Anlatmazsam vicdan azabından ölürdüm!
Alperen’in olmadığını 16.20 yoklamasında fark ettik, her yeri aradık. Minibüsün içine bakan Dilara (hostes), çığlık atarak geri çekildi... 112’yi aramak istedim Yurdagül Hanım (okulun müdürü) izin vermedi, beni tehdit etti. Ama vicdanım el vermedi, polise gidip gerçeği anlattım
İzmir Çiğli’de öğrenci servisinde unutulduğu için hayatını kaybeden 3 yaşındaki Alperen Sakin’in ölümünde gerçeğin ortaya çıkmasını sağlayan, müdürün baskısına rağmen polise gidip her şeyi anlatan kreş öğretmenlerinden Arzu Gülmez, olay günü yaşananları anlattı. 19 yaşındaki Arzu öğretmenin sözleri, yaşanan ihmaller zincirini de gözler önüne serdi:
Her yeri didik didik aradık
“Olay günü çok kötü bir gündü. Sabah 8’i 5 geçe civarında okula geliyor servis. Ben servisten sonra orada oluyorum. Alperen’in öğretmeni istifa etmişti, başlarında öğretmen yoktu. Öğleden sonraları, 4’ü 20 geçe yoklamayı alıyorum. Alperen’in olmadığını o yoklamayı alınca fark ettim. Dilara öğretmene söyledim. O da ‘Sabah aldık, olması gerekiyor’ dedi. Sonra koşarak Nurcan öğretmene gitti. O da ‘Onu sabah siz almadınız mı’ diye sordu. Sonra servis şoförü Tamer Bey’e sorduk, her yeri aradık. Sınıflara baktık. Bulamadık. Sonra şoför ‘Servise bakalım dedi ve anahtarı Dilara’ya verdi. Sonra servise bakan Dilara, çığlık atarak geri çekildi ve Nurcan öğretmen çocuğu servisten alarak içeri getirdi.”
‘Hapse girersiniz’ dediler
“Alperen’i yere yatırdık. Şoför ‘Su dökelim’ dedi. Acil müdahale eğitimimiz olmadığını söyledim. Okul Müdürü Yurdagül Hanım’ı aradılar. Ambulansı aradığımda bana kızdılar. ‘Biz özel hastaneye götüreceğiz’ dediler. Hep beraber hastaneye gittik. Ben orada fenalaştım ve servise yatırdılar. Okulun müdürü Yurdagül İşgören’in arkadaşı A.S., bana gerçeği anlatmamamı ve kendi söyleyeceklerini anlatmamı istedi. ‘Doğruyu anlatsan geri mi gelecek çocuk. Yoksa hepiniz hapse girersiniz’ dedi. Karakola gidip onların baskısıyla o şekilde ifade verdim. Sonra vicdanımız rahat etmedi ve Nurcan öğretmenle gerçeği anlattık. Eğer gerçekleri söylemesem vicdanım beni rahat bırakmazdı.”
Aileyi teselli ederken kamera kaydını sildiler
Okulun sahibi Yurdagül İşgören, özel hastanede aileye çocuklarının uykuda öldüğünü söyleyince anne Buket Sakin, oğlunun son görüntülerini izlemek istedi. Ancak İşgören bir yandan aileyi teselli ederken öte yandan okulu arayıp kamera kaydının çıkarılması talimatını verdi. Acılı anne oğlunun görüntülerini izleme konusunda ısrarını sürdürünce okulun sahibi, “Bugün bozuktu, çalıştıramadık, kayıt alamadık” gibi mazeretler öne sürdü. Kamera kaydı, İşgören’in evinden çıktı.
Alperen’i servisten kollarında çıkardı
Alperen’i servisten kucağında çıkaran kreş öğretmenlerinden 28 yaşındaki Nurcan Altıok da, yaşananları gözyaşlarıyla anlattı: “Alperen’i bulamayınca şoför Tamer Bey ‘Servise bakalım’ dedi. Anahtarı aldım, kapıyı Dilara açtı. Çığlık attı, ben öne geçtim. İkinci koltukta oturuyordu. Rengi, durumu hiç iyi görünmüyordu. 3 yaşındaki çocuğa ölümü konduramıyorsunuz. Sonra okula aldık, ama ilk müdahale eğitimimiz olmadığı için müdahale etmedik. Hastaneye kaldırdık. Bu sırada diğer çocuklar görüyordu. Bana çocuklar ‘anne ne oldu’ diye ağlamaya başladılar. Alperen’i o şekilde görmemeleri gerekiyordu. Ben de üzerine örtü örttüm.”
Cezalarını çeksinler
“Alperen’in ailesi hastaneye gelince öldüğünü söylediler. Annesi bana sordu, nasıl öldüğünü. Ancak söylemeye gücüm yetmedi. Sonuçta o bir anne ve yavrusu ölmüş. Arzu’ya gerçeği anlatmaması konusunda baskı yaptılar. Sürekli bunu telkin ediyorlardı. Doğruyu söylesek bile çocuğun geri gelmeyeceğini ve bizim de hapse gireceğimizi söylediler. Ben eşimle konuştuktan sonra doğruyu söyledim. Arzu’ya da korkmamasını ve gerçeği anlatmasını istedim. Hatta bana olayı ‘Sen üstlen’ dediler. Ben niye öyle bir şey yapacağımı sordum. Olayı ört bas edemezdim. Giden 3 yaşında bir can. Kim sorumluysa cezasını çeksin.”