28 Şubat'ın kilit ismi konuştu

.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde düzenlenen "Siyasette Kadın Olmak" başlıklı konferansa katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile MHP Milletvekili ve TBMM Başkan Vekili Meral Akşener, basın mensuplarının 28 Şubat soruşturması kapsamında dün gerçekleştirilen gözaltılara ilişkin sorularını yanıtladı.
DEVRİN EMNİYET GENEL MÜDÜRÜ ALAADDİN YÜKSEL BUGÜN ANKARA VALİSİ’DİR
28 Şubat’ın yaşandığı dönemin İçişleri Bakanı olan Meral Akşener, konuya ilişkin olarak, "Soruşturmanın bugün ikinci günü. Ben izliyorum. Ama hayırlı bir adım. Yargılanma konusunu çok başından beri dillendiren bir insanım ben, çok uzun zamandır, yani bugün değil. Dolayısıyla olumlu bir adım olarak görüyorum. Ama ilerlemesini, çünkü yargı götürüyor işi, ilerlemesine bakacağız, izleyeceğiz. Diğer taraftan Sayın Bakan da buradayken, dikkat çekmek istediğim iki konu var. Birincisi, 28 Şubat’ın işbirlikçileri vardı. Bu işbirlikçilerin bir kısmı o gün en şiddetli şekilde alkışlayanlar bu 28 Şubat sürecini, bir kısmı nedamet getirdiğini söyleyip, şu anda sosyal ve yazın hayatımızda baş tacı ediliyorlar. Şimdi Sayın Çevik Bir de ’Ben nedamet getirdim, özür dilerim’ dediği zaman baş tacı edilecek midir, Çevik Bir ve arkadaşları? İkincisi yargı mensuplarının 8 dakika, yargı mensuplarının brifinge gitmeleriyle ilgili, korkmuşlardır, gitmişlerdir, o an bir şey demiyorum, ama 8 dakika ayakta alkışlayan bu yargıçların bugün hangi görevleri, hangi kararları verdiğini doğrusu bilmek isterim. Üçüncü uyarmak istediğim konuysa, o da şudur, o dönemde devlet bürokrasisinin içinde işbirlikçileri vardı, bu işbirlikçilerin bugün hangi konumlarda olduklarını merak ediyorum. Örnek vermek gerekirse, Refah-Yol Hükümeti’nde 28 Şubat’ta en derin krizlerden birisini çıkaran devrin Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel bugün Ankara Valisi’dir. Dolayısıyla bu tür arkadaşlara dikkat çekmek isterim. Bu soruşturmanın, yargı konusunun çok dikkatli bir takipçisi olacağım. Ama hayırlı bir adım olarak görüyorum" diye konuştu.
HALIMIZIN ALTINDAKİ BÜTÜN TEMİZLİĞİ YAPMAK DURUMDAYIZ
Fatma Şahin ise "Başkanım o süreci yaşadı. Biz de o süreçte bir vatandaş olarak bütün bedellerini ödedik. Yakın tarihle yüzleşmeden hukuk devleti olunmaz. Adaletli, ileri demokrasiyi yakalamış bir Türkiye Cumhuriyeti olacaksak, yakın tarihimizdeki halımızın altındaki bütün temizliği yapmak durumdayız. Bugün bu gündür ve bu günü adaletli, toplumun vicdanını rahatlatacak şekilde yönetmemiz ve bundan sonraki süreci ona göre takip etmemiz gerekiyor. Ben de çok önemsiyorum. Mutlaka buradan başarıyla çıkılması gerkiyor" dedi. Soruşturmanın sadece askerle sınırlı kalmayıp, ilerlemesi konusunda ise Şahin, "Halının altında ne varsa, hiç bir şeyden korkmamak lazım" dedi.
"YAĞLI KAZIK" TEHDİDİ
Akşener, ”Batı çalışma gurubuyla ilgili olarak bir belgeyi o dönemde verdiğiniz ve daha sonra bugün ’Bir Numara’ olarak gösterilen Çevik Bir’in bir yağlı kazık tehdidini size ilettiği hala söylenir? Bu tehditle ilgili olarak
düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?” sorusunu da şöyle cevaplandırdı:
”Kem söz sahibine aittir. Atalarımızın böyle güzel bir sözü var. Dolayısıyla o günler de kötü günlerdi. Doğrusu bana kimse talimat verebilme hadsizliğini gösteremedi. Esas olan o. Ben talimat almadım, talimat verme gibi hadsizlikte kimse bulunamadı. Şimdi onun getirdiği bazı çirkinlikler yaşanmıştır. Ben de o konuyla ilgili olarak, kendi tarafımdan gereğinin yapıldığını düşünüyorum.”
DÖNEMİN REFAH PARTİSİ MİLLETVEKİLİ DE KONUŞTU
Kapatılan Refah Partisi’nin Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Çelik, 28 Şubat soruşturmasıyla ilgili ”Kendilerini anayasa yerine koyup beni 5 yıl siyasi yasaklı kıldılar. Yurt dışında 3 yıl sürgünde kaldım. İnşallah adalet, yaptıklarının hesabını onlara ödetecektir” dedi.
28 Şubat sürecinde yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Çelik, ”28 Şubat soruşturması ve Şanlıurfa’nın düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü dolayısıyla iki bayramı bir arada yaşadığını” söyledi.
Çelik, 28 Şubat sürecinde insanların maddi ve manevi her şeyine el koyan zihniyetin bugün adaletin pençesinde olduğunu ve bu kişilerin adil bir şekilde sorgulanacaklarını düşündüğünü ifade ederek, ”Dava açılınca müdahil olacağım. 28 Şubat’ta yaptıkları yanlarına kar kalmayacak. Çünkü o gün insanlara kan kusturanlar, bugün adaletin pençesinde” diye konuştu.
Kendisinin o dönemin mağdurlarının başında geldiğini savunan İbrahim Halil Çelik, şöyle konuştu:
”Kendilerini anayasa yerine koyup 102. Maddeyi değiştirip beni 5 yıl siyasi yasaklı kıldılar. Yurt dışında 3 yıl sürgünde kaldım. İnşallah adalet, yaptıklarının hesabını onlara ödetecektir. Adalet her insan için her gün lazımdır. Dün yaptıklarının karşılıksız kalacağını sananlar bugün adaletin önünde terler dökecek ve gerekli cezayı alacaktır.”
İbrahim Halil Çelik, 1984-1991 yılları arasında Şanlıurfa Belediye Başkanlığı görevini yürüttükten sonra 1995 yılında yapılan genel seçimlerde aday olduğu Refah Partisi’nden Şanlıurfa milletvekili seçilmişti.
Yaptığı iddia edilen konuşmalar nedeniyle Anayasa’nın 84. maddesi gereğince 1998 yılında milletvekilliği sona eren Çelik, o tarihten sonra yurt dışına çıkmıştı.