Gazete Vatan Logo

“Asker silah bırakıp teslim olmaz”

Dağlıca'da PKK'ya teslim olan 8 askere ağır suçlama

HAKKARİ’NİN Yüksekova İlçesi’ndeki Dağlıca Taburu’na, 21 Ekim 2007 gecesi PKK’lı teröristler tarafından baskın düzenlenirken, 12 asker şehit olmuş, 17 asker yaralanmış, 8’i kaçırılmıştı. Kuzey Irak’a kaçırılan askerler, BDP’ye geçen kapatılan DTP’li milletvekilleri aracılığıyla Türkiye’ye teslim edildikten sonra Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde yargılandı.

Askeri Mahkeme 12 askerin şehit olduğu Dağlıca saldırısından sonra PKK’lı teröristlere teslim olan 8 askerle ilgili gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, “Daha olumsuz şartlara rağmen atalarımız hayatlarını feda etti. Askerlerin ’şahsi tehlike’ korkusunu yenerek mücadelelerine devam etmeleri, silah bırakarak teslim olmamaları gerekirdi” denildi.

Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, 26 gün önce karara bağlanan 8 askerin sanık olarak yargılandığı Dağlıca Davası’na ilişkin 30 sayfalık gerekçeli kararını açıkladı.

Gerekçeli kararda, göğüs göğüse yaşanan, şehit ve yaralıların olduğu çatışma esnasında, er Ramazan Yüce’nin, teröristlerin “teslim olun” çağrısına uyduğu, teröristlerin yanına doğru Kürtçe konuşarak yaklaştığı, orada bir süre görüştükten sonra üs bölgesindeki mevzilerde teröristlerle çatışan askeri personele hitaben de “Arkadaşlar teslim olun, bunlar bize bir şey yapmazlar. Teslim olanlara bir şey yapılmayacaktır, bana herhangi bir şey yapmadılar” dediği ve askerlerin de buna uyarak teslim olduğu ifade edildi.

Kararda er Ramazan Yüce’nin, ’Görevi İhmal’, ’Askeri itaatsizliğe teşvik etmek’, suçlarından 2.5 yıl ceza aldığı hatırlatıldı. Sanık er Yüce’nin ’Yurt dışına firar’suçundan beraatine, ’Suç ve suçluyu övmek’ile ’Zincerleme olarak basın ve yayın yoluyla bölücü terör örgütünün propogandasını yapmak’suçlarından görevsizlik kararı verildiği belirtildi.

Askeri Mahkeme tanık ve sanık askerlerin ifadelerine dayanarak hazırladığı gerekçeli kararda, vatani görevlerini yapan askerlerin silah bırakıp teslim olmalarının kabul edilemeyeceğini vurgularken şöyle denildi: “Şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun, açıklanan mevzuat hükümleri uyarınca sanıkların (askerlerin) şahsi tehlike korkusunun yenerek mücadelelerine devam etmeleri, silahlarını bırakarak teslim olmamaları gerektiği açıktır. Kurtuluş Savaşı’nda daha da olumsuz şartlara rağmen atalarımızın hayatlarını feda ederek vatanı bizlere emanet etmiş olduklarını gözden uzak tutmamak gerekmektedir. Aksi takdirde yani bu tür insani duyguları bahane edilerek olaya yaklaşılması durumunda, askerlik mesleği ve dolayısıyla vatan savunmasını yapılmayacağı bir gerçektir. Nitekim olay esnasında da yaşanan olumsuz şartlara rağmen üs bölgesinde görevli olan diğer personel, 12 personel şehit olmasına, 17 personel yaralanmasına rağmen canları pahasına çatışmaya devam etmiş, silahlarını bırakıp teslim olmamıştır.”

Mahkemenin gerekçeli kararında, aniden başlayan terörist saldırısı sırasında askerlerin çoğunun hazırlıksız olduğu, irtibat kopukluğu ve sevk idarede görülen olumsuzluklar nedeniyle etkin bir mücadele yapamadıkları anlatıldı. “Olayın gece saatlerinde ve özellikle yoğun sis sebiyle görüşün olmadığı bir sırada yaşandığı anlaşılmaktadır” denildi.

MAHKEMENİN KARARI

25 Aralık 2009’da görülen ve 2 saat süren duruşmada er Ramazan Yüce 2.5 yıl hapis cezasına çarptırılırken, diğer 7 sanık için de ’görevi ihmal’ suçlarından verilen cezalarda ’hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına’karar verildi. 1 yıl 3 ay ile 1 yıl 8 ay arasında değişen sürelerde ceza alan askerlerin, 5 yıl içersinde suç işlememeleri gerekiyor.

PKK ile organik bağ şüphesi

Mahkemece 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan er Ramazan Yüce’nin, teröristlerce örgüt kampına götürüldükten sonra serbest bırakıldığında, diğer askeri personelle tekrar ülke sınırları içerisine gelmesinin, terör örgütü ile organik bir bağ içerisinde olmadığının göstergesi olduğuna değinilen kararda, şöyle denildi: “Sanık, saldırı esnasında kendisi teslim olduktan sonra silah arkadaşlarının da teslim olması yönünde bağırarak telkinlerde bulunması eylemiyle ilgili olarak, ’Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak’ suçundan hakkında kamu davası açılmış ise de bu suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmıştır.”

Haberin Devamı