Gazete Vatan Logo

Açık liselerde yüz yüze eğitim dönemi

"Açık liselerde yüz yüze eğitimin zorunlu olarak en az 20 saat olması için çalışmaya başladık."

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 1 milyon 400 bin civarında çocuğun şu an açık lisede okuduğunu belirterek, "Açık lise aynı zamanda devam mecburiyeti de olan bir lise türüne dönüşecek. Şu anda örgün liselerimizde haftalık yaklaşık 40 saat eğitim var. Açık liselerde yüz yüze eğitimin zorunlu olarak en az 20 saat olması için çalışmaya başladık" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Antalya'nın Kundu bölgesindeki bir otelde gazetecilerle kahvaltıda bir araya geldi. Salona girişte tüm gazetecilerle el sıkışan Bakan Avcı, gündeme dair merak edilenlere cevap verdi.

Dershane öğretmenlerinin Milli Eğitim'e 657'ye tabi veya sözleşmeli mi alınacakları yönündeki soruya Bakan Avcı şu yanıtı verdi:
"Aralık ayı içerisinde çok geniş kapsamlı, Türkiye'deki bütün dershaneleri ve kendi kurumlarımızla da ilgili bir envanter çalışması başlatıyoruz. Envanter çalışmasının dershanelere yönelik kısmında dershanelerin fiziki ve beşeri altyapılarının röntgenini çekmek istiyoruz. Binanın mülkiyet durumundan bağımsız mı başka binaya bitişik mi? Başkalarıyla birlikte mi, bağımsız mı gibi pek çok fiziki özelliği de gözeten bir çalışma yapacağız. Beşeri altyapısı, yani dershanelerin öğretim kadrolarını ve yardımcı personel kadrolarını bunların da bir dökümünü bilelim ki, biz totalde bir bütün resmin tamamında nasıl bir beşeri sermaye ile karşı karşıya olduğumuzu ve bunun hangi kurumsal dönüşümlerle ne kadar istihdam edilebilir onu görelim. Özel okula dönüştüğünde bir dershanenin istihdam edeceği öğretmen kadrosu farklı, açık liseye dönüştüğü zaman istihdam sayısı farklı, özel etüt eğitim merkezine dönüştüğü zaman istihdam edeceği personel sayısı farklı olacak. Bütün bunlar yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuçlara bakarak kimler formasyonu olduğu için öğretmenlik vasfına sahip, kimlerin ayrıca formasyon eğitimi alması gerekiyor gibi düzenlemeleri de yapabilmemiz için bu çalışmaların sonuçlarını görmeye ihtiyacımız var. Biz zaten bu dönüşüm sürecinde pek az kişinin veya en azından tamamının bu tarafa geçmek isteyeceğini zannediyoruz. Geçmek isteyenlerin büyük kısmını da biz bugüne kadar yapmakta oldukları bir birimimizde, Halk Eğitim veya okullarda açtığımız kurslarda değerlendirebiliriz. Bizim şu anda sözleşme diye bir uygulamamız yok. Kendi bünyemizde, hangi koşullarda istihdam edileceklerini görebiliriz."

DEĞİŞİM İÇİN SÜRE TANINDI
Dershanelerin son süre uzatımıyla düşünülen değişikleri karşılayabileceklerini düşündüğünü de aktaran Nabi Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dershaneler bize belli bir süre tanınırsa biz bu tür mali sıkıntılara girmeden tedbirimizi alır, dönüşümü ona göre gerçekleştirebiliriz demişlerdi. Önerilerini Bakanlar Kurulu'na götürdük. Daha önce 'Ocak 2014'ten itibaren kayıt yaptırılmayacak. Haziran 2014'den itibaren dönüşüm sürecine girmiş olacaklar' demiştik. Sonra özellikle dershane sektöründen arkadaşların önerileri doğrultusunda özellikle butik dershaneler, emekli öğretmenlerin açtığı orta küçük işletme tarzında çalışan dershanelerin öğrenci almamaları halinde çok ciddi bunalıma girecekleri söylendi. Kendilerini ayarlayabilecekleri, tedbirlerini alabilecekleri, kira sözleşmesi varsa ona göre düzenleyebilecekleri, böylece kimsenin mağdur olmayacağı bir takvimle bunu yapalım dendi. Ocak ayında kayıt almamaları halinde sektörün ciddi manada krize gireceği ve dönüşüm için uygun altyapının oluşturulamayacağını varsayarak süreyi uzattık. Süre onun için verildi. Dönüşümü sağlayabilecek altyapıyı kendileri de sağlasınlar diye."

SORUN SÜREKLİ ÖTELENMİŞ
19 Eylül 2012 tarihinde Eskişehir'de dershane meselesinin konuşulduğu bir toplantıya kendisinin Milli Eğitim Komisyon Başkanı olarak katıldığını hatırlatan Nabi Avcı, "Bunu 19 Eylül akşamı anlattık. 'Bu ciddi bir projedir' demiştik. 'Dönüşeceksiniz, tedbirinizi şimdiden alın' dedik. Geçen ay tekrar tartışmalar başlayınca yine bir toplantı yaptık. 'Ben size bir sene önce söyledim' demiştim. O zaman bunu çok ciddiye almamışlardı. 'Bir senede toparlanırız' demişlerdi. Bu süre de verildiği halde hep bu mülahazalarla bu iş sürekli ötelenmiş. Dolayısıyla şimdi artık daha en üst düzeyde başbakan ve bakanlar kurulu düzeyinde takvim açıklandı. Eylül 2015'e kadar tedbirinizi alarak iştirak edin dendi. Bu süreyi değerlendiremeyenler için süre uzatılmayacak" diye konuştu.

Güneydoğu'daki BDP'li belediyelerin açtığı eğitim kursları olduğu ve bu konuda bir yaptırım uygulanıp uygulanmayacağı şeklindeki bir soruya ise Nabi Avcı, “Buralarda yapılabilecekler, yapılamayacaklar bellidir. Onlar da denetim dışı bırakılmaz tabi" karşılığını verdi.

OKULLARDA DÖNÜŞÜM DEVAM EDİYOR
Açık Lise'nin halk arasında tam olarak ne olduğunun bilinmediği şeklindeki soru üzerine Nabi Avcı, şöyle dedi:

"Açık lise şuradan çıkmış. Öğrenim çağını geçmiş, sonra 'Keşke lise okusaydım' diye düşünen vatandaşlar için açık lise diye bir uygulama başlamış. Ortaokulu bitiren lise çağına gelen her çocuk açık liseye kayıt yaptırabiliyor. 1 milyon 400 bin civarında çocuğumuz şu anda açık lisede okuyor. e-okuldan kaydını yaptırıyor, halk eğitim merkezinden kitaplarını alıyor, sonra evine veya işine gidiyor. Bu eğitim sisteminde yüz yüze eğitim yok. Bizim düşündüğümüz adına açık lise mi, akademik lise mi deriz, muhtemelen çok programlı lise olacak bunlar. Bütün düz liselerimizi anadolu liselerine dönüştürüyoruz. Bu okul türlerinin her biri için ayrı okul yapamadığımız yerlerde çok programlı lise yapıyoruz. Bunun altında düz lise eğitimi de veriliyor, imam hatip eğitimi de veriliyor. Açık lise aynı zamanda devam mecburiyeti de olan bir lise türüne dönüşecek. Şu anda örgün liselerimizde haftalık yaklaşık 40 saat eğitim var. Açık liselerde yüz yüze eğitim 40 saat olmasın. Ne kadar olsun diye dershane sektörü temsilcileriyle konuştuk. Siz mevcut şartlarla ne kadar yüz yüze eğitim yapabilirsiniz dediğimizde bize 20 saat dediler. Dolayısıyla biz de 20 saat eğitim zorunluluğu olan eğitim üzerinde çalışmaya başladık."

Tablet bilgisayarların ne zaman dağıtılacağı yönündeki bir başka soruya Nabi Avcı şu yanıtı verdi:
"İlkokulda tablet vermiyoruz. 3 yıl içinde 10 milyon 600 bin öğrencimize tablet bilgisayar dağıtacağız. Bu sene 675 bin bilgisayar için programımızı yaptık."

Haberin Devamı