Eğer 7 Haziran'da oluşan tablo bu çerçevede olursa, ülke için kritik olan şey seçimlerde kimin kaç oy alıp almadığı değildir. Her bir partinin ve Cumhurbaşkanı'nın 8 Haziran sabahı bu tabloyu nasıl okuduğu, bugünkü irrasyonel siyaset anlayışında ne kadar ve nereye kadar değişiklik yapıp, yapamayacağı geleceğimizi belirleyecektir.
ÖZER SENCAR/METROPOLL
AKP'nin 8-11 Mayıs tarihlerinde yaptığımız son araştırma sonuçlarına göre oy desteğinin %43 seviyesinde olduğunu görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından Eylül 2014'te bu destek %50 seviyesindeydi. AKP Eylül'den itibaren azalan en düşük oy seviyesini %41,7 ile Mart ayında gördü. Nisan (42,5) ve Mayıs (42,8) aylarında ise oy oranını tekrar arttırmaya başladı.
CHP: AZDA OLSA OYU ARTTI AMA YÜZDE 30'UN ÜZERİ ZOR
CHP'nin 8-11 Mayıs tarihlerinde yaptığımız son araştırma sonuçlarına göre oy desteğinin %27 seviyesinde olduğunu görüyoruz. Eylül ayından bu yana CHP'nin oy desteğinde büyük bir değişiklik görülmemektedir fakat göze çarpan gelişme CHP'nin özellikle ön
seçimler ve seçim bildirgesinin açıklanmasının ardından kararsız ve partilerinden memnuniyetsiz olan kendi seçmenlerinin parti bağlılıklarını arttırdığıdır. CHP'nin oy oranını hedeflenen üzere %30 üstüne taşıma ihtimalinin olmadığı görülmektedir.
MHP: SÜREÇTEN RAHATSIZ AKP'LİLERİN İLK DURAĞI
MHP'nin Mayıs ayı araştırma sonuçlarına göre oy desteğinin %17 seviyesinde olduğunu görüyoruz. Eylül 2014'te %13 seviyesinde olan MHP oylarının önce 6-7 Ekim Kobani olaylarının ardından %16 seviyesine ve Dolmabahçe mutabakat metninin okunmasının ardından tekrar Mart ayında %18 seviyesine kadar yükseldiği görülmektedir. MHP'deki bu oy artışı, MHP'nin yürütmüş olduğu seçim kampanyasından öte, süreçten rahatsız olan milliyetçi-muhafazakar AKP'li seçmenlerin gidecekleri ilk durağın MHP olmasıyla bağlantılıdır. AKP'den MHP'ye yönelen bu oy kaynağı MHP'nin etkili olamadığı durumda ve/veya AKP'nin geliştireceği söylemlerle evine geri dönebilir. Nitekim, 2011 seçimlerinde kaset suçlamaları ve baraj tehlikesi nedeniyle seçimlerden bir ay önce gerçekleştirilen araştırmalarda %17 seviyesine ulaşmış MHP oyları Erdoğan'ın etkili söylemleriyle %13 seviyesine gerilemiştir.
HDP: DİYANET KAYBETTİRDİ, BOMBALAMA TEKRAR TOPARLAYABİLİR
HDP'nin son araştırma sonuçlarına göre oy oranı %9,2 olarak görülmektedir. 2011 seçimlerinde %6,6 seviyesinde oy almış HDP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde %10 barajını zorlamış, söylemleri ve göz ardı edilemeyecek Selahattin Demirtaş etkisiyle de Eylül'den bu yana bu oy desteğini az çok korumayı başarmıştır. Eylül 2014'te %8 seviyesinde olan HDP oy oranı Nisan ayında %10,2 seviyesine yükselmiş ve Mayıs ayı itibariyle %9,2 seviyesine gerilemiştir. 2011'de %6 seviyesinde olan bu oy artışının kaynağını %10 barajı nedeniyle Kürt hareketinin demokratik zeminde temsil edilememesi endişesi taşıyan %3 seviyesinde AKP'li muhafazakar Kürt seçmenler ve HDP'nin yürütmüş olduğu Erdoğan karşıtlığı üzerinden stratejik oy verme eğilimde olan seçmenler oluşturmaktadır. HDP'ye yönelen bu oy desteğinin Mayıs ayında gözlenen 1 puanlık düşüşünün nedenini özellikle HDP'nin Diyanet ve Demirtaş'ın "Taksim-Kabe" açıklamalarında aramak anlamlıdır. Yapılan bu açıklamalar özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından din merkezli bir kampanyaya dönüştürülmüş ve görünen o ki, bir grup AKP kökenli ama bu seçimde çeşitli gerekçelerle HDP'ye oy verme eğilime sahip seçmen üzerinde etkili olma potansiyeline sahip olmuştur. Ayrıca Erdoğan ve AKP karşıtlığı üzerinden HDP'ye yönelmiş stratejik oy kullanma eğilimindeki seçmenin de oy tercihi kesinleşmiş görünmemektedir. Anlaşılan o ki; HDP seçime baraj riskiyle girecektir.
Ancak şunu eklemek gerekir ki, son bombalı saldırılar Diyanet tartışmaları ile kaybedilen seçmen kitlesini yeniden HDP'ye çekebilir. Bu durumun etkilerini önümüzdeki araştırmalarda daha net görebiliriz.
İHSAN AKTAŞ/GENAR
PARTİLERİN DURUMU NASIL?
Partilerin durumuna gelecek olursak, AK Parti toplum oyunun yarıya yakınını elinde tutmayı başarmış durumdadır. Yapmış olduğu hizmetleri ekonomiye getirdikleri istikrarı ülkenin bu günkü şartlarını anlatarak oylarını muhafaza etmeye çalışıyorlar. Seçimin başlangıç günlerinde toplumun yeni taleplerine algılanmakta zorlanmış gözüktü fakat bugünlerde yeni toplumun yeni taleplerine hızlı bir şekilde adapte olmuş gözüküyor.
CHP bundan önceki seçimlerde yaptığının hilafına seçime ekonomik vaatler, emekliler, çalışanlara vaat ettikleriyle girdi. Başlangıçta AK Parti'nin çıkışlarıyla popülerlik kazanan kampanya gün geçtikçe sıradanlaşmaya başladı. Küçük partilerin devreye girerek artarda asgari ücret, emekli maaşı açıklamaları bir bakıma CHP kampanyasının da sulanmasına sebep oldu Haydar Baş örneğinde olduğu gibi.
MHP, CHP'ye benzer politikalar ortaya koymakla beraber herhangi bir siyasi söylem geliştirmeden oy devşirme pozisyonu yakalamıştır. Siyaset gündeminde HDP konuşulup tartışıldıkça MHP gündeme gelmektedir. MHP'nin vaatlerinden ziyade tutmuş olduğu pozisyon kendisine oy kazandırmaktadır.
HDP, çözüm süreci ile başlayan tartışmalarda terörden kendisini ayrıştırmış gözüken HDP ilk başlarda AK Parti'nin dindar tabanından oy almaya başladı. CHP'nin Alevi yoğunluklu bir liste çıkarması Batı'dan HDP'ye kayan oyları durdurmuştur. HDP için tek çıkar yol AK Partili dindar seçmene yönelmek kalmıştır ki ortaya atılan iddialı din ve diyanet tartışmaları dindarların HDP'ye olan ilgisinde soru işaretleri oluşturmuştur.