Avukattan Şengün'e 'ahlaksız teklif' iddiası
‘Bırak davayı mavayı! Emekli ol, bana gel...’
Polisin telefon dinlemelerinde, tutuklanarak cezaevine gönderilen Tülay Bekar’ın Hakim Şengün’ü Ergenekon davasından vazgeçirmek için, “Artık bırak o davanı da bana gel” dediği iddia edildi.
Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın gözaltına alındığı ve avukat Ali Hadi Emre, Kudbettin Kaya, Mehmet Cengiz ile Tülay Bekar’ın tutuklandığı son Ergenekon dalgasına uzanan süreç şöyle gelişti: 24 Şubat 2009 tarihinde polise gelen bir ihbar mailinde ’İşçi Partili (İP) sanıkların avukatı Cengiz, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Balçık ve Tülay isimli avukatın Ergenekon Davası’nı lehlerine çevirmek için hâkim ve savcıları etkilemeye yönelik çalışma yaptıkları, ekibin Doğu Perinçek ve Veli Küçük’e bağlı çalıştıkları’iddia edildi.
1 yıllık takip
İhbarı değerlendiren Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, soruşturma başlattı. Avukat Tülay Bekar’la bağlantılı olarak, eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ve avukat Ali Hadi Emre ile avukat Kudbettin Kaya da soruşturma kapsamında takibe alındı. Teknik takip yaklaşık 1 yıl sürdü ve geçtiğimiz hafta yapılan operasyonlarda aralarında Seyfi Oktay’ın da bulunduğu 7 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan 4 avukat tutuklandı. İddiaya göre Ergenekon; Oktay, Bekar, Emre ve Kaya aracılığıyla Yargıtay’ı, HSYK’yı, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün’ü ve Beşiktaş’taki İstanbul 10 ve 14. ağır ceza mahkemesi başkanlarını etki altına almaya çalışıyordu.
’Kadınlığını kullanıyordu’
Son dalgada tutuklananlar arasında bulunan Avukat Tülay Bekar’ın, kadınlığını ve cinselliğini kullanarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün’ü etkilemeye çalıştığı öne sürüldü. Soruşturma dosyasına Bekar ile Şengün arasında geçen polisin teknik takibine takılan telefon kayıtlarına göre Bekar, Şengün’e telkinlerde bulunuyordu. Kadın avukat, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şengün’e davadan ayrılması, Yargıtay üyeliğine terfi ederek çekilmesi veya bazı sanıkları tahliye etmesi yönünde baskı yapıyordu.
‘Bir hafta tatile gidelim’
Soruşturmayı yürüten savcılar teknik takibe takılan telefon görüşmelerini de delil olarak soruşturma dosyasına koydu. Bu kayıtlarında Bekar’ın, Şengün’e, “Sen şu davayı gönder, gönderdikten sonra bir hafta tatile gidelim”, “Artık bırak o davanı da bana gel”, “Sen git emekli ol, lütfen emekli ol, ne olur emekli ol” dediği ortaya çıktı. Şengün’ün özel hayatına dair bu görüşmelerin soruşturma kapsamında gözaltına alınan diğer sanıklara da soru olarak da yöneltildiği belirlendi.
‘Ofiste buluştular’
Şengün’ün 10 Eylül 2009’da saat 16.30’da HSYK Başkanvekili Özbek’le makamında yaptığı görüşme de teknik takibe takıldı. Savcıya göre görüşmeden sonra Oktay ve Şengün, Tülay Bekar’ın Ankara’daki ofisinde buluşup, ’durum değerlendirmesi’ yaptı. İddiaya göre, 2 Ağustos 2009’da Bekar’ın İstanbul’daki ofisinde Oktay, Bekar ve Şengün, yine bu amaçla buluştu. Buluşmada Şengün’e, ’davadan çekilmesi ya da emekli olması’ için ikna çalışması yapıldı. 16 Eylül 2009’da 19.00’da Şengün ve Oktay, Florya’daki bir restoranda bir görüşme daha yaptı.
Hakimler polis kamerasında
Ergenekon’un son dalgasıyla ilgili bir diğer iddia ise, Beşiktaş Adliyesi’ndeki İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak’ın 30 Mayıs ve 14 Ekim 2009’da Ankara’da bir restoranda Kadir Özbek ve Seyfi Oktay ile görüştüğü oldu. İddiaya göre bu görüşmelere ait fotoğraflar da soruşturma dosyasına eklendi. Fotoğraflar arasında Özbek’in de kareleri vardı.
‘Haberal’ı bırak’ talebi
Savcılık, Ergenekon davası kapsamında halen yargılaması süren bazı tutuklu örgüt üyelerinin tahliyesini sağlamak amacıyla Köksal Şengün’ü etkilemeye ve yönlendirmeye yönelik bir başka faaliyeti de teknik takip yoluyla tespit etti. Tülay Bekar’ın İstanbul’daki ofisinde kahvaltılı bir toplantıda Seyfi Oktay, Tülay Bekar ve Köksal Şengün bir araya gelmiş, toplantı sonrası Tülay Bekar ile Seyfi Oktay arasındaki görüşmede Oktay’ın, “Başkanı sıkıştırmadık değil mi? Yani hiç olmazsa Haberal’ı falan bıraksa çok iyi olur” dediği iddia edildi.
Seyfi Oktay’a atama ricası
Savcılık soruşturmasında Seyfi Oktay’ın yargı içerisinde yoğun görüşmeler yaptığı çeşitli illerde görev yapan yargı mensuplarının bizzat veya aracılar vasıtasıyla Oktay’a ulaştıkları ve istedikleri yerlere atamalarının yapılması ve bazı cezalarının iptal edilmesi için yardım istedikleri de belirlendi. Soruşturma kapsamında Seyfi Oktay’la ilgili yapılan teknik takipte Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın HSYK Başkan Vekil kadir Özbek ile yaptığı görüşmede istedikleri yerlere atanmaları istenen yargı mensuplarının isimlerinin bulunduğu bir listeyi verdiği savunuldu.
‘Tahliye etmezsen iftira atarım’
14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak ’ın tutuklu şüpheli avukat Kutbettin Kaya tarafından tehdit edildiği, soruşturma kapsamında yapılan telefon dinlemesine takıldı. Hakim Canak, avukat Ali Hadi Emre’yle yaptığı görüşmede başına gelenleri şöyle anlatı:
- Canak: Kutbeddin beni ikide bir tehdit edip duruyor ya o hadiseden dolayı. Yok efendim işte bunu tahliye edeceksin, etmezsen seni müfettişe şikayet ederim, iftira ederim. Zafer Bey’e söylemiş. Oda geldi bana söyledi. Moralim bozuluyor ya. Ben de anlamıyorum ki. Yok efendim, seni şikayet edeceğim. Yok şunu yapacağım. Ben de yatarım sen de yat. Yok bilmem ne. Ya bu kafayı mı yemiş ne? Böyle tehditle bir şey mi istiyor?
- Emre: Bir konuşurum başkanım. Size uğrarım sonra.
- Canak: Yani adamı katil edecek bu adam! Hayır kaç senelik arkadaşımız. Sesimizi çıkarmayalım diyoruz. Yok efendim gideceğim demiş şeye Zafer Bey’e. Yok Fatihte müfettiş var gideceğim ona, her şeyi anlatacağım, Kadir Bey’e de anlatacağım. Gerekirse Seyfi Bey’e de anlatacağım. yani ne bileyim bilmem ne. Uyuşturucu baronunu tahliye etmem için beni böyle tehdit etmesi mi lazım? Geldi, burada, dedim, arkadaş bak böyle böyle. Bu adamı ben nasıl tahliye edeyim diyorum. Yok illa sen bunu tahliye edeceksin. Bu kadar üstüme gelinmez ya. Yakamdan düşmüyor bir, ikincisi bir de tehdit ediyor!.
- Emre: Bir yeri aramayın. Ben onu hallederim. O sorunu kökünden çözerim.
- Canak: Vallahi eğer böyle yine tehditvari şey yapacaksa. Ben çekip gideceğim bakanlığa her şeyi söyleyeceğim. İki yüz kilo uyuşturucu yakalamış bilmem ne baronunu tahliye edeceğim ha! Nerde görülmüş ya. (Soruşturmada tahliye edilmesi istenen söz konusu uyuşturucu zanlısının Kemal Sharifi Seydani olduğu da iddia edildi)