AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Her türlü saldırıyı kınıyoruz
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CNN Türk canlı yayınında önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, "Siyasete şiddet girdiği zaman siyasetçi ile vatandaş arasında kurulan ilişkiye bir müdahale vardır. O yüzden biz her ne olursa olsun şiddetin her türlüsünü lanetliyoruz." dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CNN Türk canlı yayınında önemli açıklamalarda bulundu. "Süreç başladığından beri terör örgütlerinin Kılıçdaroğlu'na destek açıklamaları var." diyen Çelik, "Şunu söylüyorlar 'biz Erdoğan'a karşıyız Erdoğan'ın karşısında kim olursa onu destekleriz.' Bunlarla araya kırmızı çizgi çekilmesi lazım. Kim bizi destekleyip ardından 'terörist başına imtiyaz verilecek' diyorsa çıkıp bu desteği net bir şekilde reddedin." ifadelerini kullandı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları:
İMAMOĞLU'NUN ERZURUM MİTİNGİNDE YAŞANANLAR
Siyasete şiddet girdiği zaman siyasetçi ile vatandaş arasında kurulan ilişkiye bir müdahale vardır. O yüzden biz her ne olursa olsun şiddetin her türlüsünü lanetliyoruz. Vatandaşımızın sandık tecrübesi yüksek. Bir takım sorumsuz beyanlardan kaçınılması lazım. Sayın Kılıçdaroğlu'nun Seçim gecesi dışarı çıkmayın söylemi gibi. Biz sandığı doğru bir şekilde kuruyoruz doğru bir şekilde işletiyoruz. Bu arada istenilen bizim gece gündüz bu saldırıları konuşmamız. Emniyet işin başında ama biz siyasetçi olarak bunu sürekli gündeme getirirsek, seçim çalışmalarını kaçırırız. Ufak tefek beyanların haricinde sağ duyunun korunmaya çalıştığını görüyoruz. Terör örgütleri her seçim de bunları açık açık söyler. Seçim öncesi Emniyet, MİT tam bir koordinasyon halinde. Kamuoyunun bilip bilmediği birçok şeyde olağan işlerin içerisinde engelleniyor. Memleketin evlatları iş başında memleket sahipsiz değil. Biz birbirimizi rakibiyiz sonuçta yarışıyoruz. Hiçbir vatandaşımız sonuçlarda kaybetmez. Demokrasi kazanacak vatandaşlarımız kazanacak sonunda.
"ÇIKIP BU DESTEĞİ NE ŞEKİLDE REDDEDİN"
Süreç başladığından beri terör örgütlerinin Kılıçdaroğlu'na destek açıklamaları var. Şunu söylüyorlar 'biz Erdoğan'a karşıyız Erdoğan'ın karşısında kim olursa onu destekleriz.' Bunlarla araya kırmızı çizgi çekilmesi lazım. Bunu yeni yeni, az da olsa yapıyorlar. Kim bizi destekleyip ardından 'terörist başına imtiyaz verilecek' diyorsa çıkıp bu desteği net bir şekilde reddedin. Cumhuriyet tarihinde ilk defa teröristler bunu söylüyorlar. Bunu siyasetçi ne yapacak, net bir şekilde reddedecek. Siyasetçiler özerklikten bahsediyorlar, terörist başına imtiyazdan bahsediyorlar ve bunu Kılıçdaroğlu'nun seçimi kazanmayasıyla olacak diyorlar. O zaman kusura bakmasındalar siyasetçiler de bunu konuşur. Cumhurbaşkanımız inşallah birinci turda seçim galibiyetini ilan edecek. Amerika'yla iş birliği yapıldığı zaman denilecek şeyler şudur; 'Mavi Vatan'a adım atmayacaksınız. DEAŞ'a operasyon yapmacıksınız.' diyecekler. Zaten düzelteceğiz dediklerinde önlerine gelecek maddeler bu. Bu bir teslimiyet politikasıdır. Önlerine gelecek olan şey ilk olarak budur. Suriye'den askerinizi çekin. Bunun olmasıyla ilk olarak ne olacaktı? Suriye'de engellediğimiz terör sınırımız dibine girmiş olacaktı. Sonuç olarak Türkiye terörle mücadelesinden asla vazgeçmez.
"TÜRKİYE BİR GÖÇMEN KAMPI DEĞİLDİR"
Bu göçmenler sürekli olarak burada kalmayacak, Türkiye bir göçmen kampı değildir. Gelinen noktada bu insanların can güvenliği sağlandıktan sonra dönüşler olacaktır. Bahsettiğimiz mekanizmalar aslında bakarsanız son 6 ay içinde büyük bir paradigma değişimi de ortaya koyuyor. Suriye meselesinde bu normalleşme liderler zirvesi aşamasına gelmesine yakın görüşüyoruz. O aşamada göçmelerin dönemi içinde önemli ir aşama gelmiş olacağız. Onurlu bir dönüş... Türkiye ölümden kaçan insanlara tarih boyunca kucak açmış normalleşmeyle de onurlu ve gururlu geri dönüşler sağlamıştır.
Türkiye'deki seçimler herkes için çok önemli. Burada bir tarafsız gazetecilik yok. Kendi çıkarlarına göre bunu yapalar. Tahıl anlaşması döneminde Batı'da Cumhurbaşkanımız için çok güzel manşetler atılmıştır. Bu bahsettiğini dergileri okuyup da kanaat değişen 20 kişi yoktur. Bu daha çok Batı kamuoyunda bir kışkırtma. Kendi halklarını konsolite etmek istiyorlar ama bunu yaptıkça fark ettiler ki Avrupa'da bu Mekez Sağ'dan ise Aşırı Sağ'a kazandı.
"BU ÜRETTİKLERİ MODEL BİR MEMLEKET YÖNETME MODELİ DEĞİL"
Masadaki bir parti özelleştirme politikalarını destekliyor, bi diğer parti bunu desteklemiyor. Diyelim ki anlaşılamadı ve masadan biri kalktı ne olacak. Hayatın hiçbir sorunu teorik olarak çözülemez. Bu Türkiye'yi krize sokacak bir modeldir. 20 yıldır bu siyasi tecrübemiz var. Bu bir eş Cumhurbaşkanlığı modelidir. Bur bir paralel yapıdır. Bahsettiklerin şeyin anayasal düzende karşılığı yok ki. Paralel bir yapı. Bu model her bir kişiye bir bakanlık mevki vermek için üretilmiş bir model. Birileri masadan kalkarken burası bir kumar masasıdır dedi. 2 gün sonra masaya nasıl oturdu neye razı oldu bu hala bilinmiyor. Devletin milletin işleri nasıl görülecek. Bu ürettikleri model bir memleket yönetme modeli değil. Buradan hiçbir şey çıkmaz.
"FAHİŞ KİRA ARTIŞLARINDA RADİKAL DEĞİŞLİKLERİMİZ DEVAM EDECEK"
Bunla ilgili vatandaşımızın bir sorunu var. Bu dönemde hane halkını korumak için çok büyük önemler aldık. Savaşın etkileri karşısında vatandaşımızı koruyacak çalışmaları yapıyoruz. Kira artışları ile ilgili çalışmalar yaptık. Seçimden sonra da fahiş kira artışlarında radikal değişliklerimiz devam edecek. Karadeniz gazının ilk gaz yakıldı, bu da atarak gelecek Enerji konusunda Akkuyu NGS'de var, bu da gelecek artacak bir şekilde. Vatandaşımın sorunlarının farkındayız. Yoktur demiyoruz asla. Farkında olduğumuz bu sorunları çözmek için 14 Mayıs'tan sonra da çalışmalarımız devam edecek.
Genç arkadaşlarımın siyasete ilgi duyması en büyük kazanımlarımızdandır. Bir miting meydanına gidiyorum ön tarafta kadınlarımı yanlarında gençlerimiz var. Son bu evlilik yardımı çok büyük destek aldı gençlerden. Türkiye Yüzyılı gençlerin yüzyılı derken abartmıyoruz. Gençlere dönük o kadar çok politika geliştirmişiz ki her alanda devlet gençlerimizin yanında. Genç arkadaşlarımız çok daha iyi bir Türkiye'de iş bulacak çalışacak. Siyasetin rekabeti içerisindeki gerginlikleri kalıcı gerçeklilikler gibi algılamasınlar. Sonuçta memleket hepimiz. Bunu akıllarında çıkarmasınlar.