Alman ders kitabında Türklere 'evcil olun' uyarısı!
Yangında ölen vatandaşlarımız için küstah ifadeler kullanıldı
Solingen'de hayatını kaybedenler yıldönümlerinde anılıyor. Katliamı masum gösteren metin 7. sınıf kitabında yer aldı.
Almanya, ders kitaplarında Solingen kundakçılarını akladı. Ülkede yangınlar ardı ardına devam ederken, Solingen kundakçısının 7. sınıflar için hazırlanan ders kitaplarından aklandığı büyük bir skandal ortaya çıktı.
Zaman Gazetesi'nden Ramis Kılıçarslan'ın haberine göre 7. sınıflar için hazırlanan yardımcı ders kitabında Solingen faciasıyla ilgili endişe verici ifadeler kullanılıyor. Facianın faillerinden Marco'nun (Markus Gartman) 'aslında suçsuz olduğunu' iddia eden kitabın ilgili bölümünde Almanya'daki Türkler hakkında da ırkçılığı körükleyen görüşler dile getiriliyor. Okuyanları dehşete düşüren cümlelerden bazıları şöyle: "Marco, onlara ders vermek istemişti. Onlar, burada görülmek istenmediklerini nihayet anlamalıydılar. O sadece biraz korku salmak istemişti ki, onlar Anadolu'larına gitsinler. Merdivenlerin ahşaptan olması, o gün çocukların üst katlarda yalnız bulunmaları tatsız bir tesadüftü. Bu Türkler belki de daha evcil olmalıydılar. Her halükarda ebeveynleri suçlu. Anadolu'da kalsalardı yangında ölen iki çocuğa hiçbir şey olmazdı. Şimdi herkesin Türkleri severmiş gibi yapmasını Marco anlamıyor. Bu yalakalıkları duyunca midesi bulanıyor."
Yedinci sınıf öğrencilerine hece ayrımı alıştırması için okutulan metnin içeriğinin hiç eleştiriye tabi tutulmadan sunulması endişeye sebep oldu. Okuldaki öğrencilerin velileri de ifadelerdeki teşvik edici mahiyete dikkat çekerek, rahatsızlık duyduklarını açıkladı. Lauenburg Türk Aileler Birliği yöneticisi Yıldız Frühauf, metnin yabancı düşmanlığını körüklediği iddiasıyla okul aracılığı ile Cornelsen Yayınevi'ne bir mektup gönderdi. Şimdiye kadar olumsuz bir tepki almadıklarını belirten yayınevi sorumluları, genç yazarın böyle bir düşüncede olmadığını savunarak, metnin bir sonraki baskıda çıkarılacağını söyledi. Ancak aynı yayın evi, kitabın ne zaman düzeltilerek baskıya gireceği konusunda ise bir açıklama yapmadı. Yıldız Frühauf'un yaptığı açıklamada, olaydan öğrenciler sayesinde haberdar olduğunu belirterek, "Duyunca adeta şoke oldum. Kimse bizden bunu anlayışla karşılamamızı bekleyemez. Kaldı ki başta eşim, burada konuştuğum Almanlar da benimle aynı fikirde.' diyerek, kitabın bir an önce toplatılmasını istediklerini ifade etti. Uzmanlar da söz konusu metnin hece bölmesinde kullanıldığı için akıllarda yer etmesinden endişe duyuyor. Bu arada söz konusu metnin, "Erwachsene Reden. Marco hat was getan" isimli kitaptan bir alıntı olduğu belirtilip, yazarın şu anda tatilde olduğu, bu yüzden görüşmenin mümkün olmadığı bildirildi. Solingen'de 29 Mayıs 1993'te Türklerin oturduğu bir binanın aşırı sağcı Almanlar tarafından yakılması sonucu Hülya Genç (9), Gülistan Öztürk (12) ve Hatice Genç (18) olay yerinde, Gürsün İnce (27) ile Saime Genç (4) ise hastanede hayatını yitirdi. Yakalanan kundakçılardan Markus Gartman 15 yıl, Felix Köhnen, Christian Reher ve Christian Bucholz ise 10'ar yıl hapis cezasına çarptırıldılar.
İşte kitaptaki şok ifadeler
"Marco, böyle olmasını istemediğini söylüyor. Onlara ders vermek istemişti. Onları korkutmaktı arzusu. Onlar, burada görülmek istenmediklerini nihayet anlamalıydılar. Marco, herkesin böyle düşündüğünü söylüyor. Marco, bu şekilde konuşan yetişkinlerin isimlerini sayabilir. Onların sadece cesaretleri yok. Yetişkinler konuşur. Yetişkinler yan çizerler. Marco bir şey yaptı. Marco, herkesin neden kendisine karşı olduğunu anlayamıyor. Her şey sadece tatsız bir tesadüftü. O sadece onlara biraz korku salmak istemişti ki, onlar Anadolu'larına gitsinler. Bunu herkes zaten böyle istemiyor mu? Fakat diğerleri sadece konuşuyorlar. Merdivenlerin ahşaptan ve yıpranmış olması sadece tatsız bir tesadüftü. Hem de o gün çocukların üst katlarda yalnız olmaları ve aşağıdaki dairelerin boş olması tatsız bir tesadüftü. Bu Türkler belki de daha evcil olmalıydılar. Her halükarda ebeveynleri suçlu. Yangında iki çocuğun ölmesine Marco çok üzülüyor. Anadolu'da belki de daha güzel bir hayatları olurdu. Anadolu'da kalsalardı onlara hiçbir şey olmazdı. Ancak Marco bu telaşı anlamıyor. Şimdi herkesin Türkleri severmiş gibi yapmasını anlamıyor. Bu yalakalıkları duyunca midesi bulanıyor. Daha önce hepsi başka konuşuyordu. Elbette çocuklar için bu bir şanssızlık. Ancak Marco'nun aslında hiçbir suçu yok."