Bakan Ergün'den fişleme tepkisi
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TÜBİTAK’ta çalışanlara yönelik fişleme yapıldığı iddialarını değerlendirirken, "Türkiye bunlardan kurtuluyor. Eminim, Türkiye’nin yakın geleceğinde artık hiç kimse birini fişlemeyi ve onunla ilgili bir şantaj yapmayı, onu şu veya bu amaçla tehdit etmeyi aklından bile geçiremeyecek" dedi.
Ergün, TBMM’de, gazetecilerin, "TÜBİTAK’ta çalışanlara fişleme
yapıldığına" dair iddialara ilişkin sorularını yanıtladı.
"Yeni bir olay değil" ifadesini kullanan Bakan Ergün, "Bunlar
Türkiye’nin son yıllarda kurumlarında var olan bir takım sorunların açığa
çıktığını ve hemen hemen büyük bir bölümünün yargılandığını biliyoruz. TÜBİTAK
içerisinde de bazı kişiler personeli fişleyerek, hangi özelliklere sahip
olduğunu, hangi amaçlar kullanılabileceğini, onlara ne tür şantajlar, tehditler
yapabileceklerini bilgi olarak topladıklarını, bu yaptıklarının da yanlarına kar
kalmadığını, yargı konusu olduğunu, yargılamanın devam ettiğini biliyoruz" diye
konuştu.
Türkiye’de birçok kurumun içerisinde bu tür olaylar olduğuna dikkati
çeken Ergün, bu olayların önemli bölümünün de bugün yargı konusu olduğunu
söyledi.
Olayın faillerinin yargılanmasının sürdüğünü, bu nedenle çok fazla bir
şey söylemeyeceğini belirten Ergün, şöyle devam etti:
"Türkiye bunlardan kurtuluyor. Eminim, Türkiye’nin yakın geleceğinde
artık hiç kimse birini fişlemeyi ve onunla ilgili bir şantaj yapmayı, onu şu veya
bu amaçla tehdit etmeyi aklından bile geçiremeyecek. Bu yöntemle, anti-demokratik
yollarla hükümetleri devirmeyi, hükümetleri devirmek için medyayla, askerle, bir
takım bürokratik mekanizmalarla, suç örgütleriyle işbirliği yapmayı aklından bile
geçiremeyecek. Türkiye, o istikamete doğru ilerliyor. Eğer bir gün birinin aklına
böyle bir şey gelirse ’anti-demokratik yollarla hükümetleri devireyim’ diye veya
’insanları fişleyeyim’ diye. Eminim o gün o kişi, ’benim aklımdan zorum mu var’
diye kendisine soracaktır. Buna tevessül etmeyecektir.
Memnuniyet verici tarafı şu ki artık bunlar yapanın yanına kar kalmayan
işlerdir ama geçmişte bu işlerden çok insan mağdur oldu, çok insan zarar gördü.
Eminim bu yargılama süreçleri, zarar gören insanların da bir ölçüde adalet
duygularını güçlendirecek, onların vicdanlarını rahatlatacaktır. Belki bir takım
kayıpları olduysa, bu tip işlerden dolayı o kayıplarının da telafisi belki mümkün
olabilecektir."
-"Virüs barındıran bilgiler"-
Ergün, bir gazetecinin, "Ne zaman ortaya çıkarıldı? ’Yeni bir olay
değil’ dediniz?" sorusunu yanıtlarken, "Şu anda bu konu ’askeri casusluk
davası’ ile ilgili yargılama konusudur. O kişilerden bir kısmı bu askeri casusluk
davasında sanık durumundadır ve tutuklu olarak yargılananlar da var bunların
içerisinde. Bu mesele yargıda devam ediyor. Bu davanın bir askeri casusluk davası
olarak devam ettiğini biliyoruz" yanıtını verdi.
Bir başka gazetecinin, "Sayın Bakanım, ’kayıpların telafisi mümkün
olacak’ dediniz. Nasıl olacak bu?" sorusu üzerine Bakan Nihat Ergün, "Sadece bu
işle ilgili söylemiyorum. Eğer geçmişten bu yana fişlemelerden zarar gören
insanlar olmuşsa, o fişlemeler dolayısıyla haklarında bir takım hukuksuz
teşebbüslerde bulunulmuşsa -TÜBİTAK ile ilgili söylemiyorum, başka kurumlar da
olabilir- bu kişiler şüphesiz bu yargılamaların sonunda şüphesiz haklarını da
arayabileceklerdir. Hak iddiasında bulunurlarsa bu hakları bir şekilde
kendilerine iade edilebilecektir" şeklinde konuştu.
"TÜBİTAK son zamanlarda çipli pasaport için Ar-Ge çalışması yapıyordu
ancak ihale TÜBİTAK’a verilmedi. Uluslararası kamuoyunda Fransız şirket ile
ilgili eleştiriler var, ’yetersiz kaldığı’ yönünde. Nasıl değerlendirdiniz?"
sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bilgilerin, istifade edilebilir bilgi olması için birkaç özelliği
birden taşıması lazım. Bilginin, doğru, tam ve temiz olması lazım. O zaman o
bilgiden istifade edilir. Bu bilgilerin hepsi doğru değil, hepsi tam değil. Bir
kısmı da içinde virüs barındıran bilgiler, temiz değil. Onun için bu bilgileri
temiz hale getirmek gerekir. Bir kere TÜBİTAK böyle bir ihaleye girmedi. Yani
TÜBİTAK böyle ihaleye girip de ihaleyi alamamış, TÜBİTAK’a verilmemiş bilgisi son
derecen yanlış bir bilgi.
TÜBİTAK, şunu yaptı: Darphane’nin çipli pasaport ihalesiyle ilgili
şartnamesi hazırlanırken, güvenli bir çip ve yazılım için hangi şartların
gerektiğini o şartnameye koyarken darphaneye yardımcı oldu. O şartnamenin
hazırlanmasında. Şartnameye TÜBİTAK’ın çipte ve yazılma olması gerektiğini
belirttiği özellikler konuldu. Firma, bu özellikleri karşıladı mı karşılamadı mı,
bunu ihaleyi yapan taraf ortaya koyacaktır. Eğer çipli pasaportlarda bir güvenlik
zafiyeti varsa bu ancak o kurum tarafından bilinebilir.
Güvenlik zafiyetinin oluşup oluşmadığını biz bilmiyoruz. Bize de böyle
bir şikayet gelmedi şimdiye kadar. Eğer güvenlik zafiyeti olup olmadığıyla ilgili
TÜBİTAK’a araştırma konusu olarak gelirse, biz birçok konuda olduğu gibi TÜBİTAK
olarak bu çiplerin bir güvenlik zafiyeti taşıyıp taşıyamadığını da
araştırırız."
-"Sağduyulu Fransız senatörler..."-
Ergün, "Fransa’da yeni aşamaya gelindi. Yeterli imza toplandı, Anayasa
Konseyine başvuru için. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu, "70’den fazla
senatörün imza verdiği haberi ulaştı. İyi bir gelişme. Fransız Senatosunda
tartışmalar sırasında bu kanun teklifinin Anayasa’ya ne kadar aykırı bir teklif
olduğu Anayasa Komisyonu ve Başkanı tarafından da ve diğer senatörler tarafından
da dile getirilmişti" şeklinde yanıtladı.
Söz konusu yasanın, düşünceyi açıklama özgürlüğü açısından son derece
sakıncalı olduğunun dile getirildiğini anımsatan Bakan Ergün, şöyle konuştu:
"Ben şahsen Anayasa Konseyi’nin bu konuyla ilgili Fransız Anasayası’nın
garanti altına aldığı hak ve özgürlükleri gözeten bir karar vereceğine
inanıyorum. Bu siyasi bir atraksiyon zaten. Bu siyasi atraksiyonun anayasal
süreçlerde ortadan kalkacağını düşünüyorum. İyi bir gelişme oldu. Fransız
senatosunda sağduyulu, hak ve özgürlüklerden yana, tarihin senatolarda
yazılamayacağını düşünen ve tarih üzerinden bu tür siyasi sonuçlar elde etmenin
yanlış olduğunu düşünen, aklı selim Fransız senatörlerinin de var olduğunu
gördük. Umarım iyi bir sonuç alırlar."