı sorunları, vizyonsuzluğu, yönsüzlüğü, karmaşıklığı gündeminden çıkarabilmek için tüm sorunları doğuya yıkmaktadır. Bunun bir strateji olduğunu ve bu stratejiye karşı elbirliğiyle bir duruşumuzun olması lazım geldiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum.
2 milyon 350 bin doğu ve güney sınırlarımızdan Türkiye'ye girişi engelledik. 1 milyon 150 bin kaçak göçmen yakaladık. Bu insanlar buraya niçin geliyorlar? Sınırda mücadele yapmaksak sınırlarımızda ve içeride kaçak göçle mücadele etmezsek 3 buçuk milyon olan bu rakam bunun 2-3 katına çıkacaktı. Yaklaşık 300 bin göçmeni kendi ülkelerine gönderdik.
Türkiye içerisinde yakaladığımız göçmenlerin önemli bir bölümünü ya kendi ülkelerine gönderdik ya da kaçak yollarla Avrupa'ya geçtiler. Bu göç dalgasının durabileceğini kimse düşünmesin, durabilmesi için kaynağında iyileştirmeye ihtiyaç var.
Batı şuan bir tiyatro oynuyor, bu tiyatronun figüranı da Avrupa'dır. Ağzına ne söylerlerse onu bir papağan gibi tekrarlamaktan başka herhangi bir görevi yoktur. Kendi içindeki birliği kaybetmektedir, İngiltere belki de bunun en temel örneklerinden bir tanesidir.
"TÜRKİYE'DEKİ TERÖRİST SAYISI 180 SAYISININ ALTINA DÜŞTÜ"
Batı terör örgütünü destekler, sözde desteklemez ama ABD dahil, Fransa dahil, PKK/PYD terör örgütünü yeni verdikleri silahlarla, 4 tane AT4 ele geçirdik. Helikopter düşürür, her türlü imhayı sağlayabilir. Ben geçen pazar günü Tunceli'deydim.
Orada saatlerce çalıştık, o bölgede 570 terörist vardı 2016 yılının sonunda, geçen hafta gittiğimizde 21 terörist kaldı. 3'ü sakat kiminin kolu yok kiminin bacağı yok. Kimi kalp rahatsızı yerinden kalkamıyor. Kaldı 18... Bunları bedeli ve maliyeti ne olursa olsun yaşatmamamız lazım. Türkiye'de de 180 sayısının altına düştü teröristler. Büyük bir mücadele veriliyor.
"TÜRKİYE İÇERİDE PKK'YI DA DEAŞ'I DA FETÖ'YÜ DE KONTROL ALTINA ALMIŞTIR"
Sadece terör örgütüyle mücadele etmiyoruz, terör örgütünün arkasındaki büyük bir akılsızlıkla mücadele ediyoruz. Terör örgütüne bu yıl katılan kişi sayısı 46. Bu da hep beraber millet olarak ortaya koyduğumuz iradenin karşılığıdır. Bugün şehit cenazesine gideceğimiz kahramanımızın 6-7 aylık çocuğu var.
Büyük acılar çekiyor ama ailelerine baş sağlığı dilediğimizde anne "Biz ağlamamaya söz verdik, vatan sağ olsun" diyor. Bu sabrı onlara veren Allah'tır. Burada bir büyük çabayı hep beraber gösteriyoruz. Güçlü bir liderlikle Türkiye içeride PKK'yı da DEAŞ'ı da FETÖ'yü de kontrol altına almıştır.
İHA konusunda bizi başka ülkelere mahkum etmeyen, Türkiye'yi buluşturduğu yüksek anlayış, mühendislerimizin bize kazandırdıkları Batı'yı tamamen çıldırtıyor. Önemli maliyetlerle karşı karşıya kaldık. Burada Batı'nın hesap edemediği bir şey de oldu. Türkiye ilk kez bu sorunları Batı'nın sahasına yıktı. Onları ürettikleri istikrarsızlıkla karşı karşıya bıraktı.
Biz 2011 yılında Suriye göçünü anladık ve tedbir aldık. Türkiye'nin başından itibaren temel bir göç politikası vardır. Onlar Türkiye'ye girmeye başladığı andan itibaren kayıtlarına kadar Türkiye dünyanın anlayamadığı hazırlığı o günden itibaren sağlamıştır. Avrupa 2015 yılından sonra göç konusuna uyandı.
Biz kimsenin kaçak göç bekçisi değiliz. Hem terör örgütlerine destek verip hem de kendi evinizde oturup Müslümanın zafiyete düşmesini seyredemezler. Taliban, Afganistan'daki yönetimi ele aldı, Avrupa'daki dostlarımız hemen telaşlanmaya başladılar. 'Türkiye olarak sınırlarınızı koruyabilir misiniz?' , 'Acaba bize gelmezler mi?' Bu çifte standardı yıllardır görüyoruz.
Batı'nın yaptığı ahlaksızlıktır, Türkiye eski Türkiye değil. Daha şimdiden bir panik halindeler. Batı bu kafayı değiştirmesi lazım. Hukukun üstünlüğünden bahsedenler bunlar. Ne pervasız, ne edepsizsiniz siz ya! 10 büyükelçi diyecek ki şu adamı çıkarın! Yarın bizden Apo'yu da çıkarmamızı isteyebilirler. Yarın PKK'nın oyuncağı Selahattin Demirtaş'ı çıkarmamızı da isteyebilirler. Hepsini isteyebilirler.
FATF'NİN TÜRKİYE'Yİ GRİ LİSTEYE ALMASI
Terörizmin en çok maliyet yüklediği ülke biziz. Terörü finanse eden, güç veren Avrupa'dır. Bu kadar yüzsüzlük olabilir. Bu kadar gerçeklerden aykırı tespitler yapılabilir.
Mali suçlar konusunda uluslararası bu kurumun bizim hakkımızda böyle bir tasarrufu oldu. Bunun doğru olmadığını, siyasi bir karar olduğunu biliyoruz. Avrupa ile ilişkilerimizde hala bu ayrımcılığı anlamak mümkün değildir.