AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten önemli açıklamalar
AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin MYK toplantısı devam ederken gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. MYK'nın ana gündemini çevre konularının oluşturduğunu belirten Ömer Çelik, müsilaj çalışmalarında iyi sonuçlar alındığını söyledi. Ayrıca Çelik, 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde gerçekleştirilecek programın detaylarını tek tek açıkladı.
Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan başkanlığındaki AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, terörle mücadele başta olmak üzere görevleri başında şehit olanlara Allah'tan rahmet diledi. Hakkari İl Emniyet Müdür Yardımcısı Hasan Cevher'in menfur bir saldırı sonucu şehit olmasının kendilerini üzdüğünü belirten Çelik, Cevher'e Allah'tan rahmet diledi.
Diyarbakır annelerinin evlat nöbetinin 679'uncu gününe girdiğini hatırlatarak, annelere selam gönderen Çelik, "Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır'da kendileriyle buluştuğu sırada söylediği gibi onların acısının bizim acımız olduğunu bir kere daha buradan vurguluyoruz." diye konuştu.
Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır ziyaretinin son derece dolu ve verimli geçtiğine işaret eden Çelik, Erdoğan'ın çeşitli programlara katıldığını anımsattı.
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır anneleriyle buluşmasını "tarihi bir buluşma" şeklinde niteleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada verdiği mesajlar içinde bizim siyasetimiz açısından, hem vatandaşlarımızın kültürel, etnik zenginliklerini yok sayan inkar politikalarına karşı olduğumuzu, bu inkar politikalarını ortadan kaldırmak için verdiğimiz mücadelenin gücünü, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarının birinci sınıf, eşit vatandaş muamelesi görmesi yönünde verdiğimiz siyasi mücadele, yaptığımız düzenlemeler konusundaki vurgusu Cumhurbaşkanımızın son derece önemli. Hem bunları yok sayan, geçmişte birtakım devlet bürokratları tarafından vatandaşlarımızın incitilmesi, haklarının gasp edilmesi şeklinde ortaya çıkan inkar politikalarına ne kadar karşı olduğumuz, bunun ortadan kalkması için nasıl bir mücadele verdiğimiz Cumhurbaşkanımız tarafından bir kere daha ifade edildi.
Tabii inkar politikalarına karşı olduğumuz gibi aynı şekilde bunun öbür yüzünü oluşturan terör politikalarına ve terörün kendisine karşı verdiğimiz mücadele de son derece güçlü bir mücadele. Bu çerçevede geçmişte terörü göstererek inkar politikalarını savunanların ya da inkar politikalarına sığınarak, inkar politikalarını göstererek güya terörü meşrulaştırmaya çalışanların hepsine karşı duruşumuzu bir kere daha bu ziyaret vesilesiyle ortaya koymuş olduk. Hem bu dediğim gibi inkar siyasetine hem terör siyasetine aynı anda güçlü bir şekilde karşı durarak Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarının birinci sınıf vatandaş olduğu bilinciyle hem demokratik standartlarımızı artırmayı hem de hizmet siyasetini Türkiye Cumhuriyeti'nin her bir noktasına ulaştırmayı sürdürmeye devam edeceğiz."
"Son derece güçlü bir vizyon belgesi"
Toplantıda iç-dış siyasi olayların yanı sıra en kapsamlı şekilde vakit ayırdıkları konuyu, Çevre, Şehir ve Kültür Başkanı Çiğdem Karaaslan'ın sunumuyla çevre konularını ele aldıkları gündem maddesinin oluşturduğunu söyledi.
Bu gündem maddesi içinde Marmara Denizi'ndeki müsilajdan diğer çevre konularına kadar birçok konuyu tartıştıklarını belirten Çelik, Karaaslan'ın çevre siyasetiyle ilgili bütün ilkelerin ele alındığı çok güçlü bir çerçeve sunduğunu ifade etti.
"İklim Değişikliğiyle Mücadelede Türkiye Modeli Vizyon Belgesi" adı altında partinin bir hazırlığı olduğunu aktaran Çelik, şöyle konuştu:
"Bu hazırlık, esasında doğanın yok olmasına, doğanın imkanlarının kaybolmasına dönük olarak hem nasıl bir mücadele vermemiz gerektiğiyle ilgili konuları içeriyor. Aynı zamanda doğanın kazanımlarının artırılmasına, doğanın, çevrenin kuvvetlendirilmesine, suyun, nefesin, havanın, her şeyin daha da güçlü daha da temiz daha insani hale gelmesine dönük olarak hazırladıkları stratejileri bizlerle paylaştı. Son derece güçlü bir vizyon belgesi."
Şehirlerdeki çevre siyasetiyle ilgili attıkları adımlar konusunda vatandaşların daha çok bilgilendirilmesinin söz konusu olacağını anlatan Çelik, "Bu çerçevede baktığımızda Türkiye'nin yeşile dönüşümüyle ilgili, yeşile daha çok yaklaşmasıyla ilgili attığımız adımlardan çeşitli olanları bizimle kendisi paylaştı." dedi.
Belgede, enerji, endüstri, ormancılık, gıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın liderliğinde yapılan "Sıfır Atık Projesi" gibi hemen hemen her alana değinen bilgilerin yer aldığını belirten Çelik, bu konularda attıkları adımlar ve bundan sonra neler yapacakları gibi konuların çok kapsamlı bir şekilde Karaaslan'ın sunumuyla MYK tarafından ele alındığını ifade etti.
"Son 5 gündür, çok sevindirici bir haber, Marmara Denizi yüzeyinde müsilaj görülmedi"
Çelik, "Daha yaşanabilir bir çevre siyaseti, daha yaşanabilir şehirler için bir çevre siyasetinin hayata geçirilmesi konusunda, medeni şehir kavramının daha vurgulu hale getirilmesi, insani şehir olan medeni şehrin alt başlıklarının daha güçlü bir şekilde hem siyasetimizin parçası olarak hayata geçirilmesi hem bunun paylaşılması hem de bu konudaki bilincin artırılması." dedi.
Gençlerin bu konularda son derece hassas olduklarını ve bilinçli davrandıklarını anlatan Çelik, "Çeşitli illerde gençlerle birlikte çevre konularını beraber tartıştığımız, çevre siyasetini beraber oluşturduğumuz şehir buluşmalarının bu çerçevede sayısını artıracağız." diye konuştu.
Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorununa da değinen Çelik, şunları kaydetti:
"Marmara Denizi'ndeki müsilajın temizlenmesiyle ilgili olarak son derece güzel haberler alıyoruz. Son 5 gündür, çok sevindirici bir haber, Marmara Denizi yüzeyinde müsilaj görülmedi. Marmara Denizi'nin yüzeyinde temizlenecek müsilaj bulunmaması tabii ki sevindirici ama bizi rehavete sevk etmemeli, teyakkuz halimiz devam ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının koordinasyonundaki çalışmalarla 11 bin metreküpe yakın müsilaj temizlendi bu bölgede. Kötü görüntüyü önlemek yetmiyor, aynı zamanda bu kötü görüntüyü aşacak şekilde dipteki temizliğin ortaya çıkması, çeşitli illerden başlayarak bağlantıların temizlenmesi ve Marmara Denizi'nin daha çok oksijenle buluşması şeklindeki çalışmalar güçlü bir şekilde devam edecek."
Yarının 15 Temmuz'un yıl dönümü olduğunu anımsatan Çelik, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde milletin topyekun direnişinin yaşandığını söyledi.
Darbe girişiminin faillerinin yakalanmasına yönelik süreci güçlü bir şekilde sürdürdüklerini vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:
"Kendi milletine silah çekenden daha da alçak kimse yoktur. Kendi milletine silah çekenlerle olan mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mız yarın, TBMM'de 15 Temmuz Anıtı'ndaki anma törenine, Külliye'nin karşısındaki 15 Temmuz Müzesi'nin açılışına katılacak. Aynı şekilde, 15 Temmuz Anıtı'na çiçek bırakılacak, şehit yakınlarıyla bir araya gelecek. Bu çerçevede yaklaşık 5 bin kişilik vatandaş topluluğuna bu direnişi tekrar hatırlamak, bu direnişteki şehitlerimizi tekrar rahmetle anmak, bu direnişe katılan bütün vatandaşlarımızla bu duyguyu paylaşmak için Sayın Cumhurbaşkanı'mız orada bir hitap gerçekleştirecek."
Bu çerçevede, bakanlıklar ve çeşitli kamu kuruluşlarıyla beraber yurt içinde ve dışında 3 binin üzerinde programın İletişim Başkanlığınca koordine edildiğini bildiren Çelik, "Çeşitli illerde anma törenleri gerçekleştirildiği gibi 'Türkiye Geçilmez' teması altında pek çok program hayata geçiriliyor." dedi.
Yurt içinde ve dışında toplam program sayısının 3 bin 876 olduğu bilgisini veren Çelik, "Hepsi anlamlı ama bunlar içerisinde çok daha farklı olanları var. Mesela, 15 Temmuz Derneğinin yurt dışında gerçekleştireceği 'Şehit Ayakkabıları Sergisi'. Yine, Dışişleri Bakanlığımızın 'Kosovalı Öğrencilerden Şehit Ailelerine Mektuplar' şeklindeki projesi. Tüm bunlar çok kıymetli etkinlikler. 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece saat 00.13'te o direnişi tekrar hatırlamak için Türkiye genelinde Diyanet İşleri Başkanlığımızın organizasyonuyla bütün camilerde milletimize cesaret veren selalar tekrar yükselecek." diye konuştu.
"FETÖ mensuplarını himaye etmelerinin anlaşılır tarafı yok"
Türkiye'nin tarih boyunca darbelerden çok çeken, darbeler nedeniyle çok sıkıntı yaşayan bir ülke olduğunu ifade eden Çelik, "İlk defa tarihimizde o gün Cumhurbaşkanı'mızın yaptığı çağrıyla bütün bir milletimiz sokaklara dökülerek bu darbe girişimine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin meşru haklarının gasbedilmesine dönük bu alçak girişime karşı topyekun bir mücadele ortaya koydu. Kendi milletine silah çeken asker üniforması giymiş teröristler, Türkiye'yi sapık bir dini anlayışa teslim etmek isteyen bu alçaklar, o gece milletin güçlü iradesiyle emellerine kavuşamadılar." dedi.
FETÖ'nün en az DEAŞ kadar sapkın bir ruha sahip olduğuna dikkati çeken Çelik, şunları söyledi:
"DEAŞ'a karşı çıkanların, ondan daha sapkın anlayışa sahip FETÖ'nün liderini ve mensuplarını himaye etmelerinin anlaşılır hiçbir tarafı yok. Biz bununla ilgili mücadelemizi sürdürsek de terör örgütleriyle ilgili bu çifte standardın altını çizmek isteriz. O gün dış dünyadan yapılan açıklamaların ne kadar yetersiz olduğunu ifade etmiştik. 'Taraflara itidal tavsiye ediyoruz' gibisinden son derece sığ açıklamalardı. Taraflara itidal tavsiye edilmesi, demokrasiyi yok etmek isteyen, Meclis'i bombalayan, Türkiye'nin Cumhurbaşkanını öldürmek isteyen ve vatandaşlarımızı şehit edenler ile meşru hükümeti, meşru haklarını savunan vatandaşları aynı kefeye koymaktır. Bu saldırıyı cesaretlendirmekten başka işe yaramaz."
Dünyanın her tarafında demokrasiyi desteklediğini ve demokratik gelişmeler konusunda hassas olduğunu söyleyenlerin 15 Temmuz günü sınavı geçemediğini ifade eden Çelik, "Kendi milletine silah çeken teröristler karşısında birkaç ülke haricinde çoğu 'biz o geceyi anlamadık, daha sonra bunu fark ettik' gibisinde yaklaşımlar ürettiler." değerlendirmesinde bulundu.
"Aşılama salgın sıkıntısını aşmamızı sağlayacak"
Çelik, Kovid-19 salgınına karşı aşılamanın başarılı şekilde devam ettiğini belirterek 1, 2 ve 3. dozlar ile 60 milyona yakın aşının yapıldığına dikkati çekti.
Aşıların israf olmaması için vatandaşların randevularına zamanında gitmesinin önemini dile getiren Çelik, "Günde 1 ila 1,5 milyona yakın aşılama kapasitesine sahibiz. Sağlık çalışanlarımız insan üstü gayretle şifaya vesile olmak için çalışıyor. Bilim Kurulu'na, bütün sağlık çalışanlarımıza bir kere daha şükranlarımızı sunuyoruz. Aşılama bizim yaşadığımız salgın sıkıntısını aşmamızı sağlayacak. Bu güçlü bir şekilde devam ettiği sürece daha iyi günler görme imkanımız olacak." diye konuştu.
Hayvanları Koruma Kanunu'nun TBMM'de yasalaştığını anımsatan Çelik, yasanın hayvanların eşya yerine can olarak anılmasını sağladığını söyledi.
Yasayla hayvanlara eziyet ve işkence edenlerin cezalandırıldığı yüksek standartlara sahip bir düzenlemenin ortaya çıktığını belirten Çelik, geçmişte kabahat olan birçok cürümün yasayla suç sayıldığını vurguladı.
Suriye'de bir yandan çatışmalara dönük siyasi çözüm aranırken aynı zamanda da her gün orada bir insanlık dramı yaşandığına dikkati çeken Çelik, bölgeye insani yardımların gitmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Çelik, "BM Güvenlik Konseyi Hatay Cilvegözü sınır kapımızı Kuzeybatı Suriye'ye gönderilen BM yardımları için yetkilendirilen kararını 12 ay uzatma kararı aldı. Bu daha sonra 6 aylık uzatmalar şeklinde devam edecek." diye konuştu.
Alınan kararın uluslararası toplumun bu sorumluluğunu yerine getirmesi bakımından da önemli olduğuna dikkati çeken Çelik, ateşkesin idame ettirilmesi ve siyasi sürecin yürümesinin esas çözüm olduğunu söyledi.
Bu çerçevede Astana formatının 16'ncı toplantısının yapıldığını hatırlatan Çelik, burada anayasa komitesi, siyasi süreç ve benzeri konuların hepsinin konuşulduğunu dile getirdi.
Burada, Türkiye'nin bir siyasi çözümün bulunması ile ilgili tezlerinin bir kere daha gündeme geldiğini aktaran Çelik, şöyle konuştu:
"Tabii insani yardımın artırılması bütün tarafların arzu ettiği bir şey. Yine Suriye ihtilafına BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı çerçevesinde bir çözüm bulunması da bütün taraflar buna bağlılıklarını teyit ediyor ama önemli olan bütün bu çerçeve içerisinde bu sonuca ulaşabilmektir. Önemli olan buradaki insani dramın sona erdirilmesi için yapılması gerekenleri yapmaktır.
Bakın Afganistan meselesini tartışıyoruz, yıllar içerisinde ne kadar çok tartışıldı ama bugün gelinen nokta maalesef hala burada bir çözümün ortaya çıkmaması şeklindedir. Aynı şeyi bu çerçevede de Suriye için defalarca söyledim. Suriye, Akdeniz'de yeni bir Afganistan olmasın. Eğer bu sorumsuzluk, bu duyarsızlık devam ederse Suriye'nin yeni bir Afganistan olması gibisinden bir tabloyla karşı karşıya kalırız ama maalesef Suriye konusunda, çözüm konusunda bu toplantılardaki tezlerimizi anlatmaya devam ediyoruz."
15 Temmuz şehitlerine Allah'tan rahmet dileyen Çelik, gazilere ise hürmetlerini ilettiklerini söyledi.
Çelik, "15 Temmuz, Türkiye'nin demokrasisine nasıl sahip çıktığını, siyasi namusuna nasıl sahip çıktığını, 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesine nasıl sahip çıktığını göstermesi bakımından tarihimizin en önemli günlerinden bir tanesidir. Bir direniş günü. O sebeple Cumhurbaşkanımızın katılımıyla devlet töreni olarak bu direniş anılıyor." diye konuştu.