Bahçeli: Erken seçimden korkmuyoruz
MHP Lideri Devlet Bahçeli Kırıkkale’de, "Erken seçimden korkmuyoruz. Her an seçim olacakmış gibi Kırıkkale’den bugün startı veriyoruz" dedi.
Bahçeli, parti üst düzey yetkilileri ve bazı milletvekilleriyle Kırıkkale MHP İl Teşkilatı’nın Gök Düğün Salonu’nda düzenlenen genişletilmiş istişare toplantısına katıldı. ’Devletin başına devlet gelecek’ sloganları ve alkışlarla salona giren Bahçeli’nin partilileriyle selamlaşmasının ardından MHP Kırıkkale İl Başkanı Erdal Baloğlu, kısa bir konuşma yaptı. Ardından salonun sahnesine daha önceden kurulmuş masaya oturan Bahçeli’nin basın mensupları kısa bir görüntüsünü aldı. Toplantı daha sonra basına kapalı yapıldı.
Bahçeli, burada partililere Kırıkkale’de başlayan ve haftada iki ya da üç olmak üzere istişare toplantılıları çalışmalarının süreceğini ve partisinin milletvekili çıkardığı tüm illeri ziyaret edeceğini söyledi. Milletvekili çıkaramayan illerde her türlü gayreti gösteren parti teşkilatlarını da ziyaret edeceğini belirten Bahçeli, Türkiye’ye seçimden sonraki MHP’nin düşüncelerini anlatacaklarını söyledi.
"KAÇAK SARAYA BİR SULTAN OTURTMAK İÇİN"
Seçimlere 20 siyasi partinin katıldığını, 165 de bağımsız adayın seçimlere girdiğini kaydeden MHP Lideri Bahçeli, 20 siyasi parti arasında 4 siyasi partinin TBMM’ye girme başarısını gösterdiğini belirtti. Bu partilerden Türkiye’yi yönetmekte olan Ak Parti’nin 258, CHP’nin 132, MHP ve HDP’nin de 80 milletvekili çıkardığını kaydeden Bahçelişunları söyledi:
"Bu rakamları telafuz etmemdeki asıl neden, Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bütün devlet imkanları, bütün valiler, kaymakamlar, bürokratlar gece gündüz tekrar tek başına iktidar olmak için Ak Parti için seferber olmuş, geçen seçimlerdeki seçim çalışmalarının bu sefer de daha hummalı ortaya koymak suretiyle 400 milletvekilliğine talip olmak ve Türkiye’de rejim değişikliğini gerçekleştirmek, kaçak saraya bir sultan oturtturmak için çalışmıştır. Bu aziz millet, bu değerlendirmeler ışığında, ‘seninle hesabım var, seninle hesaplaşmadan, yüzleşmeden, seni terk etmeyeceğiz. Şimdi tek başına iktidarda hesap vermekten kaçarsanız onun için 258 milletvekiliyle Meclis’te bulunun, 12 yılın hesabını sizden soralım’ istemişlerdir."
"DEMOKRASİLERDE KOALİSYON DÖNEMİ"
Tek başına hiçbir siyasi partinin iktidar olamadığını kaydeden Bahçeli, "Tek başına bir siyasi partinin iktidar olamaması demokrasilerde koalisyon dönemi demektir. Yani ülkenin bir ya da birden fazla siyasi partinin katılımıyla ülke yönetiminin devamlılığı sağlanmaktadır" dedi.
Devlet Bahçeli, 258 milletvekili ile TBMM’de temsil edilen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, 2011 seçimlerine göre 69 milletvekili kaybettiğini anlatırken şöyle dedi:
"Fakat yine çoğunluğun kendisinde olması sebebiyle bir azınlık hükümeti kurulmaya müsait bir haldedir. Bunun gelecekte güven oyu alabilmesi hükümet programının geçerli kılınabilmesi açısından gerekli olan güven oylaması dikkate alındığında o zaman 18 milletvekiline ihtiyaç duyulmaktadır. Diğer bir değişle 18 milletvekilinin güven oyunu almak suretiyle tek başına iktidar sürecini devam ettirebilir. Ancak bu uygulamanın Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 12 yılı aşkın uygulamasıyla tamamen insanımıza 13 yıllık düşünceyi yaratmış olan bir anlayışı toplum kabul ettiğine göre, bu 18 oy şaibeli olabilir ve iktidarın meşruiyetini tartışılabilir bir hale geçebilir. Buna cesaret edebilirler mi, edebilirler. Böyle bir konuda ilkeleri var mı, yok. Erdemliler mi, hayır. Ama her yolu iktidar için denemeye başlamış olan bugünkü siyasi iktidarın gelmiş olduğu bu seviye her türlü yola başvurmaya müsaittir."
"KAÇAK SARAYI YAPTIRAN, KAÇAK İKTİDARI DA DEVAM ETTİRİR"
Bahçeli, konuşmasının devamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a atıfta bulunurken, söztelirini şöyle sürdürdü:
"Kaçak bir saray yaptıran, kaçak bir iktidarı da devam ettirir. Ama bu ne kadar olur, nereye kadar olur, belli değil. Öyle ise sağlıklı yol, demokrasilerde görüldüğü gibi birden fazla partinin bir araya gelerek oluşturabileceği bir koalisyon şeklidir. Ancak böyle bir koalisyonun sürekli, kalıcı ve Türkiye’nin sorunlarını çözücü bir niteliğe sahip olabilmesi için mevcut partiler arasında uyumlu bir yapının oluşması gerekir. Bu olmadığı takdirde gelişigüzel yapılanma ile Türkiye’ye hizmet etmek, faydalı bir hizmet sunmak açısından doğru değildir. Hal böyle olunca; var olan partiler arasında bu uyumu sağlayabilecek hangi partilerin bugüne kadarki düşüncelerine, uygulamalarını bazı olaylara yaklaşımlarını dikkate aldığımız vakit benzerlikleri fazla olan bu partilerden bir koalisyon ortaya çıkarmak mümkündür. Bunun başlangıcının ise Türkiye’de açılım dediğimiz zırva ile başlamıştır. Yıkım projesi haline getirilerek PKK terör örgütünü meşrulaştıran, siyasallaştırmak suretiyle toplumu bölünmenin eşiğine getirebilecek bir ihanet sürecinin sorumluları kimse, o sorumlular önce bir iktidar ortağı olsunda görelim. Düşüncesi hasıl olduğunda Adalet ve Kalkınma Partisi ile Halkın Demokrasi Partisi ile bir koalisyonu 338 milletvekili ile mümkün olabilir bir koalisyon olarak düşünülebilir. Bu düşünceyi paylaşmış önemli seçim beyannamesinde çözüm sürecinde yüksek katkılar sağlayabileceğini ifade eden Cumhuriyet Halk Partisi dahil ettiğiniz taktirde o zaman yüzde 78.9 oy oranı ile ve 470 milletvekili ile bir ikinci tür koalisyon kurulabilir. Milletimizden Cumhurbaşkanı olarak 400 milletvekilini her gün isteyen, açılım törenlerine milletin imkanlarını ihanetine sürükleyebilecek düşüncelerle hareket eden sayın Cumhurbaşkanına millet dedi ki, ‘Benden 400 milletvekili istiyordun, çözüme kim katılmak istiyorsa alayınıza 470 milletvekili veriyorum, haydi yürüyün bakalım.’ Bunun manası nedir bu çözüm sürecini milletimiz merak ediyor."