AB’ye Brexit tokatı
İngiltere’nin 1973’te Avrupa Topluluğu üyeliğiyle başlayan Avrupa macerası dün son buldu. İngilizler’in yarısından fazlası, AB üyeliğine devam etmeme yönünde oy kullandı. Başbakan Cameron istifa ediyor
Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere tüm dünyanın aylardır merakla beklediği İngiltere’deki AB referandumu, birlik karşıtlarının zaferiyle sonuçlandı.
46.5 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede dün düzenlenen referandumda, seçmenlerin yüzde 52’si, İngiltere’nin AB üyeliğini sona ermesinden yana oy kullandı. Referandumun bağlayıcılığı bulunmasa da, Başbakan David Cameron ve Avrupa Birliği yöneticileri, İngiliz halkının kararına saygı gösterdiklerini açıkladı. Böylelikle İngilizlerin, 1973’te o zamanki adıyla Avrupa Topluluğu olan AB ile maceraları fiilen sona ermiş oldu.
Anket şirketleri, haftalardır AB taraftarlarının ayrılıkçılar karşısında önde gittiğine ilişkin sonuçlar yayınlıyordu. AB yanlısı İşçi Partisi vekillerinden Jo Cox’un geçtiğimiz hafta, AB karşıtı bir kişi tarafından öldürülmesi de, anketlerde ibreyi Brüksel’e çevirmişti. Nitekim referandumun sürdüğü saatlerde yayınlanan anketler de, İngilizlerin AB’de kalmak istedikleri şeklinde yorumlanmıştı.
Rüzgar değişti
Gece yarısında sandıkların kapanmasının ardından ‘hayır’ kampanyasının önde gelen isimleri, Başbakan Cameron karşısında yenilgiye uğradıklarını açıklasalar da, saat 02.00’den sonra gelen sonuçlarla rüzgar ayrılıkçılardan yana esmeye başladı. Sabah erken saatlerde de ayrılıkçıların Brüksel yanlılarını yüzde 4’lük bir farkla geçtiği açıklandı.
Başbakanlığı garantiledi
Başbakan Cameron’ın AB üyeliğini desteklemesinin ardından yaptığı sürpriz çıkışla, Brüksel karşıtı cephenin yanında yer alan eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, sonuçların açıklanmasının ardından yaptığı konuşmada, İngiltere’nin hala Avrupa’nın bir parçası olduğunu vurguladı. Johnson konuşmasında, “Kısa vadede hiçbir şey değişmeyecek. Ancak ülkemizi geri alma yönündeki çalışmalar başlayacak. Bu karar İngiltere’nin bölündüğü ya da artık daha az Avrupalı olduğumuz anlamına gelmiyor. Avrupa’ya sırtımızı dönemeyiz. Avrupa’nın bir parçasıyız. Ortak Avrupa medeniyetini yüceltmek için çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Johnson, yakın arkadaşı David Cameron’ın istifa edecek olmasından dolayı üzgün olduğunu belirtirken, “Cameron iyi bir adamdı” diye konuştu. Siyasi yorumcular, Cameron’dan boşalacak başbakanlık koltuğuna, Muhafazakar Parti’li Boris Johnson’ın oturmasına kesin gözüyle bakıyor. Bahis siteleri de Türk kökenli Johnson’ın başbakan seçilmesine 5’te 2 ihtimal veriyor.
Gençlerin önünü onlar kapattı
Referandum sonuçlarına göre 65 yaş ve üzeri İngilizlerin yüzde 58’i, AB’den çıkma yönünde oy kullandı. 18-24 yaş arası gençlerin ise yüzde 64’ü, AB’den yana olduklarını belirtti. Bu sonuçlara bakıldığında ortalama yaşam süresi beklentisi 16 yıl olan yaşlı kesim, önlerinde yaklaşık 69 yıllık bir yaşam olan genç İngilizlerin Avrupa Birliği’nin sunduğu imkanlardan yararlanma hakkını ellerinden almış oldu. Referandum öncesindeki anketlerde de, yaşlıların ve düşük gelir grubundakilerin AB’den çıkma yönünde oy atacaklarını gösteren sonuçlar çıkmıştı.
% 72
AB referandumuna katılım son yıllardan görülmemiş bir oranda gerçekleşti. Seçmenlerin yüzde 72’sinin sandık başına gittiği açıklandı.
‘Artık dümende ben olamam...’
Referandum öncesindeki son açıklamasında, sandıktan ‘AB’ye hayır’ kararı çıksa da koltuğunu bırakmayacağını söyleyen Başbakan David Cameron, dün referandum sonuçlarının netleşmesinden kısa süre sonra istifa kararını duyurdu. Eşi Samantha ile Downing Sokağı 10 Numara’daki resmi konutunun önüne çıkan cameron, Ekim ayından sonra başbakanlık görevinden ayrılacağını açıkladı.
Ayrılıkçıları başarılarından dolayı tebrik eden Cameron, “Ülkemizin yeni rotasında dümende olmamın doğru olmayacağını düşünüyorum. Yeni bir liderlik gerekecek” diye konuştu. Ekim’deki Muhafazakar Parti Kongresi’ne kadar yeni bir başbakan adayı belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Cameron, AB’yle ayrılık müzakerelerinin de yeni başbakanın seçilmesinin ardından başlatılmasına vurgu yaptı.
İngilizlerin AB’den ayrılma kararına saygı duyulması gerektiğini kaydeden Cameron, “Bu karar hafife alınmamalı ve halkın tercihi yönünde adımlar atılmalı” dedi.
Dünyanın İngiltere’deki referandum sonuçlarını yakından takip ettiğini belirten Başbakan Cameron, “Piyasaları ve yatırımcıları temin ederim ki Birleşik Krallık ekonomisinin temelleri sağlamdır. Hizmetlerin, malların ve kişilerin serbest dolaşımında hemen bir değişiklik olmayacak” diye konuştu.
Başbakan Cameron, geçen yılki genel seçimlerden önce, ülkede artan AB karşıtlarını memnun etmek için referanduma gitme sözü vermişti. Seçimleri kazanmasının ardından referandum tarihini açıklayan İngiliz lider, Brüksel ile yürüttüğü pazarlıkların ardından ülkesinin AB üyesi olarak yoluna devam etmesi yönünde kampanya yürütme kararı almıştı.
‘Beyin göçü’ endişesi var
İngilizlerin Brüksel’le ayrılık kararı, İngiltere’deki akademik çevrelerde de endişeye yol açtı. İngiliz üniversitelerinde görevli çok sayıda AB vatandaşı akademisyenin, gelişmenin ardından ülkelerine geri dönebileceği belirtiliyor. İngiliz üniversitelerinde okuyan öğrencilerin de yaklaşık yüzde 5’lik bölümünü AB vatandaşları oluşturuyor. Ayrılık sonrasında AB kökenli öğrenci sayısının da düşmesinden endişe ediliyor.
İngiliz futbolu tehlikeye girdi
Referandum’dan çıkan AB’den ayrılma kararı, Premier League’de oynayan AB vatandaşı futbolcuları da etkileyecek. Bosman kurallarına göre İngiltere’de forma giymek için çalışma iznine ihtiyacı olmayan AB üyesi futbolcular, bu rahatlıktan bugünkü şartlara göre birkaç yıl daha faydalansalar da, transfer süreçleri Birleşik Krallık AB’den çıktıktan sonra farklı bir zeminde ilerleyecek. Geçtiğimiz sezon Premier League’e kayıtlı 432 AB vatandaşı futbolcu, ayrılığın ardından çalışma izinlerinden mahrum kalacak.
‘27 ülke kaldık dağılmayacağız’
Tarihi referandumu ayrılıkçıların kazanması Avrupa’da deprem etkisi yarattı. Avrupa Birliği’nden peş peşe açıklamalar geldi. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, “Birliğimizi 27 üye olarak korumakta kararlıyız. Başka bir sonuç çıkmasını istediğimizi saklamaya gerek yok. Ne kadar dramatik olduğunun farkındayım” dedi. AP Başkanı Schulz ise, ayrılma kararının domino etkisi yaratacağını düşünmediklerini söyledi. İngiltere’nin AB’den ayrılma kararının kendisinde şok etkisi yapmadığını kaydeden Schulz, böyle bir sonuç çıkabileceğine kendisini hazırladığını belirterek, “Böyle bir sonuca kendimizi hazırladık” ifadelerini kullandı. Karardan büyük üzüntü duyduklarını belirten Martin Schulz, bundan sonra yapılacakları ele almak üzere gelecek hafta salı günü Başkanlar Konferansı’nın olağanüstü toplanacağını açıkladı.
Büyük üzüntü duyuyoruz
Almanya Başbakanı Merkel, İngiltere’nin kararı sonrası kurmaylarıyla bir araya geldi. Merkel ardından basının karşısına geçti. İngiltere’nin verdiği karardan büyük üzüntü duyduklarını söyledi. Başbakan, ‘Dünya büyük bir huzursuzluk yaşıyor. Almanya ile İngiltere arasındaki ilişkilerin dostça sürdürülmesi için çalışacağız’ ifadesini kullandı. Merkel ayrıca, AB Konseyi Başkanı Tusk, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ve İtalya Başbakanı Renzi’nin pazartesi günü Berlin’de bir araya geleceğini ve AB’nin geleceğini masaya yatıracaklarını açıkladı.
‘Frexit’ çağrısı
Fransa’da aşırı sağcılar sonucu sevinçle karşıladı. Kararı ‘Özgürlüğün zaferi’ olarak yorumlayan Marine Le Pen, ‘Şimdi aynı referandumun Fransa’da ve AB üyesi diğer ülkelerde de yapılması gerekir’ dedi.
Şimdi sıra bize geldi
Hollanda’da aşırı sağcı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders, Twitter üzerinden paylaştığı mesajında, ‘İngilizler için yaşasın! Şimdi sıra bizde. Hollanda referandumu zamanı’ diye yazdı.
02:00 paniği
Gece 02:00 sıralarında rüzgarın ‘hayır’a dönmesinin ardından Google’da ‘İngiltere AB’den çıkarsa ne olur?’ ve ‘İrlanda pasaportu’ ifadelerinin aramalarında yüzde 250 artış kaydedildi.
Ülkelerini geri aldılar
ABD’de Cumhuriyetçiler’in başkan adayı Donald Trump, sonuçları İskoçya ziyareti sırasında öğrendi. İskoçlar’ın hemen hemen tamamı AB’de kalma yönünde oy kullanmasına rağmen Trump, ‘Bu sonuç harika. Basitçe söylemek gerekirse ülkelerini geri aldılar’ dedi. Demokratlar’ın adayı Hillary Clinton ve şu anki Başkan Obama, Cameron’ın AB’de kalma kampanyasına destek vermişti.
‘Tek bir kurşun bile atmadan kazandık’
Sandıkların kapandığı dakikalarda yenilgiye uğradıkları açıklamasını yapan, AB karşıtı UKIP partisinin lideri Nigel Farage, kesin sonuçların gelmesiyle birlikte söylediği sözlerle tepki çekti. AB’ye karşı ‘bir kurşun bile atmadan zafer kazandıklarını’ söyleyen Farage, “AB ölüyor. 23 Haziran’ı resmi tatil yapıp ‘bağımsızlık günü’ ilan etmeliyiz” dedi. Farage, destekçilerine yaptığı konuşmada, “Bu, sıradan insanlar için, iyi insanlar için bir zafer olacak” dedi.
‘İskoçların geleceği AB’de’
İngilizlerin AB’den ayrılma kararı, İskoçların bağımsızlık hayallerini yeninden gündeme getirdi. İskoçya Yönetimi Başbakanı ve İskoç Ulusal Partisi (SNP) lideri Nicola Sturgeon’ın ilk tepkisi, “İskoçya, AB’de kalma yönünde güçlü, kararlı bir oy kullandı. Halkımız geleceğini AB’de görüyor” demek oldu. Sturgeon öğlen saatlerinde de kameralar karşısına geçerek “İskoçya’nın iradesi dışında AB dışına itilmesi tablosuyla karşı karşıyayız. Bu demokratik açıdan kabul edilemez” dedi ve ikinci bir referandumun masada olduğunu, İskoç Parlamentosu’nun önümüzdeki günlerde karar alacağını açıkladı. Sturgeon ayrıca AB ile doğrudan görüşmeler yapacaklarını da sözlerine ekledi. Referandum, Kuzey İrlanda’da da benzer tartışmaların fitilini ateşledi. Kuzey İrlanda Yönetimi başbakan yardımcısı ve Sinn Fein başkan yardımcısı Martin McGuinness ilk açıklamasında, birleşik bir İrlanda için referandum istedi.
Jon Snow’u bile vurdu
Tüm dünyada milyonlarca hayranı olan Game of Thrones da referandum sonucundan etkilenecek. Birleşik Krallık’ın parçası olan Kuzey İrlanda’da kurulan setlerde binlerce kişiye istihdam sağlayan ve bölüm başına 10 milyon dolar bütçesi olan dizi AB’nin Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu tarafından para desteği alıyordu.