AK Parti'nin Mardin hesabı!
Mardin’de HDP son seçimlerdeki gücünü daha da artırıp, 5 vekil almayı hedefliyor. AKP adaylarına Arap seçmenin tepkisi bu şansı artırıyor. AKP’nin kentle ilgili hesabıysa HDP’nin barajı aşmaması.
2011 Genel Seçimi’nin nabzını tutmak için Arap, Türk, Kürt, Süryani, Ezidilerin birlikte yaşadığı tarihi, kadim kent Mardin seçimin kritik olduğu illerden. Al Jazeera'den Burhan Ekinci bölgenin nabzını tuttu. Buna göre bölgede öne çıkan iki parti var biri AK Parti diğeri HDP... Ekinci'nin izlenimleri şöyle;
AK Parti’nin kentteki yoğun çalışmasına tanıklık etmiştim. Teşkilâtın yoğun çalışması kentin seçim atmosferini de etkilemişti. Bu yıl o atmosfer pek görülmüyor. Sadece kent genelinde parti flamalarının oluşturduğu renk var.
“Baraj altında kalsınlar”
Kentte hangi AKP’liyle konuşsam, HDP’nin baraj altında kalmasını istiyor. "Çözüm süreci bundan etkilenmez mi?" diye sorduğumda, “Hayır niye etkilesin ki, daha da hızlanır. Çözüm süreci hızlı trene binmiş gidiyor” düşüncesindeler. Hiçbir AK Parti'liden “HDP barajı geçsin” sözünü duymuyorum. Kentin tüm vekillerini almak için de rakip partinin baraj altında kalmasını istedikleri belli.
“Erdoğan’a başkanlık” yolunun da bundan geçtiğinin farkındalar.
'Baraj sorunumuz yok'
HDP kanadında morallerin yüksek olduğu görülüyor. Bir partilinin “10 bin çalışanımızla sahadayız” sözü bu durumu özetliyor. Partililerde barajı aşmama kaygısı yok. Hepsi aşacaklarına inanıyor. İnanç bu olunca da son yerel seçimde il genelinde aldıkları oy oranlarını bildikleri için “Kentin dört vekilini kesin alıyoruz. Beşinci vekili de alacağız” düşüncesi hâkim oluyor.
Midyat’ta sohbet ettiğimiz bazı yaşlılar “İnşallah barajı aşarız” diyor. “HDP dilimizdir, bizimdir” diyen 65 yaşındaki Şeyhmus Altun, HDP’nin barajı aşmaması durumunda bölgenin karışacağını, geçmesi durumunda huzurun devam edeceğini savunuyor. 64 yaşındaki Mehmet Gümüş, AKP’nin beklentilerini karşılamadığı için HDP’ye yöneldiklerini belirterek “Huzur, barış istiyoruz” ifadelerini kullanıyor.
Kentte sohbet etme şansı bulabildiğim birçok gencin eğilimi HDP’den yana. Üniversiteli bir kadın, babasının korucu olduğunu, AK Parti’ye oy verdiğini hatırlatıyor, kendisinin HDP’ye vereceğini söylüyor.
Midyat’ta lokantada çalışan Mehmet Zahir Yılmaz da aynı şeyi söylüyor. Erdoğan’ın güzel şeyler yaptığını ama ondan sonra hükümetin hataları olduğunu dile getirerek, “Bu seçimde HDP’ye oy vereceğim” diyor. Mardin'de sohbet ettiğim gençler, çözüm süreci konusunda güvensizler.
Gençler sürece inancını yitirmiş
Karayolları Parkı’nda üç üniversite öğrencisiyle çözüm sürecini konuşuyorum. Gençler sürece inanmadıklarını söyleyerek söze başlıyor. Sohbet koyulaştıkça neden inanmadıklarını detaylarıyla anlatıyorlar. Özetle düşünceleri şöyle: “Devlet 'çözüm masası var' diyor ama masada devlet tarafından kimse yok ki. Erdoğan süreci oy toplamak için sürdürüyor. Süreçte atılan tek adım sadece söylenen sözler...” Devletçi ve solcu genç aynı evi paylaşıyor Bir kafede oturan iki gencin yanına gidiyorum. Ferhat Bozan Mardinli. Muhammet Kara, Osmaniyeli. İkisi de Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyor. Aynı sınıfta oldukları gibi aynı öğrenci evini paylaşıyorlar. Muhammet “devletçi”, Ferhat “solcu” olarak kendini tanımlıyor. Muhammet. Osmaniye’de yerel seçimde MHP’ye oy vermiş, Ferhat HDP’ye vereceğini söylüyor. Ferhat Bozan, Öcalan’ın serbest bırakılmasını istediğinde Muhammet Kara’ya dönüyorum, “Ben de bırakılmasından yanayım. Bırakılırsa olaylar azalır diye düşünüyorum” diyor. Ferhat anadilde eğitimi savunurken ev arkadaşı Osmaniyeli Muhammet karşı olduğunu söylüyor. İki arkadaş zıt düşüncelerde aynı evi paylaşarak aslında çözüm sürecine örnek oluşturuyorlar.
(Al Jazeera)