Bakan Soylu: 554 bin Suriyeli ülkesine gönüllü döndü
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, canlı yayında gündeme dair soruları yanıtladı. Bakan Soylu, "554 bin Suriyeli ülkesine gönüllü döndü. Onurlu dönüş için çalışıyoruz. Türkiye’de şu anda 3 milyon 381 bin Suriyeli var. Azalıyor, daha da azalacak" ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu’nun Kanal 7'deki konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
İkinci turun hepimiz için bilinmezleri var. Acaba seçmende rehavet olur mu, biz bu işi kazandık rahat olabiliriz duygusunu getirir mi diye değerlendirmemiz vardı. İşi sıkı tuttuk başından itibaren. Yurt dışındaki oy tercihi seçmen tarafından gevşeme olmayacak. Sübjektif değerlendirmeye gerek yok. Bu değerlendirmeler irrasyonel değerlendirmeler.
ABD, İngiltere Millet İttifakı tarafından yana oy kullanma hassasiyete sahip. Bizim tarafta da karşı tarafta da yoğun oy kullanma söz konusu. Seçmenin bir bölümü rahat, bir bölümü Erdoğan gitsin diye 'Roma yansın' diyor. Onların derdi pazar akşamı Erdoğan'ı göndermek. İlk hafta içerisinde oturmadı bu iş ama ikinci haftaya girildiğinde de yüksek oy verme sadakati görüyorum. Çok milim milim oynar, bu kadar gitmeme söz konusu olur. Buna ilişkin 2 tane araştırma yaptık.
"YAPTIĞIMIZ TEK ŞEY VAR, SANDIĞA ÇAĞRI YAPMAK"
Siyasetin hedefi orta kitledir. Siyaset konuşurken de bu orta kitleye konuşur. Bizim birinci kitlemiz Cumhur İttifakı’na oy verenler, bu kişiler sandığa giderken ciddi bir konsolidasyonla sandığa gitti. Erdoğan ve Bahçeli beyin yıllardan beri ortaya koyduğu performansın sonucunu bu seçimde gördük. Geçen haftanın ortasından beri bizim ittifakın taraftarlarının güçlü şekilde meseleye sahip çıktıklarını gördük. Seçmen sandığa gidiyor ama elbette rehavet olabilir ve bunları uyarıyoruz. Tercih belli, tercihte 5 puan Erdoğan önde. Bu 5 puan geçen seçimin puanı. Tekrar gitmezse bu mesele geçerli değil.
Yaptığımız tek şey var, sandığa çağrı yapmak. Yaptıklarımızı anlatmıyoruz, bunları hepsi sahada kabul gördü.
CERABLUS ZİYARETİ
2011’den itibaren Suriye iç savaşı var. İç savaşı biz çıkarmadık. O bölgede Arap Baharı ile karmaşıklık oldu ve Türkiye’ye de yansıtmak istediler. Orada 500 bin insan hayatını kaybetti. Hepimiz bunun üzüntüsünü yaşıyoruz. O bölge bizim şu anda tamamen güvenlik kontrolümüz altında. Erdoğan dünyaya bir harita gösterdi, en büyük insanlık trajedisi yaşandı, bu bölgeye sahip çıkalım, evler yapalım, tampon bölge oluşturalım, eğitimini sağlığını sağlayalım, dedi. Biz sömürgeci bir millet değiliz ama Amerika’nın, diğer ülkelerin tarihinde vardır. Burada bir devlet düşünün ki, yüzyıllarca birlikte yaşadığı insanlar zora gidince elektriğini kendisi çözmüş, altyapısını yapmış. Bizim adanmışlığımız var. Bu adanmışlığı Avrupa’da Amerika’da göremezsiniz. Merkel’i diğerlerinden ayırırım. Bunun büyük sorun olduğunu, bunun insan yaklaşımında geldiğini, pragmatik tavır ile bunu ortaya koydu ama buna Alman devleti müsaade etmedi. Alman devletinin tek başına hareket etme şansı yok. ABD izin vermeden onlar hareket edemez. Fransa da Almanya da kafayı kaldırınca yukarıdan tokmağı yerler. Merkel bu adımı atamadı çünkü sen bu adımı atma dedi. Bu bölgeyi sahiplendirmişler. Bizim oraya burnumuzu sokmaktan hoşnut değiller. 'Erdoğan bir bedel ödemeli, ona bir daha o izni vermeyeceğiz' diyorlar. ABD devleti nobran bir devlettir.
Bütün bunların devamında bir tek Katar’dan cevap geldi. 'Biz size nasıl yardımcı olabiliriz' dediler. Katar Emiri 'ben temsilci olarak Dışişleri Bakanımı görevlendiriyorum' dedi. Cumhurbaşkanımız da beni görevlendirdi. Kuzey Suriye’yi anlattım. 'Biz ne yapmalıyız' dediler. 'Türkiye’deki Suriyelilerin bir bölümü dönmek istiyor' dedim. Orada organize sanayinin filizlenmesini sağladık. Halep dünya ticaretinin önemli merkezlerinden biridir. Oralar hafif su ile buluştuğunda iki hatta üç ürün çıkarılıyor.
Onlar başka bir proje ile geldiler, konut yapalım, organize sanayi yapalım, tarımı desteklerken okul hastane yapalım, dediler. Bize de afetlerde yardım gönderdiler. Bu gelen desteklerden vatandaşın ihtiyacını karşıladık. O insanları ayağa kaldırabilmek için bunlardan sağladık. Böyle olunca buna çalışmaya başladık.
9 ayrı bölge belirledik. 3 ayrı bölgede çalışmalar tamamladık. İhalesini Katarlılar kendileri yaptı. Dün 5 bin konutun temeli vardı, orada 13 bin konut yapılacak. Toplamda 240 bin konut yapılacak ve hepsini Katar yapacak. Bu insanlık için çok büyük adımdır.
6 ay içinde 5 bin konut bitecek. Bu çok kıymetli bir durum. Katar bunu oluşturdu ve devam ettirecek. İHH da 580 konut yapıyor. Türkiye’nin yardımseverlerinin eli de orada. Birçok vakıf ve derneğe 50-60 metrekarelik ev için onlara yer gösteriyoruz.
"GÜVENLİ BÖLGEYİ TÜRKİYE İYİ YÖNETTİ"
2018 ve 2019’da iki büyük göç dalgası yaşandı (Suriye’nin kuzeyine). Halep aşağıdan yukarıya doğru geldi. 2 milyona yakın insan bu tarafa aktı. 2 milyon insan Türkiye’ye gelmedi. Türkiye doğru bir politika uyguladı çünkü Suriye’de bu hatta, güvenli bölgeyi Türkiye iyi yönetti. Terör ve göç konusunda özellikle. İnsani yardımı kalkınma modeline dönüştürdü.
"554 BİN SURİYELİ ÜLKESİNE GÖNÜLLÜ DÖNDÜ"
554 bin Suriyeli ülkesine gönüllü döndü. Onurlu dönüş için çalışıyoruz. Türkiye’de şu anda 3 milyon 381 bin Suriyeli var. Azalıyor, daha da azalacak. Bahar Kalkanı Harekatı yapmasaydık, 4 milyon Suriyelinin önemli bir bölümü Türkiye’ye gelecekti. 6.7 milyon iç göç var Suriye’de. Şu anda 1 buçuk 2 milyon insan İdlib'de briket evlerde kalıyor. Kampların önemli bölümü briket evlere dönüyor. Bu evler hayırseverler üzerinde yapılıyor.
Amerika’daki saldırganı biz bulduk. Adam Türkiye'den belli bir süre önce gitmiş. Onun bir hikayesi var. Amerika’nın da bulmasını bekliyoruz. Daha yakalandı haberini almadık. Bu kadar verdikten sonra bunu verirler diye düşünüyoruz.
Bu harekatlar yapılmamış olsaydı 9 milyon 381 bin kişi olacaktı Suriyeli sayısı. Bunlar uluslararası kabul görmüş rakamlardır. Avrupa maliyetler için rakamları düşük tutuyor. Biz sürekli verileri güncelliyoruz. 2 yılda bir bize verdikleri adres ve ikametlerde orada olup olmadığını kontrol ediyoruz. Türkiye’de hemen hemen her daim süpürme operasyonu yapıyoruz.
7 BİN 200 SURİYELİ DEPREMDE HAYATINI KAYBETTİ
Suriyelilerin en yoğun olduğu bölgeler Hatay, Adıyaman, Kilis… Buralarda Suriyeli kardeşimiz var. 51 bin vefat içinde 7 bin 200 Suriyeli kardeşimiz var. Bunlardan kayıt dışı olan kaç kişi Türkiye’de bir Suriyelinin yaşayıp kayıtlı olmaması düşük bir ihtimal. Güvenlik gerekçemizle de kayıt altına alıyoruz.
TÜRKİYE KAÇAK GÖÇ İLE MÜCADELE EDEN VE BAŞARILI OLAN TEK ÜLKE
PKK Suriyeliler üzerinden eylem yapmayı planlıyor. gelenlerin kayıtlı olmasını istiyoruz bu nedenle. deaş’la ilgili 2016’nın yıl sonunda reina saldırısı sonrası Türkiye konsept değişimine gitti. evlerde çalışanlar bile kayıtlı değildi. Her kim varsa, kaçak gelmişse yakaladık deport ettik. 500 bini buldu deport sayımız. İngiltere, Ruanda’ya 3 tane göçmen gönderemedi. Taliban öncesi de Taliban sonrası da hiç durdurmadık (deport). Türkiye kaçak göçle mücadele eden ve başarılı olan tek ülkedir. Bugünkü Suriye'nin nüfusu 17 buçuk milyon. İç savaş başladığında 22 milyon civarındaydı. 6.7 milyon kişi ülke içinden yerinden oynadı. 6,8 milyon kişi de ülkesini terk etti. Türkiye'de de 3 milyon 381.429 Suriyeli var. Bizim sistematik operasyonlarımız. Her ay bir kere polis, jandarma ve sahil güvenlik ekiplerimiz tarama yapar. İstanbul'da 30 günün 10-15 günü bu operasyonlar yapılır. Kaçak göçleri kendi ülkesine göndermek için bu operasyonlar yapılır.
Türkiye güney hattının önemli bir bölümünü sınır duvarları ile geçti. Irak'la olan sınırımızda da doğal duvarlar var. Sadece duvar yapılmadı, duvardan daha maliyetli olan yol maliyeti var. Oralara büyük direkler dikip gece görüşü kameraları var ve geçişleri kontrol ediyorsunuz.
Avrupa'ya el altından eğer siz bunu yaparsanız biz bu göçü yönetemeyiz dedim. Mücadele ile onların projesini geri döndürdük. Termal, elektro optik kuleler ile sınırı kontrol altına aldık.
Biz bu bölgeyi sürekli olarak sıkıştırıyoruz. Bu taraf aynı zamanda uyuşturucu karargahıdır. Biz bu hattıdır.