AK Parti Sözcüsü Çelik: Gündemimizde af yok
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MHP'nin af önerisine ilişkin, "Bizim gündemimizde yok. Daha önceki pozisyonumuzda bir değişiklik yok." dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, parti genel merkezinde gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu toplantısından sonra düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmede bulundu.
Çelik, MYK'de Tanıtım ve Medya ile Yerel Yönetimler Genel Başkan Yardımcılarının kapsamlı sunumları olduğunu, bu sunumlar çerçevesinde MYK gündeminin şekillendiğini ifade etti. Sivil siyaseti sürekli gündeminde tutan bir parti olan AK Parti'nin yerel seçimlerle ilgili değerlendirmelerini şimdiden güçlü bir şekilde yaptığını ifade eden Çelik, bu toplantıda da tanıtım ve medyadan sorumlu genel başkan yardımcısı ile yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısının geçen hafta verilen karar çerçevesinde yaptıkları hazırlıklarla ilgili sunumlarını yaptığını ifade etti.
Bu sunumlara ilişkin değerlendirmelerin de yapıldığını aktaran Çelik, "Her zaman olduğu gibi bütün teşkilatlarımızla birlikte yerel seçimlere dönük olarak, herhangi bir seçim sürecinde olduğu gibi AK Parti siyasetinin gereği, her an seçime hazır bir teşkilat, her an seçime hazır bir genel merkez olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz." dedi.
Yerel seçimlerin sahadaki vatandaşla sivil siyaset arasında en yakın ve en doğal köprü olması bakımından çok büyük bir önemi olduğuna işaret eden Çelik, şöyle devam etti:
"Belediye başkanları, belediyeler artık bugünün dünyasında doğrudan vatandaşla sivil siyaset arasında, devlet arasında en doğal köprü işlevini gösteriyor. Dolayısıyla bir yandan belediyelerin faaliyetleri, vatandaş odaklı siyaset yapmaları, hizmet üretmeleri bir yandan da vatandaşın taleplerini yerine getirirken de o şehrin şehir siyasetini doğru yönetmeleri, buna uygun formül çizmeleri, kişilik ortaya koymaları her bakımdan değerlendiriliyor."
Şehir siyasetinin, siyasal açıdan önemli bir kavram haline geldiğine dikkati çeken Çelik, şehirlerin altyapısının güzelleştirilmesi kadar, şehirlerdeki hayat kalitesinin de güzelleştirilmesi ve bütün bu meselelere bütünsel olarak bakılıp, götürülen hizmetin vatandaşın talepleri doğrultusunda çeşitlendirilmesi, zenginleştirilmesi ve bu konuda belediyelerin neler yaptığının ölçülmesinin gündemlerini oluşturduğunu anlattı.
"Götürülen hizmetin, hem o şehirlerin altyapısının güzelleştirilmesi hem de şehirdeki hayat kalitesinin artırılması, yaşanabilir şehirler olması açısından önemseniyor." diyen Çelik, şehirlerde hangi belediyelerin yatay mimariyi özendirdiği ve hangi belediyelerin bu konuda çalışmalarını yönlendirdiğini de sürekli takip ettiklerini belirtti.
Millet Bahçelerinin yapılıp, Millet Kıraathanelerinin hayata geçirilmesinin yeni dönemdeki hizmetler olarak belediyeler ve hükümet tarafından yapılmasını da takip ettiklerini ifade eden Çelik, önümüzdeki dönemde de ilgili başkanlıkların kendi bakış açılarından bu süreci değerlendirmeye devam edeceklerinin altını çizdi.
Çelik, "Yerel seçimlerle ilgili hazırlıklarımızı güçlü bir şekilde gündemimize almış bulunuyoruz. Gerek sahip olduğumuz belediyelerdeki başarıların ölçülmesi, gerek belediyelere sahip olmadığımız yerlerdeki eksikliklerimizin giderilmesi, uygun politik aktörlerin bulunması, oradaki şehir siyasetiyle vatandaşımızın talebiyle en optimum, en verimli şekilde nasıl buluşulacağına dair stratejilerin geliştirilmesi artık kesintisiz bir biçimde yerel seçime kadar sürecektir. Dolayısıyla bu bağlamdaki çalışmalar başarılı bir şekilde devam ediyor." şeklinde konuştu.
Malazgirt Zaferi'nin yıl dönümünün çok önemli bir etkinlikle kutlandığını hatırlatan Çelik, "Türkiye'nin tarihiyle buluşması, tarihiyle barışması, geleceğine bakarken bir tarihi perspektife sahip olması hepimiz açısından önemli." dedi.
Çelik, 26 Ağustos'un aynı zamanda Büyük Taarruz'un da yıl dönümü olması dolayısıyla iki kutlama yapıldığını aktararak, bundan sonra da tarihin önemli dönüm noktalarının tüm millete mal edilecek bir kutlamalar zinciri çerçevesinde değerlendirilmesine çalışılacağını, hafızalarda diri tutulup, yeni nesillere aktarılmasının önemli olduğunu anlattı.
30 Ağustos Zafer Bayramı'nın yarın kutlanacağını belirten Çelik, "Şimdiden bütün milletimizin 'bayramı kutlu olsun' diyoruz. Milletimiz, inşallah geleceğe daha büyük bir öz güvenle birlik, beraberlik içerisinde yürüme iradesini bütün bu yıl dönümlerinde daha da güçlendirerek yoluna devam edecek." dedi.
Af tartışmaları
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çelik, bir gazetecinin, 1 Ekim'de Meclis açıldıktan sonra MHP'nin af vaadinin gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Gündemimizde bu konu yok. Yetkili kurullarımızla yeni bir değerlendirme yok. Daha önce açıkladığımız pozisyonumuz neyse o pozisyonumuzu koruyoruz. Gündemimizde olmadığını, tutumumuzda bir değişiklik olmadığını ifade edebilirim. Konuyla ilgili tartışmaları izliyoruz, takip ediyoruz ama bizim gündemimizde yok, daha önceki pozisyonumuzda bir değişiklik yok."
"Türkiye'ye hemen İslamcılık ve Osmanlıcılık etiketi bir şekilde yapıştırılmaya çalışılıyor"
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına ilişkin bir soruyu değerlendiren Çelik, "Biz Macron'un açıklamalarını büyük bir hayretle karşılıyoruz. Biz şuna alıştık, yani Türkiye ne zaman bölgede özgün bir politika uygulamaya başlarsa, ne zaman öz güvenli bir dış politika uygulamaya başlarsa herhangi bir şekilde bu parsellenmiş bölgelerde şu devletin pozisyonunun dışında, bu devletin pozisyonunun dışında bir dış politika tutumu geliştirmeye başlarsa Türkiye'ye hemen 'İslamcılık ve Osmanlıcılık' etiketi bir şekilde yapıştırılmaya çalışılıyor." diye konuştu.
Macron'un konuşma metnini açık bir şekilde okuduğunu ve kullandığı kavramlara hakim olmadığını ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
"Özelikle de 'artık Türkiye Atatürk döneminin Türkiye'si değil' gibisinden bir ifade kullanıyor. Türkiye'nin, kurucu liderinin gösterdiği hedefler doğrultusunda geleceğe öz güvenle yürüyen bir anlayışı var. Dolayısıyla Türkiye'nin kurucu liderinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dönemiyle diğer dönemleri ayrıştırmak gibi bir şey son derece mantık dışı. Zaten kullandığı kavramdan kastettiği şey de şu; sanki 'Türkiye'de laiklik konusunda ya da diğer konularda bir aşınma var gibi, panislamist bir politika güdülüyormuş' gibi bir değerlendirme yapıyor. Yani 100 sene evvel kendilerinin sömürgesi olan orada hatta büyük acılar yaşattıkları Suriye'ye olan ilgilerinin doğal karşılanmasını düşünüyorlar ama buna karşılık bizim yıllarca barış, kardeşlik, huzur içerisinde yaşadığımız halklarda, o halkların yaşadıklarına gösterdiğimiz ilgiyi geçmişte hatırlarsınız 'eksen kayması' olarak değerlendiriyorlardı, bu tartışmalar oradan çıkıyordu."
"Yakışık almayan bir değerlendirme"
Macron'un defalarca uyarılmasına rağmen "İslami terör" gibi son derece yanlış bir ifadeyi kullanmakta ısrar ettiğini aktaran Çelik, şöyle devam etti:
"Avrupa'da bütün sağduyulu kesimler bu İslami terör ifadesinin ne kadar yanlış bir ifade olduğunu defalarca dile getirmişlerdir. Hatta kendisinin biraz yakından takip etmesi halinde bu konulardaki bu şekildeki adlandırmaların aslında bu aşırı grupların işine yaradığını, aşırı grupların tuzağına düşmek olduğunu anlatan Fransız akademisyenlerin, entelektüellerin yazdığı çok güzel makaleler, kitaplar vardır. Türkiye'ye IŞİD tuzağı olarak Fransız bir akademisyen tarafından çevrilmiş bir kitap, bu süreci, DEAŞ'ın nasıl tuzak kurduğunu ve bu söylemi kullananların aslında DEAŞ'ın tuzağına düştüğünü çok net bir şekilde görebilir ama burada gördüğünüz farklı bir şey, orada Sayın Cumhurbaşkanımıza bir gönderme yapıyor. 'Her gün görüştüğüm Sayın Cumhurbaşkanının panistlamist bir ajandası var' diyerekten... Doğrusunu söylemek gerekirse bu kadar sık görüşülmesine ve bu kadar geniş paylaşımlarda bulunmasına dönük olarak yakışık almayan bir değerlendirme."
"Gözyaşları üzerinden siyaset yapmıyoruz"