Akaryakıt, otomotiv, tarım, bankacılık, emlak, enerji her şey değişiyor! Yeni dönem Paris İklim Anlaşması sonrası başlıyor
Paris İklim Anlaşması sonrası hayatımız tümden değişecek. Akaryakıt, otomotiv, tarım, bankacılık, emlak, enerji sektörlerinde büyük değişim yaşanacak. Attığımız adıma, aldığımız nefese kadar yeni bir dönem başlayacak. Yeni bir kalkınma modeli geliştirilecek. İşte tüm detaylar...
Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylamasıyla birlikte; üretimimizden sofradaki sebzeye, attığımız adımdan düğünlere ve hatta aldığımız nefese kadar hayatımızda yeni bir dönem başlayacak.
Bu değişimlerden bazıları şöyle:
TEMİZ NEFES ALACAĞIZ
- Çok daha temiz ve sağlıklı hava soluyacağız. Verilere göre Türkiye’nin yüzde 60’ı kirli hava soluyor. Başta fosil yakıtlar olmak üzere kirleticilerin hayatımızdan çıkmasıyla birlikte hava kalitesi artacak.
- Uçaklarda kullanılan yakıtlarda dönüşüm yaşanacak. Yakıtını dönüştürmeyen hava yollarının uçuşları azalacak. Havalimanları çevreye duyarlı iklim değişikliğini körüklemeyen yeşil kriterlere göre işletilecek.
- Tren ve bisiklet gibi çevreye duyarlı ulaşım araçları yaygınlaşacak. Toplu ulaşım araçlarının kullanımı teşvik edilecek.
YENİ KALKINMA MODELİ
- Türkiye’nin ekonomisi zorunlu olarak yeniden şekillenecek. Yeni bir kalkınma modeli hazırlanacak. İdari ve mevzuat yapılanmasında düzenlemelere gidilecek. Çalışmaları yürütülmekte olan iklim kanunu ile çevre ve iklim konuları tek merkezden yürütülecek. Çok başlı yapı ortadan kaldırılacak. Sektörel birliktelik sağlanacak.
- Sağlıklı yaşam ve çevreyi gözeten yeni teknolojilere inovasyona yönelinecek. AR-GE faaliyetleri bu yöne kayacak.
- Sanayiciler başta olmak üzere ihracat yapan tüm firmalar, Avrupa’nın “sınırda karbon vergisine” takılmamak için üretim teknolojilerini yeni kriterlere göre yenileyecek. Üretilen makina, motor, tekstil, gıda, demir, çelik gibi her ürünün ne kadar sera gazı emisyonu saldığı bilinecek ve uluslararası standartlara ulaşması için azaltılacak. Azaltamayan karbon vergisi verecek.
KOLAY KREDİ ALINACAK
- Türkiye her ne kadar 100 milyar dolar olarak açıklanan Yeşil İklim Fonu’na ulaşamasa da başka fon kapıları açılacak. Özellikle belediyeler ve özel sektör yeşil dönüşüm nedeniyle uluslararası zeminde ayaklarını daha sağlam basacak ve kolay kredi bulabilecek. Dünya Bankası’nın diğer fonlarına kolay ulaşılabilecek. Bu çerçevede Türkiye, Almanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa kalkınma bankalarıyla yeşil dönüşüm eksininde daha şimdiden 3 milyar dolarlık hibe ve kredi fonu için müzakereler yürütüyor.
- Ekim ayının sonunda Glasgow’da gerçekleştirilecek BM İklim Çerçeve Sözleşmesi’ne taraf ülkeler (COP26) toplantısında masaya oturacak, söz sahibi olacak. Türkiye’yi fon açısından sıkıntıya sokan gelişmiş ülkeler statüsü olan Ek-1 listesinden çıkmak için Türkiye sesini daha gür çıkaracak. Uluslararası çıkarlarını daha güçlü koruyabilecek.
- İktidar ve muhalefet partilerinin uzlaştığı neredeyse tek konu olan iklim krizine yönelik toplumda yaygın bir farkındalık kampanyası yürütülecek.
ÇEVRE DOSTU ŞEHİRLER
- Yeni istihdam alanları açılacak. İhracatçı firmalar sera gazı salımını takibi için yeni istihdam alanı açmak zorunda kalacak. Firmalara ürettiği ürünün ne kadar sera gazı salınımına yol açtığı, karbon ayak izinin ne olduğunu denetleyecek, standartları belirleyecek ve belgeyecek yeni sertifikalandırma şirketleri kurulacak. Her 1 milyon dolarlık yatırımın, sürdürülebilir enerjide 15-30, çevre dostu şehir alt yapılarının geliştirilmesinde 10-15, atık ve geri dönüşümde 15-40 kişiye yeni istihdam yaratma potansiyeli olduğu hesaplanırken; 1 milyon dolarlık kömür yatırımının inşaat aşamasında ise bir, termik ve maden işletmesinde iki kişiye istihdam yarattığı hesaplanmakta.
- Yeşil teknolojik dönüşümü sağlayacak yeni teknolojik firmalar ortaya çıkacak. İklim tabanlı teknolojinin finansmanında değişimler yaşanacak.
- Fosil yakıt olan kömür hayatımızdan kademeli olarak çıkacak. Türkiye uzun vadeye yayarak gerçekleştireceği planlama ile kömür tüketimini 2053’e kadar sıfırlayacak.
- Kömürle çalışan termik santraller yeşil dönüşüm kapsamında belli bir planlama dahilinde tek tek kapanacak. Bu santrallerde çalışanlar ile şehir hayatı mağdur edilmeyecek, yeni kalkınma yolları, formüller aranacak.
ENERJİDE YEŞİL DÖNÜŞÜM
- Artık yerli ve yenilenebilir enerjiye daha yoğun yönelinecek. Rüzgar, güneş ve hidrolik santrallere odaklanılacak. Rüzgar ve güneşi merkeze alan bir enerji dönüşümü, teknoloji içeriği yüksek bir sanayi gelişimini de sağlayabilecek.
- Enerji verimliliği yüksek olan konutlar, işyerleri, sanayi ve tarım tesisleri yapılacak. Sera gazı emisyonlarınnın yüzde 72’si enerji, yüzde 13’ü tarım sektöründen kaynaklanıyor. Yeşil dönüşümlerle birlikte bu oranlar giderek azalacak.
- Karbon yutak alanları olan orman alanları artacak. Ağaçlandırma ve yeşil alanların çoğalması hız kazanacak.
- Hayatımızın en mutlu anları olan düğünlerde de yeşil dönüşüm yaşanacak. Düğün karbon nötr sertifakası hazırlanacak. Düğün benzeri toplu sosyal organizasyonlar karbon nötr stardartları ekseninde belgelendirilecek. Örneğin havai fişek tümden yasaklanacak veya sınırlama getirilecek. Müzik başta olmak üzere enerji tüketimine yönelik standartlar belirlenecek.
- Anlaşma ile iklim değişikliğine uyum kolaylaşacak. Dünyadaki sel, kasırga, orman yangınları fibi felaketler sera gazı emisyonları düşse bile devam edecek. Ancak iklim değişikliğine ne kadar uyum sağlanırsa bu felaketler hayatımızda daha az görünür hale gelecek. Ayrıca erken uyarı sistemleri kurulacak.
- Su kaynakları korunacak, özellikle içme sularının kirlenmesi engellenerek daha verimli kullanılacak. Temiz dere ve göllere ulaşılacak.
İLERİ ARITMA TESİSLERİ
- Marmara’ya 5 milyon metreküp atık su bırakılması örneğinde olduğu gibi denizleri kirletecek faaliyetler yeşil teknoloji ile durdurulacak. Bu amaçla ileri atık su arıtma tesisleri yapılacak.
- Gübreler başta olmak üzere toprağı ve suyu kirleten kirleticilere yönelik düzenliyici önlemler alınacak. Yüzey suların en az yüzde 76’sı kirlenmiş durumda. Sebze ve meyvelerin klorlu sularla bekletilerek yıkanması için daha fazla su harcanmayacak. Vahşi sulama sonlandırılacak, damlama sulama gibi yeni sulama tekniklerinin yaygınlaşması sağlanacak.
- İnşaat sektörü sera gazı salımının azalmasından etkilenecek ve sıfır emisyon binalara yönelecek. İyi bir yalıtım, ısı geçirmeyen ışık geçiren camlarla doğalgaz ve klima yükü azaltılacak. Bina çatılarında güneş panelleri kullanılarak, binanın tükettiği suyun ısınması ve kullanılan elektrik enerjinin bir kısmı karşılanacak.
- Avrupa’da olduğu gibi halojen lambalar yerine led lambaya geçilecek.
- Ev ve iş yerlerinde sıfır atık modeli uygulanacak, çöp depolama olmayacak. Atıklar kaynağında ayrıştıralarak, toplanacak.
- Fosil yakıtlar kapsamındaki benzin ve dizel araçlar piyasadan çekilecek. Daha fazla hibrit ve elektrikli araç kullanılacak. Otomotiv sektörü bu dönüşümü sağlamak zorunda kalacak. Türkiye daha çok elektrikli araç üretimi ve ithali gerçekleştirecek. Kamudaki kiralanan araçların Türkiye’de üretilme zorunluluğu var. Hibrit ve elektrikli araçlar da kriterler arasına girecek. Böylece ulaşımdan kaynaklı yüzde 40’lara varan hava ve çevre kirliliği gittikçe azalacak.
- Hibrit ve elektrikli araçlara yöneliş oto sanayisine de yansıyacak. Benzin ve dizel araç tamircileri artık elektrikli araç tamircilerine dönüşecek. Teknik tamir bilgilerini bu yönde revize edecek.
SEBZE MEYVEYE ‘SOĞUK ZİNCİR’
- Sebze meyve, üretimden tüketiciye gelinceye kadar soğuk zincirle taşınacak böylece yüzde 35 kayıp önlenecek. Atık azaltılacak, gıda atıklarından hayvan yemi ve organik gübre üretilecek.
- Kaçak kuyu suları artık kullanılamayacak. Üretilen ürünler o coğrafyanın özelliklerine uygun ürün deseni doğrultusunda belirlenecek. Örneğin suyun az olduğu yerde şeker pancarı yetiştirilmeyecek.