AKP'li vekilden hadisli eleştiri!
'HZ. Ömer özür dilemişti...'
AK Parti'de de farklı seslerin yükselmesine neden olan kızlı-erkekli tartışmasına, AK Parti kurucularından Fatma Bostan Ünsal'ın 'çok tehlikeli bir durum' diye eleştirmesinden sonra kulislere göre Erdoğan'ın en güvendiği isimlerden biri olan Ankara milletvekili Zelkif Kazdal da muhalefet etti.
Kızlı-erkekli öğrenci evleriyle ilgili konuşan AKP'li Kazdal, "Öğrenci evi diye bir şey yok. Tutmuş delikanlı evini, oturuyor. Suç yoksa meskene girilemez" dedi.
Radikal gazetesinden Tarık Işık'ın haberine göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kız-erkek karışık kalınan öğrenci evleri ile ilgili yasal düzenleme yapılabileceği yönündeki sözlerinin ardından AK Parti Ankara Milletvekili Zelkif Kazdal, mesken dokunulmazlığı tartışmasına Hz. Ömer’in bir ‘kıssa’sı ile dikkat çekti. Kazdal, Twitter hesabından ‘Hz. Ömer içki içen sahabeden özür diledi’ başlıklı kıssayı paylaştı.
AK Partili Zelkif Kazdal, öğrenci evleri tartışmasının işlenen suçlar, karışık kalınan evler ve yurt gibi işletilen yerlerle ilgili bir tartışma olduğunu söyledi. Tartışmanın hukuki ve ‘değerler’ açısından iki boyutu olduğunu söyleyen Kazdal, Hz. Ömer’le ilgili kıssaya ilişkin tweet’i değerlendirirken, “Değersel bir ölçü olabilir diye paylaştım. Kamuoyundaki tartışmaya bir katkı yapmak istedim. Sayın Başbakanımızın çizdiği çerçevenin anlaşılabilmesi için konunun her açıdan ortaya konulması lazım” dedi.
‘Hz. Ömer devlet başkanıydı’
Twitter’da üç ayet paylaştığını dile getiren Kazdal, “Mesken dokunulmazlığı orda çok açık; izinsiz olarak bir eve girilemeyeceği... Hz.Ömer o zaman devlet başkanıydı. Sıradan İslami duyarlılığı olan birisi olarak eve girmiyor... Bir devlet başkanı suç olduğunu düşündüğü bir olaya şahit oluyor. Ona müdahale etmeye kalkıyor. O kıssa da bu özellik taşıdığı için önemli” dedi. Kazdal şunları söyledi: “Değersel olarak, kendi dünya görüşüm açısından konuya bir yaklaşımım var. Bu benim değerlerimle ilgili bir şey. Ama bir de hukuk var. İnsanlık tarihinin bin yıldır ürettiği mesken masuniyeti diye bir şey var. Olayın hukuki tarafı farklı bir şey, değersel tarafı başka bir şey. Hukuki açıdan çok belli; Bir meskene devletin herhangi bir organının müdahale edebilmesi için orada bir suç olması lazım, bir vaka olması lazım. Bir suç yoksa, bir şikâyet yoksa, savcı ve hâkim kararı yoksa durup dururken bir meskene hiç kimse müdahale edemez, giremez.”
Kazdal, erkekli-kızlı öğrencilerin aynı evde kalması ile ilgili ise “Her evde kız-erkek beraber kalıyor. Nikâhlıdır, nikâhsızdır... Ben evliyim, üç tane de kızım var. Evimde 4 bayan var, bir tane erkek var. Bunun ölçüsü yok” dedi. Öğrenci evi diye bir ayrım olamayacağını dile getiren Kazdal, “Böyle bir ayrım yapamazsın ki... 18 yaşını geçtikten sonra ‘öğrenci evi’ diye bir şey mi var? Tutmuş delikanlı evini, oturuyor. Bu işin ayrımı yok. Suç yoksa, adli bir vaka yoksa bu işin ayrımı olmaz” diye konuştu.
‘Ben bir, sen üç hata işledin’
“Hz. Ömer bir gece Medine’de dolaşıyordu. Evlerin birinden şarkı sesleri duydu. Duvara tırmanıp içeri girdiğinde hoşlanmadığı bir manzara gördü ve içerideki adama çıkıştı: Ey Allah’ın düşmanı, yaptığın kusuru Allah’ın örteceğini mi zannettin diye bağırdı. Adam: Ey mü’minlerin emiri; Dur, acele etme. Eğer ben, Allah’a karşı bir hata işlediysem, sen üç hata işledin; Allah Teala, ‘Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın’ (Hucurât 49/12) buyurduğu halde, sen ayıp araştırdın. Allah, ‘Evlere kapılardan girin!’ (Bakara 2/189) buyurduğu halde, sen duvara tırmandın. Allah, ‘Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahiplerinden izin isteyip onlara selam vermeden girmeyiniz’ (Nur 24/27) buyurduğu halde sen evime izinsiz girdin diye karşılık verince Hz. Ömer, ‘Eğer ben seni affedersem sen de beni affeder misin?’ dedi. Adam, ‘Evet’ deyince, Hz. Ömer, çıkıp gitti.”