Avrupa, Müslümanlar yüzünden kimlik bunalımına girdi
TIME dergisine göre, Avrupalı ülkeler kimlik bunalımı yaşıyor. Bunun nedeni ise Müslümanlar. Bu haftaki kapak konusunu Avrupa'deki Müslüman göçmenlere ayıran dergi, 'Avrupalılar, kültürümüze ayak uyduramayan Müslümanlar'ın akınıyla ulusal kimliğimiz tehlikeye girdi endişesi yaşıyor" yorumunu yaptı
11 Eylül saldırıları, Müslüman ülkelerden yoğun göç alan Avrupa'da da büyük korku uyandırmıştı. Ancak, dünyaca ünlü Amerikan Time dergisinin "Avrupa'nın Kimlik Bunalımı" başlığıyla verdiği özel dosyaya göre, Avrupalılar İslami terörden çok Müslümanlar'ın kendisinden korkuyor. Müslüman göçmenlerin memleketlerinde alışık oldukları yaşam tarzını sürdürmeye çalışmaları ve kendi inançlarının gerektirdiği ibadetleri yerine getirmek istemeleri, Avrupalı evsahiplerinde, "yabancı kültürlerin istilasına uğruyoruz" endişesi yaratıyor. İşte Time'ın, Vivienne Walt imzalı araştırma haberinden çarpıcı yorumlar:
Dizginleri kaptırdık mı?
Özellikle Belçika, Almanya ve Hollanda'da göçmen karşıtı partiler güçlenmeye başladı. Merkezdeki muhafazakarlar bile, "Çıkarılacak yasalarla göçmenler, Avrupa'nın laik kurallarına uymaya zorlanmalı; hatta İslami geleneklerine bile sırtlarını çevirmeliler" diye düşündükleri için sağa kaymaya başladı. Geçen yıl 11 Mart'ta Madrid'de düzenlenen, 300 kişinin öldüğü bombalı saldırılarla ilgili 4 Faslı resmen suçlandı. Geçtiğimiz kasımda da Hollanda doğumlu bir aşırı dinci, İslam karşıtı Hollandalı yönetmen Theo van Gogh'u öldürmüştü. Bütün bunlar karşısında Avrupalılar, "Liberal tutumumuz sonucunda göçmenler dizginleri fazlaca mı ellerine almaya başladılar" diye soruyor. Almanya'daki kamuoyu yoklamalarına göre seçmenler terörizmden çok göçün kendisinden korkmaya başladılar. Muhalefet lideri Angele Merkel, geçen yıl yaptığı açıklamada "Çok kültürlü toplum daha baştan çökmeye mahkumdur" demişti.
Kim "Avrupalı"?
Aslında sorunun temeli, "Avrupalılık ne demek?" sorusunda yatıyor. ABD'deki kültürel "eritme kabı", kendilerini gerçek birer Amerikalı olarak görmelerini engellemeden etnik toplulukların gelişmesini sağladı. Ancak aynı durum Avrupa'da pek başarılı olamadı. Çünkü buradaki küçük ülkeler yüzyıllardan beri kendi dilleri, gelenekleri ve kültürleriyle kimlik buluyor. Etnik toplulukların göçleriyle ise kendilerini istilaya uğramış gibi hissediyorlar. Bazı Avrupa ülkelerinde çok geniş azınlık mahalleleri oluşmaya başladı. Örneğin İsveç'te, ülkenin 9 milyonluk nüfusunun yüzde 12'si göçmenlerden oluşuyor. Bunların çoğunu da Kürtlerin, İranlılar'ın, Iraklılar'ın ve Somalililer'in yoğunlaştığı Müslüman bölgeleri oluşturuyor. Bir İsveçli evde Kürtçe, arkadaş çevresinde Arapça, işte ise İsveççe konuşuyorsa Avrupalı olmanın anlamı ne?
İkinci nesil "ortak"
Belçika'daki Ghent Üniversitesi'nden Prof. Carl Devos şöyle konuşuyor: "Geleneksel anlamıyla Avrupalı' olmak, bir Avrupa ülkesinin vatandaşı olmak demektir. Ancak Avrupalı değerlerine ilişkin bir felsefi tartışma var. Bu ülkelerde yaşayan ikinci nesil Müslümanlar'ın hala göçmen gibi görülmesi, önümüzde büyük bir sorun olduğunu gösteriyor. Onlar burada doğdu. Vergilerini ödüyorlar. Bu ülkelerin dillerini konuşuyorlar. Dolayısıyla onlar, Avrupa evi'nde birer misafir değil, bu evin ortaklarından sayılır."
Avrupa hükümetlerinin göçü engellemeye yönelik sert önlemleri, birçok Müslüman tarafından "ırkçı" girişimler olarak görüyor ve kendi içlerindeki küçük bir azınlığın aşırı dinci fikirlere sahip olduğunu savunuyorlar. Bu nedenle İslami değerlerle Avrupalı değerlerin birlikte var olabileceğini savunuyorlar. Avrupa'da doğan ve ekmeğini buradan çıkaran ikinci nesil göçmenler, artık yetişkinlik yaşına ulaştı. Ancak kendilerine burada yer edinmekte hala zorlanıyorlar. Asıl soru ise şu: Göçmenler mi bu topluma ayak uydurmak istemiyor, yoksa o yerli halk mı göçmenlerin kendilerine ayak uydurmasını istemiyor? Bu soru, 18 bin gayrimüslime karşı 9 bin Müslüman'ın yaşadığı Antwerp'in kuzeyinde de ortaya çıkıyor. Belçika'nın 10.3 milyonluk nüfusunun yüzde 5'i Müslüman göçmenlerden oluşuyor ve Türkler'le Faslılar göçmenler içindeki çoğunluğu oluşturuyorlar. Aşırı sağcı Vlaams Belang partisinin lideri Filip Dewinter, göçü "İslami köktendinciliğin ithal edildiği Truva Atı'na" benzetiyor. Bu tehdidin önüne geçmek içinse Antwerp'te artık cami inşa edilmemesini ve yeni göçmen girişinin engellenmesini istiyor. Okullarda başörtü yasağı da isteyen Dewinter'ın önderliğinde yapılan bir kampanyayla, kentin kuzeyindeki bir cami inşaatı durduruldu. Kampanyanın iddiası, cami inşaatında yangın önlemlerine yönelik kuralların ihlal edildiğiydi. Ancak, caminin yarım kalmış inşaatını eliyle göstererek, "Kiliseye sadece birkaç bina mesafede" diyen Dewinter, bu bölgede yaşayan Müslümanlar tarafından "ırkçı" olarak nitelendiriliyor. Belçikalılar ise onu, "Büyük işler başarıyor" diyerek övüyor. Dewinter'ın savunması ise şu: "Onlar da bizim gibi davranmalı. Kilise ve devlet işlerinin ayrı olması gerekli. Bunu sağlamak için Avrupa'da oluk oluk kan aktı. İslamişleşme, Avrupa'nın en büyük sorunudur. Derhal önlem almazsak çok geç olur." İşin garip tarafı, Dewinter gelecek yıl Antwerp Belediye Başkanlığı'na adaylığını koymak istiyor. En yakın rakibi ise, fabrika işçisi Faslı bir ailenin çocuğu olan 28 yaşındaki Ahmed Aziz. Yeni kurulan Müslüman Demokratik Partisi'nin yerel lideri olan Aziz, "2006'da Dewinter kazanabilir. Ancak 2012'de sandıktan biz çıkabiliriz" diyor. Anlaşılan, iki taraf birlikte yaşamayı öğrenene kadar, kimse kazanmayacak.
Hangi ülke ne önlem aldı?
Fransa türbanı yasakladı
Okullarda türban yasak. Ülkedeki bütün imamlar laik hukuk, kültür ve Fransızca eğitimi almaya teşvik ediliyor. Cumhurbaşkanı adayı Nicolas Sarkozy, "beceri ve milliyet"e göre göçmen kotası getirilmesini teklif etti.
Almanya vasıfsız işçi almıyor
Muhalefet lideri Edmund Stoiber, göçmenlere zorunlu olarak ülkeye bağlılık yemini ettirilmesini önerdi. Stoiber'in teklifi geri çevrildiyse de yeni çıkarılan bir kanun, gerek Avrupa gerekse Avrupa dışından vasıfsız işçilerin ülkeye alınmasını yasaklıyor.
İngiltere oturma iznini zorlaştırdı
Yaklaşan seçimler öncesinde hem iktidardaki İşçi Partisi, hem de muhalefetteki muhafazakarlar, göçmenlerin sayısını, sadece vasıflıları tercih ederek azaltmayı vaat ediyor. Oturma izni almak zorlaştırılıyor.
Hollanda sınav yapacak
Bu ay açıklanan yeni karar doğrultusunda göçmenler, ülke vatandaşlığına geçmeden önce Hollanda dili ve kültürüne ilişkin sınava tabi tutulacak ve bu alanlarda 350 saat kurs görecek.
Danimarka'da yeni politika
Yabancılar 5.4 milyonluk ülke nüfusunun sadece yüzde 6.8'lik bölümünü oluştursa da, bu ay yapılan seçimlerin ana gündemi göç oldu. Sığınma talep edenlerin sayısının yüzde 74 azaltılmasına yönelik politika sayesinde, Başbakan Rasmussen'in koalisyonu seçimden zaferle ayrıldı.