'Al yine sat' der gibi
Talihsiz E.Y. hâlâ kendisini satan babasının yanında
Antalya’da 6 yıl önce 13 yaşındayken babası Osman Y. tarafından, inşaat malzemesi ticareti yapan 54 yaşındaki Yusuf A.’ya sözleşmeyle 5 bin lira karşılığında satılan ve bu kişinin tecavüzüne uğradığı belirtilen 19 yaşındaki E.Y.’nin koruma altında olmadığı ortaya çıktı. Sivas’ta kendisini satan babasının evinde yaşayan E.Y. kimseyle konuşmazken, annesi Gülay Y. kızını satın alan Yusuf A.’nın cinsel istismar suçundan tutuklandığını öğrenince “Biz bu olayın kapandığını biliyorduk” dedi.
İlköğretim okulu öğrencisi kızın babası tarafından sözleşmeyle satılması ve alan kişinin de kıza tecavüz ettiği iddiasıyla hakkında Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada ‘cinsel istismar’ suçlamasıyla tutuklanması basında geniş yankı uyandırdı.
E.Y.’nin 6 yıl önce okuldaki öğretmenine başından geçeni anlatmasıyla ortaya çıkan ’sözleşmeli satış’ olayı ile ilgili dava, Antalya ve Kemer’deki Asliye Ceza Mahkemeleri arasında görevsizlik ve yetkisizlik kararlarıyla gidip geldikten sonra nihayet Antalya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Pazartesi günü yapılan ilk duruşmada tutuksuz yargılanan sanıklardan E.Y.’yi 5 bin lira karşılığı sözleşmeyle alan ve tecavüzle suçlanan Yusuf A. ‘cinsel istismar’ suçlamasıyla tutuklanırken, bu kişiye kızı E.Y.’yi satan babası tutuksuz sanık Osman Y. ise duruşmaya gelmedi. Sözleşmeyle satışa konu olan ve şimdi 19 yaşına giren E.Y. de Ağır Ceza Mahkemesi’nde henüz ifade vermedi.
Kamuoyunda infial yaratan olayın yargıya yansımasının ardından Antalya’dan ayrılan Osman Y. memleketi Sivas’a yerleşti.
Sivas’ta kentin gecekondu mahallelerinin birindeki babasının evinde yaşayan E.Y. kapıda gazetecileri görünce içeri kaçarken, annesi Gülay Y., “Biz olayın kapandığını biliyorduk. Şimdi bu nereden çıktı. Biz bir şey bilmiyoruz” dedi. Eşi Osman Y.’nin, oğlu 21 yaşındaki İsmail Y. ile birlikte 4 ay önce inşaatlarda çalışmak için Antalya’ya gittiğini söyleyen Gülay Y., 5 çocuğundan 2 büyük kızının evli olduğunu söyledi.
“Psikolojik yardım gerekli”
Gazeteciler Gülay Y. ile konuşurken Sivas Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne bağlı Aile Danışma Merkezi’nden iki uzman eve geldi. Uzmanlar, yaklaşık 1 saat 15 dakika evde E.Y. ile görüştü. Uzmanlar E.Y.’nin olayın etkisinden kurtulamadığını, psikolojik yardıma ihtiyacı olduğunu söylemekle yetindi. Osman Y. ise tüm aramalara rağmen bulunamadı.
E.Y.’yi babasından sözleşmeyle alan 54 yaşındaki Yusuf A.’nın tutuklandığı davada mahkemeye gösterdiği adresler boş çıktı. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in ilgili Antalya Emniyet Müdürlüğü’nden bilgi istediği kaydedildi. Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, bunun üzerine Yusuf A.’nın olay tarihinde oturduğu adresi belirlemek için çalışma başlattı.
Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü de E.Y.’nin okul durumuyla ilgili bilgi edinmek üzere müfettiş görevlendirdi. Yapılan incelemede olayı ortaya çıkartanın ve E.Y.’nin o tarihte öğrenim gördüğü Ahmet Coşkun Bulut İlköğretim Okulu’ndaki matematik öğretmeni ve aynı zamanda sınıf rehber öğretmeni Burçe Tuncer olduğu tespit edildi.
Antalya Valiliği’nden ’Basında yer alan E.Y. hakkındaki haberler’ başlığıyla yapılan yazılı açıklamada, “Olayın adliyeye yansımasından hemen sonra 2006 yılı mayıs ayı içinde aile Antalya dışına taşınmıştır. E.Y. ve ailesinin halen Antalya’da yaşamadığı tespit edilmiştir. 2006 yılında yukarıda belirtilen süreçle ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na da bilgi verilmiştir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Olayı açığa çıkaran öğretmen VATAN’A konuştu: ‘Annesi kızının ‘yalancı’ olduğunu söyledi’
E.Y’nin 6’ncı sınıftayken başına gelen akılalmaz olayı açığa çıkaran o dönemdeki rehberlik öğretmeni Burçe Tuncer, E.Y’nin hikayesine ilişkin şunları söyledi: “Görev yaptığım okulun öğretmenlerine o dönemde aile içi şiddet, taciz, cinsel istismar gibi konularda seminer almıştık. E.Y’nin sınıfında dersim olduğu gün öğrencilerime ‘Kimseye anlatamadığınız, ailenizden bir eziyet görüyorsanız, kendinizi utandıracak bir durumunuz var ise benimle çekinmeden paylaşın’ dedim. Yüz yüze ya da yazışarak da konuşabileceğimizi anlattım. Tam bu sırada E.Y durup dururken ağlamaya başladı. Hemen onu sınıfın dışına çıkardım. Ben bu konuşmayı yaparken aklına ne geldiğini sordum. Bana önce haftasonları bir yerde çalıştırıldığını, patronunun bazı haftasonlarında onu otele götürdüğünü söyledi. ‘Otelde sana ne yapıyor?’ dediğimde ise o kişinin canını çok acıttığını söyledi. E.Y’i fazla yıpratmamak için onu sınıfa götürdüm ve bir daha bu konuyu konuşmadık. Okul idaresi ile birlikte aile ile görüştük. Vicdanen çok rahatsız oldum. E.Y ağlarken bana bakıyordu sürekli, ‘Beni sakın bırakma öğretmenim’ der gibiydi. Annesi ile konuştum, bana ‘Çocuk yalan söylüyor’ dedi, o kişiye çok güveniyorlardı. Haziran’da İstanbul’a gittiler. E.Y’ye çok yazık oldu, olayın 6 yıl sonra gündeme gelmesi çok daha acı.”