Apaydın Kampı raporu açıklandı!
‘Apaydın’da askeri eğitim mümkün değil’
Hatay’daki Apaydın Kampı’nı inceleyen Meclis komisyonunun raporu: “Kampta yapılacak silahlı bir eğitimin duyulmaması imkansız. Askeri eğitim verildiği iddiası fiziken ve mantıken mümkün değildir”
ANKARA - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki Mülteciler Alt Komisyonu, 3-5 Eylül tarihlerinde Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün’ün başkanlığında, Apaydın’ın da aralarında bulunduğu Hatay’daki bazı kamplarda gerçekleştirdiği incelemeleri rapor haline getirdi. Rapor bugün toplanacak komisyonda ele alınacak. Rapora göre, inceleme tarihi itibarıyla 103 bin 58 kişi Türkiye’ye giriş yaptı; bu kişilerden 25 bin 206’sı ülkesine geri döndü.
‘Savaşa gidip dönmeleri imkansız’
Raporun, “Sığınmacıların Suriye topraklarına geçerek savaşa iştirak ettiği ve tekrar konaklama merkezine döndüğü iddiası” başlıklı bölümde, şu değerlendirmeler yapıldı: “Söz konusu konaklama merkezi kuş uçuşu Suriye sınırına 5 kilometre, yolların takip edilmesi halinde ise 8 kilometredir. Bu kişilerin gece çıkarak Suriye tarafına geçmesi, sınırdan belirli bir uzaklıkta yaşanan savaşa katılması ve sabaha karşı tekrar merkeze dönebilmesi imkansızdır.” Raporda ayrıca, merkezin 24 saat kamerayla izlendiği ve heyetin inceleme yaptığı dönemde hava sıcaklığının 40 derecenin üzerinde olduğuna dikkat çekildi.
Suriye ordusundan ve yüksek bürokratik makamlardan ayrılanların kaldığı kampta can güvenliğinin sağlanmasının zorunlu olduğu anlatılan raporda, “Nitekim bu kişilere yönelik suikast düzenleneceği veya kaçırılacakları veya yemeklerine zehir katılmak suretiyle zehirlenebileceklerine dair ihbarlar alınmıştır” denildi. Raporda, şu tespitler yer aldı:
KÖYLÜ DUYARDI: Kamp içerisinde yapılacak silahlı bir eğitimin Apaydın Köyü sakinleri, 30 metre mesafedeki Hacıpaşa Beldesi yolunu kullananlar ve Merkez etrafından tarımsal faaliyetler ile uğraşan çiftçiler tarafından duyulmaması veya fark edilmemesi imkansızdır. Özellikle Apaydın Köyü sakinleri tarafından evlerinin çatılarına, yüksek olan su deposu, minare gibi yerlere çıkılması halinde, merkez içerisinde yürütülen her türlü faaliyetin ve eylemin çıplak gözle dahi görülebilmesi ve izlenebilmesi mümkünken, teknolojik araçlarla bu merkezin her an izlenmesi ve takip edilmesi çok daha kolay ve basittir.
MANTIKİ DEĞİL: Fiziki mekan darlığından dolayı, askeri eğitim yapma imkanının dışında, ilave çadır kurmak için bile açık bir alanın bulunmadığı gözlemlenmiştir. Ayrıca burada kalan kişilerin çoğunlukla kadın ve çocuklardan oluştuğu, erkeklerin çoğunun ise 50 yaş üstünde olduğu, geri kalan erkeklerin ise profesyonel asker ve polis ile bürokratlardan oluştuğu göz ününde bulundurulduğunda, bu kişilerin kendi kendilerine veya kadın ve çocuklara askeri eğitim vermeleri mantıken tutarlı bir iddia değildir.
Asayiş sorunu yok!
Raporda, kampta kalanların; kampta, hastanelerde ve sokakta karıştıkları olay sayısının 157 olduğu, bu nedenle sığınmacıların bölgede asayişi bozucu davranışlarda bulundukları iddiasının abartılı bir iddia olduğu kaydedilerek, “Bugüne 155 ve 156 numaralı telefonlara ve kolluk birimlerine herhangi bir ihbar veya müracaatın yapılmadığı belirtilmiştir. Ayrıca esnaf odaları temsilcileri ile yapılan şifahi görüşmelerde kendilerine de böyle bir müracaatın veya şikayetin olmadığı bilgisi alınmıştır” denildi.
Rus gazeteci girememiş
Bir Rus kadın gazetecinin kampa girdiği iddialarına ilişkin olarak raporda, şöyle denildi: “Rus gazetecinin Albay Malik El-Kürdi ile görüşüldüğü iddiasına ilişkin olarak; ilgili kişi ile görüşüldüğünde, kendisinin yıllar önce Rusya’da eğitim aldığı esnada, bu Rus kadın gazeteci ile bir görüşme yaptığını ve haberi yapan kadın bansın mensubunu da o yıllardan tanıdığını ve o zamandan bu tarafa bir daha kendisi ile hiçbir görüşmesi bulunmadığını belirtmiş ve esasen kendisine ait olmayan düşünce ve ifadeler ile o yıllarda çekilmiş bir resminin basın ve yayın organları tarafından kullanıldığını söylemiştir. Söz konusu Rus kadın gazetecinin iki kez kampa girme teşebbüsünde bulunduğunun anlaşıldığı, bunlardan ilkinin normal günlük kıyafetleri ve kimliği ile giriş teşebbüsü olduğu, ikinci bir teşebbüsün ise tesettürlü bir kıyafet içerisinde yapıldığı ancak kendisinin daha önce gelen kişi olduğunun anlaşılması üzerine kendisine hiçbir şekilde kampa giriş izni verilmediği beyan edilmiştir.”