'Az verip çok almak istedi'
Akil İnsanlar Heyeti’nde yer alan Prof. Dr. Doğu Ergil, geri çekilmenin durdurulmasını değerlendirirken hükümetin “az verip çok almak istediğini” belirterek, ““Şiddetin olmaması ümidi devam ettiriyor. İkincisi; siyasete de zemin hazırlıyor. Ama siyasetin bu noktada fazla hareketlenmediğini görüyoruz. AKP oldukça az şey sunarak sonuca gitmek istiyor" dedi.
ANF’ye göre, Prof. Dr. Doğu Ergil, hükümetin, süreci PKK’ya karşı bir yenilgi olarak görmeye başladığını savunurken, “Hükümet anketler yaptırıyor. Yapılan anketlerde çözüm süreci bir tür yenilgi olarak yorumlanıyor. Anadolu’yu dolaşırken de edindiğimiz izlenim buydu. ‘Türkiye yenildi ve bu yüzden PKK ile müzakere yapılıyor’ gibi bir kabul var. Bizde demokrasiyi uzlaşarak sonuç alma değil; hükümetin kendi verdiği kararlarla toplumu tatmin etmesi gibi bir gelenek yerleşti. Bu yüzden de ‘bölücü’ diye nitelendirilen tarafla sonuç almak, ülkenin barışına kavuşmak bir türlü benimsenmiyor. Çünkü devlet toplumsal uzlaşmayı sağlayamadı. Barış sürecinin toplumsal uzlaşma halinde ilerlemesi ve geniş kesimleri içermesi anlayışı benimsenmiş değil. Hükümet dar anlamıyla yaklaşıyor; kendi yakın çevresiyle, parlamento bile değil kendi yakın çevresiyle süreci ilerletmeye çalıştı” dedi.
“AZ VERİP ÇOK ALMAK İSTEDİ”
Ergil, hükümetin “az verip çok almak istediğini” belirterek, “Kürt tarafının baş eğmesi, susması, çekilmesi, pişmanlığını ifade etmesini bekledi. Ama beklediği gibi olmadı. Bu da olmayınca uzlaşı yaratamadı. Hükümet seçim öncesinde çözüm sürecinde Kürt tarafının beklentilerine uygun davranmada tereddüt gösteriyor. Çözümün çözüm gibi görünmesini de hükümetin bu yaklaşımı engelliyor” diye konuştu.
Geri çekilmenin durdurulmasına rağmen ateşkese devam edilmesinin son bir şans yarattığını vurgulayan Prof. Dr. Ergil, “Şiddetin olmaması ümidi devam ettiriyor. İkincisi; siyasete de zemin hazırlıyor. Ama siyasetin bu noktada fazla hareketlenmediğini görüyoruz. AKP oldukça az şey sunarak sonuca gitmek istiyor” şeklinde konuştu
“SURİYE'DE SİLAHLI GRUPLARIN DESTEKLENMESİ DE SÜRECİ ENGELLİYOR”
AK Parti’nin, toplumdaki zihniyeti de çözüme destek vermeye çekemediğini söyleyen Ergil “iki kişiden birinin oyunu alan parti” olarak AK Parti’nin bunda zaten payı olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Belirsizliği çoğaltan başka nedenler de var; Suriye’deki durum örneğin. Öyle bir noktaya gelindi ki, buradaki Kürtlerin kendi çıkarlarını savunması ve burada şu anda da, Suriye durulduktan sonra da kendi yönetimlerini inşa etme sürecini Türkiye için güvenlik meselesi görme refleksi, alışkanlığı ortaya çıktı. Sakıncalı bulunuyor. Kürtleri baskı altında tutacak silahlı grupların desteklenmesi de süreci engelleyen bir başka örnek.”
Kürt tarafının meseleyi hızlandırmak için şiddet boyutuna varmayan ama saldırıya uğradığı takdirde de karşılık verebileceği bir aşamada olduğunun altını çizen Ergil, “Hükümet bunu görmeli. Çünkü hem siyasi, sonra da ekonomik olarak istikrarsızlığa ve nihayetinde toplumun huzursuzluğuna neden olacaktır. İçeride kendi sorunlarıyla boğuşan bir ülkenin dışarıdaki etkisi de azalacaktır. Durum oraya doğru gidiyor ve endişelendiriyor” dedi.
Hükümetin kendi barış muhatabı olarak Öcalan’ın beklentilerini belli bir takvim içinde hayata geçirmediğine işaret eden Ergil ayrıca “Barış dediğiniz şey anlaşmazlık halindeki kitlelerin uzlaşmaya varmasıdır. Bunu böyle inşa etmez de aşamaları, ilkeleri belli olmayan bir anlaşmaya indirgerseniz hem toplum bir şey anlamaz hem de süreci kontrol edemezsiniz” ifadelerine de açıklamasında yer verdi.