Amiral gemisi olmalıyız’
Prof. Dr. İbrahim Keleş, “Köklü bir üniversite olarak amiral gemisi olmamız lazım.” dedi
İstanbul Üniversitesi rektörlüğü için yarış başladı. Rektör adaylığı için 1 Haziran’da dilekçesini veren İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Keleş, neden aday olduğunu, hedeflerini VATAN’a anlattı. “Doğma büyüme İstanbul Üniversiteliyim. Yani liseden sonra 1976 yılında üniversiteye girdim. Üniversitemi seviyorum” diyerek kendisini tanımlayan Keleş, rektörlük için birden fazla adayın olmasını beklediğini, böyle özgür düşünce ve fikirlerin olabileceğinin altını çizdi. Üniversitenin akademik durumunun ve potansiyelinin bu olmadığı, üniversitenin layık olduğu çok daha ileri pozisyona gelmesini arzu ettiği, zayıflayan üniversite mensubiyet duygusunun kazandırılması için böyle bir yola çıktığını belirten Keleş, “Türkiye’nin ilk ve en köklü üniversitesi, fakültesi sayısı, kadrosu ve personeli olarak bir şehir gibi. Olması gereken dünyada ilk 100’e girmemiz. Bizim amiral gemisi olmamız lazım. Ama maalesef öyle değil. Bakıyorsunuz yeni kurulan bir üniversite ya da Anadolu’daki bir üniversite sizden çok daha ileri icraatleri yaptığını görüyorsunuz. Yüz naklini niye İÜ yapmasın. Ama Plastik Cerrahi bölümünün içi boşaltılmış durumda, tek öğretim üyesi var. Üniversitemizin deprem araştırma merkezi yok. Niye olmasın? Dünyada servis verecek merkez olabilir. Bunlar zor şeyler değil’ dedi.
Öğretim üyeleriyle birebir görüşme
Üniversitenin yaklaşık 2650 öğretim üyesi olduğunu, özellikle kadın öğretim üyelerine pozitif ayrımcılık yapacağını vurgulayan Keleş, adaylığı için öğretim üyeleriyle birebir görüştüğünü belirterek, “Sırça köşklerde oturan bir insan olmam. Sorunlar yerinde çözülecek. Kapım ve telefonum devamlı açık olacak” diye devam etti. “Adaylığım için başta ailem, öğretim üyesi arkadaşlarım, işadamları ve Ankara’yla istişareler yaptım” da diyen Keleş, öğretim üyelerinin özgür ve iyi çalışma ortamının olması gerektiğini, böyle bir ortamda ancak üretibileceklerini söyledi. Öğretim üyelerinin yeni kurulan üniversitelere gitmesiyle kan kaybettiklerini de belirten Keleş, ‘bunu durdurmalıyız” dedi.
‘Öğrencilerle birlikte yürürüm’
Türkiye’nin 2023 vizyonuna uygun olarak üniversitenin de bu vizyona uygun olması için gece gündüz çalışmaları gerektiğini ve bu yönde projeleri olduğunu da söyleyen Keleş, “Dünyayla yarışmamız lazım, niye bir Harward, Oxford değliiz. Olabiliriz, daha köklü medeniyetimiz var. Kuran’ımızın ilk ayeti oku, hangi dinde var? Zem zem sularının çıktığı 16 kuyudan her gün alınan numuneler Pasteur Enstitüsü’nden inceleniyor. Niye bu İÜ’nün enstitüsünde olmasın? Su Ürünleri Fakültesi’nin 3 gemişi yatıyor. Piri Reis gibi görevli olabilir. Düşen pilotlarımızın cesetlerini, eşyalarını bulabilecek, araştırma yapabilecek donanıma sahip olabilir. Niye olmasın? Bağımlılık enstitüsü kurmayı düşünüyorum. Köklü, oturmuş bir üniversitenin kendisiyle değil dünyayla uğraşması gerekir. Böyle bir üniversite olarak da dünyadaki açlığı sona erdireceğiz. Dev projelerimiz var” şeklinde konuştu.
“İstanbul Üniversitesi hepimizin. Siyaset yok, amacımız bilim ve ülkemize şahane bir İÜ kazandırmak” diyen Keleş, öğrenciler için Londra Hyde Park’ın Speakers Corner köşesi gibi merkez kampüste bir ortam oluşturacağını belirterek, “Yasalar çerçevesinde öğrenciler burada konuşacak, protestosunu yapacak, pankartını açacak. Öğrenciler gözümüzün nuru. Tam özgür olacaklar. Gerekirse öğrencilerle ben de yürürüm, protestolarına katılırım. Öğrencileri aşırı derecede seviyorum” dedi.