Gazete Vatan Logo

52 milyon seçmenin listeleri...

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından partilere dağıtılan seçmen listelerinin, Rusya'da hacker'ların elinde olduğu iddia edildi.

KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır, "Şu andaki uygulama, 54 milyon seçmeni bir CD'de bir partiye veriyorsunuz. Yani şu anda Rusya'da bilgisayar hackerlarının elinde Türkiye'deki 54 milyon vatandaşın kimlik numarası, adresi, adı, soyadı, baba adı bilgisi vardır. Yani hepimiz adına kredi kartı üretebilir Rusya'daki hackerlar. Nitekim de yapıyorlar." dedi.

Buna örnek olarak, 2011 seçimlerini veren Ağırdır, "2011'de ilk bu yasada düzeltme yaptılar. YSK, partilere CD'de o zamanki 52 milyon listeyi verdi. Bazı partilerimiz 'hileli oluyor aman hangi sandıkta oy kullanacağınızı bilin, benim internet sitemden bakın sandığınıza' yaptı. Ve o partinin bilgisayar sisteminde antivirüs yazılımları yoktu. Hackerlar daha iki saatte bütün 54 milyonluk listeyi indirdi. Şu anda Türkiye'nin 52 milyon seçmeninin listeleri Rusya'da hackerların elinde." şeklinde konuştu.

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 'Demokratikleşme Paketi'ni açıkladığı basın toplantısında, seçim sisteminin değişmesine yönelik sunduğu üç teklifi analiz ederek, yeni öneriler hazırladı. İPM, Ankara Divan Otel’de bir toplantı düzenleyerek, yeni seçim sistemi üzerine önerilerini paylaştı. Toplantıya, İPM Direktörü Fuat Keyman ile KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır konuşmacı olarak katıldı.

"SİYASİ PARTİLER KANUNU REFORME EDİLMELİ"

Toplantıda konuşan İPM Direktörü Keyman, Başbakan Erdoğan’ın üç önerisini dikkate alarak yoğun bir araştırma yaptıklarını anlatarak, önerilerini, “Siyasi Partiler Kanunu’nun reform edilmesi gerekiyor. Üyelik sisteminin değiştirilmesi ve güçlendirilmesine dönük öneriler var. Bizim iki genel önerimiz var; seçim sisteminin muhakkak yüzde 3 ila 5 barajı arasına nispi temsilde olması ya da milletvekili sayıları artırılmış bir daraltılmış bölgeye doğru gidilmesi.” şeklinde özetledi.

KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır ise geçtiğimiz hafta içinde gerçekleştirilen programda yaptığı konuşmada, siyasi partilerin bazı değişiklikler üzerinde mutabık olmalarına rağmen neden ileriye dönük adımlar atamadıklarına dair düşüncelerini paylaştı.

Bekir Ağırdır, teknik mesele açısından bir diğer sorunun da şeffaflık ve güvenlikten kaynaklandığını ifade etti. Partilerin, YSK'dan seçmen listelerini alabildiklerinin altını çizen Ağırdı, "Bana soruyorsanız bu şeffaflık falan diyoruz ya, bu sağlıklı bir yol değildir. Şunun için değildir. Şu andaki uygulama 54 milyonu seçmeni bir CD'de bir partiye veriyorsunuz. Yani şu anda Rusya'da bilgisayar hackerlarının elinde Türkiye'deki 54 milyon vatandaşın kimlik numarası, adresi, adı, soyadı, baba adı bilgisi vardır. Yani hepimiz adına kredi kartı üretebilir Rusya'daki hackerlar. Nitekim de yapıyorlar." dedi.

"52 MİLYON SEÇMENİN LİSTELERİ RUSYA'DA HACKERLARIN ELİNDE"

Bunu önlemenin, bu teknolojik sorunu önlemenin siyasi yollarının üretilmesi gerektiğini altını çizen Ağırdır, "Teknik sorunları siyasi probleme eşlememiz lazım. Bunu partilere vermenin yolu ancak ilçe ilçe olabilirdi. Evet bir parti uğraşırsa birleştirir hepsini ama yine de pratik olarak ilçe ilçe verilebilirdi. Halbuki ne oldu, bu bir somut bilgidir. 2011'de ilk bu yasada düzeltme yaptılar. YSK partilere CD'de o zamanki 52 milyon listeyi verdi. Bazı partilerimiz 'hileli oluyor aman hangi sandıkta oy kullancağınızı bilin benim internet sitemden bakın sandığınıza' yaptı. Ve o partinin bilgisayar sisteminde antivirüs yazılımları yoktu. Hacker'lar daha iki saatte bütün 54 milyonluk listeyi indirdi. Şu anda Türkiye'nin 52 milyon seçmeninin listeleri Rusya'da hackerların elinde. Şimdi şeffaflık diye, uzay boşluğunda tekniğini bilmeden güvenlik meselesini düşünmeden yapılan bazı işler de amaçlananın tersine sonuçlanıyor." diye ekledi.

Bu üçüncü problem, bu teknik açıdan bilgisizliği çok ciddi bir şekilde gözlediklerini belirten Bekir Ağırdır, "STK'lar da hatta partilerin kendileri de bu konuda ciddi bir bilgisizlik içindeler. Hem teknolojiler konusunda hem bu teknolojilerin ürettiği problemler ve imkanlar konusunda. Siyasi bir itiraz aslında belki de teknik bir çözümle halledilecek. Ama biz teknik sorunlarla siyasi sorunları aynı anda tartıştığımız için de teknik olanları bile çözemiyoruz." şeklinde konuştu.

"MİLLETVEKİLİ SAYISI YÖNTEMİ PROBLEMLİ"

Araştırma kapsamında, tartışma ve toplantılardan sonra ortaya çıkan öneriyi ise Ağırdır şöyle paylaştı: "Bizim bu projeden tartışma ve toplantılardan sonra şöyle bir öneri noktasına geldik ki bir seçim sistemimiz, YSK dahil daraltılmış bölge ya da dar bölge dahil hatta aslında hangi seçim çevresine kaç milletvekili çıkacağı hesaplamaları dahil.. Şu andaki yöntem problemli, şu anda 550 milletvekili önce 81 ile birer tane yazıyorsunuz. Sonra onu her ilin nüfus oranına göre en küçüğü bile bir olmak üzere birer daha yazıyorsunuz. Bayburt veya Hakkari minimum 2 oluyor. Bayburt ve Hakkari'de 30 bin oyla bir milletvekili seçiyoruz, İzmir ve İstanbul'da 105 bin oyla bir milletvekili seçiyoruz. Daha bu hesaplamanın bile düzeltilmesi lazım. O yüzden bu partiler arasındaki psikolojik güven sorunlarını dikkate alarak bizim önerimiz; bütün bu seçim hukukunun hepsini her şeyi bir arada tartışalım ve bütünlüklü bir reform paketi halinde konuşalım. Her yaptığımız kanun maddesine bir düzeltme eklemek sürekli problem üretiyor. Sürekli yama başka bir hale dönüşmüş durumda. Bu tartışmanın teknik bir mesele olduğunu siyasi tercihin temel olarak şeffaflık, güven ve temsiliyet olduğunda mutabık olup, geri kalanın teknik bir mesele olduğunda mutabık kalıp, teknik meseleyi uzmanlarıyla konuşarak halletmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Bu yeni anayasa sürecini canlı tutmamız gerekiyor. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, bizim var olan yönetim sistemimiz tümüyle bu merkeziyetçi yapıyı tümüyle tersyüz etmeden bu problemlerin süreceği açık. Parti adaylarının en azından ön seçimle seçilmesi, partilerin hesap verebilmesi, Sayıştay'a karşı partilerin istedikleri kendi örgütlenme modelini uygulayabilmeleri, tek tip model olmaması gibi bir dizi önerimiz var."

Şimdi konunun bu önerileri kamuoyunda tartışabilir saymak, bir yandan da partilere lobicilik yapıp bu önerileri sunmak olduğunu belirten Ağırdır, partilerin kapılarını çalmaya başlayacaklarını ifade etti.

Haberin Devamı