Ayasofya Medresesi'ne ne oldu? Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çarpıcı açıklamalar!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay'ın 1934’teki Bakanlar Kurulu’nun camiden müzeye dönüştürülmesi kararını iptal etmesinin ardından Millete Sesleniş konuşması yaptı. Ayasofya'nın yanında bulunan medresenin yıktırıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan Ayasofya ile ilgili bilgiler verdi. Peki, Ayasofya Medresesi'ne ne oldu? Ayasofya Medresesi nasıl yıkıldı? İşte Ayasofya medresesi hakkında merak edilenler...
Danıştay bugün 1934 tarihli bakanlar kurulu düzenlemesini iptal etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay'ın 1934’teki Bakanlar Kurulu’nun camiden müzeye dönüştürülmesi kararını iptal etmesinin ardından Millete Sesleniş konuşması yaptı. Ayasofya ile ilgili bilgiler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan Ayasofya Medresesi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Peki, Ayasofya Medresesi'ne ne oldu? Ayasofya Medresesi nasıl yıkıldı?İşte Ayasofya Medresesi ile ilgili merak edilenler...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay'ın 1934’teki Bakanlar Kurulu’nun camiden müzeye dönüştürülmesi kararını iptal etmesinin ardından Millete Sesleniş konuşması yaptı. Ayasofya ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
"Caminin bitişiğindeki İstanbul'daki ilk Osmanlı Üniversitesi olan Ayasofya Medresesi sebepsiz yere yıkılarak ortadan kaldırılır. Zeminindeki nadide halılar kesilerek sağa sola dağıtılır. Antika şamdanlar dökümhanelere götürülür. Şaheser levhalar ise çok büyük olduğu için depoya kaldırılır. Bu levhalar Demokrat Parti döneminde yerine asılır. Az kalsın Ayasofya'nın minarelerini dahi yıktıracaklardı. Sıranın Ayasofya'ya gören tarihçi gazeteci ve müzeci İbrahim Hakkı Konyalı hemen bir rapor yazar. Bu minareler kubbenin desteğidir, minareler yıkılırsa Ayasofya da yıkılır dediği için yıkımdan vazgeçilir."
AYASOFYA MEDRESESİ'NE NE OLDU?
Fetihten sonra şehrin en büyük mâbedi olan Hagia Sophia Kilisesi Fâtih tarafından Ayasofya adıyla fethin sembolü olarak camiye çevrilmiş ve ilk cuma namazı da burada kılınmıştı. Bu sebeple daha sonra fethedilen diğer şehirlerdeki kiliseler camiye çevrildiklerinde en büyüğünün Ayasofya adıyla anılması âdeta bir gelenek haline gelmiştir.
Ayasofya adıyla anılan camiler arasında, 1453’ten 1934’e kadar şehrin ulucami durumundaki başcamisi olan İstanbul’daki Ayasofya Camii ve etrafında teşekkül etmiş külliye ise en tanınmış ve önemli eserdir.
Meşrutiyet yıllarında Marangoni, Jackson, Propper, Prost gibi Batılı mimarlara durumu incelettirilen ve hatta mimar Kemâleddin Bey nezaretinde tamir için hazırlıklara girişilen Ayasofya, Cumhuriyet’in ilk yıllarında (1926) ufak bir tamir ve takviye görmüştür. Son yıllarda, esası Fâtih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmakla beraber sonraları çok değiştirilen ve 1934’te yıktırılan medresenin arsası temizlenerek temelleri meydana çıkarılmıştır.
Ayasofya 24 Ekim 1934’te camilikten çıkarılıp Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlanmıştır. Bu arada sebepsiz olarak medrese yıktırıldığı gibi içeride bulunan ve camiye ait olan çeşitli eşya ile halılar ve levhalar da kaldırılmıştır. Bunlardan büyük levhalar daha sonra tekrar yerlerine asılmıştır.
Ayasofya müze haline geldikten sonra ilk defa 8 Ağustos 1980 tarihinde hünkâr mahfili ibadete açılmıştır. Bundan kısa bir süre sonra (14 Eylül 1980) restorasyon gerekçesiyle tekrar kapatılan hünkâr mahfili 10 Şubat 1991’de yeniden namaz kılmaya tahsis edilmiş ve Ayasofya kısmen de olsa cami olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Cami olduğu süre içinde Ayasofya, ramazan aylarında bilhassa teravih namazında çok kalabalık bir cemaatin toplanmasına imkân verir ve padişahın da katıldığı Kadir geceleriyle bayram namazlarında muhteşem bir görünüş arzederdi. Bu da Türkler’in burayı ne derecede benimsemiş olduklarının delilidir.