Bahçeli'den 'bedelli askerlik' açıklaması
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'bedelli askerlik' ile ilgili twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Bahçeli, 'Bedelli askerliğin çıkmasını olumlu görüyor, gereğinin yapılmasını arzu ediyorum. Ancak 28 günlük teorik eğitim de nedir? Bedelliden istifade edecek kardeşlerimiz 28 günde deyim yerindeyse “yaylalar yaylalar” türküsünü bile öğrenemeyeceklerdir' dedi.
Bahçeli, Twitter hesabından gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Adı üstünde bedelse verilir, sonuçta ilgililer terhis edilir"
Bedelli askerlik düzenlemesine de değinen Bahçeli, bedelli askerlik süresinin 28 gün olarak belirlendiğini hatırlattı.
Askeri ihtiyaçların gözetilip, dikkate alındığını, meşru herhangi bir sebeple askerliğini yapamayan insanların yığılmasının söz konusu olacağını ifade eden Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Buraya kadar diyeceğim bir şey yoktur. Bedelli askerliğin çıkmasını olumlu görüyor, gereğinin yapılmasını arzu ediyorum ancak 28 günlük teorik eğitim de nedir? Bedelliden istifade edecek kardeşlerimiz 28 günde deyim yerindeyse 'yaylalar yaylalar' türküsünü bile öğrenemeyeceklerdir. Bedelli olacaksa 28 güne ne gerek vardır? Bu kadar zahmete lüzum olacak mıdır?"
Askerliğin teorik eğitiminin doğru bir değerlendirme olmadığını da aktaran Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
"Asker silahla, ağıt siyahla anılır. Madem bedelli askerlikle ilgili düzenleme yapılacak, o zaman bunca kafa karışıklığı ve karmaşaya niye ihtiyaç duyulur? Adı üstünde bedelse verilir, sonuçta ilgililer terhis edilir. Bedelli askerlik tartışmalarını uzatarak canıyla bedel ödeyen kahramanlarımızın ruhlarını ve fedakarlık numunesi evlatlarımızın duygularını incitmemek asıldır, esastır, şarttır, elzemdir, temennimdir."
"Kıbrıs Türk'tür, Türk kalacaktır"
Kıbrıs Barış Harekatı'nın 44. yıl dönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada Bahçeli, Kıbrıs'ın bir adadan daha ötesi, Türk vatanı olduğuna işaret etti.
Kıbrıs'ın milli dava olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Kıbrıs, 'Çözüm oldu olmadı', 'Anlaşma sağlandı sağlanmadı' karmaşasına havale edilemeyecek büyük bir değerdir, nitekim tarih ve hatıralarımızın kalp atışıdır. Hülasa Kıbrıs Türk'tür, Türk kalacaktır. Bu gerçek değişmeyecek, değiştirmeye yeltenenler ademe mahkum olacaklar, hayat boyu mahcubiyet yaşayacaklardır." değerlendirmesinde bulundu.
Milli karakterin, milli kadere yön çizdiğini, milli tarihin ise milli istikbale yol verdiğini, istiklal onurunun bu yön ve bu yoldan yükseldiğini vurgulayan Bahçeli, bu onurdan mahrum düşüldüğünde tutunacak bir dal ve sığınacak bir limanın kalmayacağını vurguladı.
Paylaşımında, "Kıbrıs, Akdeniz'deki milli mukavemetimiz, şehit emanetimizdir." ifadesine yer veren Bahçeli, Kıbrıs'ta yıllarca kalıcı ve adil barış ortamının arandığını hatırlattı.
Bu konuda seri ve sürekli görüşme turları atıldığını, uluslararası düzeyde müzakere kapılarının arandığını anımsatan Bahçeli, sorun tespiti yapılıp çözüm ümitleri aşılandığını ancak bir arpa boyu mesafe alınamadığını belirtti.
Art niyetli adımlarla mesafe alınmasının da zor olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Gömleğin ilk düğmesi hep yanlış iliklendi. Müspet ve yapıcı diyaloglar yerine, maksatlı ve marazi diplomasi öne çıktı. Devasa bir milletten taviz istendi, hatta tarihi haklarından vazgeçmesi beklendi. Çözüm dayatmaları devamlı ön yargıya hapsedildi, ödün verme üzerine bina edildi. Kıbrıs'ın ruhuna nüfuz eden, duruşuna hakim olan, damarlarına kadar işleyen Türk varlığından rahatsız olan karanlık çevreler engel üstüne engel çıkardılar. Vicdanlarına diktikleri bariyerlerle zihniyetlerine düşürdükleri lekelerle çözümsüzlüğün failleri, çarpıklığın fanileri oldular. Aslında dedikleri şuydu, çözümden anladıkları da şu şekildeydi, 'Kıbrıs'ı terk edin, milli ve tarihi haklarınızı çiğneyin, Türklüğün Akdeniz'de boğulmasına sessiz ve seyirci kalın.' Bu Rum komplosuydu. Bu Enosis kumpasıydı. Tutar mı, asla. Olur mu, kesinlikle hayır…"
"Kıbrıs'ın Türklüğünü herkes inkar etse tarih etmez"
Türk'süz bir Kıbrıs'ın, "kalpsiz bir beden" gibi olduğunu ifade eden Bahçeli, "Türk'süz Akdeniz feci kuraklıktan sonra kuruyan göl veya nehre benzer. Anlayacağınız, abes olduğu kadar akıl dışılıktır, tarih dışılıktır, tek kelimeyle hezeyan ve hüsran derinliğidir. Kıbrıs'ın Türklüğünü herkes inkar etse tarih etmez, herkes ihmal etse maşeri vicdan etmez, dahası affetmez. Türk milleti namertliği hazmetmez. İki kesimli, adaletin ve eşitliğin paydasında buluşmuş iki toplumlu bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti'ne ulaşılırsa ne ala, aksi halde kendi göbek bağımızı kesecek gücümüz, kendi ayaklarımız üzerinde duracak takat ve öz güvenimiz hamdolsun vardır, yeri geldiğinde bu gösterilecektir." değerlendirmesini yaptı.
20 Temmuz 1974'te, zulüm ve eziyetler arşa yükseldiğinde, "Ayşe de tatile çıktı" diyen Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin isabetli ve iradeli bir şekilde, milli namusa musallat olan Rum emellerine haddini bildirdiğini, gerekli ve gecikmiş dersini verdiğini ve bununla övündüklerini aktardı.
Bahçeli, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 44'üncü yıl dönümünde sahnelenen milli kahramanlığı saygıyla andığını belirterek, bu harekatın öncesi ve sonrasında şehit düşenlere rahmet diledi.
KKTC’nin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nı tebrik eden Bahçeli, açıklamasında "Bilinsin ki Kıbrıs'tan taviz verirsek Anadolu'yu ateşe atarız, Kıbrıs'tan çekilirsek Ankara’da çürümeye başlarız. Böylesi bir zillete hiç kimse tamam demeyecek, tamah etmeyecektir." ifadesine yer verdi.
"Yahudi ulus devlet yasası şiddetli provokasyondur"
Bahçeli, Yahudi ulus devlet yasası hakkında da görüşlerini bildirerek, "İsrail parlamentosunda dün kabul edilen Yahudi Ulus Devleti Yasası şiddetli provokasyondur, açık ve kategorik bir tahriktir. Kudüs'ün başkent olarak tanınmasından sonra yeni bir meydan okuma bölgesel dinamikleri alt üst edecektir. Buna da kimsenin hakkı yoktur. İsrail'in ırkçı girişimi ve Filistinli kardeşlerimizi yok sayan bu yasal düzenlemesini kınıyor, adım adım felakete doğru kaydığını ikazla ifade ve ilan ediyorum." paylaşımında bulundu.
Bu terazinin bu sıkleti çekmeyeceğini, "Evanjelist ve kabala tertibi"nin asla dikiş tutmayacağını vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Filistin topraklarını işgale kalkışan, İslam'ın manevi ve tarihi mirasına sataşan ve ağır saldırı düzenleyen siyonist bozgunculuk mutlaka kaybedecektir. İsrail sadece ateşle değil bizzat bölgesel ve küresel dengeyle oynamakta, bunda da ısrar etmektedir ancak rüzgar eken fırtına biçerek eninde sonunda layığını bulacak, maneviyatın ve muazzam tarihi hakikatin hisarlarına çarpacaktır."