”Atabeyler Grubu” davasında karar!
Ergenekon davasından önce 'derin devlete yönelik ilk operasyon' olarak anılan 'Atabeyler' davası sonuçlandı. Başbakan Erdoğan'a suikast ve darbeye teşebbüsle suçlanan ikisi yüzbaşı 9 sanık beraat etti. Dava sürerken askerler görevden alındı. Hukukçular şimdi bu soruyu tartışıyor: Peki bundan sonra ne olacak?
Özel Yetkili Ankara 11. Ağır ceza Mahkemesi’nden karar çıktı...
Ergenekon soruşturmasından önce Ankara’da yapılan operasyonla 2006’da gözaltına alınan ikisi yüzbaşı 11 sanığa Özel Yetkili Mahkeme’de açılan görevli hükümeti devirmeye teşebbüs davasında ‘delil yetersizliği’nden beraat çıktı...
Ergenekon soruşturmasından önce yapılan ve Susurluk’tan sonra “derin devlete yönelik ilk operasyon” olarak kayda geçen Atabeyler davasında sürpriz bir karar çıktı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, ”Atabeyler Grubu” adı verilen ve aralarında askerlerin de bulunduğu 9 sanığın ‘Hükümetin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçu için anlaşmak” suçundan beraatlerine karar verdi. Böylece operasyondan sonra özel yetkili savcılığın ileri sürdüğü “hükümeti devirmeye teşebbüs suçlaması” mahkemece kabul edilmemiş oldu.
3. Yargı Paketi ile sadece ellerindeki davalara bakmakla görevlendirilen ve yeni dava verilmeyecek olan özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanıklardan Murat Eren, Yasin Yaman ve İsmail Binici ile sanık avukatları katıldı. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Özgür, savcılık makamının 30 Mayıs 2007’de verdiği esas hakkındaki görüşü tekrarladığını bildirdi.
Savcılar: Deliller yetersiz
Önceki duruşma savcısı Salim Demirci, 30 Mayıs 2007’de verdiği esas hakkındaki görüşte, sanıkların, ”Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin görevlerini kısmen veya tamamen engellemeye kalkışmak amacıyla anlaşmak” suçundan delil yetersizliğinden beraatlerine karar verilmesini istemişti. Sanıklar Eren, Akkaya, Taş ve Yaman’ın, ”patlayıcı madde bulundurmak” suçundan cezalandırılmasını talep eden savcı, Akkaya ve Taş’ın ayrıca ”ruhsatsız tabanca bulundurmak ve satmak” suçundan hapsini istemişti.
Hükümeti devirmeye teşebbüs
Sanıklar ve avukatları, esas hakkındaki savunmalarında, ”eski savunmalarını tekrarladıklarını” bildirerek, beraat talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, daha sonra kararı açıkladı. Mahkeme TCK’nın (Türk Ceza Kanunu) 316. maddesinde düzenlenen ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçu için anlaşmak” suçunun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle” Murat Eren, Erkut Taş, Yasin Yaman, Yakup Yayla, Yunis Akkaya, İsmail Binici, Mehmet Karatepe, Cemal Hasan Özdeş ve Mustafa Raşit Çavdar’ın bu suçtan beraatine karar verildi.
Patlayıcı maddeden ceza
Sanıklardan Eren, ”izinsiz patlayıcı madde bulundurmak ve nakletmek” suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 166 gün karşılığı adli para cezasına; Taş, Yaman ve Akkaya da aynı suçtan 2 yıl 6’şar ay hapis ve 4’er gün karşılığı adli para cezasına çarptırıldı.
Taş ve Akkaya, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna muhalefet ettikleri gerekçesiyle 10’ar ay hapis ve 4’er gün karşılığı adli para cezasına mahkum edilirken, bu cezalara ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlaştırıldı. Sanık Yayla’nın, ”izinsiz patlayıcı madde bulundurmak ve nakletmek” suçunu işlediğine ilişkin yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verildi. Suat Kiy hakkındaki davanın ise 21 Nisan 2011’de ölmesi nedeniyle düşürülmesi kararlaştırıldı.
Askerle-polis gerilimi
Atabeyler operasyonu, askerle polis arasındaki ilk gerilimin yaşanmasına da yol açtı. Polisin, asker şüphelileri gözaltına almasına karşılık, TSK, şüphelilerin savcılık sorgusuna kadar Merkez Komutanlığı’na teslim edilmesini istedi. Bu krizin ardından Adalet Bakanlığı, polislerin gözaltına alınan askerleri Merkez Komutanlığı’na teslim etmesi gerektiği genelgesini yayımladı. Operasyonda, ilk kez, şüphelilerin bilgisayarlarından fişleme bilgilerinin çıktığı da kamuoyuna yansıdı. Operasyonun yapıldığı dönem, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda (ÖKK) görevli yüzbaşı Murat Eren’in bilgisayarından “Tayyip’-in Danışmanları” başlıklı bir e-mail çıktığı, e-mailde, Mücahit Arslan, Cüneyd Zapsu, Ömer Çelik, Egemen Bağış gibi isimlerin kişisel bilgileri yer aldı. Operasyonla ilgili bilgilerin bazı medya mensuplarına telefon açılarak Genelkurmay önünde sarı bir zarfta teslim edildiği iddiası da benzer operasyonlardaki “haber sızdırma” iddialarına dayanak oluşturdu.
“Hedefte Başbakan Erdoğan vardı” iddiası
İstanbul Emniyet eski Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer, geçen yıl verdiği bir demeçte Atabeyler “çetesinin” hedefinin Başbakan Erdoğan olduğunu ileri sürmüştü. Yılmazer, “Atabeyler operasyonu var ya, o olay Başbakan’a yönelik dört dörtlük bir suikast girişimi. Öyle ordudan dışarıya silah çıkarma, bunları gizleme, saklama işi falan değil. Ele geçirdiğimiz mühimmat ve planlar, Başbakan’a nerede nasıl saldırılacağını gösteriyordu. Çok netti. Bunun dört dörtlük bir suikast girişimi olduğunu Başbakan’a dahi anlatamadılar” demişti.
Operasyon ihbar maili ile başladı
Atabeyler Operasyonu, Ergenekon ve benzeri derin devlete yönelik ilk operasyon olarak niteleniyordu. 2 Haziran 2006’da yapılan operasyonda önce Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli iki yüzbaşı ve iki astsubayın da bulunduğu 11 zanlı gözaltına alındı. Zanlılar, “Atabeyler Gerilla Grubu” olarak nitelendirildi ve evlerinde yapılan aramada, bomba yapımında kullanılacağı tahmin edilen çok sayıda Serkisoff marka köstekli saatin ele geçirilmesi eylem planlarının kanıtı olarak gösterildi. Atabeyler’e yönelik aramalarda ele geçirilen planlar ise grubun, Başbakan Erdoğan ile eski danışmanı Cüneyd Zapsu’ya yönelik eylem hazırlığı yaptığı şeklinde yorumlandı. Operasyonun, sonradan örneğine sık rastlanır biçimde, Ankara Emniyeti’ne gelen “vatansever” rumuzlu kapsamlı bir elektronik posta üzerine yapılması da dikkati çekti. E-postanın, Askeri Hava üssü’nün bulunduğu Merzifon’dan gönderildiği ortaya çıktı. İhbar yazısında, Danıştay’a yönelik saldırıyı yapan Avukat Alparslan Arslan’ı yönlendiren grubun yeni bir eylem hazırlığında olduğu, Başbakan Erdoğan ve danışmanı Zapsu’yu hedef alarak keşif yaptığı belirtildi. Böylece, Ergenekon konusunda da ipuçlarına yer verildi.
Ergenekon’un prototipiydi
Yazıda, grubun Eryaman’da ev kiraladığı, evde çok sayıda patlayıcı madde, uzaktan kumanda devreleri, suikast silahı bulunduğu, grubun uzun namlulu bazı silahları gömdüğü ifade edildi. Oluşumun liderliğini Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli Yüzbaşı Murat Eren’in yaptığı, Yüzbaşı Ömer Faruk Çolakoğlu’nun Eren’le hareket ettiği, Astsubay Erkut Taş’ın uzaktan kumanda ve dijital devreli bomba yapımında uzmanlaştığı belirtildi. Yazıda, Ulus Anafartalar Caddesi’ndeki Toygar İşhanı’nda kuyumculuk yapan Suat Kıy’ın Eren’e maddi destek verdiği, bomba malzemeleri aldığı anlatıldı.
Yazıda, Gümrük Müsteşarlığı ve Başbakanlık Özürlüler İdaresi’nde çalışan iki kişinin de gruba yardım ettiği kaydedildi. Polis, yazıdaki bilgiler doğrultusunda Özel Kuvvetler’de görevli 4 asker ile 7 sivile yönelik operasyonu başlattı.