60 günde neler yaşandı neler?
Türkiye yakın tarihinin en kritik seçimi için yarın sandığa gidiyor. Öyle bir 60 gün geçti ki, sadece içeride değil Avrupa başkentlerinde de tansiyon hiç düşmedi. Diplomatik skandallar, ‘Hayır’ çağrısı yapan Türkçe başlıklar, Apo posterleriyle gösteri yapan PKK’lılar, ‘Erdoğan’ı öldürün’ pankartı açan ırkçılar... Aşağıda 60 günün kısa özeti, sağda değişiklik paketi var. Karar sizin
15 Temmuz darbe girişimi sonrası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla anayasa değişikliği tartışmaları raftan indi. Bahçeli geçen yıl Ekim ayında Meclis’teki grup toplantısında yaptığı konuşmada “Adalet ve Kalkınma Partisi başkanlık sistemiyle ilgili inadını sürdürecekse yine karşımıza iki seçenek çıkacaktır. İlk olarak Ak Parti, hazırda tuttuğu veya üzerinde çalıştığı bir anayasa hazırlığı varsa TBMM’ye getirmelidir. İkinci olarak bu anayasa değişiklik teklifi TBMM Genel Kurulu’nda ya 367 sınırını aşarak kanunlaşacaktır ya da 330 eşiğinin üstünde kalarak referandum yoluyla milletin kararına sunulacaktır” dedi ve fitili ateşledi.
Meclis’te yoğun mesai
- Ak Parti ve MHP’nin üzerinde anlaştığı ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ teklifi, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş tarafından, 17 Ocak’ta 316 imzayla TBMM’ye sunuldu. Ardından teklifin ilk tur oylamaları başladı. Ak Partililer ile CHP ve HDP’li milletvekilleri arasında büyük kavgalar yaşandı. TBMM tarihinde ilk kez kürsü kırıldı, AK Partili Fatih Şahin’in burnu kırıldı, birçok vekil yaralandı. Ardından yapılan gizli oylamaya 354 milletvekili katıldı. İlk tur sonunda paket 344 oyla kabul edildi.
Onayladı ve başlattı
- İkinci tur oylamada ise 339 kabul çıktı. Böylelikle teklif için referandum yolu açıldı. Cumhurbaşkanı teklifi 14’üncü gün onayladı. Artık sandık başına gidilecek tarih ortaya çıkmıştı: 16 Nisan 2017...
- Referandum için 60 günlük kampanya süreci 4 Şubat’ta başladı. Evet için hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan meydanlara indi. MHP lideri Devlet Bahçeli mitinglerini 9 ille sınırladı. Hayır cephesinin lokomotifi ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ydu. Eş başkanları tutuklu olan HDP kampanya yapmadı, sadece birkaç yerde açık hava toplantısı düzenledi.
Tehditler başladı
- Referandum ile ilgili ilk tehdit DEAŞ terör örgütünden geldi. Terör örgütüne bağlı sosyal medya hesaplarından örgüt mensuplarına saldırı talimatı verdi, “Müslümanların hiçbiri seçim sandıklarına gitmesin, evet de hayır da diyen kafir olur’ tehdidi savurdu. Eylem hazırlığında çok sayıda DEAŞ’lı güvenlik güçleri tarafından yakalandı.
- PKK ise 17 Şubat’ta Şanlıurfa Viranşehir’de Savcılar Sitesi’ne bomba yüklü araçla saldırarak, referandum öncesi terör kampanyasını başlattı. PKK’nın lider kadrosu yabancı basına verdikleri röportajlarda ‘Hayır’dan yana tavır koydu.
- DEAŞ ve PKK’dan sonra FETÖ yandaşları ve firarileri, sosyal medyadan ‘Hayır’ çağrısı yaptı.
- Avrupa da referandumda taraf oldu. Almanya, ‘evet’ kampanyası için bu ülkeye gitmek isteyen bakanların programını iptal etti. Ardından Hollanda’nın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ülkeye girişini engellemesiyle başlayan olaylar görülmemiş bir diplomatik skandala dönüştü. Avrupa gazetelerinin Türkçe manşetleri Ankara’da rahatsızlık yarattı. AB ile ilişkiler, tarihin en kötü noktasına geldi...
EVET Mİ HAYIR MI?
1. MADDE
Anayasa’nın 9’uncu maddesinde düzenlenen yargı yetkisine ilkesel bir ekleme yapılması öneriliyor ve yargı yetkisinin, “bağımsız ve tarafsız mahkemelerce” kullanılacağı belirtiliyor.
2. MADDE
Anayasa’nın 75’inci maddesinin değiştirilmesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki sandalye sayısının 550’den 600’e çıkarılması öngörülüyor.
3. MADDE
2709 sayılı Kanun’un 76’ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan ‘Yirmibeş’ ibaresi ‘Onsekiz’ şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan ‘yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar’, ibaresi ‘askerlikle ilişiği olanlar’ şeklinde değiştiriliyor.
4. MADDE
2709 sayılı Kanun’un 77’nci maddesi başlığıyla birlikte şu şekilde değiştiriliyor: Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci oylamada gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde 101’inci maddedeki usule göre ikinci oylama yapılır.’
5. MADDE
Anayasa’nın 87’nci maddesinin değiştirilmesi teklif ediliyor ve “… Bakanlar Kurulu’nu ve Bakanları denetlemek…” görev ve yetkisinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve yetkileri arasından çıkarılması öngörülüyor.
6. MADDE
Anayasa’nın 89’uncu maddesinde yapılması önerilen değişiklik kapsamında; Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geri gönderilen kanunun aynen kabulünün, ancak Meclis “üye tamsayısının salt çoğunluğu ile” mümkün olabileceği öngörülüyor.
7. MADDE
Anayasa’nın 93’üncü maddesinde yapılması önerilen değişiklik kapsamında; ara verme veya tatil sırasında “doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulu’nun istemi üzerine” toplanabilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, bundan böyle yalnızca Cumhurbaşkanı tarafından toplantıya çağrılabileceği belirtiliyor.
8. MADDE
Anayasa’nın 98’inci maddesinde yapılması önerilen değişiklik uyarınca, maddenin “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bilgi edinme ve denetim yolları” olan kenar başlığının Anayasa metninden çıkarılması öngörülüyor.
9. MADDE
Anayasa’nın 98’inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklik uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi bundan böyle ancak “toplumu ilgilendiren bir konuda” Genel Görüşme yapabilecek.
10. MADDE
Anayasa’nın 101’inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklik uyarınca, ancak “doğuştan Türk vatandaşı olanlar” Cumhurbaşkanı seçilebilecek.
11. MADDE
Anayasa’nın 104’üncü maddesi baştan yazılıyor, Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkileri sıralanıyor. Anayasa değişikliğinin 11’inci maddesi “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi”ni düzenliyor. Cumhurbaşkanı’nın yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarabileceği öngörülüyor.
12. MADDE
Anayasa’nın 105’inci maddesi başlığıyla birlikte değiştiriliyor. Teklif uyarınca, Cumhurbaşkanı hakkında bir suç işlediği iddiasıyla soruşturma açılabilmesi ve Yüce Divan yargılamasının yolunun açılabilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çok yüksek nitelikli çoğunluk kararlarıyla (üye tamsayısının salt çoğunluğunun teklifi ve üye tamsayısının üçte ikisinin kabul oyu) mümkün olabiliyor. Bu yöntem, Cumhurbaşkanı’nın görev süresi tamamlandıktan sonra, bu süre içinde işlediği iddia edilen suçlar bakımından da aynı şekilde uygulanmaya devam edecek.
13. MADDE
Anayasa’nın 106’ncı maddesinde yapılması öngörülen değişiklik uyarınca, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra bir veya daha fazla yardımcı atayabilecek. Cumhurbaşkanlığı’nın herhangi bir nedenle boşalması halinde veya Cumhurbaşkanı’nın hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde de “Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Cumhurbaşkanlığına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır” hükmü getiriliyor.
14. MADDE
Anayasa’nın 77’nci maddesi değiştiriliyor, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin beş yılda bir ve aynı günde yapılması öngörülüyor.
15. MADDE
Anayasa’nın 119’uncu maddesinde yapılması öngörülen değişiklik uyarınca, olağanüstü hal ilân yetkisi “Cumhurbaşkanı Başkanlığı’ndaki Bakanlar Kurulu”ndan alınarak, Cumhurbaşkanı’na bırakılıyor.
16. MADDE
Anayasa’nın 146’ncı maddesinde düzenlenen Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı, Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesi’nin kaldırılması ve buralardan Anayasa Mahkemesi’ne üye seçimine son verilmesi neticesinde, 17’den 15’e indiriliyor.
17. MADDE
Anayasa’nın 159’uncu maddesinde düzenlenen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun adındaki “Yüksek” kelimesi madde başlığından çıkarılıyor. Buna ek olarak, Anayasa’nın farklı yerlerinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na yapılan tüm atıfların da bu yeni isimlendirmeye uygun olarak düzeltilmesi öngörülüyor.
18. MADDE
Anayasa’nın 87’nci maddesinin değiştirilmesi teklif ediliyor ve Bakanlar Kurulu’nu ve Bakanları denetlemek görev ve yetkisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve yetkileri arasından çıkarılıyor.
Böyle bir skandal hiç görülmedi
Referandum döneminde kuşkusuz en büyük kriz Hollanda ile yaşandı. Hollanda seçime gidiyordu. Başbakan Mark Rutte ve en büyük rakibi ırkçı Geert Wilders, kampanyalarını Türk karşıtlığı üzerine oturttu. Kriz, Hollanda hükümetinin kampanya yapmak üzere Rotterdam’a gitmek isteyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağına iniş izni vermemesiyle başladı. O sırada Almanya’da bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, karayoluyla Rotterdam’a gitti. Ancak Hollanda terör timleri, Türk konsolosluğu çevresini ablukaya aldı. Bakanın konvoyu durduruldu. Türk korumalar araçlardan indirildi. Time vur emri verildi. Bakan ve beraberindekiler 7 saat boyunca bütün diplomatik kurallar hiçe sayılarak sokakta bekletildi. Türk toprağı sayılan konsolosluğa girişlerine izin verilmedi. Heyetten gözaltına alınanlar oldu. 7 saatin sonunda Bakan’ın aracı, polis eşliğinde sınırdışı edildi. Türkiye, Hollanda’ya nota verdi.
7 saat boyunca sokakta kaldılar
Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, skandal geceyi “Vatan toprağı sayılan konsolosluğun 30 metre ilerisinde 7 saat bekledik. Cumhurbaşkanımız ‘Artık dönebilirsin’ demeseydi orada ölecektim ve oradan ayrılmayacaktım” sözleriyle anlattı.
Köpekli saldırı
Burası Hollanda... 11 Mart gecesi... Hollanda polisi, Rotterdam’daki Türk Konsolosluğu‘na gitmeye çalışan Türkler’e cop ve köpeklerle müdahale etti. Köpeğin, Hüseyin Kurt adlı gurbetçiyi baldırından ısırırken çekilen bu kare, o gece yaşanan diplomatik skandalın simgesi oldu. Hollanda gazetesi De Telegraaf bu karenin altına ‘Burada patron biziz’ manşeti attı. Hem Türk hem Hollanda vatandaşı olan Hüseyin Kurt, ‘O manşet canımı daha çok yaktı’ dedi. Şimdi Türkiye’de, tedavisi sürüyor.
‘KILL ERDOĞAN’ PANKARTI
Burası İsviçre’nin Bern kenti. Tarih 5 Mart. Ağırlığını PKK’lıların oluşturduğu grup Hayır mitingi yapıyor. Siyah dev bir pankartta, Cumhurbaşkanı Erdoğan başına silah dayanmış halde gösteriliyor, altında ise “Erdoğan’ı kendi silahıyla öldürün” yazıyor. Terörist ve Diktatör Erdoğan sloganları atılıyor. Parlamento Meydanı’ndaki bu skandal pankart, iki ülke arasında diplomatik skandala yol açtı. Ankara izahat istedi, İsviçre ‘soruşturma’ açtı. Ancak o soruşturmadan bir sonuç çıkmadı.
ONLARA İZİN VAR
Almanya, Türk bakanların programlarını güvenlik gerekçesiyle iptal ederken, PKK’lı gruplara her türlü izni verdi. Üstteki fotoğraf, Frankfurt’tan. Abdullah Öcalan’ın fotoğrafları ve PKK bayrakları taşıyan yaklaşık 9 bin kişi, ‘Hayır’ dedi. Köln’deki gösteriye Kandil’den Cemil Bayık ‘canlı’ bağlandı.
Manşetlerde hep Türkiye
İsviçre’de yayın yapan ulusal gazete Blick, 12 Mart günü tarihinde ilk kez Türkçe manşetle çıktı: ‘Türkiye’de hayır oyu kullanın...’ Blick’ten sonra bu kez Almanya’nın en çok satan gazetesi Bild, 27 Mart’ta Almanca ve Türkçe ‘Atatürk yaşasaydı hayır derdi’ başlığını attı. Ayrıca Erdoğan’ı hedef alan bu kez Almanca ‘Almanya’da istenmiyorsun’ manşetiyle dikkat çekti. Avrupa’nın önde gelen gazete ve dergileri Türkiye’nin demokrasiden Erdoğan diktatörlüğüne geçtiğini öne süren yorumlar kaleme aldı. Stern dergisi Erdoğan için ‘Şantajcı’ diye kapak yaptı.